''HAYDİ NATO KANDİL'E!''

2 Temmuz 2010 11:13 tsi
Bu ülkede “Türk askeri göreve” diye pankart taşıyan bir sürü insan cezaevine atıldı.Ama “Amerikan askeri göreve!” diye siyaset yapanlar ‘büyük devlet adamı’ payesi ile onurlandırılıyorlar.

Haydi NATO Kandil’e!  

 Başbakan Erdoğan, ABD’den Kandil Dağı merkezli PKK saldırılarına destek istemek için “Biz sizin için Kabil’e gittik, siz de bizim için Kandil’e gidin!” diye güzel bir kafiyeli talepte bulunmuş.
Kafiye diyorum, zira bu talebin en güzel yanı ‘kafiyeli’ oluşu: Biz Kabil’e, sen Kandil’e!
Oh ne güzel ne güzel!
Başbakan bir şeyi unutuyor: ABD zaten Kandil’de! Her türlü desteğiyle Kandil’de. Bu sütunda yazdık tekrar hatırlatalım:
PKK itirafçısı Rıdvan Şener’in teslim olduktan sonra verdiği ifadeden bir bölüm: “Kandil Dağı’ndaki Kortek Kampı’na 28 Aralık 2006 günü 3 adet zırhlı paletli Amerikan askeri aracı geldi. Araçlar, Süleymaniye tarafından sadece paletli arazi araçlarının geçebileceği yerden geldi. ABD’li askerlere ait olan bu araçlar kamp alanına ulaştığında 100’er adet M–16 marka Amerikan piyade tüfeği bulunan 3 adet sandık bıraktılar. Silahların tümüne dürbün ve bombaatar takılıydı. Bizzat elime alarak kontrol ettim. Araçlardaki şahıslar ise askerî üniformalı, siyah gözlüklü, kafalarında kask vardı. 6 Amerikan askeri kampa gelmişti. Hepsinin üniformasında ABD bayrağı vardı. Askerlerden 4’ü sandıkları alana indirdi. Sonra araçların başında beklediler. İkisi PKK yönetiminin bulunduğu taştan örülü, üstü naylonla kapalı barakaya giderek Hakkari bağımsız milletvekili adayı Hatem İke’nin kardeşi olan sözde Tabur Komutanı Kawa ve Şıvan kod adlı teröristle 10 dakika görüşüp tekrar araçlarla geldikleri istikamete geri döndüler. Amerikalılar gidince Kawa kod adlı terörist bizleri alana toplayarak gelen araçlardaki şahısların Amerikalı olduğunu, gördüğümüz araçları ve şahısları kimseye anlatmamamız yönünde bizi uyardı. Kampa getirilen silahların bir kısmı üst düzey yöneticilere, kalan kısmı İran’a karşı savaşan PJAK’a gönderildi”. (Batının Kanatları Altında PKK, Muharrem Bayraktar, s.279)
Ey başbakan!
İşte “Kandil’e gelin, biz sizin için Kabil’e gittik” deye çağırdığınız ABD bu.
ABD yıllardır Kandil’de! Silah yardımıyla, para yardımıyla Kandil’de.
ABD ne için Kandil’e çıktığını çok iyi biliyor ama siz hala ne için bu ‘kalleşlerle’ dost olduğunuzu bilemiyorsunuz.
Kaldı ki Kandil Dağı’na NATO’yu çağırdığınız an olay uluslararası bir boyut kazanacak. NATO diye çağırdığınız ülkelerin çoğu de PKK ile sıkı fıkı ilişkiler içinde. Burnunuzun dibine NATO’yu çağırdığınız zaman, onlar sizi PKK’ya karşı korumaz, PKK’yı size karşı korur!
Askere verin yetki, bırakın Kürt açılımı masalını, ani baskınla Kandil’i darmadağın edin, tampon bölge oluşturun, “NATO’yu yardıma çağırma acizliğinden de kurtulun.”
Türk askerinden umut kesip Amerikan askerine, uluslararası gücün askerlerine bel bağlamayın.
Türk askeri bu sorunu çözer. Ama sizin askere güvenmeniz şart. Her gün gazetelerde “PKK, devletle–askerle iç içe” diye işkembeden atma yorumlar yapılırsa, PKK her baskın yaptığında “aslında baskını PKK yapmadı, derin devlet yaptı” gibi PKK’lılara bile göbeklerini çatlatırcasına kahkahalar attıran yazıların yazıldığı bir ülke haline gelmişsek size ancak NATO’yu göreve çağırmak düşer.
En son ABD askerlerinin Irak’a girişine destek vermiştiniz “nur gibi bir Kuzey Kürdistan” kuruldu.
Şimdi de Kandil’e NATO’yu çağırın “NATO’nun kanatları altında Güneydoğu Kürt Federasyonu’nu” oluştursunlar.
Hadi bakalım az kaldı.
Bu ülkede “Türk askeri göreve” diye pankart taşıyan bir sürü insan cezaevine atıldı.
Ama “Amerikan askeri göreve!” diye siyaset yapanlar ‘büyük devlet adamı’ payesi ile onurlandırılıyorlar.
Ne yapalım, bizim aklımız böyle derin işlere ermez. 
 
Muharrem Bayraktar- Yeni Mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10002909&tarih=2010-07-02

Bu haber 791 defa okundu.