En Sıcak Konular

EDİBALİ: ''ANAYASA DEĞİŞİKLİK PAKETİ ÜLKE İÇİN VAHİM TEHLİKELER TAŞIYOR!''

5 Mayıs 2010 18:27 tsi
EDİBALİ: ''ANAYASA DEĞİŞİKLİK PAKETİ ÜLKE İÇİN VAHİM TEHLİKELER TAŞIYOR!'' Edibali: ''Söz konusu değişiklik Parlamento’da çoğunluğu elinde bulunduran partiye, yani AKP’ye Yargı’nın yeniden düzenlenmesinde mutlak olmasa da büyük ölçüde üstünlük veriyor'' dedi.

Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali,AKP'nin Anayasa Değişikliği Paketi ve Ermeni Sorunu ile ilgili yazılı açıklama yaptı:

İşte o açıklama:

"ANAYASA DEĞİŞİKLİK PAKETİ ÜLKE İÇİN VAHİM TEHLİKELER TAŞIYOR!"

"Metz Yeghern “Soykırım mı” demek oluyor?
Bu yazı yayına hazır hale getirilirken baktığımızda Nisan ayının son yarısını dolduran olaylar.
 
Milli Hakimiyet ve Çocuk Bayramı kutlamalarının yankıları, ve özellikle Sayın Başbakan’ın bir milli hakimiyet ve iktidar yorumu ve iktidarın ne pahasına olursa olsun kabul ettirmeye çalıştığı Anayasa Değişikliği paketi tartışmaları Türkiye’nin gündemini doldurmuş görünüyor.
Keza, ihtilalci Ermeni örgütlerinin, emperyalist devletler tarafından ‘Demoklesin kılıcı gibi’ Türkiye’nin başının üzerinde sallandırılma gayretlerinin ne şekil alacağı meraklı bekleyişi…
Önce yeni bir anayasa derken o hayalden uyanmış bulunan iktidarın bir Anayasa Değişikliği paketine razı olması Nisan ayını doldurmuş.
Açılım, saçılım, kaçılım kampanyası, Türkiye’nin milli ve tarihi kimliğinden Türk-İslam kimliğinden rahatsız olan, hatta kin besleyen odaklarını kışkırtan, şımartan “milliyetsizleştirme ve kimliksizleştirme” macerasına dönüştü.
Ve bu sorumsuz eylemin acıklı ve kanlı meyveleri şehitlerimizin sahipsizliğinin verdiği acı artarken iktidardakiler neyle meşgul, neyle ilgilenmekte sorusu akıl ve vicdan sahibi herkesin sorusu.

Kısaca yukarda özetleye geldiğimiz bu memleket meselelerini imkan ölçüsünde daha ayrıntılı inceleyelim…

ERMENİSTAN AÇILIMI DONDU KALDI! PROTOKOLLERİN İMZALANMASI ERTELENDİ?

Türkiye’nin uzunca bir süreden beri sancısı olan ihtilalci Ermeni örgütlerinin çirkin iftirası, “Türkiye’nin 1. Cihan Savaşı esnasında soykırım yaptığı” mesnetsiz yalanı, Hüseyin(?!) Obama’nın 24 Nisan konuşmasında ne şekilde yar alacak bekleyişi içinde geçti. Barak Obama’nın konuşmasına odaklanan kulaklar ve gözler gene üzüntü ve iç burukluğu yaşadı. Obama Ermenice “büyük felaket” anlamına gelen ve soykırım kastedilen ibareyi kullandı, ama soykırım demedi?!..
Türkiye ile Ermenistan arasında yine Obama’nın telkin ve tavsiyesi ile hazırlanmış olan ikiz protokollerin, Ermenilerin Türkiye’yi sonradan “Karabağ şartını ileri sürmek ithamı ile” Ermenistan Parlamentosu tarafından onaylanmasının ertelenmesi, üzerine Tayip-Davutoğlu ikilisinin “Ermenistan açılımı” da dondurulmuş oldu. Komşularla sıfır ihtilaf hedefi, ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ hedefinin cüce bir taklidi olarak kaldı…
Pek çok kere rastladığımız gibi, Sayın Başbakan Obama’nın 24 Nisan konuşması tahmin ve teminatı fos çıktı. Ama hiç bir muhalifin bile söylemek istemediği sitemleri söyleyerek yüreğinin öfkesini boşalttı. Halbuki siyaset alınan sonuçlara göre değerlendirilir. Sonuç alıyorsan takip ettiğin siyaset yararlı bir siyasettir. Sonuç alamıyorsan, konuşmaya boş konuşma denir. Bu ölçülere göre Sayın Başbakan’ın esip, gürlemesinin boş konuşma olduğu açık… Sayın Başbakan’ın dostu, meslektaşı ve omuzdaşı Obama’ya…
Obama Başkan seçilmeden önce Amerikan kamuoyuna yaptığı konuşma doğrultusunda konuştu. Soykırım demedi ama aşağı yukarı aynı mana kastedilen ‘metz yeghern’ demekten de vazgeçmedi. Ve Sayın Başbakan’ın abartılan prestijinin, ABD’nin Türkiye’nin beklentilerine cevap vermesi için yeterli olmadığı bir kere daha ortaya çıkmış oldu. Benzer konuşmaları rahmetli Özal yapar mıydı hatırlayamıyoruz, ama onun da ABD Başkanı üzerindeki propaganda edilen itibarının Türkiye’de halkı kandırmak amacıyla söylendiği yıllar sonra görülüyor.

SAYIN BAŞBAKAN’IN SİYASAL FANTAZİLERİ…

Sayın Başbakan, ‘milli irade’ kavramını doğru anlamak zorundadır!..
Söz 23 Nisan Milli Hakimiyet ve Çocuk Bayramı’ndan açılmışken, ‘milli hakimiyet’ ve ‘milli irade’ kavramlarının Sayın Erdoğan tarafından nasıl algıladığının çok açık, itiraz kabul etmeyecek biçimde açığa çıkmasını anlattığımız geçen yazımızın gerçekten kayda değer olduğunu belirtmek isteriz.
Sayın Başbakan 23 Nisan’da Başbakanlık koltuğuna oturan bir çocuğumuza yetkilerini anlatıyor? Garip, acınacak hal? Sayın Erdoğan o çocuk Başbakan’a, “İstediğini asarsın, istediğini kesersin, yetki sende!” diyebiliyor! Çocuk gibi aziz bir varlığa değer vermesi gereken bilim adamları, çocuk ve aile dernekleri, analar bu hazin telkine neden bir şey demiyorlar, acaba? Bu yanlışın neresini düzelteceksiniz? Sana ne diyebilir misiniz? Başbakan konuşuyor, kucağına bir 23 Nisan çocuğunu almış, başbakanlığı anlatıyor. Sayın Başbakan Başbakanlık deyince he man gibi, yetkiyi, gücü anlıyor! O makam hizmet makamı değil, güç makamı, öyle mi?
Bakın bu ibretlik olay basının sayfalarına nasıl yansımış: “...koltuğunu 4. Sınıf öğrencisi Koçubaba’ya bırakmış. Koçubaba bakanlara talimat için izin isteyince Erdoğan, “Yetki artık senin. İster asar, ister kesersin” demiş??!! (24 Nisan 2010, Haber Türk)

BAŞBAKAN NE YAPARMIŞ? İSTEDİĞİNİ ASAR, İSTEDİĞİNİ KESERMİŞ?!

Başbakanlık makamını ve yetkilerini bir çocuğa anlatmak için Sayın Başbakan başka kelime bulamadı mı acaba? Vahşet kokan, kan kokan bir makam mıdır Başbakanlık? O koltukta insanlık tarihi boyunca nice Peygamberler, veliler, alimler ve kahramanlar oturmuş! Hazreti Peygamber, Hazreti Musa, Hz. İsa, Hz. Davut gibi nice Peygamber o makamda bulundu. Ve pek çok adalet, hikmet ve hizmet eri de o makamda hizmet verdi. Bu büyük Peygamberlerin izince yürüdü…

O KOLTUĞA ŞEREF VEREN ŞEREF SAHİPLERİ NE DÜŞÜNDÜ ACABA?

En çatık kaşlılarında bile ilme, hikmete, adalete ve Allah korkusuna teslimiyet vardı. Şimdi Başbakanlık gibi yüce bir makamın kanlı bir yaratığı hatıra getirmesine söyleye geldiğimiz tarihi hakikatler manidir.
Bu hizmet makamına şeref katmış, Hz. Ömer gibi sırtında ihtiyaç sahibine çuvalla erzak taşımayı görev bilen Hz. Ömer Faruk gibi kahramanlar hayretle bakmaz mı Sayın Erdoğan’a? Atından sıçrayan çamurun kaftanını kirlettiğini görünce üzülen alimi, teselliyi kendisine borç bilen ve “Bu çamurlu kaftanı benim sandukama örtünüz” diyen Yavuz Sultan Selim gücenmez mi, bu yakıştırmaya?
Acaba dinleyen çocuk ne düşündü, nasıl ürperdi acaba kızacağız? “İster asar, ister kesersin, yetki sende” sözünden dehşete kapılmamış mıdır?! Başbakanlık gerçekten böyle bir (cellat Kara Ali) makamı mı olabilir mi?

SAYIN BAŞBAKAN’IN HÜLYALARI

Daha önceleri yazmıştık: Sayın Başbakan kendine has bir ‘millet’, ‘milli irade’ ve ‘milli egemenlik’ anlayışına sahip. Sanırız Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç, “Bir fazla oy alanın hepsi benim” anlayışına kapılmasının yanlışlığını ifade ederken iktidara ve daha çok Sayın Başbakan’a hakim olan bu toptancı ve anti demokratik anlayış zaafına işaret ediyor.
Yine muhalefetle polemik konusu olan, ‘milli irade her şeydir’ kelimesi ile ifade edilebilecek bir başka yanlışa, maalesef çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir yanlışa işaret edelim. Hukuksuz bir milli irade veya çoğunluk oyunu abartmak, hatta putlaştırmak…
Oy toplamayı her şey sanmak ne yazık ki başarılı organizatörlerin akıl almaz bir zaafıdır. Hukuku, ahlakı, tecrübeyi ve bilimi küçümsemek, yok saymak, alınan oyların cazibesine takılıp kalmak vahim hatalara sürükler… Bu zaaftan da millet zarar görür.

ANAYASA DEĞİŞİKLİK PAKETİ NEDEN VAHİM?

Bu anlayışın ve ‘başkanlık sistemi’ hevesinin Anayasa Değişikliğini ne şekle soktuğuna gelince: Elin adamı, bıyık altından “Hiper Başkanlık Sistemi (!?)” deyivermiş?! Bu ürpertici tanımlamayı yapan zat, dünyada önemli bir anayasa uzmanı… Bakın ne demiş:
“Bütün bir anayasanın parçası olan hükümler, özellikle hükûmet ile Anayasa Mahkemesi arasında bir kavganın olduğu sırada yasalaşırsa Avrupa’dakiyle aynı anlama gelmeyebilirler. Gerçekten farklı demokratik devletlerden belirli düzenlemeleri seçip, oldukça otoriter bir sistem oluşturulabilir. Üstelik Türkiye’deki mesele daha vahim… Mevcut hükûmetin (Anayasa Değişikliğinde) olan, “şu anki Anayasa Mahkemesi üyeleri, nispeten yakın bir zamanda en geç bir sonraki seçim dönemi sonucunda tamamıyla yenilenebilir. Bana göre bu paketin merkezinin merkezi, yani soğanın cücüğü yani geçici 19 madde”.

FARAZA VATANI PARÇALAMAK İSTAYEN PARTİ KAPATILMASIN MI?

“Dahası söz konusu değişiklik Parlamento’da çoğunluğu elinde bulunduran partiye, yani AKP’ye Yargı’nın yeniden düzenlenmesinde mutlak olmasa da büyük ölçüde üstünlük veriyor. Ayrıca parti olarak kapatılma tehlikesine karşı neredeyse muafiyet kazanmış durumda...
Dolayısıyla muhtemelen hiç bir Anayasa Mahkemesi, ne hükûmetin gelecekteki Anayasa değişikliklerine karşı Anayasa’ya aykırılık kararıverebilir ne de hükûmet partisine karşı kapatma kararı verir. Zaten mesele de bu.
Paketin yasalaşması durumunda artık hiç bir şekilde frenlenemez ve sınırlandırılmamış çoğunluk dayatmasının önünün açılmakta olduğu gerçeği... Paketledikleri değişiklik önerisi ile Anayasa Mahkemesi engelini bertaraf edip… Anayasa değişikliklerini yapabilmek...
Zira bu partiyi çoğunlukçu dayatma yöntemiyle ilerleyip plebisitlerle onaylatacakları paketleme yapmaktan men edecek hiç bir engel yok…
Belki Türkiye’nin ortaklarının direttiği sınır ve kriterlerin AKP için bir anlamı vardır, ama ben açıkça endişe duyarım. Çünkü sistem içinde dengelenemeyen, frenlenemeyen bir parti kendi içindeki radikal kesime dönüp beklemeleri gerektiğini söyleyemez.”

AKP’DE SEVİNDİRİCİ GELİŞME…?

“… Önce cezbedici maddelerle paketledikleri Anayasa Değişiklik önerisini, merkezde duran anayasa engelini bertaraf etme amacıyla geçirip, Anayasa Değişikliklerini yapabilmek.”
Evet, Anayasa Değişiklik paketi konusunda gerçeklerin ortaya koyduğu gerçek, bu Anayasa Paketi ile hazırlayıcıların Türkiye’yi hiç de hakketmediği bir diktaya doğru sürüklemekte oldukları haklı şüphesi idi.
Bu akla yakın şüpheler üzerine, acaba AKP içinde aklı selim sahibi bir milletvekili topluluğu yok mudur endişesi yayılmışken, Anayasa Değişikliği paketinin en önemli maddesi olan siyasi partilerin kapatılması maddesi ikinci tur müzakerelerin başladığı gün düşürülmüştür. Yani Meclis ve AKP 1 Mart Tezkeresinin reddi gibi demokratik davranışta bulunmuştur.
Yukarıda ortaya konan ve Türkiye’yi bir çoğulcu baskı rejimine sürükleyebilecek bu Anayasa Değişikliği paketinin en önemli maddesini serin kanlılıkla müzakere edebilmek için zaman kazanmış gözüküyor.
Ne denmiştir: ‘Çıkmadık candan ümit kesilmez.’ Umarız bu yeniden değerlendirme dönemini Türkiye ve herkesten önce de AKP iyi değerlendirir." (*)

Kaynak: milletpartisi.org,

(*).http://www.milletpartisi.org/With_Flash/Html/yorum_anayasa_paket.html

E-mail: millet@milletpartisi.org



Bu haber 503 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,076 µs