ERDOĞAN: 'SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK HİÇ BİR YERDE OLAMAZ'
8 Ocak 2008 14:33 tsi
Erdoğan, ''Sınırsız özgürlük hiçbir yerde olamaz. Hiçbir medya mensubu benim özgürlük alanıma giremez, saldıramaz, hakaret edemez'' dedi.
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, medyada, 'sınırsız özgürlük' diye bir anlayış olduğunu ifade ederek, ''Sınırsız özgürlük hiçbir yerde olamaz. Hiçbir medya mensubu benim özgürlük alanıma giremez, saldıramaz, hakaret edemez'' dedi.
Hakkında verilen 3 Ykr'lik manevi tazminat davasıyla ilgili olarak da Erdoğan, ''Ceza alıyorsam, bu cezaya inanmalıyım. Hukuk, bu kadar zedelenmemeli. Eğer ben manevi tazminata mahkum edileceksem, bunun hakkı verilir. Yoksa nefislerimizi tatmin için bu tür kararlar verilmez'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, devlet sırrı dışında, ticari sır, banka sırrı ve müşteri sırrıyla ilgili başka bir yasa tasarısının daha Meclis gündemine geleceğini söyledi.
Erdoğan, Almanya'da bir televizyonun kanalında Alevi vatandaşları rencide eden bir yayın yapılmasına da değinirken, bu konunun kendilerini çok üzdüğünü söyledi. Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve vatandaşların buna karşı tepkilerini dile getirdiklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Yayın özgürlüğü, bu anlayışın dışına çıkılmasına ve insan onurunun çiğnenmesine bir mazeret teşkil edemez. Bunu her zaman söylüyorum. Bakıyorsunuz, medya dünyasında böyle bir anlayış var. Sınırsız özgürlük... Yok böyle bir şey. Bu, Türkiye için de Avrupa için de dünya için de geçerlidir. Sınırsız bir özgürlük hiç bir yerde olamaz. İster yazılı, ister görsel olsun. Hiçbir medya mensubu, kalkıp da benim özgürlük alanıma giremez, saldıramaz, hakaret edemez. Ama şimdi öyle şeyler çıkıyor ki bakıyorsunuz hakaret, ağır eleştiri kavramına giriyor. Bunu da anlamak mümkün değil. Hele siyasetçiyseniz yandınız. Siyasetçiye hakaret, hep ağır eleştiri olarak değerlendiriliyor.
Ben, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım. Şahsımla alakalı, düşünebiliyor musunuz, dava açıldı. Neymiş birisine ben 'sayın' demişim ve bundan dolayı açılan dava da ne biliyor musunuz? 3 kuruşluk manevi tazminat davası... Niye? Acaba diğerleri tutar mı tutmaz mı? Hileişeriye uygulayacaklar ya... Her zaman şunu biz biliriz. Suçun işlendiği yer, eğer matbuatsa yayının yapıldığı yer, suçlunun, zanlının, neyse bulunduğu yer... Hiç alakası olmayan bir yer. Nerede? Kartal İlçesinde... Bunu anlamakta zorlanıyorum. 'Adalet mülkün esasıdır' diyorsak, bu esas yerine gelmeli. Çünkü ben de ceza alıyorsam, bu cezaya inanmalıyım. Demeliyim ki 'bu ceza haklı, ben de bu cezayı çekmeliyim.' Şu olaya bak, 3 kuruşluk manevi tazminat... Ne demek bu? 'Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını ben manevi tazminata mahkum ettirdim...' Olmaz böyle şey... Hukuk, bu kadar zedelenmemeli, bu duruma getirilmemeli. Eğer ben bir manevi tazminata mahkum edileceksem, bunun hakkı verilir, öyle mahkum edilir. Ama ben de buna layık olduğumu kabul ederim. Yoksa nefislerimizi tatmin için bu tür kararlar verilmez.''
Bu haber 417 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle