En Sıcak Konular

2010 YILI TERÖR VE TURİZM RAPORU

14 Haziran 2010 19:12 tsi
2010 YILI TERÖR VE TURİZM RAPORU Özellikle 2000’li yıllarda dünya gündemine oturan terör eylemleri, küresel ekonominin önemli bir parçası olan turizm endüstrisini de doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir.

TURİZM DÜNYASI NIN ÖNEMLİ İSMİ HÜSEYİN HAKKI KAHVECİ'DEN TERÖR VE TURİZM RAPORU… 


 
Sektör gözü ile hazırlanan ilk Terör ve Turizm raporu Hüseyin Hakkı Kahveci nin desteği ile Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi yüksek lisans öğrencisi ve USAK Stajyer uzmanı Ali Kemal Yenidünya ile 2007 yılında hazırlandı.Raporun ikincisi yine Hüseyin Hakkı Kahveci nin desteği ile Öğretim üyeleri ve Gazi Üniversitesi öğrencilerinden Tuğba Aynural tarafından hazırlandı..İşte o rapor:

****

2010-Terör ve Turizm raporu Bitirme tezi olarak Tuğba Aynural tarafından hazırlanmış olup  emeği ve  katkılarını  esirgemeyen ;

-Turizm Dünyası  nın Profesyonel ismi ; Sayın Hüseyin Hakkı  Kahveci

-Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü İşletme Bölümü  Öğretim üyesi Sayın Prof.Dr.Salih Aynural

-Gazi Üniversitesi Öğretim üyesi ; Sayın Prof.Dr.Yüksel Öztürk

-Gazi Üniversitesi Tur. Ve Tic.Eğt.Fak.Arş.Gör.Sayın  Özlem Altunöz’e

Katkılarından dolayı  teşekkür ederiz.        

  
       -2010 yılı Terör ve Turizm Raporu -

    Küreselleşen dünya ekonomisinin güçlü ve hızla gelişen endüstrileri arasında yer alan ve tüm dünyada geniş kitleleri ilgilendiren turizm endüstrisinin yarattığı ekonomik, toplumsal, kültürel ve politik etkiler ulusal ve uluslararası düzeyde önem taşımaktadır.

    Bir ülkeye yönelik turizm talebi; seyahate ayrılacak harcanabilir geliri azaltan ekonomik krizlere, turist kabul eden ülke ya da bölgelerin imajını yıpratabilecek siyasi gelişmelere ve turistik tüketicilerin can ve mal güvenliğini tehdit eden salgın hastalık, doğal afetler, savaş ya da terör saldırıları gibi beklenmedik bir anda gelişen olaylara son derece duyarlı bir yapıya sahiptir. Özellikle 1990 yılından başlayarak etkinliğini ve şiddetini artıran terör eylemleri turizm endüstrisini de olumsuz yönde etkilediğinden, ülke yönetimlerinin bu konuda ciddi önlemler almaları gerekmektedir.

    Özellikle 2000’li yıllarda dünya gündemine oturan terör eylemleri, küresel ekonominin önemli bir parçası olan turizm endüstrisini de doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülke, halen terör tehdidi altında yaşamakta, çok sayıda masum kişinin hayatını kaybettiği terör saldırılarının sonucunda turizm endüstrisi ve ulusal ekonomiler ağır zarar görmektedir. Bu nedenle terör saldırıları ve terörizm kavramı; küresel ölçekte turizm hareketlerini olumsuz yönde etkileyen en önemli unsurlardan biri olmaya devam etmektedir.

    Türkiye dış ticaret açığının  ¼ ü turizm gelirleri ile karşılanmaktadır. Türkiye ve sektör terör saldırılarına maruz kaldığı sürece diğer alanlarda da ciddi zararlar açığa çıkmaktadır. Yine 1990 yılından itibaren şiddetini arttıran bombalama ve intihar saldırı eylemleri turizm sektörünü hızla etkileyerek can alıcı zararlar vermektedir. Örneğin Tarım ve Makine sektörü terör neticesinde ciddi zararlar etmişlerdir. Hizmet üreten bir sektör olarak turizm sektörü de terör olaylarından olumsuz etkilenen sektörlerin başında yer almaktadır.

    Bu çerçevede, araştırmada, terör ve terörizme yönelik kavramlar açıklanarak Dünyada ve özellikle Türkiye’de terörizm faaliyetlerinin turizm sektörü ile olan ilişkisi incelenmiş ve terörizmin Türkiye turizmine olan etkileri araştırılarak bu konuya ilişkin yapılabilecek iyileştirme çalışmalarına yeni öneriler sunmak ortaya konulmuştur.

1. LİTERATÜRDE TERÖR VE TERÖRİZM KAVRAMLARI  

     Tarihi perspektifte terör olgusunu incelemeye kalkarsak Habil’in kardeşi Kabil’i öldürmesine kadar götürmek mümkündür. Hatta Hasan Sabbah’ın Alamut Kalesi’nde yaptıklarından da bahsetmek mümkündür. Tarih son derece etkili ve kanlı terör olayları ile doludur. Bunların en etkililerinden birisi de Avusturya İmparatorluğu Veliahdı Arşidük Franz Ferdinand’ın Bosna’da öldürülmesidir.

     Modern çağda terör ve terörizm kavramları farklı tanımlarla karşımıza çıkmaktadır. “Terör” kelimesi Latince kökenlidir ve kelime anlamı itibariyle “korkudan titremek ve titremeye sebep olmak” anlamına gelir. Fransızca Petit Robert sözlüğü kelimeye “bir toplumda bir gurubun halkın direnişini kırmak için yarattığı ortak korku” anlamını verdiği belirtmektedir. Terör kelimesi ilk defa Fransa’da bu günkü anlamında Fransız Devrimi’nden sonra kullanılmıştır. Devrimden sonra 1793 Martı’nda 1794 Temmuz’una kadar süren dönem “terör rejimi” veya “terör dönemi” (reign of terror-regime de le terreur) olarak adlandırılmıştır. Literatürde terör kelimesi bazen şiddet (violence), siyasal şiddet (political violence), hatta anarşi (anarchy) kelimeyle eş anlamla olarak kullanılmaktadır. Türkiye yüzyıllarca terör kelimesinin yerine anarşi kelimesini kullanmış yeni yeni bu sözcük kullanılmaya başlanmıştır. Hatta halkın dilinde teröristlere verilen isimde anarşist olmuştur. .[WEB_1, 2010]

     Türk Dil Kurumu Terör kavramının Türkçedeki karşılığını “yıldırma, korkutma”olarak tanımlamıştır. Terör olgusu “universal” dir. Yani mekânı yoktur. Tıpkı Cinayet, gasp, hırsızlık, fuhuş gibi yaygındır, zamanı kısıtlı değildir, engellenmesi zor hatta bazen engellenmesi mümkün değildir. Terörü beşeri bir olgudur. İnsanlara yönelik, insan kaynaklı, insan eliyle ortaya çıkmış bir kavramdır.

     Terör kavramı genel olarak, ‘insanları yıldırmak, sindirmek ve korkutmak yoluyla onlara belirli davranış biçimlerini benimsetmek için zor kullanma eylemi olarak açıklanmaktadır (Yılmaz ve Yılmaz, 2005,41).

     Terör, aslında devlet ile toplum arasındaki organik işlevsel bağları kopartarak, sembolik şiddet ve suç eylemlerini derinleştirebilmeyi amaç edinir. Terör devletin siyasal otoritesini zayıflatarak vatandaşın güvenini kaybetmesine neden olur ve onlardan maddi ve manevi destek elde etmek için çaba sarf eder.[WEB_2,2010]

     Terör terimi dehşet ve korkuyu belirtirken Terörizm bu kavrama süreklilik ve siyasal içerik katmaktadır. Buradan bağlantı kuracak olursak terörizm; “Savaş ve diplomasi ile kazanılmayan sonuçları elde etmek, korkutmak ve itaat ettirmek için bir teoriye, felsefeye ve ideolojiye dayanılarak siyasi maksatlarla, iradi olarak terör ve şiddetin sistemli ve hesaplı bir şekilde kullanılmasıdır.” Şeklinde tanımlanabilir.[WEB_2,2010]

     Terör kavramı, çok genel bir yaklaşımla, uzun süreli korku ve dehşet durumunu ifade etmekte kullanılmaktadır. Terörizm kavramı ise, bu durumun ortaya çıkarılmasını amaçlayan stratejiyi ifade etmektedir.(Caşın, 2008:99)

     Terörizm, Dünya coğrafyası üzerinde örgütlü politik şiddet uygulamaları  yaygın hale getirerek, uluslar arası barış ve istikrarı tehdit eden, dinamik ve güncel bir sorun haline gelmiştir.(Caşın,2008)

     Terörizm “siyasal amaçlar için örgütlü, sistemli ve sürekli terör kullanmayı  yöntem olarak benimseyen bir strateji anlayışıdır.(Bozdemir, 1981: 23)

     Terörizm kavramı çeşitli ülkelerde farklı tanımlarda karşımıza çıksa da kavramın özünde yatan birkaç ortak özellik bize bu tanımı yaparken nereden hareket ettiğimizi ortaya koymaktadır:

Şiddet olaylarının bulunması,
Siyasi bir motifin bulunması,
Terör ve korkunun organize olarak toplumu ve devleti hedef alması,
Halkta güvensizlik ve öngörüsüzlük,
Sembolik hedeflerin kullanılması,
İnsanlıktan uzak ve acımasız metotlar uygulanması,
Halkta çaresizlik duygusu yaymak,
Halkın dikkatini çekmek ve reklam yapmak, bunu şiddet stratejisinin bir parçası olarak kullanması,
Gizli planlama ve eylemlerin uygulanması,
Grup ya da topluca eylemlerde bulunması,
Gelişmiş silahların mümkün olduğunca kullanımıdır. 

     Kurulu bir otoriteye karşı bir grup ve ya bireyin şiddet veya tehdit kullanarak, sadece ani kurbanlar değil belli bir hedef grubunda aşırı derecede korku ve kaos yaratan eylemler düzenlemesi terörizm olarak ifade edilebilir.(Caşın, 2008:102–103)

     Biz bu bağlamda turizm etkinliklerini ele alacak olursak yukarıda belirtilen tanımla kıyaslayarak şöyle diyebiliriz;

     Turizm faaliyetleri terörizm gibi eylemlerden etkilenebilir. Ülkeye gerekli döviz girdisini sağlayarak dış borçların ödenmesi ve ödemeler dengesine bu denli katkıda bulunan turizm sektörü terör  örgütlerinin ilgisini aşırı derecede çekmektedir.

     Türkiye özellikle 1980 yılından sonra aktif dış turizmi önemli bir gelişme göstermeye başlamış ve ülke ekonomisine çok büyük katkı  ve gelir kaynağı sağlamıştır. Ayrıca zamanla dünya ülkeleri arasında Türkiye yabancı turistler için değişik bir destinasyon haline gelmiştir. Bu nedenle de turizm sektörü Türkiye’nin ekonomik kalkınma stratejisinde anahtar sektör olarak kabul edilebilecek bir konuma sahiptir. Bu nedenle Türkiye’nin kalkınmasına karşı olan terör grupları gözünü bu sektöre dikerek devleti ve milletin istikrarını zedelemeyi amaç edinmişlerdir.

1.1 Teröristlerin Psikolojisi ve Terörist Olma Nedenleri  

     Terörist gruplar insanların onlara katılmaları için teşvikleri sunarlar ve daha sonra bu teşvikler doğrultusunda çaba göstermelerini sağlarlar. Dr. Jenkins’e göre, belirgin bir psikotik kişilik yoktur. Klinik anlamda çok terörist deli değildir. Gerçekte teröristler hakkında psikotrik beklenmeyen herhangi bir şey olmayabilir.

     Bir politik felsefe itibariyle, Charles Russell ve Bowman Miller’in makalesinde, bu gün faal olan terörist gruplar arasında üç temel ideolojik eğilim bulunmaktadır. Bunlar; Anarşizm, Marksist-Leninizm ve Milliyetçiliktir. Bu üçünün özel muhtevalarda kombinasyonları, bu gün birçok teröristlerce benimsenen değişik aşırı sol felsefeleridir.(Brown. D,2004:42)

     Terörizmi inceleyen pek çok araştırmacıyı ilgilendiren bir diğer konu ise hayatını terörist amaçlara adayıp sonunu intihar eylemleriyle getirmeyi tercih eden teröristlerin psikolojisidir. İntihar eylemcisi teröristler neye dayanarak bu aşamalara kadar gelebiliyorlar? Bizde bu başlık altında bu olguyu inceleyeceğiz.

     Eylül 1982’de Annals Of The American Academy’de yayınlanan “Terörizm Hakkında Meseleler” adlı makalesinde Dr. Jenkins, birçok teröristin muayyen davranışları paylaştığını belirtmektedir. Gözlemciye göre onlar dünyayı siyah ve beyaz içinde görürler. Onlar uyuşmazdırlar, eylem eğilimli, istekli ve riskleri bile almaya arzuludurlar.

     Teröristler bir gecede terörist olmazlar. Uzun bir süreçtir, vazgeçme, sıkıntı, protestolar başlar, karşı koymalarla devam eder ve bir terörist grubun bir üyesi olarak yeraltına gitmesiyle biter.(Brown. D,2004:43)

     Teröristler amaçlarına ulaşabilecekleri her yolu meşru görmektedirler. Bu yüzden onların ağır cezalara maruz kalabilecek olmaları onları amaçlarını gerçekleştirmekten engellemez. Teröristlerde normal insanlardır. Onlarında bizim gibi ailesi, çocukları, ev hayatları olabilir. İçimizde bile yaşayabilirler. Belki ailemizden hatta yakın arkadaşlarımızdan biri bile olabilirler. Fakat hepsinin muhakkak bağlı olduğu bir grup örgüt vardır.

     Bireysel motivasyonlar ele alındığında ise, Kidder teröristlerin motivasyonunu şu şekilde belirlemiştir(Caşın, 2008:312):

Politik Belirsizlik,
Ekonomik eşitsizlik,
Sosyal Çöküntü,
Etnik ve Askeri sürtüşmeler
Sömürge Yönetimi,
Etnik ayrılık,
İdeolojik inançlar,
Politik ve dış etmenler,
Kişisel eşitsizlikten oluşan kaos,
Kişisel olarak varlığını diğerlerine gösterme çabası.
     Bireylerin terörist olmalar için iki farklı neden gösterilebilir: Adalete ihtiyaç duymak ve adalete sahip olmak. Bremer’in teorisine göre, toplumdan dışlanmış olan ve yalnız olan bireyler terörist gruplara katılırlarçünkü o grupların kendilerini rahatça kabulleneceğini düşünürler. Söz konusu bireyler organizasyona politik bir düşünceden dolayı değil organizasyon onları içine rahatça alacağı için girmektedir. Motivasyonları politik sistemi değitirmek değil sadece kabul edilmektir. Bireylerin terörist olmasına ikinci neden ise adaletin kazandığını görme istediğidir. Bu kişiler dünyada her şeyin eşitsiz olduğunu düşünür ve terörizm onlara bu eksikliği ortadan kaldırmak için bir fırsat gibi görünmektedir.(Caşın,2008:313)

     Terörizm kavramının ortak yönlerinden birine değinirsek şiddet motifini barındırdığını unutmadan insanları şiddete meylettiren olgulardan birinin de kendini zamanla değersiz hissetmesi olarak söylemek mümkündür.

     Prof. Dr. Hayrettin Kara’ya göre;  “Bireyselleşmenin çok yüceltildiği bir dönemde kişinin kendini değersiz hissetmesi kolay hale gelmiştir. Bireyselleşmeyi insanların ileriye yönelik en büyük sorunlarından biri olarak görebiliriz. Bireyselleşme de ayrışma, ötekileştirme, kopma, ötekini önemsizleştirme yer almaktadır. O zaman ötekini yok etme daha kolay hale gelmektedir.” .[WEB_3, 2010]

     Yukarıda Prof. Dr. Hayrettin Kara’nın da bahsettiği gibi bireyler kişiselleştikleri zaman bir diğer kişinin haklarına ve özgürlüğüne saldırı daha kolay hale gelebilmektedir. Bu yüzden en azından çevremizdeki kişilerin daha sosyal ve faal olmalarını sağlamaya çalışmalıyız. Eğitim ailede başlar ve daha sonra okulda devam eder.

    Eğitilmiş  bireylerin oluşturduğu toplumda bireyler, birbirlerine saygılı, kurallara uyan vatandaşlar olarak çevre kirliliğine, toplum sağlığı  ve refahına duyarlı davranacaklardır. Böyle bir toplumda bireyler Teknolojik yeniliklere daha kolay uyum sağlayacak, toplum refahının artmasına katkıda bulunacaklardır…(Orhaner ve Hussein,2007:11)

     Günümüzde “yeni” veya “küresel terörizm” olarak adlandırılan terörizmin ayırt edici en önemli özelliği hedeflerini gerçekleştirmek için hiçbir sınır tanınmamasıdır. Terörist gruplar,  eylemlerini başarıyla gerçekleştirmek için canından olmaya hazır çok sayıda intiharcılardan oluşmaktadır. Daha önceki dönemlerde gerçekleştirilen saldırılarda pek çok insanın ölmesine rağmen teröristler kaçarak kurtulmayı başarıyorlardı. Ölüm korkusu, terörizmin küresel boyutlara ulaşmasına engel olmaktaydı. Fakat bugünün teröristleri etraflarındaki binlerce insanın canına kolayca kıyabildikleri gibi kendi canlarından da vazgeçebilmektedirler. [WEB_3, 2010]

     Uçak kaçıran birçok terörist ile röportaj yapan ve teröristlerin dosyalarını inceleyen D. G. Hubbard’ın sorularını cevaplayan bir İslamcı radikal terörist bütün “dinsizlerin” ve “kâfirlerin” öldürülmesi veya kendilerinin dinine döndürülmesi, bunun için gerekirse şiddet uygulanması gerektiğini söylemiştir.[WEB_3,2010]

     2.TERÖRİZM İLE TURİZM ENDÜSTRİSİ ARASINDAKİ  İLİŞKİ  

    Terörizm, uluslararası ticaret üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Terör eylemlerinin yarattığı güvensizlik ortamı işletmelerin faaliyet maliyetlerini yükseltmektedir. Terörizmin toplumda yarattığı gerginlik ve baskılar, özellikle alışveriş, turizm ve ulaşım tercih ve alışkanlıkları başta olmak üzere ülkenin satın alma ve üretim yapılarını değiştirmekte ve bu durum uluslararası ticareti etkilemektedir. Terörizmin yarattığı güvensizlik ortamı, daha fazla risk üstlenmek zorunda kalan işletmeler için de pazarın çekiciliği azalmaktadır. Terör eylemleri sonucunda ticari mallara doğrudan zarar verilmesi riski de vardır. Teröristler belirli endüstrilerin tedarik zincirlerine ya da ulaşım yollarına saldırılar düzenleyerek terörizme duyarlı ülkelerde ticareti doğrudan hedef alabilmektedirler (Nitsch and Schumacher, 2004, 424–425).

    Terör eylemleri yatırım harcamalarının devlet harcamalarına yönlendirilmesine yol açmaktadır. Terör eylemleri sıklıkla gelişmiş ülkeleri hedef alsalar da, terörizmin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin olmaktadır (Blomberg, Hess and Orphanides, 2004, 1009).

    Gelişmekte olan ülkeler için turizm hızlı kalkınmayı sağlayacak bir araç olarak görülmektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) turizmi Yapısal Uyum Programlarının (Structural Adjustment Programmes – SAPs) içine almıştır. Üçüncü dünya ülkelerinde yerel ekonominin yabancı yatırımlara ve çokuluslu şirketlere açılarak küresel ekonomiye uyumunu öngören bu programların uygulanabilmesi için turizm endüstrisi büyük önem taşımaktadır. 1994 yılında Fas’ta imzalanan ve uluslararası hizmet ticaretinin önündeki engelleri ortadan kaldırılmasına yönelik GATS (General Agreement on Trade in Services) anlaşması, çokuluslu şirketlerin Üçüncü Dünya ülkelerinde yatırım yapabilmelerini kolaylaştırmıştır. Yabancı yatırımcıların yerel girdileri kullanmaları gereğini ortadan kaldıran TRIMS (Agreement on Trade-Related Investment Measures) anlaşması turizm endüstrisinin küresel ekonomi ile bütünleşmesini sağlayan bir diğer anlaşmadır (Chavez, 1999, 2).

    Turizm günümüzde hızlı büyüyen sektörler arasında yer almaktadır. Dünya Turizm Örgütüne (WTO) göre dünyada silahlanmaya harcanan paranın iki katından fazlasının harcandığı turizm sektörü dünyanın en büyük ve en verimli sektörlerinden birisidir. Yine turizm 126 milyondan fazla insana iş imkânı sağlamakta bunun yanında ülke ekonomileri açısından döviz girdisi oluşturmasından dolayı her zaman desteklenen sektörlerden olmaya devam etmektedir (Unur, 2000:171). Ancak, turizm sektörü bunalımlara, terör ve şiddet olaylarına yüksek duyarlılığı nedeniyle teröristlerin belli başlı hedefi haline gelmiştir. Turistlerin serbestçe hareketlerinin sağlanmasına yönelik bir ortamın verdiği rahatlık nedeniyle terör eylemleri hem kolaylıkla, yakalanma riski çok düşük olarak sürdürülmekte, hem de medyanın yoğun ilgi odağı olmaktadır (Taner, 2000:94). Unutulmaması gerekir ki, turizm barışın olmadığı yerde asla başarılı olamaz. Barış ise terörist eylemlerin ve savaşın yokluğudur (Unur, 2000:171).

   Terör eylemlerinin son yıllarda, özellikle turistik bölgelere ve turistik tüketicilere yönelmesinin nedenleri arasında aşağıdaki maddeler sayılmaktadır (Tarlow, 2002, 49; Brunt, Mawby and Hambly, 2000, 418; Unur, 2000; 171):

Bir ülkede bulunan herhangi bir turistik bölge ya da merkeze yapılan saldırılar, tüm ülke ekonomisini olumsuz yönde etkileyebilecek güce sahiptir. Örneğin: 11 Eylül sonrası dönemde, havayolu ile seyahat etmenin turistik tüketiciler tarafından riskli olarak görülmeye başlaması; sadece ABD havayolu şirketlerini değil, yerel ekonominin tümünü olumsuz yönde etkilemiştir.
Turizm endüstrisinin gelişmesi için, devletin ve ülke yönetiminin çok sayıda önlem alması ve bu endüstriden oldukça yüksek gelir elde etmesi nedeniyle, terör eylemlerinde turistik tüketicilerin ya da turistik bölgelerin hedef alınması, terör eylemcileri için, bir anlamda devletin hedef alınması olarak algılanmaktadır. Bu nedenle, turizm endüstrisine yapılan her saldırı aslında devlete yöneltilmiş bir saldırı olarak kabul edilmektedir.
Turistik tüketicilere yönelik terör eylemleri sözlü ve yazılı basında sıkça ve detaylı biçimde yer aldığından, çok kısa sürede çok geniş halk kitlelerine ulaşabilmekte ve teröristler tarafından verilmek istenen mesaj yerine kolaylıkla ulaşmaktadır.
Bir ülke ya da bölgenin tarihi geçmişini yansıtan müze, tarihi yerler ve doğal güzelliklerin terör yoluyla zarara uğratılması, eylemi gerçekleştirenler açısından, ilgi toplamanın en kolay yolu olarak görülmektedir.
Turistik bölgelerde, turistik tüketicilerin rahatlığı açısından, güvenlik önlemlerinin çok sıkı olmayacağı düşüncesi, terör eylemcilerini bu mekânlara itmektedir. Eylemcilerin, turistik tüketiciler arasında dikkat çekmeden gizlenebilmesi, turizm endüstrisini terörist saldırılar için açık bir hedef haline getirmektedir.
Özellikle kökten dinci (radikal dinci gruplar) terörizm için, uluslararası turistik tüketicilerin Batı’yı ve yozlaşmayı temsil etmesi, terör eylemlerinde öncelikli olarak bu kitlenin hedef almasına neden olmaktadır.

2.1 Terörizmin Turizm Endüstrisine Etkileri

   Terörizm hangi toplumda boy gösterirse göstersin, o toplumun ekonomik, politik, sosyal ve kültürel alt- sistemlerinin her birini doğrudan ya da dolaylı olarak, şu ya da bu ölçüde hedef aldığına göre, onun eylemlerinin sonuçları doğal olarak turizm sektörüne de olumsuz yönde yansır. Fakat olmayacak olgu, terörizmin doğrudan bir hedef olarak turizmi karşısına almasıdır; ne var ki terörist örgütler bu olmayacak şeyi yer yer ve zaman zaman göze alabilmişlerdir; çünkü ortaya çıkışlarının gerekçesi olarak ileri sürdükleri etnik, ideolojik, politik, ekonomik ve sair tezlerini, eylem ve söylemleri yoluyla gerek yaşadıkları ülke ve bölgede gerekse uluslar arası düzeyde, yayma; bu tezler lehinde medyanın, resmi ve sivil toplum kurum ve kuruluşlarının, kamuoyunun ilgi, duyarlılık ve desteğini sağlama; yandaş sayısını arttırma arayışlarında terörist, örgütlerin turizm sektörünü eylem alanı olarak seçmeleri- bu iki yanı keskin bıçakla oynamak bile olsa-, onun bireysel, kitlesel, ulusal ve küresel boyutları dolayısıyla diğer sektörlerden daha çok ses getirici bir etkinlik alanı olmasıyla açıklanabilir. Zira terörün turizme dönük bir eylemden kendisi için beklediği fayda,onun masum turistler, onlara doğrudan ve dolaylı ürün ve hizmet sunan kesimler ve kamuoyu üzerinde yaratacağı nefret, lanetleme ve karşı tavır alma gibi tepkilerin yanında çok sönük kalabilir.Bu çelişkinin nedenlerini ama hatları ile de olsa, turizmin beşeri, ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitsel önemini vurgulamaya çalışarak açıklayabiliriz.(SEZGİN,2002:132)

      Günümüzde dünya ekonomisinin en hızlı büyüyen endüstrilerinden biri konumundaki turizm endüstrisi (Feichtinger, Hartl, Kort and Novak, 2001, 283); bunalımlara, terör ve şiddet olaylarına aşırı duyarlılığı nedeniyle terör saldırılarının belirgin hedefi haline gelmektedir (Sönmez, Apostolopoulos and Tarlow, 1999, 2).

      Ekonomisinde, turizm endüstrisinin önemli bir yere sahip olduğu bir ülkede turistik tüketicileri hedef alan saldırılar ya da turistik tüketicilere yönelik saldırı tehditleri, ilgili ülkenin ve bazen de dünya turizmine yönelik talebi düşürmesinin yanı sıra, ülke ekonomisinde yarattığı uzun dönemli zararlar nedeniyle de üzerinde ciddi araştırmalar yapılması gereken bir konu haline gelmiştir. 11 Eylül saldırılarının ardından turizm endüstrisi küresel ölçekte zarar görmüş, 2001 yılında tüm dünyada turist sayısında 2 milyon düşüş görülmüş, turizm endüstrisinin dünyadaki yıllık büyümesi %-0,3 olmuştur (WTO, 2005, 3). Mısır’da zaman zaman turistlere yönelik gerçekleştirilen terör eylemleri ülke turizminde düşüşlere neden olmaktadır. Kuzey Afrika’ya yönelik turizm talebinin yarısını çeken Mısır’da 1997 yılında turistlere yönelik olarak gerçekleştirilen terör eylemi ülkeye yönelik turizm talebinin %13,8 düşmesine neden olmuştur (Felton, 2000).

     Turizm endüstrisinde, kısa dönemde esnek olmayan bir turizm arzı ve esnek bir talep yapısı bulunmaktadır. Bu durum; turizm endüstrisinin konjonktürel dalgalanmalara karşı duyarlılığını ortaya koymakta ve turistik talebin esnekliği, terör hareketleri için uygun ortam yaratmaktadır. Turistik bir bölgede gerçekleştirilen herhangi bir terör eylemi, turistik talebi önemli ölçüde olumsuz yönde etkileyebilecek bir özellik taşımaktadır (Küçükaltan ve Oğuzhan, 1998, 59).

      Turistik tüketicilerin, serbestçe hareket edebilmelerini sağlayan bir ortamın verdiği rahatlık, terör eylemlerinin kolayca ve yakalanma riski çok düşük olarak gerçekleştirilmesine olanak vermekte ve turistik tüketicileri hedef alan terör eylemleri hem ulusal hem de uluslararası medyanın yoğun ilgi odağı olmaktadır (Taner, 2000, 94). Bu nedenle, turistik tüketicilere yönelik terör eylemleri, yoğun medya ilgisi ve yarattığı etkiler yüzünden terörist grupların amaçlarına büyük ölçüde hizmet etmektedir.

    Örneğin, 11 Eylül 2001 tarihinde, ABD’de Dünya Ticaret Merkezi ve ABD Savunma Bakanlığı Binası Pentagon’a yönelik gerçekleştirilen tarihin en büyük terörist saldırısı ve ardından ortaya çıkan şarbon (Antrax) krizlerinin sonuçları incelendiğinde; dünya turizmi, dünya siyaseti ve dolayısıyla dünya ekonomisi üzerinde terör eylemlerinin son derece etkili olabildiği görülmektedir (Tunçsiper ve Gönen, 2001,1; Pizam, 2002, 1).11 Eylül Saldırısı, dünya turizminde daralma ve gerilemeye yol açmıştır. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin (World Travel & Tourism Council – WTTC) tahminlerine göre, bu saldırının etkisi ile dünya turizm talebinde yüzde 7,4 düşüş görülürken, dünya çapında on milyon kişi işini kaybetmiştir (WTTC 2002).

    11 Eylül Terör Saldırıları sonrasında havayolu ulaşımı  sektörü finansal açıdan büyük zararlara uğramıştır (Inglada and Ray, 2004, 441; Drakos, 2004, 435-437). Bu saldırılar ticari havayolu ulaşımını doğrudan etkilemenin yanı sıra gelecekteki saldırı olasılığına ilişkin korkular nedeniyle potansiyel yolcuların da kaybedilmesine yol açmıştır. Daha sonra başlangıçtaki panik durumunun ortadan kalkmasına karşın havayollarında artırılan güvenlik önlemlerinin zaman kayıplarına ve uygunsuzluklara neden olması havayolu ulaşımına yönelik talebi olumsuz etkilemeye devam etmiştir. Bunun sonucunda çok sayıda havayolu şirketi finansal krize girmiş ve ciddi maliyet azaltma uygulamaları başlatmışlardır. (Inglada and Ray, 2004, 441). Terör saldırıları sonrasında güvenlik önlemlerinin artırılması gecikmelere ve ticari alanda maliyet artışlarına yol açmaktadır (Nirsch and Schumacher, 2004, 425).

    Tüm dünya ülkelerini değişik açılardan etkileyen bu terör saldırılarının ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde hava trafiğinin yasaklanması, ülke içinde güvenlik önlemlerinin en üst düzeye çıkarılması, ABD borsalarındaki havayolu şirketlerine ve eğlence sektörü şirketlerine ait hisselerde meydana gelen ani düşüşler, halkta yaşanan panik ile birlikte gelişen uçak seyahati korkusu nedeniyle yolcu sayısı ve doluluk oranlarının düşmesi ve ardından turizm endüstrisinde ortaya çıkan işsizlik gibi etkenler, terörizmin turizm endüstrisine olumsuz etkilerinin hangi boyutlara ulaşabildiğin ortaya koymaktadır.(Yılmaz ve Yılmaz,2005:48)

    Son yıllara damgasını vuran büyük terör eylemlerini yanı  sıra, geçmişte dünya genelinde birçok terör eylemi yaşanmış ve bu eylemlerin olumsuz sonuçları dünya turizm endüstrisini oldukça etkilemiştir. Terör saldırılarının yoğunlaştığı turistik bölge ya da ülkeler açısından ilk olumsuz etki, ulusal ve bölgesel imajın zarar görmesi olarak kabul edilmektedir. İmaj kavramı; daha önceki bir algılama sonucunda zihinde oluşan ve bir sözcükle, görülen bir şeyle ya da bir kimseyle çağrıştırılan zihinsel betimleme olarak tanımlanmaktadır (Tanrısevdi, 2002, 26).

    1980’li yıllardan sonra terörizm yasal olmayan gruplar tarafından günlük yaşamın bir parçası haline getirilmeye başlanmıştır. Turistik destinasyonlara yönelik terörist faaliyetler bölgelerdeki iş yaşamını olumsuz olarak bu tarihten sonra daha da etkilemeye başlamıştır (Feichtinger vd.,2001: 284). Öyle ki, terörizm faaliyetleri 1972’ye kadar 206 iken 1985 yılına kadar 3010’a kadar yükselmiştir. Bu olaylar Avrupa ve ABD’nin turizm gelirlerinin milyonlarca dolar kaybına da neden olmuştur (Pizam and Fleischer, 2001:3). Yakın geçmişte dünya genelinde turistlere yönelmiş terörist saldırılar aşağıdaki tabloda verilmiştir:

TERÖRİST SALDIRILAR TARİH İNSANA ZARARI

Amerikan Havayollarının  Bombalanması 22 Aralık 2001 _

Karachi’de Otobüse Bombalı  Saldırı 8 Mayıs 2002 13 Ölü, 40 Yaralı

Bali’ye Birinci Bombalı  Saldırı 12 Ekim 2002 202 Ölü, ’09 Ağır Yaralı

Mombasa’ya İntihar ve Füze Saldırıları 28 Kasım 2002 13 Ölü, 80 Yaralı

Davao Havalanının Bombalanması 4 Mart 2003 21 Ölü, 149 yaralı

Casablanca Bombalanması 16 Mayıs 2003 22 Ölü

Marriott Otel/ Endonezya bombalanması 5 Ağustos 2003 150 Yaralı

Canal Otel bombalanması/Irak 19 Ağustos 2003 22 Ölü, 100’ün üstü  Yaralı

Supperferry 14/ Filipinler 27 Şubat 2004 63 Kişi Ölü ve 53 Kişinin Öldüğü Sanılıyor

İki Havaalanının Bombalanması/Rusya 24 Ağustos 2004 72 Yolcu 19 Mürettebat Öldü

Sinai Bombalanması/İsrail 7 Ekim 2004 34 Ölü, 171 Yaralı, Sadece Hilton’da 31 Ölü,159 Yaralı

Sharia al-Moski intihar Saldırısı/Kahire 7 Nisan 2005 3’ü Turist 15 Kişi  Öldü.

Kahire’de Köprü ve Kale Bombalanması 30 Nisan 2005 4’ü Turist 6 Mısır’lı  Yaralı 

Sharm el-Sheikh Bombalanması 23 Temmuz 88 Ölü, 150’nin üstünde Yaralı

Bali’nin İkinci Kez Bombalanması 1 Ekim 2005 23 Ölü, 129 Yaralı

Amman’ın Bombalanması 9 Kasım 2005 60 Ölü, 115 Yaralı

Dahap’ın Bombalanması/Mısır 24 Nisan 2006 23 Ölü, 80 Yaralı

Tablo–1: 2001–2006 Yılları Arasında Dünyada Turistlere Yönelik Yapılan Terörist Saldırılar

Kaynak: Paraskevas, Alexandros ve Arendall, Beverley. (2007), “A Strategic Framework for Terrorism Prevantion and Mitigation Tourism Destinatinons”, Tourism Managemant, vol: 28 pp: 1560-1561.

     Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi genelde terörist saldırıların hedef bölge veya destinasyona yönelik bombalama eylemleri ve intihar saldırıları olduğunu görmekteyiz. Bundan hareketle denilebilir ki turizm sektörü dünya çapında terörist örgütler tarafından sürekli ilgi çeken bir sektördür ve böyle olmaya da devam edecektir. Dünyanın herhangi bir bölgesinde her an yeni bir terörist saldırıya maruz kalacak bir eylem saldırısı daha olabilir.

2.2 Türkiye’de Turizm Sektörüne Yönelik Terörist Yöntemler
 

     Türkiye açısından turizm sektörü diğer ülkelerde olduğu gibi gelir getiren ve istihdam sağlayan hizmet sektörlerinin en başında yer almaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi turizmin etkilendiği olumsuz faktörlerden birinin de terörizm olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. 1960 ve 1970’li yıllarda Marksist/Leninist terör, 1980 ve 1990’lı yıllarda etnik terör ve son olarak da kökten dinci terörü yaşayan Türkiye Cumhuriyeti kısa tarihi boyunca neredeyse terörizmin her türüyle karşılaşmıştır. Bu terör türleri arasında Türkiye açısından en kanlı ve ekonomik açıdan maliyeti en fazla terör PKK ismi verilen ayrılıkçı terör örgütünün yaptığı terördür (Unur, 2000:173, Aktan, 2002:59). Çünkü 20 yılı aşkın süredir devam eden PKK terörü başta turizm sektörü olmak üzere birçok sektörü olumsuz şekilde etkilemiş ve hala etkilemeye devam etmektedir.

     1990’lar süresince Türkiye’de PKK tarafından yapılan periyodikbombalı ve silahlı saldırılar, turist girişleri üzerinde olası bir negatif etkiye sahiptir. Türkiye’deki PKK eylemleri nedeniyle sadece İngiltere’den gelen turistlerin sayısında yaklaşık %20 oranında azalma söz konusudur. Bu rakam, turizm sektörünün Türkiye’nin yabancı gelirlerinin yaklaşık %25’ini oluşturması nedeniyle oldukça anlamlıdır (Emsen ve Değer, 2004:70). Ayrıca unutulmamalıdır ki, zaman içinde devam ederek gelen terörist saldırılar, etkili bir şekilde doğrudan yabancı yatırımları da azaltabilmektedir. Doğrudan kısa ve uzun dönem maliyetleri yanında terörizmin dolaylı maliyetleri, yeni veya daha fazla turisti çekebilme için daha büyük hacimlere ulaşan tanıtım harcamaları yapılması ihtiyacını, zarar görmüş turistik tesisleri yeniden oluşturma maliyetlerini ve terörist tehlikeleri azaltmak için güvenlik harcamalarını içermektedir. Örneğin,

    Avrupa ve Akdeniz’deki birçok havaalanı, artan terörist saldırılarına karşılık olarak güvenlik açısından maliyetli iyileştirmeler yapmak zorunda kalmışlardır (Emsen ve Değer, 2004:70).

     Türkiye açısından baktığımızda ülke turizmine zarar veren başta PKK olmak üzere terör gruplanın organize ettiği 1993–2006 yılları  arasındaki turistleri hedef alan eylemler Tablo 2’de derlenmiştir.

     Tablo 2’de belirtilen olaylar beraberinde güvenlik problemlerini getirmekte ve Türk turizmini olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü bu ve benzeri problemlerle karşılaşan veya şahit olan turistlerin potansiyel turistlere iletecekleri imaj ve medya yayınlarının etkisi ile turistlerin karar verme süreci üzerinde olumsuz etkiler oluşacak ve dolayısıyla Türk turizminin turistik pazarlama açısından güç durumlara düşmesi kaçınılmaz olacaktır denilebilir (Tosun ve Bilim, 2005:5). İçine düşülen güç durumlar Türkiye açısından çeşitli krizlerin yaşanmasına yol açabilecektir.

     Zaten terör de bir çeşit kriz türü olarak değerlendirilebilir ve bu açıdan ele alınacak olursa terörizme karşı da hazırlıklı  olmak, yani bir kriz yönetimi planı oluşturmak esastır (Taner, 2000:96). Yavaş ve Aydoğdu (2004)’da terör sebebiyle ortaya çıkan durumlar hususunda devlet ve özel sektör kurumları arasındaki koordinasyonsuzluk, işbirliği ve doğru verilere ulaşmadaki yetersizliğe dikkat çekmişler ve bu olumsuzlukları doğrulamışlardır.

Tablo- 2: 1993–2006 Yılları arasında Türkiye’de Yaşanan Turistleri Hedef Alan Terörist Eylemler

YIL OLAY

1993 PKK tarafından güney sahillerinde gerçekleştirilen 12 yabancı, 16 Türk 28 kişinin
yaralandığı  otel ve restoran bombalama eylemi
 
1993 Temmuz ayından Ekim ayına kadar 8 değişik olayda PKK tarafından Güney Doğu
Anadolu’da 19 batılı turistin kaçırılıp haftalarca alıkonulması  eylemleri
 
1994 PKK’nın 2 Finlandiyalı  turisti “Kürdistan’a” giriş vizesi olmadığı  için kaçırması ve 22 gün alıkoyması eylemi

1994 PKK tarafından Sultan Ahmet Meydanında bomba patlatılması ve 1 Alman, 1 Hollandalı  ve 1 İspanyol olmak üzere 3 turistin yaralanması eylemi

1994 PKK tarafından Kapalı  Çarşıya bomba konulması ve 1 İspanyol ve 1 Belçikalı olmak üzere 2 turistin ölmesi ve 17 kişinin yaralanması eylemi

1994 Marmaris ve Fethiye’de bombalama eylemleri sonucu 1 turistin ölmesi ve 10 turistin yaralanması eylemi

1994 Siirt yakınlarında 1 Japon turistin kaçırılması ve 4 gün alıkonulması eylemi

1998 Sultan Ahmet Meydanına bomba atılması ve 2 Hintli, 1 Yeni Zelandalı olmak üzere 3 yabancı turistin ve 4 vatandaşımızın yaralanması eylemi

1998 Ağrı’da 1 Alman turistin ve 1 Türk kamyon sürücüsünün kaçırılması ve ertesi gün Alman turistin bulunması fakat Türk kamyon sürücüsünün bulunamaması eylemi

1999 Terörist başının yakalanması  ve akabinde yabancı basında yapılan turistleri hedef alan tehdit eylemleri

2003 İstanbul Neve Şalom Sinagogu ve Şişli Sinagoguna yönelik bombalama eylemleri

2003 HSBC Bankası Genel Müdürlüğü  ve İngiltere’nin Başkonsolosluğuna yapılan bombalı saldırı eylemleri

2004 Kuşadası’nda 1 polis amirinin ölümüyle sonuçlanan bombalı eylem

2005 Kuşadası’nda 5 kişinin hayatını kaybettiği 13 kişinin yaralandığı bombalameylemi

2006 PKK tarafından tatil yörelerine yönelik yapılan Antalya’da 3 kişinin ölümüne, Marmaris’te 21 kişinin yaralanmasına sebep olan bombalama eylemleri

Kaynak: (Paraskevas and Arendall, 2007; Unur, 2000:174; Yavaş ve Aydoğdu 2004:56; Karaelmas, 2005; www.gazetegercek.net) (Tablo, adı geçen kaynaklardan derlenerek düzenlenmiştir).


   Bu noktada, yapılması gerekenleri turizm sektörü ve kamu sektörü açısından değerlendirmekte fayda vardır. Turizm endüstrisi kendi destinasyonunu korumak ve terörist saldırılarının yıkım etkisini en aza indirmek için aşağıdaki aktiviteleri yerine getirmelidir (Pizam, 2002:1-2):


Bütün turizm çalışanları  güvenlik önlemleri ve acil durumlara karşı eğitilmelidir. Buradaki amaç her turizm personelinin güvenlik personeli haline dönüştürülmesi olmalıdır.
Turistler terörist faaliyetlerine karşı güvenlik ile ilgili hususlarda eğitilmelidir. Burada terörist hareketlere yönelik çeşitli bilgiler sağlanmalıdır.
Turizm ticaret kurumları bölgesel ve ulusal güvenlik komisyonları kurmalı ve turizm işletmelerinin minimum güvenlik önlemleri aldığını beyan etmelidir.
Turizm işletmeleri muhtemel bir kriz planı oluşturmalı ve bu planda terörist davranışı sonucunda olumsuz yayınları elemine ederek pazarlama ve planlama faaliyetlerini ortaya koymalıdır.
Terörist faaliyetlerden sonra oluşan pazarlama stratejisi bu bölgeye yönelik iç turizm faaliyetlerinin gelişmesine yönelik olmalıdır. Örneğin; Dünya Ticaret Merkezine yapılan saldırılardan sonra korku nedeniyle bölgeye yönelik kesilen dış turizm talebi arkadaş ve akraba ziyaretleri ile telafi edilmiş bu durum bölgeye yönelik seyahat korkusunun azaltılmasına neden olmuştur.
Bir diğer denenebilecek pazarlama stratejisi ile bölgeye yönelik paket turlarda fiyat indirimi ve promosyonlar ( çocukların bedava kalması, iki kişi kal bir kişi öde vb) gerçekleştirilebilir. Özel sektörünün yukarıdaki önlemleri almasına karşın kamu sektörünün de aşağıda belirtilen önlemlerle bunları desteklemesi tavsiye edilmektedir (Pizam, 2002:2-3)
Ulusal yetkililer bütün ulaşım şekillerinde ve onlara bağlı terminallerde güvenliği ve teminatı artırmalıdır.
Ulusal ve bölgesel yetkililer kendi vatandaşlarına, kendi toplumlarına yönelik olabilecek potansiyel terörist faaliyetlerine karşın uyanık olmaları ve farkındalığın sağlanması için eğitim programları başlatmalıdır. Buradaki amaç kendi komşularını izleyen toplumlar yaratmaktır.

2.2.1. Bombalama Eylemleri 

      Terör  örgütleri, dinamitin icadından günümüze kadar geniş spektrum içinde farklı patlayıcıları saldırı amaçlı  olarak kullanmışlardır. Ancak teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak elektronik düzeneklerin ve yüksek infilak yetekli patlayıcıları kullanılması, bir yandan teröristlerin daha az yakalanma ve hayatlarını kaybetme riski ile saldırı olayları düzenlemelerine neden olurken, diğer yandan da uzaktan kumandalı sistemler ile daha hassas olarak patlayıcılarını hedefe ulaştırmak olanaklarına sahip olabilmektedirler. Terör örgütleri aynı zamanda yeni kimyasal maddelerin ve bomba yapımında kullanılan düzeneklerin sivil piyasada satılmamasından istifade ederek, gizli hücrelerinde şehirler ve ya kalabalık kamu binalarında eylemde bulunmak avantajına sahip olabilmektedirler. Metropol kentlerde kritik noktalardaki güvenlik kameraları ve alarm sistemleri, yeraltı treni, sinema, tren ve vapur istasyonları ile havaalanlarında koruyucu güvenlik çemberleri daraltarak, saldırganların caydırılması ve faillerin yakalanması ve teşhisinde olumlu sonuçlar elde edilmesine olanak sağlayabilmektedir.(Caşın,2008:446)

     16 Temmuz 2005’de PKK, Kuşadası’nda aralarında İngiliz ve İrlandalı turistlerin de bulunduğu beş kişinin öldüğü, 13 kişinin de yaralandığı bombalı saldırı düzenledi.

     28 Ağustos 2006 ‘de Muğla’nın Marmaris ilçesinde, biri minibüste ve 2’si çöp kutusunda olmak üzere 3 ayrı yerde meydana gelen patlamalar sonucu 10 İngiliz turist ile 11 Türk vatandaşının yaralandığı bildirildi.

     28 Ağustos 2006’de Antalya’da Emniyet Müdürlüğü, Belediye İşhanı önünde meydana gelen patlamada, 3 kişi öldü, 1'i ağır 20 kişi de yaralandı.(Bal ve Özkan, 2007: 155-156)

     Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi PKK ve diğer terör yanlılarının Türkiye’de, özellikle turistik bölgelerde gerçekleştirmiş oldukları saldırılardan hem çevre halkı hem de yabancı turistler aşırı şekilde etkilenmişlerdir. 

2.2.2 İntihar Saldırıları

      Terörizmin bir başka dehşet verici versiyonu ise giderek artış eğilim içinde olan İntihar Taarruzlarıdır. Diğer terör eylemlerinden farklı olarak failin yakalanma ve sorguya çekilme riski olmadan, kararlı bir şekilde saldırgan eylemlerini sivil ve askeri hedeflere karşı gerçekleştirmesi ve bu saldırı tarzını stratejik olarak Asimetrik savaş tekniği haline getirme isteği, çağdaş, uluslar arası toplumun karşılaştığı en önemli paradox olarak barış ve istikrarı tehdit etmektedir. (Caşın, 2008:470)

     Terörist eylemler açısından terör örgütlerinin çözülme sürecine girdikleri dönemde başvurdukları sansasyonel bir eylem şekli olarak kabul edebileceğimiz intihar saldırılarının tarihçesine baktığımızda, bu tür eylemlerin ülkemizde genellikle münferit saldırılar şeklinde gerçekleştiği, ancak bazı ülkelerde daha planlı ve sistematik saldırılar olarak ortaya çıktığı görülmektedir.(Karademir,2005:1)

     Terör  örgütleri tarafından gerçekleştirilen, planlı sistematik intihar saldırılarının ilk kez 1980 li yılların başındaOrtadoğu’da görüldüğü, Daha sonra başta Sri Lanka olmak üzere, Hindistan ve Pakistan’da görülmeye başladığı, Ülkemizde ise 1996 yılından itibaren münferit eylemler şeklinde ortaya çıktığı bilinmektedir.(Karademir, 2005:2)

     Muğla ili Bodrum ilçesi, Çarşı mahallesinde bulunan, halka açık tuvaletin bayanlar bölümünde 27.07.1997 günü saat 00:15 sıralarında bir patlama meydana gelir.Hızla olay yerine gelen uzman ekiplerin yaptıkları ilk incelemede Kudret DENKTAŞ sahte kimlikli bir bayana ait,alt kısmı parçalanmış bir ceset buldular.Olay yerinde sürdürülen çalışalar sonucu, cesedin hemen yanında bulunan bir spor çantası içerisinde; zaman ayarlı patlamaya hazır , 4 adet el yapımı Rus Bombası ile ilçede bulunan bazı eğlence merkezlerinin isim ve adresleri bulunan bir not bulunurCeset üzerinde yapılan incelemede ise, patlamayla birlikte ölen teröristin PKK terör örgütü içerisinde, BESE BESİ ve GÜLİSTAN kod isimleriyle faaliyet gösteren Dibistan PERİŞAN olduğu anlaşılır.(Karademir,2005:20)

      Gerçekleşen bu patlamanın oluş şekline ve hedef kitlesine bakılacak olura turistik mekânlara ve turistik ürün kullanıcılarını hedef almış olduğunu görmekteyiz. Hata sonucu patlamamış olsaydı belki de o gece birçok turist ve yerli halk hayatını kaybedecek olacaktı.

2.3. Dünyadan ve Türkiye’den Turizm Endüstrisini Etkileyen Terör Saldırılarına Örnekler

2.3. 1 11 Eylül Saldırısı (A.B.D)

     11 Eylül 2001’de, Amerikan Hava Yolları’na ait bir yolcu uçağı kaçırılarak saat 8.48 de 95. kattan Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesine çarptı. Bina çarpmadan 102 dakika sonra yıkıldı.

     ABD hükümetinin açıklamalarına göre olaylar şöyle gelişti: 11 Eylül 2001 Salı günü ABD’de dört yolcu uçağının ikisi New York’taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğeri Washington D.C.'de Pentagon’a çarptı. Sonuncu uçak ise yolcular ve uçağı kaçıranlar arasındaki mücadeleden sonra 150 mil uzakta, Pensilvanya kırsalında düştü. Dünya Ticaret Merkezi kulelerine çarpan uçaktaki teröristlerden birinin pasaportu uçağın kuleye çarpmasından sonra aşağıya fırlamış ve bölgedeki bir polis tarafından bulunmuştur. Teröristlerin havaalanına gelirken kullandıkları ve havaalanına otoparkına bıraktıkları araçta uçak kullanım kılavuzu ve Kur'an-ı Kerim bulunmuştur. Amerikan hükümetinin araştırmasına ve 11 Eylül Komisyon Raporu'na göre yolcu uçaklar Usame Bin Ladin'in lideri olduğu El Kaide terör örgütünün 19 üyesi tarafından kaçırıldı ve eylem gerçekleştirildi. Bazılarına göre ise bu saldırı Hitler'in Reichstag yangınından farksızdı. .[WEB_1,2010]

     11 Eylül 2001 saldırılarının ABD’deki otel endüstrisine etkisi tam bir trajedi olarak nitelendirilebilir. Saldırıdan sonraki ilk üç ay boyunca ABD’de otel rezervasyonları bireysel varışlar için %20 ile % 50 arasında rezervasyon iptalleri grupların ve tatil firmaların tatil programlarını tamamen iptal etmesi toplantıların, kongreler, seminerlerin, ticari fuarların tamamen iptali ve ertelenmesi ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu trajedinin yaşanması ABD için turizm gelirlerinin en az 2 milyar dolar kaybı anlamına gelmektedir. Bu saldırı sonucunda, birçok otel tekrar müşteri çekmek için oda fiyatlarında %30 ile %50 arasında bir indirim ve bedava kahvaltı, indirimli tiyatro bileti ve üç gece kal 2 gece öde gibi çeşitli promosyonlar yapmak zorunda kalmışlardır (Goodrich, 2002:576).

     11 Eylül 2001 saldırıları turizm endüstrisinin ne kadar kırılgan ve nazik olduğunu hatırlatmaktadır. Bu endüstrinin barışı  ve ulusların birbirini anlamasını ortaya koymasına rağmen terörist veya suç hareketlerinin genellikle turistik destinasyona yönelik yapıldığı görülmektedir. Bu hareketler ise turizm talebini düşürmekte ve turizm endüstrisini belli bir periyotta durağanlaşmaya ve daralmaya sokmaktadır (Pizam,2002:1).

Şekil-1 Dünya Ticaret Merkezi İkiz Kulelerinin Çarpma Esnasındaki Dikey Görünümü

Kaynak: [WEB_1,2010]

2.1.2. İspanya Örneği 

     ETA örgütünün 1980’li yıllardan beri yabancı turistleri hedef alan eylemleri günümüzde de devam etmektedir. Ancak, son dönemlerde ETA’ya olan halk desteğinin giderek azalmaya başladığı da gözlenmektedir. Konuyla ilgili yapılmış bir araştırmada, bu ülkede meydana gelen tipik bir uluslararası terörizm olayının, ülkeye gelen turist sayısında 140.000’in üzerinde azalmaya yol açtığı ve bu düşüşün üç ay süreyle devam ettiği belirlenmiştir (Taner, 2000, 95).

2.1.3. İsrail Örneği  

     İsrail turizm endüstrisi de 1967’den itibaren önemli bir gelişme göstermiştir. Bununla birlikte gerek dünyadaki gelişmeler (örneğin; 1991 Körfez Krizi) gerekse Filistin’le yılardır süren savaş, turizm endüstrisinin çok sık aralıklarla krize girmesine neden olmuştur (Mansfield, 1999; 30). 1992-1995 yılları arasında ülkede terör eylemlerinin baş göstermesi, İsrail turizm endüstrisinin krizlere cevap vermede yavaş olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Terör krizlerinin yaşanmaya başlamasından yaklaşık on sekiz ay sonra Turizm Bakanlığı yirmi sekiz milyon dolar tanıtım harcaması yaparak, İsrail turizm endüstrisini canlandırmaya çalışmış ancak beklenen başarı sağlanamamıştır (Mansfield, 1999; 34).

2.2.5.İstanbul, Ankara ve Trabzon’da Meydana Gelen Saldırılar  

İstanbul (HSBC Binası ve İngiltere Konsolosluğu) 

   El-Kaide Örgütünün hazırladığı bomba yüklü iki arabayla saldırı  planları hazırlanmıştı.Harun ilhan ve Yusuf Polat isimli şahısların gerçekleştirdikleri sinagog saldırılarının ardından saklanırken, beş gün sonra bu kez iki ayrı İngiliz hedefine saldırı düzenleşmişti. Hedefler İstanbul Levent’te bulunan HSBC Bank Genel Müdürlük binası ile Beyoğlu Galatasaray Meşrutiyet Caddesi üzerinde bulunan İngiltere Başkonsolosluğuydu.

Alanya’da, İsrail yolcu gemisine karşı gerçekleştirilmesi planlanan terör saldırısı,

    20 Şubat 2003 tarihinde HSBC Bankasına düzenlenen saldırıyla eş zamanlı olarak İngiliz Konsolosluğunda gösterir. Yine bu saldırıdan önce düzenlenen 15 Kasım 2003 tarihinde Şişli Merkez’de bulunan Bet Sinagog’una yapılan saldırılarda örnek olarak teşkil edilebilir.

    Örnekte görüldüğü gibi etnik, ırk, din, dil ayrılıkları güden terörist militanlarının hedefi farklı olsa da 2004 yılı turizm gelirleri oldukça düşüş göstermiştir ve ülke güvenirliğinin azaldığını düşünen yabancı turistler Türkiye seyahatlerini ertelemişlerdir.

Ankara (Ulus’da meydana gelen bombalama saldırısı) 

     (22 Mayıs 2007) Ankara, Ulus'ta bulunan Anafartalar Çarşısı önünde, akşamüstü 18.30 sıralarında meydana geldi. Patlamada 6'sı Türk, 1'i Pakistan vatandaşı olmak üzere 7 kişi öldü, 60'dan fazla kişi de yaralandı. .[WEB_4,2010]

     Eylemin, Türkiye’de önemli siyasi ve toplumsal gerilimlerin yaşandığı, halkın kamplara bölünmek istendiği ve seçimler dolayısıyla önemli bir demokrasi sınavından geçildiği bir dönemde gerçekleştirilmiş  olması, hedefin demokrasi, insan hakları ve toplumsal barış olduğunu göstermektedir. [WEB_5,2010]

Trabzon (MC Donalds Bombalama Saldırısı) 

   24 Ekim 2004 ‘te Trabzon Mc Donalds’ta meydana gelen bombalı  saldırı olayında 6 kişi hayatını kaybetmiştir.Yine bu olaydan sonra yaşanan Hrant Dink cinayeti eylemi de kente özel bir misyon yüklemeye çalışan militanlar tarafından planlanan eylemler serisinden biridir.

   Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastinin tetikçisi 17 yaşındaki Ogün Samast´ın da Trabzonlu çıkması dikkatleri yeniden bu şehre çekti. Trabzon, Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santaro cinayeti, TAYAD´lı gençlerin linç edilmek istenmesi, Doğulu işçilerin gittiği bir çay ocağı ile Mc Donalds´ın bombalanması, KTÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hicabi Cındık ile KTÜ öğretim üyesi Prof. Sadettin Güner ve oğlunun öldürülmesi, MHP İl Binası´nın bombalanması ve Trabzonsporlu Fatih Tekke ile Gökdeniz Karadeniz´in eşlerinin otomobilinin kurşunlanması gibi çeşitli saldırılardan anlaşılacağı üzerine Prof. Dr. Ümit Özdağ da kente özel bir misyon yükledi. Prof. Özdağ, 26 Şubat 2006´da Trabzon´da verdiği konferansta Trabzon´un ve Trabzonlu´nun kent ve insan olarak tarihine ve suyuna uygun bir direniş merkezi olduğunu söyledi. Trabzon´da yaşanan olaylarla ilgili olarak basında çıkan haberleri de eleştiren Özdağ, “Yaygın basın Trabzon için kötü diyorsa Trabzon´un çok iyi yolda olduğunu biliniz. Bu bölgede jeopolitik önem son derece fazladır. Bu bölgede yaşanacak herhangi bir kriz ülkenin genel güvenliğini tehdit altına sokar” dedi. [WEB_6,2010]

   Turistik tüketiciler ve bölgelerin hedef alındığı terör eylemlerinin ardından turistik tüketicilerin ortaya koydukları ilk tepkinin, bölgeye yapılması düşünülen seyahat kararının ertelenmesi ya da iptal edilmesi olduğu görülmektedir. Bunun sonucunda, turizm gelirlerinin düşmesi başta ülke ekonomisi olmak üzere turizm endüstrisi içinde yer alan turizm işletmelerini de olumsuz yönde etkilemektedir (Feichtinger, Hartl, Kort and Novak, 2001, 284).

         Terör eylemlerinin turizm endüstrisi üzerindeki olumsuz etkileri, yukarıda örnek olarak verilen ülkeler ve bölgeler dışında birçok ülkeyi de halen etkilemektedir. Terör tehdidi altındaki ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Küba, Meksika, Cezayir, Hindistan ve Türkiye’nin başka bölgeleri de yer almaktadır.

3. TÜRKİYE’DE TERÖRİZM-TURİZM ENDÜSTRİSİ  İLİŞKİSİ 

    Terör saldırıları yol açtıkları can ve mal kaybının yanı  sıra, turizm endüstrisi açısından ele alındığında; turistik tüketicilerin ülkenin güvensiz bir ortam içinde bulunduğunu düşünmelerine neden olmaktadır. Daha geniş bir boyutta, ülkedeki saldırıların devam edeceği endişesiyle turistik talebin azalması ya da ülkenin “kara listeye alınması” gibi olumsuz sonuçlar doğurması, Türkiye turizm endüstrisini ve endüstri içinde yer alan işletmeleri olumsuz yönde etkileyebilecek etkenler arasında yer almaktadır (Taş, 2003).

    Türkiye’de, özellikle 1984 – 2000 yılları arası dönem incelendiğinde, PKK terör örgütü tarafından polisler, askerler ve köy korucuları başta olmak üzere toplumun değişik kesimlerindeki bireylere yönelik toplam 21.866 terör saldırısı düzenlenmiştir. (Rakamlarla Terör, 2004). Yapılan araştırmalarda, Türkiye’nin turistik tüketiciler ve turistik bölgelerin güvenliği açısından dünya genelinde orta sıralarda bulunduğunu görülmektedir (Yılmaz, 2004, 77).

    Türkiye’de PKK terör hareketlerinin doruk noktasına ulaştığı dönem olan Ekim 1998’de, örgüte sağladığı desteği çekmesi amacıyla Türk Hükümeti tarafından Suriye’nin uyarılmasıyla başlayan (Tunçsiper ve Gönen, 2001, 11) ve Şubat 1999’da terör örgütünün başındaki kişinin yakalanmasıyla devam eden süreçte, özellikle turizm endüstrisi için olumsuz sonuçlar ortaya çıkmıştır. Terörist örgüt başının, Kasım 1998’de İtalya’da yakalanıp gözetim altına alınmasıyla birlikte, çeşitli ülkelerde, doğrudan Türk turizm endüstrisini hedef alan boykot kampanyaları gerçekleştirilmiş, terörist başının Kenya’da yakalanıp 17 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinin ardından da yabancı kamuoyunda ülkeye yönelik tepkiler gözlenmiştir.

    1999 yılının ilk iki ayında Türkiye’ye yönelik turizm talebinde bir artış yakalanmasına karşın, Şubat ayının ikinci yarısından itibaren rezervasyonlarda ciddi oranlarda düşüşler görülmüştür. Batı kamuoyu ve medyanın söz konusu terör örgütünün Türkiye turizm endüstrisini karalamaya yönelik kampanyalara açık destek vermesi nedeniyle, bazı ülkelerde %50’ye varan rezervasyon iptalleri yaşanmıştır (Almanya’da yaklaşık %40-50, Fransa’da %25, Belçika’da %30). Avrupa ülkelerinin Dışişleri Bakanlıkları tarafından ülke vatandaşları için hazırlanan seyahat öneri bültenlerinde, Türkiye riskli bir ülke olarak gösterilmiş ve turist kabul eden Yunanistan ve İspanya gibi ülkeler tarafından açıkça desteklenen tüm bu kampanyalar sonucu Türk turizmi bir darboğaza girmiştir. Bunların ardından 15 Mart 1999 tarihinde, terör örgütü tarafından, turistik bölgeler de dahil olmak üzere tüm Türkiye’nin savaş alanı ilan edilerek, ülkeye gelmeyi düşünenlerin rezervasyonlarını iptal etmelerinin açıkça istenmesi ve bu açıklamaların yabancı kamuoyunda destek bulması sonucunda, Türkiye’ye yönelik turizm talebinde büyük bir durgunluk dönemine girilmiştir. Terör örgütünün başındaki kişinin yargılanma süreciyle birlikte, Haziran sonunda verilen idam kararının ardından tekrarlanan eylemler, turizm sezonu içinde Türkiye’ye gelmeyi planlayan turistik tüketicilerin bu kararlarını olumsuz yönde etkilemiştir (Tunçsiper ve Gönen, 2001;12).

   3.1 P.K.K Terörünün Türk Turizmine Etkileri

     PKK bir yandan yurt içinde, Olağanüstü hal bölgesi, büyük kentler ve seyrek de olsa turistik merkezlerdeki eylemleri sonucu yarattığı tehditi panik ve güvensizlik, iklimi ile turizm hareketlerini doğal olarak baltalarken; bir yandan da yurt dışındaki militan örgütü ERNK ve sair kuruluşları aracılığıyla başlıca turizm kaynaklarımız arasında yer alan AB ülkelerinde ortaya koyduğu eylem ve söylemlerle Türkiye’nin genel imajını sistematik biçimde kötüleyip çarpıtarak tur düzenleyicilerini, potansiyel turistleri tehdit ederek, Türkiye’ye yönelik turistik talebin gerilemesinde rol oynamıştır.(Sezgin,2002:136)

      PKK’nın asıl eylem alanı olan Olağanüstü hal bölgesindeki yörelerimize yönelik daha çok kültürel ağırlıklı turlar çok büyük  ölçüde gerilemiş, zaman zaman ve yer yer durma noktasına gelmiştir. Bu durum dış basına yansımıştır. Örneğin; Londr’da yayınlanan günlük 220.000 tirajlı The Independent Gazetesinin 22.20.1998 tarihli nüshasında “Nuh’un Gemisi Diyarında Ticaret Geriliyor.” Başlıklı yazıda, Doğu Beyazıtlı bir vatandaşımızın da görüşlerine yer vererek şu değerlendirme yapılıyordu:

     “Mustafa Salman, Doğu Beyazıt’ta yaşayan hemen hemen tüm insanlar gibi, oda bir Kürt. Salman şöyle diyor:” 10 yıl önce Doğu Beyazıt turist kaynıyordu.O kadar çok turist vardı ki, kent dışındaki oteller bile doluyordu. Şimdi bu oteller kapandı, köy okulları da kapandı.” Türk Devleti ile PKK arasında savaş Doğu Beyazıt’ı çok etkilemiş. Bir taksi şöförünün anlattıklarına göre 1993 sonu ile 1994 başı arası çatışmalar öyle artmış ki, işi bırakıp altı aylığına İstanbul’a kaçmış. Arabayı sürerken Salman bana çatışma mahallerini de gösteriyor.” Artık şehre teröristler gelmiyor. Şimdi burada emniyetteyiz.”Turistler de geri gelmeye başlamış ama sayıları eskiye oranla çok az; “Son üç yıldır, diğer senelere oranla durum daha iyi. Bu yıl 20 otobüs dolusu yabancı geldi.” Ancak otellerde bir günlük oda fiyatının 3 Sterlininin biraz üstünde olması, talebin ne kadar düşük olduğunu gösteriyor”. (Sezgin,2002: 141)

3.2 Türkiye’de Turizm Gelirleri ve Terör  İlişkileri 

     Hiçbir turist, para vererek risk satın almaya yanaşmaz. Güvenlik konusunda risk taşıyan bir bölgede modern tesisler, tarih, doğal zenginlikler, kültürel çekicilikler ne kadar çok olursa olsun, bu turistik çekiciliklerin talep oluşturması ya da oluşacak talebin sürdürülebilir olması düşünülemez (Kuveloğlu, 2004, 142).

     Örneğin, 11 Eylül saldırılarının ABD ekonomisi üzerine yaklaşık 105 milyar dolarlık bir maliyetinin olduğu tahmin edilmektedir. Saldırılar sonrasında seyahat ve turizm sektörlerinin olumsuz yönde etkilenmesine paralel olarak resesyon içerisinde bulunan ABD ekonomisindeki daralmanın daha da derinleşeceği düşünülmektedir. Şöyle ki, 2001 yılı ikinci çeyreğinde büyüme hızı %2,4 olarak gerçekleşmiş iken, 11 Eylül saldırılarının gerçekleştiği üçüncü çeyrekte %0,9’luk bir büyüme sağlanmıştır (Goodrich, 2002: 578; Stork, 2002: 50). 11 Eylül sonrası ABD ekonomisinin fiili büyüme hızı %0,3 olarak gerçekleşmiştir. 2002’de ise ekonomisi kısmen toparlanma sürecine kavuşarak %2,3’lük bir büyüme sağlayabilmiştir.

     PKK ve diğer terör örgütlerinin düzenli saldırılarının yanında son zamanlarda bulunduğu bölgedeki politik istikrarsızlık nedeniyle Türkiye yeni terörist olaylara maruz kalmıştır. Örneğin, Mayıs 2001’de Rusya’nın Çeçenistan’daki askeri faaliyetlerini protesto etmek amacıyla İstanbul’daki Swiss otele 12 silahlı adamın yaptığı rehin alma eylemi, Türkiye ekonomisinde 2000 yılında 8 milyar dolarlık para kazandıran ve 10 milyon turisti ağırlayan turizm sektöründeki istikrarsızlığa bir ilavedir.  

     Grafik-1: Türkiye’de Turizm Gelirleri ile Terör İlişkileri 

      Kaynak: Emsen ve Değer, 2004:79 Turizm Üzerine Terörizmin Etkileri: 1984–20

Bu haber 5,891 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,613 µs