MOSSAD İHH'YA SIZDI MI?

13 Haziran 2010 10:42 tsi
Dilin kemiği yok.Yıldırım, kendilerini eleştiren medyayı “İsrail yanlısı” derse birileri de ona “Acaba kim İsrail’in ekmeğine daha çok yağ sürüyor?” diye sorabilir.

MOSSAD İHH’ya sızdı mı?  
 
İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım, önceki akşam bir TV kanalında haber bülteninde konuk oldu. Yıldırım, son günlerde Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı sonrası Türk basınında çıkan yorumlardan rahatsız olmuş. “Bazı medya grupları İsrail ağzıyla konuşuyor” dedi Yıldırım.
O bazı medya gruplarıyla kimleri kastettiğini bilemem ama son günlerde sağda solda bir çok medya mensubu “hiç kimseyi dinlemeden” İsrail’in kucağına giden ve yanlarına eski bir Amerikan komandosunu da almayı  ihmal etmeyen İHH’cıların yaptığı yanlışları sorguluyor. Ve doğru olanı da yapıyorlar.
Buna da en çok “Elhamdülillah dini bütün” basın grubu tepki gösteriyor. Tıpkı Yıldırım gibi “vay İsrail yanlıları!” diye veryansın ediyorlar.
Bu medya grubuna göre “bir gece vakti hain bir pusuya uğrayıp, saatlerce çatıştıktan sonra şehit olan askerlerin ölümünde ihmal var mı diye Genelkurmay’a en alçak ve ahlaksız eleştiriler yapılmalı, çamur atılmalı” ama Gazze yolunda 9 vatan evladını İsrail’in kucağına atan Mavi Marmara’nın beceriksiz idarecilerine en küçük bir sual sorulmamalıdır!
Bu medya zihniyetinin, bir ordunun tepesindeki orgeneralden en alttaki erine kadar koskoca bir kurumu “ihmaldi, tedbirsizlikti, tecrübesizlikti” diye yerin dibine batırması normal de bir geminin yüzlerce ihmal zinciri ile yola çıkıp 9 kişinin ölümüne yol açmasını sorgulamak mı anormal?
Niye panikleniyorsunuz ki?
Yakında o ‘şeriatçı’ gazetenizin İbrani yazarını da ortaya koyarsak bakalım ne diyeceksiniz? Yakında bu sualleri sadece biz değil, orada ölen 9 vatan evladının yakınları da sormaya başlayacaktır.
Sadede gelelim:
Bülent Yıldırım bu olayda birinci derecede sorumludur ve saldırının olduğu gün Türkiye’den gelen ‘geri dönün’ uyarılarına neden uymayıp 9 kişinin ölümüne sebep olduğunun hesabını Türk mahkemeleri önünde vermelidir.
Yıldırım “bazı medya organlarının İsrail yanlısı yayın yaptıklarını” söylerken “bu olayda İsrail en büyük dostunu kaybetti” diyen Erdoğan için de bir kelam eder mi acaba? Ya da “Türkiye ile İsrail çok önemli iki müttefiktir” diyen Obama’nın ne demek istediğini bir yorumlayabilir mi?
Üç beş tane gazetecinin yorumundan rahatsız olacağına asıl rahatsızlık duyması gereken kişilerden hiç rahatsız olmaması garip. “İsrail’in otoritesine neden başkaldırdınız” diye kendisini açıkça eleştiren Fethullah Gülen’in sözlerini “O benim hemşehrimdir” diyerek geçiştiren İHH Başkanı’nın üç beş gazetecinin masum yorumunu hemen ‘İsrail yanlısı’ diye yaftalaması da çok garip.
Yıldırım’ın yüreği varsa ve ‘davasında samimi ise’ kendisini “İsrail otoritesine uymaya” çağıran Hocafendiye söylemesi gerekenleri söylesin. Söyleyemiyorsa ‘lütfen aynaya baksın, yüzü nasıl görünüyor’ diye. 
Bence gerçek müttefikleri gizlemeye çalışan bir tavır bu.
İHH Başkanı baskından sonra düzenlediği ilk basın toplantısında yanına “üç hahamı” alarak konuşma yaptı. Bu hahamlar güya “Siyonizm” karşıtı idi. Rosen Berg, David Weisi, Israel Sherwinter isimli hahamlardan biri Kanadalı, ikisi ABD’li idi. Siyonizm, Yahudiler için yeniden bir vatan kurulmasını isteyen uluslararası  Yahudi hareketi. Temelleri de Tevrat’ta adı geçen ve İsrail diyarı (İbranice, Eertz Yisraell) denilen topraklardır. Yani Yahudilere göre Siyonizm “Tevrat’ın emridir.” Ve bütün Yahudilerin kafasının bir köşesinde bu özlem yatmaktadır.
İHH Başkanı “yanına aldığı o hahamların” MOSSAD için çalışan ve kamuoyunda zedelenen Yahudi imajını düzletmek için “Bakın bütün Yahudiler düşündüğünüz gibi değil, haham düzeyinde bile çok iyi Yahudilerimiz var!” düşüncesini  oluşturmak için uluslararası bir istihbarat oyununda kullanıldıklarını birileri kulağına fısıldasa ne der acaba?
Ya da Mavi Marmara gemisine aldıkları eski ABD Deniz Komandosu Ken O’Keefe’nin CIA tarafından gemiye sokulduğunu, gemideki pek çok Türk’le kurduğu samimi ilişkilerle kışkırtıcılık yaptığına dair bazı haberler çıkarsa ne olacak? Bu organizasyonun “Derin Amerika ile Derin İsrail’in” ortak operasyonu olduğu, bu operasyonda bazı Türklerin de kullanıldığı söylenirse ne olacak?
Dilin kemiği yok.
Yıldırım, kendilerini eleştiren medyayı “İsrail yanlısı” derse birileri de ona “Acaba kim İsrail’in daha çok ekmeğine yağ sürüyor?” diye sorabilir.  (Muharrem Bayraktar-Yeni Mesaj) [1]

İHH, MİT’in listesinde mi?

Mavi Marmara’nın İsrail komandolarının saldırısından bir gün sonra gazetelerde bir haber yayınlandı.
İsrail istihbaratına yakınlığı ile bilinen Debka internet sitesinin iddiasına dayandırılan habere göre, MOSSAD, Mavi Marmara Türkiye’den ayrılmadan önce, yıllardır bilgi paylaşımında bulunduğu Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile iletişim kurmuş, Gazze’ye gemiyle gidecek eylemciler ve geminin yükü hakkında bilgi almıştı.
Verilen cevap ise “Gemiye binen eylemciler şiddet eğilimi olmayan sıradan insanlar. Müdahale edildiğinde sorun çıkarmazlar” şeklinde olmuştu.
Bunun üzerine İsrail, sadece beş botla müdahale etme kararı almıştı. Askerler, eylemcilerin sert bir direniş göstermeyeceklerini zannettiklerinden helikopterlerden gemiye inerken de ihtiyatsız davranmıştı. Askerler, güvertede onlarca kişi varken gemiye inmiş, eylemciler de sert şekilde karşı koymuştu. İsrail askeri uzmanları, askerlerin indirme yapacakları güverteyi önce göz yaşartıcı gaz kullanarak boşaltmaları gerektiğini ancak bunun yapılmamasının hata olduğunu söylüyordu.
Yani, MOSSAD’ı MİT yanıltmıştı.
Mavi Marmara’ya yönelik İsrail tarihinin en acemice ve beceriksiz operasyonuna bakılırsa, bu iddia doğru gibi görünüyor.
Ancak, 3000 personeli, dünya üzerinde 16 000 hücreevi ve 35 000 gizli ajanı bulunan MOSSAD gibi tecrübeli bir gizli servis, başka kaynakların ve kendi ajanlarının bilgisine başvurmadan, sadece MİT’in verdiği bilgiye güvenerek, böyle bir operasyon yapar mı?
*
İddia etmiyoruz, sadece soruyoruz:
Milli İstihbarat Teşkilatı “Güvenlik İstihbaratı Başkanlığı Yıkıcı Dinî Faaliyetler Daire Başkanlığı 2010 Yılı Hedef Öncelik Tablosu”nda, takip edilecek “1. Derecede Örgütler” listesinde Nakşibendiler ve Nurcu gruplarla birlikte İHH var mı, yok mu?
Tablonun 2. ve 3. derece örgütler bölümlerinde Milli Görüş, Asder, Akder ve Mazlum-Der gibi sivil toplum kuruluşları da bulunduğu bu listeler, Nisan ayında Vakit Gazetesi’nde yayınlandı mı, yayınlanmadı mı?
Vakit Gazetesi’nde yayınlanan listeler doğru ise, MİT, takip edilecek “1. Derecede Örgütler” listesindeki İHH mensuplarının da bulunduğu Mavi Marmara’daki eylemciler için MOSSAD’a, “Gemiye binen eylemciler şiddet eğilimi olmayan sıradan insanlar. Müdahale edildiğinde sorun çıkarmazlar” bilgisini vermiş olabilir mi?
İçinden çıkılması zor, karmaşık bir
durum var.
*
Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu halde, muhalefet, Sayın Başbakan’a sürekli şu soruyu yöneltiyor:
“Mavi Marmara ile Gazze’ye gitmeye karar veren AKP milletvekilleri, son anda gemiye binmekten niye vazgeçti?”
Bu soruya inat ve ısrarla cevap verilmiyor?
İsrail komandolarının saldırısıyla hayatını kaybeden 9 kişi, göz göre göre aslana yem mi edildi?
Bu 9 kişiye şehit statüsü tanınması için, neden alel acele hükümete başvuruldu?
Nasıl bir tezgahtır bu?  (Sırrı Yüksel Cebeci-Tercüman) [2]

 

Kaynak:

[1] YENİ MESAJ GAZETESİ,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10002597&tarih=2010-06-13

[2] TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13

Bu haber 893 defa okundu.