En Sıcak Konular

İKİ YÜZLÜLÜĞÜN SONU YOK!

12 Haziran 2010 19:07 tsi
İKİ YÜZLÜLÜĞÜN SONU YOK! BM Güvenlik Konseyi'nde oylama yapıldı ve İran'a karşı yaptırımlar uygulanılmasına oy çoğunluğu ile karar verildi. Bütün kulis çalışmalarına ve baskılara rağmen hedeflenen oy birliği sağlanamadı.

İki yüzlülüğün sonu yok!

BM Güvenlik Konseyi'nde oylama yapıldı ve İran'a karşı yaptırımlar uygulanılmasına oy çoğunluğu ile karar verildi. Bütün kulis çalışmalarına ve baskılara rağmen  hedeflenen oy birliği sağlanamadı. Baskılar sonucunda bazı devletler karar değiştirip, "Evet" deseler bile, Türkiye ile Brezilya kararlarında sebat edip, "Hayır" oyu kullandılar.

"Hayır oyu" kararının sebebini anlamak için işin başlangıç noktasına bakmak gerekir. İran, geliştirdiği nükleer enerjinin, İran halkının enerji ve sağlık konularında yararlanması için yapıldığını vurgulamakta ve tesislerini Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA-International Atomic Energy Agency) kontrolüne her zaman açmış bulunmaktadır. IAEA'nin yapmış olduğu teftişlerde durum ve beyana aykırı bir husus tespit edilememiştir. Bunu tüm BM üyeleri de bilmektedir.

İran'ın nükleer araştırmaları hakkındaki en büyük şikayet ve gürültüyü kopartan ülkeler ise ABD ve İsrail olmuştur. Her iki devlet de nükleer enerjiyi birçok sahada kullanmakta olup, ellerinde büyük nükleer savaş başlığı stokları bulunmaktadır. İsrail, IAEA kurumuna üye olmaya yanaşmamakta ve kendisi hakkında dışarıya hiçbir bilgi vermemektedir.

Türkiye kuruluşundan bu yana "Yurtta sulh, cihanda sulh" prensibini benimsemiş ve uygulamış olan bir ülkedir. Barışçıl girişimleri de bu konuda ilk olmayıp, daha önce de İsrail ile Suriye arasında "Arabulucu" rolünü üstlenmiş bulunmaktadır. Diğer problemlerde de barıştırıcı rol oynamaya çalışmıştır.

Türkiye, Ortadoğu'da Irak misali bir çatışma ve felaketin tekrar yaşanmaması için büyük gayret göstermektedir. Uluslararası bir krizde, tehditler ve yaptırımlar yerine, barışçıl metodlarla ve diplomasi kanallarını çalıştırarak çözüm yollarını aramayı savunmaktadır.

Bu barışçıl metodları tavsiye eden Türkiye, bu konuda bir uygulama teklifi bile hazırlamıştır. Rusya ve Brezilya gibi ülkelerin de desteğini alarak bu teklifi Birleşmiş Milletler'e götürmüştür. Dolayısı ile bütün bunları yapan Türkiye'nin, Güvenlik Konseyi oylamasında "Hayır" oyu kullanarak, "Yaptırımlara karşı çıkması" en doğal ve mantıklı bir  davranış tarzı olmuştur. Tavrını, prensibine göre saptamış ve uygulamıştır.

Batı'nın iki yüzlülüğü:
* Batı'da birçok ülke sözel olarak ideal durumları savunmakta ama iş hakiki uygulamaya geldiği zaman da tamamen aksini yapmaktadır. Çoğu zaman, Batılı devletler, kararlarını, kimin "Haklı olduğuna" göre değil de, kimin "Güçlü olduğuna" göre şekillendirmektedirler.

* Kendi ülkelerinde "Demokrasiyi", "İnsan haklarını" ve "Hukukun üstünlüğünü" savunan ABD ve Batılı devletler, 2001 yılında Afganistan'ı ve 2003'den itibaren de, Irak'ı işgale başladıklarından beri savundukları prensiplerin tam tersini uygulamaya koymuş bulunmaktadırlar. İnsanları, sorgusuz, sualsiz öldürmüşler; kendi vatanlarını, topraklarını savunanları "İsyancı" veya "Terörist" ilan ederek onları yok etme yoluna gitmişlerdir.

ABD ve Avrupa devletlerinin bu tutum ve davranışlarının küçük ve keskin bir yansıması da İsrail'de olmuştur. İsrailliler de Filistin topraklarını işgal ederek, Filistinli Arapların bütün insan haklarını, garantilerini, hukuksal haklarını yok sayıp, onları yok etme yoluna gitmişlerdir. Buna rağmen her yerde "Demokrasi" ve "İnsan hakları savunucusu" olan ABD ve Avrupa devletlerinden hiç ses çıkmamış ve İsrail'e set çeken veya "Yapma" diyen de olmamıştır.

* Şu günlerde İsrail'e arka çıkan İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya dahil diğer Avrupa ülkeleri, II. Dünya Savaşı sonuna kadar geçen dönemler içinde kendi ülkelerinde "Yahudi getoları" oluşturmuş, onları toplumdan tecrit etmiş ve onlara karşı her türlü ırkçılığı yapmışlardır. 1940'lardan itibaren de Yahudileri, yüzlerce yıldır yaşayıp, vatan bildikleri topraklardan (Polonya, Almanya, Fransa, Avusturya, İtalya veya Hollanda gibi) çıkartıp, Orta Doğu'ya atmış veya orada iskan etmelerini sağlamışlardır. (Osmanlı İmparatorluğu'nu yıktıktan sonra)

* Yahudileri Ortadoğu'ya yerleştirdikten sonra da onları  "korumaya söz vermişlerdir." Acaba kime karşı? Müslüman ülkelerinde hiçbir zaman Avrupa tipi bir "Getto ayırımı" ayırımcılığı yapılmamıştır. Yahudileri, Almanya, Avusturya veya Fransa'da olduğu gibi ölüm kamplarına kimse göndermemiştir.  Bu durumda Batılı devletlerin sergiledikleri katmerli "İki yüzlülük" herkesçe bilinmelidir.

* İsrail, nükleer çalışmalarını ve silahlarını gizli, gizli ABD, Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa devletlerinden aldıkları mal ve bilgilerle geliştirmiştir. Bir kısmı gizli, bir kısmı da sessizce ama bilinerek verilen bu yardım ve destekle "Atom bombaları" ve "Başlıkları" yapan İsrail bunu Güney Afrika'daki "Aparthaed" (ırkçı) hükümeti  zamanında, o ülkede denemiş ve geliştirmiştir. Hatta onlara satmaya kalkmıştır.

*Güney Afrika'yı sömüren Alman ve Hollandalı beyazların ülkenin esas sahipleri olan siyahlara uyguladıkları ayırımcılığın aynısını, bugün İsrail, Filistin halkına ve yerleşim yerlerine uygulamaktadır. Bugün Filistin'de uygulanan Apartayd (Apharteid) sistemine dünyanın ve özellikle Batılı devletlerin gösterdiği iki yüzlülük, inanılmayacak bir seviyededir.

*Avrupa devletleri ve ABD, Pakistan'ın nükleer gücünü bir türlü hazmedememekte ve sürekli olarak Pakistan'ı hırpalayacak şeyler yapmaktadırlar. Oysa bombanın yapılışında teknik bilginin bir kısmı ve malzemenin büyük bir kısmı Batı'dan temin edilmiştir. Burada da "iki yüzlülüğün" çok iyi bir örneği verilmiştir.

* Şimdi de nükleer sanayiini geliştirmekte olan İran'ı baskı altında tutmak, onu hırpalamak ve elinden bu donanımı alabilmek için çalışılmaktadırlar. Bu yapılamazsa, bu gücü mahvedebilme çareleri aranmaktadır. İran da buna direnmektedir. İran'a gerekli malzemeyi satan da Batı devletleri olup, sanayi kurulunca da ona karşı "Cezai müeyyidelere" kalkanlar da Batılılardır.

İşte bu aşamada, Türkiye bir "Takas programı" ile barışçıl, diplomatik bir teklifle ortaya çıkmıştır. Hatta, ilk aşamada takasın Rusya'da yapılması bile konuşulmuştur.

İran ise ne Rusya ve ne de diğer Avrupa devletlerine güvenmeyerek, takas ve bir senelik depolamanın Türkiye'de olmasına razı olmuştur. Türkiye'nin bu emanetleri koruyabileceğine ve iki yüzlülük yapmayacağına itimat etmiştir. İş, diplomasi yolu ile çözüme doğru gitmeye başlayınca da o zamana kadar olaya olumlu bakan ABD resti çekip, hayır demiştir.

Batı ne istiyor:

*ABD, her ne olursa olsun 1979 Humeyni devrimi ile kendi kontrolünden çıkan İran'dan intikam almak istiyor.

*ABD tekrar İran'ın o çok zengin petrol ve doğalgaz yataklarından aslan payını alacak şekilde yararlanabilmek istiyor.

*İsrail, bu büyük ülkenin pazarlarından, askeri talim yapabileceği hava ve deniz sahalarından (Şah devrinde olduğu gibi) yararlanmak istiyor.

*Her ikisi de İran'ın nükleer teknoloji geliştirmesini istemiyor.

*İsrail, bir fırsatını bulup, İran'a bir hava saldırısı düzenlemek ve nükleer tesislerini bombalamak istiyor. ( ABD çok net bir şekilde bunu yasaklamış durumda ve İsrail'i sıkı bir kontrol altında tutuyor)

*Daha önce bol, bol İran'dan yararlanan İngiltere, Almanya, Fransa ve diğer devletler, ondan istedikleri kadar yararlanamadıklarının öfkesi altında İran'ı incitmek istiyorlar.

*İsrail ve Hindistan gibi IAEA kurallarına uymayan ve onlara üye olmaya bile yanaşmayan ülkeler dururken, ve bu ülkeler her türlü nükleer kullanımı ve silahı geliştirirken, Batı onlara bir söz söylememekte veya uyarı yapmamaktadır.

*Diğer taraftan IAEA'ya kapılarını açan ve silah üretmeyen İran'a ise "Yaptırım" için oylama yapılmakta ve oy çokluğu ile kararlar alınmaktadır. Bu en büyük iki yüzlülüktür.

*Doğru mantık kullanıp, en adil şekilde oyunu kullanan Türkiye'yi baskı ve töhmet altında bırakmak için de büyük bir çalışma mevcuttur.

Bu oyunlara gelmemek gerekir.

Türkiye kendine güvenmeli, sıkı ve dik durmaya devam etmelidir.

 

Prof. Dr. Oya Akgönenç- Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GEZETE,http://www.milligazete.com.tr/makale/iki-yuzlulugun-sonu-yok-166532.htm



Bu haber 749 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,816 µs