''YANDAŞ MEDYA''DA GÜLEN ŞAŞKINLIĞI

10 Haziran 2010 12:13 tsi
Fethullah Gülen'e ait olduğu söylenen gazete bile, Hoca'nın Wall Street Journal muhabiri Joe Lauria'ya verdiği röportajı yayınlamadı. Yandaş gazeteler de haberi görmezden geldi, ya da arka sayfalarda tek sütun olarak verdiler.

Yandaş medyada Gülen şaşkınlığı

Önce çok şaşırdılar, hatta şoke oldular. "Olamaz" diyorlardı, "Hocaefendi bunları söyleyemez."
Hocaefendi, neyi söyleyip söylemeyeceğini sanki onlara sormak zorundaydı.
Fethullah Gülen'e ait olduğu söylenen gazete bile, Hoca'nın Wall Street Journal muhabiri Joe Lauria'ya verdiği röportajı yayınlamadı.
Yandaş gazeteler de haberi görmezden geldi, ya da arka sayfalarda tek sütun olarak verdiler.
İlk şaşkınlığı ve şoku atlattıktan sonra, "Hocaefendi öyle demek istememiştir, röportaj çarpıtıldı" gibi laflar etmeye başladılar.
Öyle demek istememişse ya da röportaj çarpıtılmışsa, Fethullah Gülen'in ağzı ve dili yok muydu? Gazeteye iki satırlık bir düzeltme gönderip, "Aslında öyle demek istememiştim" diyemez miydi?
Wall Street Journal muhabiri Joe Lauria, CNN Türk'te Cüneyt Özdemir'in 5N1K programına katılıp, Gülen'in samimi olarak Türkiye hükümetinin ve IHH'nın yaptığı eylemlere ve gerginliği tırmandıran açıklamalarına karşı çıktığını ve röportajda çarpıtma olmadığını açıklaması, son ümitlerini de bitirdi.
Zaman Gazetesi'nden Abdulhamid Bilici'nin "röportaj yapılmadı sorular yazılı olarak gönderildi" şeklindeki sözlerinin de gerçekleri yansıtmadığını söyleyen Lauria, soruları önceden gönderdiklerini ama röportajın yüzyüze yapıldığını açıkladı.
Yandaş medya bu durumda ne yapacaktı?
Gazze'ye yardımı kahramanca savunan ve Mavi Marmara'ya yapılan saldırıya ateş püsküren Sayın Başbakan'dan vazgeçemezdi. Vazgeçse, yandaşlık biterdi. Bu, biat kültürüne de aykırı olurdu. Öyleyse Fethullah Gülen'den vazgeçecekti.
Fethullah Gülen'in en sadık müritlerinden Nazlı Ilıcak, "Hocaefendi'nin sözlerini tasvip etmem mümkün değil" diyerek, bu konuda da başı çeken yandaş oldu.
Bunların karakteri böyle.
*
Pazar gecesi Fehmi-Nebahat Koru çiftinin Beykoz'daki evinde bir davet
vermiş... İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve yakın ekibi, Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas ve eşi yazar Canan Barlas, Çalık Medya Grup CEO'su Serhat Albayrak ve yardımcısı Haluk Çimen, Star ve Yeni Şafak'ın Genel Yayın Yönetmenleri Mustafa Karaalioğlu ve Yusuf Ziya Cömert, yazarlar Ahmet Kekeç, Hasan Bülent Kahraman, Salih Tuna, Fuat Keyman, Derya Sazak, Elif Çakır, Mehmet Şeker, Mehmet Kamış, televizyoncular Gürkan Zengin, Erhan Çelik ve birçok seçkin davetli de (!) oradaymış.
Rasim Ozan Kütahyalı, Taraf Gazetesi'nde yazıyor bunları...
Ve diyor ki:
"Bir yandan yazılmamak kaydıyla olan özel konuşmalarda birçok isim Gülen'e karşı burukluğunu belirtiyordu, bir kısmı şaşırmıştı. Burukluğunu ve sitemlerini anlatanların bir kısmı Gülen'den çok içten biçimde 'Hocaefendi' diye bahsetmeye devam ediyordu, çünkü Gülen'le manevi gönül bağları vardı. Öte yandan kimi isimler Gülen'i eleştirmeye çekindiklerini de ifade ettiler... 'Eskiden böyle değildi, Gülen'e dair daha rahat yazılıyordu, şimdi herkes söyleyeceğini yutuyor' dedi bir davetli, 'Gülen'in geçmişte de buna benzer çıkışları oldu' diyerek birkaç örnek verdi... Buradaki 'çekinti' Türkiye'nin çıkarını düşünerek olan bir çekinti de değil, bildiğiniz korkuya benzer 'Acaba başıma bir şey gelir mi?' duygusuyla karışık bir çekintiydi bu... İslami kesim içinde bile Fethullah Gülen ve hareketine dair bu hisler yükselmeye başladıysa durum iyi değil demektir."
Eee, ne demişler:
"Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner!"
Sonuç?
Yazılmamak kaydıyla özel konuşmalar yapanlar, Hocaefendi'den çekindiklerine, daha açıkçası korktuklarına göre, "İslam dünyasının geleceği, huzuru, özgürlüğü ve refahı açısından da en doğru rol-model olan iki insandan Tayyip Erdoğan'ı desteğe devam, Fethullah Gülen'in pabucu dama..."
Ama unutmayın ki, yerin kulağı var!
*
Ruşen Çakır, Vatan Gazetesi'ndeki yazısında, "Gülen cemaati ve AKP: Yollar yeniden ayrılıyor mu?" diye sorarken; eski Marksistlerden yazar Faik Bulut, "Filistin meselesi laik-dindar çatışmasını uyandırabilir ki bu Gülen'in Türkiye tasarımına aykırı" diyor ve şu notu düşüyor:
"Acaba bu açıklamayı yapan Gülen, Amerika'daki bazı odaklardan önemli sinyaller mi aldı? Koku mu aldı? Başbakan'ın suyu ısındı mı? Bilemiyorum ama bunu da bir ihtimal olarak düşünebiliriz."

Sırrı Yüksel Cebeci-Tercüman

KAYNAK: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13

Bu haber 880 defa okundu.