PKK'NIN GÜNEYDOĞU'DA İSYAN PLANI

6 Haziran 2010 10:01 tsi
Karşımızda gittikçe şiddetlenen PKK saldırıları ve bu saldırıların ne anlama geldiğini, bundan sonda nelerle karşılaşacağımızı okuyamayan bir siyasi irade var.

PKK’nın Güneydoğu’da isyan planı!  

Karşımızda gittikçe şiddetlenen PKK saldırıları ve bu saldırıların ne anlama geldiğini, bundan sonda nelerle karşılaşacağımızı okuyamayan bir siyasi irade var.
PKK saldırıları artık bir halk tabanının desteğine kavuştu ve bu saldırılar Meclis’teki bir parti tarafından hem destekleniyor hem körükleniyor. Dün binlerce PKK yandaşı Şırnak sokaklarında yürüyüş yaptı. Şehri birbirine kattılar. Her gün ya dağ kadrosunun ya şehir kadrosunun bir saldırısıyla karşı karşıyayız. Şehit cenazeleri geldikçe ülkenin birliği mesajını vermesi gereken siyasi söylemler “askerin zaafına” vurgu yapmak gibi dehşet verici bir gaflet içindeler. İsrail’in Türk gemisine saldırısı sonrası “asla İsrail’ karşı askeri alışverişimizi bozacak bir tavır içine girmeyiz” diye Meclis’i birbirine katan iktidar vekilleri, kendi askerlerine karşı çok acımasız ve saldırgan davranıyorlar.
Asker, terörle mücadelede en  moralsiz ve en yılgın dönemini yaşıyor.
Siyasetin doğurduğu bu tavırla teröre karşı mücadeleden başarı elde edilmesi mümkün değildir.
Önceki yıllarda PKK’ya karşı kelle koltukta savaşmış TSK mensuplarının bir çoğu, generalinden albayına, astsubayından polisine kadar “çete kurmaktan yargılanırken” dağda eli tetikte, canını tehlikeye atmış TSK mensuplarının bu tablo karşısında nasıl bir demoralizasyon içinde olduğunu tahmin etmek zor değil.

Açılımda yapılan gizli pazarlıklar!
Ordunun başı olan bir Cumhurbaşkanı bile “ordusuna sahip çıkmak, moral vermek” yerine  her PKK baskınında basılan karakolda askeri zaaf var mı diye sorumlu generalleri hesaba çekilmekle meşgul olursa bundan terörle mücadele değil, terörle mücadelesizlik çıkar.
Bugünkü siyasi kadrolar Kürt açılımı adlı balonla PKK’nın dizginlenebileceğini, sanıyorlar. Ama İmralı sakini, alçılım sürecinde kendilerine verilen “federasyon, Kürtçenin ikinci dil olması, mahalli özerklik,  PKK’ya genel af” gibi sözlerin ve bu konularda Ankara’ya sunulan “yol haritasının” gereğinin yapılmamasının intikamını almaya kararlı görünüyor. Açılımla, birkaç magazinel toplantı ile şarkıcılı, türkücülü, artistli toplantılarla olarak Kürt kamuoyunu kandırmaya çalışanlar bunun bedelini tüm halka ödetiyorlar.
APO, “31 Mayıs’tan sonra olacaklara karışmam” diyerek gelecek saldırıların fitilini ateşlemişti.
Çok yakın bir zamanda APO’nun “açılımla ilgili olarak kendilerinden hangi görüşlerin alındığını, hangi yol haritasını kimlerin aracılığıyla Ankara’ya gönderdiklerini manşetlerden okuyacaksınız.
PKK’nın artan eylemelerinin yakında sadece Güneydoğu’yu değil yeniden bütün ülkeyi saran bir boyuta varacağını da tahmin etmek güç değil.
AKP kadroları “iç düşman yoktur” gibi bir hayalle girdikleri pembe siyaset sürecinde “iç düşman denilen ve aslında dış düşman tarafından her türlü maddi, lojistik, stratejik destek verdiği iç düşmanın hangi boyuta varacağını “yaşayarak görecekler.”
PKK ne hedefinden ne de bu hedefe ulaşmak için uyguladığı taktiklerden vazgeçmiştir.

PKK ile BOP kol kola!
PKK örgütünün programı 1977 yılında, tüzüğü ise 1978 yılında hazırlanmıştır. 30 Temmuz 1979’da Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Celal Bucak’a yaptıkları saldırı sonrası kuruluşlarını ilan etmişlerse de, asıl eyleme geçme stratejisi II. Kongre ile alınmıştı.
Eruh ve Şemdinli saldırılarına katılan terör örgütü mensubu Mustafa Çimen ve Hüseyin Tilki, Diyarbakır 1 Nolu Askerî Mahkemesi’ne verdikleri ifadede bu saldırıları bütün detayları ile anlatmışlar; teröristler, eylem öncesi kahvehanelere giderek “Biz geldik. Artık Kürdistan’ı kurduk. Gelin bizimle yaşayın. Yaşasın Kürdistan!” şeklinde sloganlar atmışlar, aynı gün ve saatte Eruh baskınında dağıttıkları bildirilerden burada da dağıtmışlardır” (Diyarbakır 1 Nolu Askerî Mahkemesi, 07.05.1985 tarihli zabıtları).
Abdullah Öcalan, sonraki yıllarda hedefini daha net ortaya koyacak,  “97 perspektifleri” başlıklı talimatında “Bağımsız Birleşik Kürdistan’ın kurulmakta olduğunu, Kuzey Irak’la PKK’nın bütünleştiğini” söyleyecekti.
APO’nın ilan ettiği Bağımsız Birleşik Kürdistan hedefinin Kuzey Irak ayağı ABD tarafından kurulmuş eksik olan taraf Türkiye ayağıdır!
APO, 97 Perspektifleri talimatını verirken ortada ne Irak’ın işgali ne de Kuzey Irak’ta resmen kurulmuş bir Kürdistan vardı.
O Kürdistan’ın lideri bugün Ankara’ya önüne kırmızı halılar serilerek geliyorsa BOP’nun, -APO’nın deyimiyle-   Birleşik Kürdistan projesinde sona yaklaşılıyor demektir.
Bu hedef, Büyük Ortadoğu Projesi’nin de en kritik ve hayatî projesi idi.
PKK’nın bu hedefe ulaşmak için nelerin yapılacağı, “08-27 Ocak 1995 tarihleri arasında Kuzey Irak Haftanin Bölgesi’nde yapılan PKK 5’nci Kongresi’nde “Temel Hedefler” bölümünde açıkça ‘halkın kızıl iktidarlarını yaratmak için’ stratejik saldırıya geçiş şartlarının oluştuğu belirtilerek, Türkiye çapında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomik, siyasi, askerî, sosyal, kültürel vb. tüm kurum ve kuruluşları ile bunlara hizmet eden tüm kişilerin hedef alınmasını, en temel örgütsel görev olarak” belirleniyordu.
PKK bütün bu süreci tek tek gerçekleştirdi.
Devletin askeri,ekonomik, siyasi,kültürel tüm birimleri hedef seçildi ve daha sonraki yıllarda bu kendi yandaşı olan “siyasi, sosyal,kültürel” birimler oluşturdu.
2002’ye kadar devletin aktif mücadelesi sonucu girdiği pasif dönem de AKP ile ortadan kalktı!
Bizden uyarı:
PKK artık sadece terörist saldırılar değil “yüzbinlerce kişinin katılacağı bir halk ayaklanması” planlama peşinde.
Güneydoğu’nun değişik bölgelerinde bunun ön hazırlıklarını görüyoruz.
BOP’nın mimarları PKK’dan son vuruşu yapmalarını istiyor.
İmralı sakini emir verdi
PKK’nın partisi “savaş bütün ülkeye yayılacak” dedi.
Barzani Türkiye’de.
Hükümet birkaç şarkıcı daha toplayarak açılım masalı okumayı bırakmazsa yakında masal okuyacak bir ülke de bulamayacak.
 
Muharrem Bayraktar-Yeni Mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10002488&tarih=2010-06-06

Bu haber 816 defa okundu.