DP'DE NELER OLUYOR?

21 Mayıs 2010 11:23 tsi
Büyük umutlarla başlayan Anavatan-DYP birleşmesi, geldiğimiz noktada parti içi kavgaya dönüşmüş durumda.

DP’de neler oluyor?

CHP komplo depremini minimum hasarla atlatmaya çalışırken, bir başka muhalefet partisinde; DP’de de kazanlar kaynıyor. DP ile Anavatan Partisi arasında birleşme kongresinin ardından yapılan protokolün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca geçersiz sayılması nedeniyle olağanüstü kongreye gidecek olan partide Mesut Yılmaz sıkıntısı yaşanıyor. Büyük umutlarla başlayan Anavatan-DYP birleşmesi, geldiğimiz noktada parti içi kavgaya dönüşmüş durumda. Parti içinde süren iktidar mücadelesi, DP çatısı altında mutlu bir beraberlik yaşanmasını engelliyor.

Mesut Yılmaz faktörü

Dün Tercüman’da yayınlanan röportajımızda DP Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez,* 12 Haziran’da yapılacak kongrede Cindoruk’un karşısına aday çıkarma girişimleri olduğuna dikkat çekti. DP’nin geçen hafta Patalya Otel’de yapılan GİK toplantısında Anavatanlılarla DP’liler arasında yaşanan tartışmadan sonra Mesut Yılmaz’ın Cindoruk’a karşı bir aday çıkartma girişiminde olduğu kulislerde de konuşuluyor. Söylemez, “Yılmaz destekli bir aday çıkar mı” soruma, “Yılmaz’ın Cindoruk’a karşı bir aday çıkarmaya teşebbüs edeceğine ihtimal vermek istemiyorum. Eğer böyle bir aday çıkarsa sonuç kendileri için hüsran olur” diyor. Söylemez açıkça ifade etmese de parti içindeki gerilimden Mesut Yılmaz’ı sorumlu tuttuğu anlaşılıyor.

Çiller döner mi?

Diğer yandan DP Genel Başkanlığı için geçen isimlerden biri de eski Başbakan Tansu Çiller. Çiller’in kabinesinde de görev yapan Söylemez’e bakılırsa Çiller geri dönme niyetinde değil. Zaten Çiller partide olsaydı, Cindoruk gelmezdi diyen Söylemez’e göre, Cindoruk parti çoluk çocuğa kalmasın diye genel başkanlık koltuğuna geçti.

Parti içi kavga

Merkez sağda yıllardır süren sen ben kavgası, hem Anavatan’ın hem de DYP’nin baraj altında kalmasına neden oldu. Yıllarca ülkeyi yöneten merkez sağ kadrolar şimdi Cindoruk liderliğinde yeniden iktidar alternatifi olma çabası veriyor. Ama eski alışkanlıklar hala devam ediyor. Parti içi koltuk kavgaları, DP’nin etkin muhalefet yapmasını da engelliyor. Anavatan ile DYP’nin birleşmesinden umutlanan ve büyük bir sinerji bekleyen kitleler ise, hayal kırıklığı yaşıyor.

Muhalefet krizi

CHP ile başlayan şimdi de DP ile devam eden muhalefet krizi; tam da referandum ve seçim öncesi birilerinin muhalefet hesabı yaptığı şüphesini kuvvetlendiriyor. Tüm dünyada iktidarlar yıpranırken, biz de arka arkaya muhalefet krizleri yaşanması muhalefete yönelik dizayn çabaları olduğunu doğrular nitelikte. (Lale Şıvgın-Tercüman)  [1]

 'O Kadın' döner mi?

Olağanüstü kurultay sürecindeki CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan adaylığı hemen hemen kesinleştikten sonra, gözler 12 Haziran'da kongre yapacak olan Demokrat Parti'ye çevrildi.
"DP'de neler oluyor?"
DP Genel Başkan Yardımcılarından Ufuk Söylemez'le konuşan arkadaşımız Lale Şıvgın'ın Salı günkü yazısının başlığı böyleydi.
DP'de bir şeyler olmuyor, DP'yi Mesut Yılmaz karıştırıyor.
Yılmaz'ın, seçimsiz yapılması öngörülen 12 Haziran kongre gündemine genel başkanlık seçimini aldırması sebepsiz değildi.
Vatan Gazetesi'nin dünkü haberine bakılırsa, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve ekibini tasfiye etmek için, düne kadar "O kadın" dediği Tansu Çiller'le bile işbirliği yolları aramakta bir sakınca görmüyor.
Sayın Demirel'i üzen "siyasetin kirletilmesi", işte bu...
Hedefe giden her yolu meşru gören "kirli siyaset" ya da "Makyavelist siyaset"...

Arkadaşımız Lale Şıvgın'ın Salı günkü yazısının bir paragrafı şöyleydi:
"Merkez sağda yıllardır süren sen ben kavgası, hem Anavatan'ın hem de DYP'nin baraj altında kalmasına neden oldu. Yıllardır ülkeyi yöneten merkez sağ kadrolar şimdi Cindoruk liderliğinde yeniden iktidar alternatifi olma çabası veriyor. Ama eski alışkanlıklar hala devam ediyor. Parti içi koltuk kavgaları, DP'nin etkin muhalefet yapmasını da engelliyor."
DP'nin en büyük yanlışı, Anavatan Partisi ile birleşmeyi, merkez sağ siyasetin olmazsa olmaz şartı görmesi oldu.
İki partinin birleşmesi Mehmet Ağar-Erkan Mumcu döneminde gerçekleşseydi, beklenen sinerjiyi belki yaratabilirdi.
O şans tepildikten sonra, DP-ANAP birleşmesinin psikolojik ve simgesel olmaktan öte, hiçbir önemi ve anlamı kalmadı.
Asıl yanlış ise, tek hedefi Çankaya'ya çıkmak olan Mesut Yılmaz'ın, bu bütünleşmeye dahil edilmesiydi.

Hüsamettin Cindoruk, zor bir görev üstlendi.
Bu dönemde DP Genel Başkanı olmak, ateşten gömlek giymekten farksız...
Enkaz haline getirilmiş DP'nin sorunlarını çözmeye ve borçlarını ödemeye çalışmaktan başını bile kaşıyamazken, Anavatan Partisi ile birleşmenin getirdiği yeni sorunlarla ve Mesut Yılmaz'la da uğraşmak zorunda kalan Cindoruk'un günahı ne?
Ağabeylik yapmaya ve merkez sağ kadroları derleyip toparlamaya, DP'yi iktidar alternatifi yapmaya çalışmak mı?
DP'nin Cindoruk liderliğinde beklenen sıçramayı bir türlü yapamamasının sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor: Mesut Yılmaz sorunu var.
DP, bu sorunu nasıl aşar?
Bunun cevabını önümüzdeki günlerde vereceğiz.(Sırrı Yüksel Cebeci-Tercüman) [2]

DP’de neler oluyor II

Son yazımda 12 Haziran’da kongreye gitmeye hazırlanan DP içindeki gerilimi aktarmış ve DP Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez ile sohbetimizden bazı bölümler aktarmıştım. Söylemez, Cindoruk’a karşı Mesut Yılmaz destekli bir aday çıkarma girişiminden söz etmiş, ancak böyle bir ihtimalin hayal kırıklığı ile sonuçlanacağını ifade etmişti. Ortaya çıkan tablo, birleşmeye rağmen, aynı parti içinde iktidar kavgalarının yaşandığını gösteriyordu.

Bu yazıdan sonra çok sayıda DP’liden telefon ve mesaj aldım. Çoğu Yılmaz konusunda Söylemez ile aynı fikirdeydi. Ancak Genel Başkan Yardımcılarından Anavatan kökenli Aydın Sezer farklı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar ışığında DP’de yaşananlara bir de Anavatan cephesinden bakalım.

Sezer, Mesut Yılmaz’ın partide sıradan bir üye olmanın ötesinde, hiçbir ağırlığı olmadığını, dolayısıyla herhangi bir aday çıkaracak güce sahip olmadığını söyledi. Sezer, Yılmaz’ın bölen değil aksine birleştiren bir siyasi figür olduğunu kanıtlamak için iki buçuk ay önce yaşanan bir olayı aktardı. İki buçuk ay önce yapılan DP GİK toplantısında çıkan bir tartışma sonucu Cindoruk toplantıyı terk etmiş. Yılmaz ise birlikteliğin sürmesi için bizzat Cindoruk’un peşinden koşarak, onu ikna etmeyi başarmış. Bunun üzerine Cindoruk yeniden toplantı salonuna girmiş. Sezer’e göre bu davranış Yılmaz’ın birleştirici olduğunun bir kanıtı.

Ortada birleşmemiş bir parti var

Anavatanlılara verilen sözlerin tutulmadığından yakınan Sezer, ortada hala birleşmemiş bir parti var diyerek, DP’lileri suçlayınca, kendisine Yargıtay’dan gelen uyarıyı hatırlattım. Çünkü Yargıtay iki parti arasındaki protokolün uygulanmasına itiraz etmiş ve bu protokolü yok hükmünde saymıştı. Sezer, Yargıtay’dan gelen yazının 5 Şubat tarihli olduğunu ve birleşmenin gerçekleştiği Ekim kongresinden Şubat ayına kadar Anavatandan gelenler lehine hiçbir adım atılmadığını kaydetti. Yani Sezer’e göre, birleşme Yargıtay’ın yazısı gelmeden önce de zaten sağlanamamıştı.

Bizi sattınız diyorlar

DP üst kurullarında Anavatan’dan gelenlerin meşruiyetlerinin hala sorgulandığını ifade eden Sezer şöyle devam etti: “Mesut Yılmaz birleşme konusunda Anavatan teşkilatlarını, kadrolarını tek tek ikna etti. Ama bize verilen sözler tutulmadı. Anlattıklarımız boşa çıkınca delege de ‘bizi sattınız’ demeye başladı.”
Eski yeni kavgası

Aydın Sezer DP’deki sorunun Anavatan-DYP kavgası olmadığını, eskiyle yeninin kavgası olduğunu söyledi. Bunun üzerine kendisine adaylık için adı geçen Çağrı Erhan ya da Mehmet Ali Bayar gibi isimleri sordum. Sezer’in yorumlarından bu isimlere sıcak baktıkları anlaşılıyordu. Bana kalırsa Anavatanlıların bu yaklaşımı Yılmazíın bazı adayları desteklediği iddialarını doğrular nitelikte. Ama Sezer; “Çağrı Erhan da, Mehmet Ali Bayar da zaten DP kökenli isimler. Bu nedenle bu isimlere Mesut Yılmaz’ın adayı demek yanlış olur.” diyor. Doğrusu bu söylem DYP kanadını temsil edenlere de pek ikna edici gelmiyor. Anavatanlıların bazı adaylara sıcak bakmasına rağmen, o isimleri sahiplenmeyip, onlar bizim değil DP’nin adayıdır demesine çoğu DYP’li de anlam veremiyor.(Lale Şıvgın-Tercüman)  [3]

* http://www.mirhaber.com/haber.php?haber_id=33545

 

Kaynak: TERCÜMAN GAZETESİ,

[1].http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=10000&yazitar=18.05.2010&yaziid=34479

[2].http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13&yazitar=20.05.2010&yaziid=34491

[3].http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=10000

Bu haber 1,551 defa okundu.