TÜRKİYE'Yİ KİMLER NASIL ORTADAN İKİYE BÖLDÜLER?

20 Mayıs 2010 11:43 tsi
Gündemin üzeri ‘kirli oyunlar’ ve ‘komplolar’ ile örtülürken, bütün çıplaklığı ile ortaya çıkan çok önemli bir ayrıntı vatandaşın gözünden kaçırılıyor. Türkiye ortadan ‘ikiye’ bölünmüş durumda.

Türkiye’yi kimler, nasıl ortadan ikiye böldüler?

Gündemin üzeri ‘kirli oyunlar’ ve ‘komplolar’ ile örtülürken, bütün çıplaklığı ile ortaya çıkan çok önemli bir ayrıntı vatandaşın gözünden kaçırılıyor.
Türkiye ortadan ‘ikiye’ bölünmüş durumda.
Ülkenin doğusu, fiili olarak lideri İmralı’da misafir edilen, topu topu ‘beş bin silahlı adama’ sahip olan bir terör örgütü tarafından adeta  teslim alındı.
Öyle ki teröristleri  “Kandil’deki gitar çalan çocuklar” olarak kamuoyuna lanse edenler bile, artık terör örgütü izin vermediği için bölgeye gidemiyorlar.
Bölge tamamen örgütten soruluyor.
Ülkenin batısı ise, ‘ekonomik temeller’ üzerinde şekillenen bir topluluğun kontrolü altına girmiş bulunuyor.
Topluluğun ‘yol haritasına’ boyun eğmeyen, topluluğun ‘hedefleri’ ile örtüşmeyen, topluluk ile ‘ters düşen’ her kim var ise ‘sistemli’ bir şekilde saf dışı bırakılıyor.
Ses çıkaran “Ergenekoncu” ilan ediliyor.
Doğudaki örgüt BDP’yi destekliyor.
Batıdaki topluluk ise AKP’yi.

***

AKP Diyarbakır İl Başkanı Baki Aksoy, Kulp ilçesinde aynen şöyle diyor:
- “1985 ile 2000 yılları arasında bölgede 3 bin 500 köy yakılıp boşaltıldı. O karanlık dönemlerde birçok insan evlerinden alınmış, dağlarda ve mağaralarda katledilmiştir. Buraya gelen tugaylar köylerde grup grup insanları götürüp katlettiler. Ve bir gece ansızın evinizi basıp ‘24 saat içinde bu köyü boşaltacaksınız’dediler. Sizi ‘çağdaş muhacir’ettiler. AK Parti bu zulme dur dedi, ‘antidemokratik uygulamalara’son verdi. Militarizm kokan, postal kokan ve halkın önüne engel olan her türlü anti demokratik maddeyi değiştireceğiz.”
BDP Diyarbakır İl Başkanı Nijad Yaruk ise, aynen şu ifadeleri kullanıyor:
- “Kürtler artık eski Kürtler değil. Diz çöktürmeye çalıştırdığınız bu halkın önünde diz çökeceğiniz günler çok yakındır.”
Biri, AKP’nin Diyarbakır İl Başkanı.
Diğeri, örgütün kontrolündeki BDP’nin Diyarbakır İl Başkanı.
Peki var mı birbirlerinden farkı?
Yok.

***

Örgütün partisi, Güneydoğu’da iktidar.
Topluluğun partisi ise bütün Türkiye’de.
Dışarıdan ‘farklı imiş’ gibi görünseler de, aslında kilitlendikleri ‘temel hedef’ aynı:
Türkiye’nin ‘Türk kimliğini yok etmek.
Biri, ülkenin doğusunda ‘etnik ırkçılığa’ dayalı politikalar üzerinden, bölge halkının ülkeden koparılması için ‘zemin’ hazırlıyor.
Diğeri, ülkenin batısında ‘dini söylemler’ üzerinden beyinleri yıkayarak, ülkenin bölünmesi için ‘psikolojik ortam’ oluşturuyor.
Irak’ın kuzeyindeki kukla oluşumun liderlerinden Mesut Barzani, bir zamanlar “Meclis’te 100’e yakın milletvekilimiz var” diyordu.
Apo ise, ‘40’tan fazla milletvekilinin’ kendi kontrolünde olduğunu öne sürüyordu.
Bölücüler, önceki seçimlerde hem Meclis’te ‘grup’ kurabilecek sayıya ulaştılar, hem de AKP içerisinde daha da etkinlik kazanarak ‘iktidar ortağı’ oldular.
Tayyip Erdoğan’ın muhalefet partilerine sık sık, “Sıkı ise Güneydoğu’ya gidin” diye meydan okumasının ardındaki neden, işte budur.

***

Bakmayın görünürdeki ‘kayıkçı’ kavgasına.
Zihniyet itibarı ile, AKP’nin BDP’den herhangi bir farkı yoktur.
‘Anayasa Mahkemesi’ni, bir TV kanalındaki ‘Aile Mahkemesi’ne çevirdikten sonra, sıra Anayasa’nın ‘ilk üç maddesini’ değiştirmeye gelecek.
Sonrasının hayalini kurmak bile ürkütücü.
Peki bu ülkenin gerçek sahipleri nerede?  [1]

Anayasa’dan sonra Kürt referandumu mu olacak?

Türkiye’nin Güneydoğu’sunda ‘fiili’ olarak iktidarı ele geçiren terör örgütü, ülkeyi bölmeye yönelik hain planın ikinci aşamasını devreye koymak üzere.
İmralı’daki malikanesinden örgütü yönetmeye devam eden Apo, gizli pazarlıklar içerisinde olduğu iktidara, avukatları aracılığı ile aynen şu mesajı verdi:
- “Orta yoğunluklu savaştan söz ediliyor. Böyle bir savaş sadece dağda olmaz, şehirlerde de etkisi çok büyük olur. Kent isyanlarına dönüşebilir. Her şehirde büyük katliamlar gelişebilir. Halkımız bunu bilmeli ve hazırlıklı olmalıdır.”
Örgüte yönelik operasyonların durdurulması için düzenlenen yürüyüşe katılan BDP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, mesajın açılımını aynen şöyle yaptı:
- “90 yıldır süren inkara, 30 yıldır süren katliama boyun eğmeyen, bedel ödeyen Kürt halkı iddia ediyorum, yemin ediyorum yaşamı cehenneme çevirecek. Artık Kürt halkının verdiği mücadele de kahramanca yıllardır bedelini veren gerillayla sınırlı olmayacak. Kürt halkı kentleri, yolları, caddeleri, yaşamı tıkayacak.”

***

İktidarın ‘açılım’ politikalarına destek vermek üzere uzun bir süre ‘pusuya’ çekilen terör örgütü, Anayasa değişikliği ile ilgili yapılacak olan referandumu fırsat bilerek ülkeyi yeniden ‘kan gölüne’ çevirme planları yapıyor.
Nevruz bayramı öncesinde devlete karşı ‘topyekun isyan’ provaları yapan hainlerin yeni hedefi, ortaya çıkan gerilim üzerinden bir ‘Türk-Kürt çatışması’ başlatarak, ‘yabancı güçlerin’ bölgeye müdahalesine zemin hazırlamak. .
Karadeniz bölgesine yönelik ‘taciz eylemlerini’ yoğunlaştıran hainler, Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bazı bölgelerde de ‘kurtarılmış bölgeler’ oluşturmaya çalışıyorlar.
Üniversiteler, ‘örgüt karargahı’ haline geldi.
Muğla’da inisiyatifi ele geçiren hainlerin ilk hedefi, açılım politikalarına karşı çıkan MHP’nin binalarını taş yağmuruna tutmak oldu.
Ankara’da yıllar önce Kürtçe şarkı söyleyen Ahmet Kaya’ya çatal fırlattığı iddia edilen bir sanatçı linç edilmekten zor kurtuldu.

***

Atina’da gazetecilerin sorularını cevaplandıran AKP iktidarının başı, şöyle diyordu:
- “Partimde 60’dan fazla Kürt milletvekili var. Kürtlerin TBMM’de 20 milletvekili bulunan bir parti tarafından temsil edildiğini kabul etmiyorum.”
Güneydoğu bölgesinden seçilen milletvekilleri, iktidarın Meclis’te ‘sayısal çoğunluğu’ elinde tutabilmesi açısından çok önemli bir yere sahip.
Tayyip Erdoğan, işte bu sebepten dolayı, teröristlere ’taviz’ üzerine taviz veriyor.
Bu yüzdendir ki, iktidarın emrindeki güvenlik güçleri, şehit cenazelerinde ‘yırtıcı kaplan’ kesilirken, terör gösterilerinde ‘kınalı kuzuya’ dönüşüyor.
Her gün ‘yeni bir talep listesi’ ile ortaya çıkan terör örgütü, işbirlikçi iktidar aracılığı ile devlete artık ‘diz çöktürmek’ üzere.
Örgüt, bir taraftan Meclis’teki grubu vasıtasıyla ‘siyasi çözüm’ dayatması yaparken, diğer taraftan ’gizli ortağı’olduğu iktidar vasıtasıyla ‘açılım’ adı altında taleplerinin ‘uygulamaya’ geçirilmesini sağlıyor.

***

Bugün, ‘yerel özerklik’ hazırlığı yapılıyor.
Yarın, ‘siyasi çözüm’ için Kürtlerin ‘kendi kaderlerini’ belirlemesine imkan tanıyacak bir ‘referandum’ gündeme gelecek.
Bugün Apo’nun çizdiği ‘yol haritası’ üzerinden açılım başlatan iktidar, yarın Apo’ya ‘paşalık’ unvanı verip, ‘Bölge Valisi’ tayin etmeye kalkışırsa hiç şaşırmayın.
Zira, gelişmeler o noktaya doğru gidiyor. [2]

İsrafil K. Kumbasar

 

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ

[1].http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=13324

[2].http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=13310

Bu haber 598 defa okundu.