En Sıcak Konular

BAYKAL'A DEĞİL BDP'YE BAKINIZ!

18 Mayıs 2010 20:18 tsi
BAYKAL'A DEĞİL BDP'YE BAKINIZ! İktidar var gücüyle özel ilişkiler üzerinden CHP’yi köşeye sıkıştırmaya çalışırken BDP tehlikeli tahrik ve tehditlerine devam ediyor...

Baykal’a değil BDP’ye bakınız!

Sekiz yıldır darbe planları, çete/mafya tartışmaları, suikast iddiaları, tele kulak, Silivri iddianameleriyle kamuoyu meşgul edildi. Ülkede yaşanan terör ve terörün kaynakları üzerine ciddi bir biçimde gidilemedi. Şu sıralarda yeni bir siyasi meşguliyet üretildi: Baykal’ın kaseti ve istifası. İktidar var gücüyle özel ilişkiler üzerinden CHP’yi köşeye sıkıştırmaya çalışırken BDP tehlikeli tahrik ve tehditlerine devam ediyor. Anayasa değişiklikleri sırasında Meclis Başkanı BDP’li bir milletvekiline karşı “Meclis Başkanını öldürtecek misiniz?” diye soru sormuştur. BDP, Kürt asıllı yurttaşları devlete karşı PKK’nın yanına çekme faaliyetine alabildiğine devam ediyor. Halkı militanlaştırmak ve devlete karşı kışkırtmak için de elinden her geleni yapıyor. İktidar ise durumu sadece izliyor.
“Yaşamı cehenneme çevirmek”
BDP Milletvekilleri ve Belediye Başkanlarının operasyonlara dur demek için yaptıkları yürüyüşte bir Milletvekili devlete meydan okuyarak şöyle diyor: “Bu politikayı ve bu savaşı sürdürürseniz, iddia ediyoruz, yemin ediyoruz Kürt halkı yaşamı cehenneme çevirecek”. BDP’liler bu sözleri dağda, mağarada, kuytuda ve inlerde pusuya yatmış eli silahlı teröristlere karşı askerin yürüttüğü operasyonların durdurulması için ediyor. Yani bu katil destekçisi şahıs “eli silahlı teröristlere dokunmayın. Onların cinayet işleme özgürlüklerini kısmayın” demeye getiriyor. Aksi takdirde “Kürt halkı yaşamı cehenneme çevirecek”miş. 
Kışkırtıcılık sınır tanımıyor!
Bu hezeyanların sahipleri çok iyi biliyor ki Türkiye’de “yaşamı cehenneme çevirmek” ve “kardeşliği” yok etmek için BDP olarak ellerinden her geleni zaten yapıyorlar. Milletvekili (!) sıfatını taşıyan kişilerin en tehditkâr, en kışkırtıcı sözleri söylemesi de bunun tipik örneğidir. BDP’nin bir diğer yetkilisi “Diz çöktürmeye çalıştığınız bu halkın önünde diz çökeceğiniz günler çok yakındır” diyor. Bu sözler son zamanlarda meydana gelen terör ve sokak çatışmalarının organize edildiği adresi net olarak işaret ediyor. 
İmralı açıkça tehdit etti!
Dağdaki silahlı militanlar, Ankara’daki sivil siyasi vekiller (BDP) ve İmralı arasında güçlü bir iletişim ve dayanışma olduğu açıktır. Nitekim PKK karakol baskınlarıyla  “yıkılmadım ayaktayım” mesajının vermesinin ardından BDP’liler miting düzenleyerek “devlete diz çöktürmekten” bahsettiler. Aynı zaman dilimi içerisinde İmralı’daki terörist başı da tehdit edici mesaj gönderdi:  “Orta yoğunlukta bir savaştan söz ediliyor. Böyle bir savaş sadece dağda olmaz, şehirlerde de etkisi çok büyük olur” diyor. Öcalan’ın gönderdiği mesaj gayet açıktır. Anlamayanlar için biz yazalım. Öcalan diyor ki ‘Sadece dağda karakol basarak orta yoğunlukta bir savaşı sürdüremezsiniz. Eylemleri şehirlere kaydırmanız gerekiyor. Şehirlerdeki eylemlerin etkisi daha büyük olur’. İmralı ağası bunun için 31 Mayıs’a kadar da süre veriyor. Bu sözler terörizmi kimlerin yönettiğini göstermiyor mu? Devlete düşen gereğini yapmak değil midir? İktidar yetkilileri Baykal’ın kaseti ve cesediyle meşgul olacak yerde buraya bakmaları gerekmiyor mu? (Özcan Yeniçeri-Yeniçağ)[1]

Devlet, “diz çökecek”miş!..

Millet olarak elbette;  “La havle”  çekeceğiz çünkü devlet kurmuş ve temsîl yetkisi vermişiz, azanı cezalandırsın, düşmanı yok etsin diye kurumlara!...
Devlet de sistem gereği sandıkta görevlendirilen Hükümet’e vermiş bu görevi. O da  “açılım” la, saçılımla, ayrıştırmayla veya ayrışmak isteyenlere demokratik destekle meşgûl!
Bölücü-bebek katili-kalleş örgütün siyasallaşmışları, gemi iyice azıya aldılar! Gözlerini kararttılar iyice!  “Ege’de coşar, Karadeniz’de taşarız” demişlerdi, ondan önce Diyarbakır’dan;  “has..tirin!”  çekmişlerdi ama duymazdan gelmişti  “One minut”çü Başbakan!
Şimdi de demokratik bölücülerin dokunulmazı;  “Diyoruz ki, ... eğer bu politikayı, savaşı sürdürürseniz iddia ediyorum, yemin ediyorum Kürt halkı yaşamı cehenneme çevirecek. Kürt halkı Ortadoğu’da yaşamı kilitleyecek. ... artık hükümetin bakanları TBMM’nin milletvekilleri ve göreceksiniz yarın öbür gün generaller, Türk askerinin o Türk gençlerinin cenazesine gidemeyecekler.”  derken; dokunulması kolay olan il başkanı sıfatlı mahluk ise;
“... Kürtler artık eski Kürtler değil. Diz çöktürmeye çalıştığınız bu halkın önünde diz çökeceğiniz günler çok yakındır.”  diye tehdît yarıştırıyorlar!
Muğla’da silah patlatıyor, kendi içlerinden birini vuruyorlar! MHP il binası ve Türk bayrağı asılı evleri, iş yerlerini taşlayarak dağıtıyorlar!
21. yy. Haçlısı ABD ve AB dikteleriyle çıkartılan yasalarla eli-kolu bağlı polis; belki de Kandil’de törenle karşılananların da aralarında olduğu 200 kişilik PeKaKa’lıya demokratik eskortluk yapmaktan öteye gidemiyor!
Dükkânı tahrip edilen esnafa, henüz  “Geçmiş olsun.” diyen bir parti temsilcisi çıkmadı! Geçmiş olsuna gidelim denilen siyasiler ise;  “Zaten bizden değil!”  diye geçiştirdi! Bu kısır siyâsi mantıkla, elbette bekçisiz köylerde kuduruk itler, salya-sümük ürüyerek dolaşırlar! Kendinden olmayan vatandaşın oyuna talip olmayan, zarar-ziyana uğramış vatandaşla hemhâl olmayan bir mantığın, siyâseten başarısı mümkün müdür?
Ana Muhalefet ve diğer Muhalefet Partisi, Meclis’i çalıştırarak çıkarılmasına kerhen destek olduğu yasalara karşı suçlu olmaktan çekinerek olsa gerek ki olanları sessiz sedasız izlemekte ve hükümetten aldığı yüz ve destekle iyice azıtan bölücü örgüt de şehirlerde hayatı zindan etmekte!...
Siyâsiler demokratlıkları, diplomatlıkları gereği bu tehditleri, olanları, olacakları görmezden geliyor tamam da bu memleketin Cumhuriyet Savcıları, neredeler? Devleti, milleti açıkça tehdît eden bu taşeron bölücülere dur diyecek Kanun adamlarımız neredeler?
Geçerli yasalar, AKP tarafından değiştirilinceye kadar bu suç örgütünün pervâsız temsilcilerine müdâhele etmeye izin vermez mi?
Bu tehlikeli ve tahrikkâr gidişin sonunu gören yok mu? Hafif bir yelle külleri dağılan korlaşmış ateşten çıkan kıvılcımları gören yok mu? Kuvvetli bir rüzgâr eserse -ki estirilmek istendiği çok belli- çıkacak yangından zarar görmeyecek kişi, kurum, bölge var mı?
Devlet olmanın, devlet kalmanın olmazsa olmazı; etrafta düşman bırakmamak, başlıya baş eğdirmek, dizliye diz çöktürmek değil midir ki şimdi bölücü örgüt temsilcileri, devlete diz çöktürmekten bahsedebiliyorlar!
Bu acziyet midir, teslimiyet midir yoksa demokratlık-diplomatlık mıdır? (Mustafa Aslan-Yeniçağ) [2]

Hepimizi katledecekler!

Gemi büsbütün azıya aldılar.
Çıldırmış gibiler.
“Gerilla” dedikleri PKK’nın 26 yıldır süren terörüyle de kirli emellerine ulaşamayacaklarını anlayınca, aç kalmış çakal sürüsü gibi saldırmaya başladılar.
Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Milletine tehditler savuruyorlar.
Meydan okuyorlar.
BDP Diyarbakır İl Başkanı Nijad Yaruk, “Kürtler, eski Kürtler değil. Diz çöktürmeye çalıştığınız bu halkın önünde diz çökeceğiniz günler yakındır” diyor.
Başka ülkelerde bu sözü söyleyeni asarlar.
Topu topu iki milyon -o da PKK’nın baskısıyla- oy almış bir parti, büyük çoğunluğu devletine bağlı olan Kürt vatandaşlarımız adına konuşma yetkisini kimden, nereden alıyor?
Kime diz çöktürecekler?
Türk Milleti’ne mi?
Yedi düvelin önünde diz çökmeyen Türk Milleti’ne?
Kaldı ki Türk Milleti’nin Kürt vatandaşlarımızla hiçbir sorunu yok.
Türk Milleti’nin sorunu, vatanını parçalamak isteyen bölücülerle...
Yedikleri ekmeğe, içtikleri suya, soludukları havaya ihanet edenlerle...
Bayrak ve vatan düşmanlarıyla...
*
Adı, Nezir Karabaş imiş...
BDP Bitlis Milletvekili...
Söyledikleri boyunu da aşıyor, haddini de...
“Bu politikalar sürerse Kürt halkı yemin ediyorum sadece gerilla mücadelesiyle kalmayacak, yaşamı cehenneme çevirecek.”
Vay be...
Kimin ülkesinde kimin yaşamını cehenneme çevirecekler?
Doğu’da, Güneydoğu’da askerimizin geçeceği yollara döşedikleri mayınları, bu kez büyük şehirlerimize, kalabalık alışveriş merkezlerine döşeyip, kitlesel kıyım mı yapacaklar?
Canlı bombalar mı gönderecekler şehir merkezlerine?
“Gerilla” dedikleri bölücü teröristleri, masum insanlara mı saldırtacaklar?
Çocukları ve bebekleri mi katledecekler?
Kürt halkı mı yapacak bunları? Bin yıldır birlikte yaşadığımız Kürt vatandaşlarımız?
Kürt eşimiz, Kürt bacanağımız, Kürt damadımız, Kürt gelinimiz, Kürt komşumuz mu?
Kim?.. Kim?.. Kim?
*
BDP’liler, Diyarbakır’da, ellerinde Öcalan posterleri, PKK bayrakları ve çatışmalarda öldürülen teröristlerin fotoğrafları olduğu halde yürüdüler.
Yetmedi.
Lice’de operasyonlara karşı “canlı kalkan” olmaya kalktılar.
Dağa mı çıkmak istiyorlar?
Teslim olan PKK’lıların örgütte sebep oldukları boşluğu mu doldurmak istiyorlar?
Ne istiyorlar?
Bölücünün biri, Diyarbakır’da bas bas bağırıyor:
“Biz bu kardeşliği istemiyoruz!”
“Kürt açılımı” başlatanlardan hiçbiri, kafasını kaldırıp, “Orada neler oluyor?” diye sormuyor, soramıyor.
Adamlar açıkça “Hepinizi katledeceğiz” diyorlar.
Bildikleri tek şey o zaten...
Onu da mertçe ve erkekçe yapamazlar. (Sırrı Yüksel Cebeci-Tercüman) [3] 

 

Kaynak:

[1] YENİÇAĞ GAZETESİ,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=13288
[2] YENİÇAĞ GAZETESİ,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=13299
[3] TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13



Bu haber 690 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,353 µs