En Sıcak Konular

VURUN ASKERE!

5 Mayıs 2010 09:46 tsi
VURUN ASKERE! Dünyanın hiç bir yerinde ülkenin askerine karşı silahlı saldırı olurken, askerler hayatlarını kaybederken, o ülkenin medyası kendi ordusunun aleyhine habire yazı yazmakla meşgul olmaz.

Vurun askere!  

Dünyanın hiç bir yerinde ülkenin askerine karşı silahlı saldırı olurken, askerler hayatlarını kaybederken, o ülkenin medyası kendi ordusunun aleyhine habire yazı yazmakla meşgul olmaz.
Sadece Türkiye’de var bunun örneği!
Tunceli’de karakol basıldı. Dört şehit verdik. Askerlerimiz kahramanca savundurlar mevzilerini. PKK’nın çok iyi hazırlanarak, günlerce, belki de haftalarca gözlem yaparak gerçekleştirdiği eylemlerden biriydi bu. Yeni bir Aktütün faciası daha yaşayabilirdik. Ama Tunceli kahramanları ve karakolun yiğit komutanı saatlerce hiç bir yardım gelmemesine rağmen arslanlar gibi savaştılar.
Ama maalesef dört şehit verdik.
Ülkenin asker düşmanı “medya çetesi” yine yanı koro halinde başladı:
“Saldırının olacağı belliydi!”
“ Bu saldırılar, anayasa değişikliğine karşı planlı saldırılar.”
“İşin ucu Ergenekona varır.”
Benzer yazı ve yorumları daha önce de yaptı aynı çete.
Aktütün basıldı, “askerin haberi vardı, günler öncesinden saldırı belliydi, var bu işin içinde bir iş” dediler.
Tokat’ta askerimize saldırıldı “Bu da Ergenekonun işi” diye yazdılar.
Giresun’da şehit verdik, aynı yorumlar.
Tunceli saldırısı oldu yorum aynı.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Tunceli şehitlerinin basın yoluyla TSK’ya yapılan saldırılara, “Bugün maalesef Türkiye’de basının bir bölümü, İstiklal Savaşı’ndaki mütareke basınını aratacak seviyede. Her şeyde TSK’yı eksik ve hatalı olarak göstermek, hainliktir” diyerek cevap verdi.
Evet, bunların yaptığı ihanet hatta ihanetten de öte ama Sayın paşam bu adamlar sizin komutanı olduğunuz orduya hakaret ediyorlar, sizin sadece “ağzınız konuşuyor.”
Bu ülkenin mahkemeleri var, ordunun komutanı olarak neden ordunuza âdete çete muamelesi yapan bu güruha karşı mahkemelere başvurup ordunuzun hakkını savunmuyorsunuz?
Bu adamları neden yazdığına, yazacağına pişman etmiyorsunuz?
Dağda eşkıyaya karşı canı pahasına savaşan bir ordunun askerleri, arkalarında, kendilerine sürekli olarak b.k atan, “bunlar PKK ile irtibat halinde” anlamına gelen yorumlar yapan kahpe bir medya sürüsüyle ve kendisini yeterince savunmayan bir ordu komutanı ile bu savaşı nasıl moralle sürdürebilir?
Yedi askerimizin şehit olduğu Reşadiye baskınını askerin yaptırdığını ima eden şerefsiz ve alçakça yorumları siz nasıl sesiz sedasız okuyup hiç bir hukuki işleme tabi tutmazsız ey komutan?
TSK’nın kuruluşundan bu yana bu orduya atılan en büyük iftiraya karşı nasıl sesiz kalırsınız?
Bunlar yine susmayacak.
Her PKK baskınında askeri kusurlu gösteren, askerin zafiyet içinde olduğunu anlatan, hatta asker içinde PKK ile irtibat halinde bulunanlar olduğunu söyleyen yorumlar yapacaklar. Ama İmralı’daki PKK lideri ile görüşmeler yapıp yol haritası hazırlayan siyasetçileri de alkışlayacaklar bir yandan.
Türk ordusu, önde düşmana karşı savaşırken arkadan hançerleyen bu kahpe sürüsünün ne büyük bir tehlike olduğunun hala farkında değil.
 Ve bu yapılanlarında basın özgürlüğü ile fikir özgürlüğü ile hiç alakası yok.
Çünkü bunların fikri yok!
Bunlar tetikçi.
Kalemlerini askere karşı silah olarak kullanma görevini icra ediyorlar.
Genelkurmay başkanı bu tavrını devam ettirdikçe de görevlerine devam edecekler.[1]

PKK ile savaşta son nokta  

PKK yeniden saldırmaya başladı. Son bir ayda on sekiz şehit verdik. TSK, PKK ile savaşırken artık “arkadan vuran medya ve siyasetçilerle de savaşmak zorunda.”
Dün yazdık; PKK kurşun sıktıkça her sıkılan kurşunu adına Ergenekon denilen ve içinde çok önemli bilim adamalarının, askerlerin, gazetecilerin de yer aldığı ve henüz hiç biri ceza almamış bir yapıya mal eden basınla da mücadele etmek zorunda TSK.
PKK vurdukça, PKK’nın masumiyetini anlatan, PKK’nın kullanıldığını, bir yerlerden emir alarak bu eylemleri yaptığını, bu “bir yerlerin de”   devletin derin yapısı içinde aranması gerektiğini söyleyen ciddi bir medya kesimi adeta “PKK’yı aklayan bir hüviyette” kendi ülkesinin ordusuna karşı yayınlar yapacak.
PKK’yı aklayan diyorum daha da ötesi bu zihniyet “PKK’ya yardım ve yataklık yapma” ile eşdeğer bir misyon icra ediyor.
Nedeni açık; Terör örgütü asker öldürüyor,  bu zevat “yok canım bu iş PKK’nın işi değil, başka güçler var” diyerek PKK’yı masum bir örgüt olarak gösterme peşinde.
PKK’nın 2000’li yıllara gelindiğinde iyici kırılmış olan saldırı gücünün bugün neden yüksek bir noktaya ulaştığı, bunda siyasi iradenin ne gibi zafiyeti olduğunu tartışmamız gerekirken bu konu hiç gündeme getirilmiyor.
Hükümet “Kürt açılımı” sürecinde PKK ile yaptığı pazarlıkta (hatta APO ile yaptıkları görüşmede!) örgüt açısından sadece bir grup PKK’lının dağdan inip Habur’da davullu zurnalı karşılanması ile sonuçlanacak bir süreci başlatmadı.
Bu süreç, ikiz yasaların Güneydoğuda harekete geçirilmesi, ülkede “farklı halkların olduğunun ve bu halkların yerel kaynaklardan istifadesinin sağlanması”  başta olmak üzere ülkeyi federasyona götürecek yapılanmanın başlatılmasına kadar varan bir dizi “pazarlık maddesini” içeriyordu.
Kürt açılımı diyerek PKK ile pazarlık yapanlar bu açılımın sadece Dolmabahçe salonlarında artist takımına verdikleri kahvaltı ile devam edeceğini  “diğer sözlerin”  nasılsa unutulacağını zannediyorlardı.
Ama unutulmuyor işte!
PKK’nın dağ kadrosundan Duran Kalkan ve Murat Karayılan geçtiğimiz haftalarda yaptıkları açıklamalarda saldırılara yeniden başlayacaklarının sinyallerini verdiler.
PKK neredeyse her gün bir hedefe saldırırken, terörü ezmek yerine onunla pazarlık yaparak bu tabloyu hazırlayanlar, her zaman olduğu gibi “topu taca atarak” sorunluluktan sıyrılma peşindeler.
Et fiyatlarının artmasında kendi tarım politikalarını, hayvancılık girdilerindeki astronomik artışı, yemin ve gübrenin dünyada rekor kırar düzeye ulaşmasını, süt tozu ithalatının önünü açmalarını ve bütün bunların kendi icraatları olduğunu görmezden gelip  “bütün suç et spekülatörlerinde!” diye “et Ergenekoncularını!” suçlayanlar terörde de aynı şeyi yapıyorlar.
PKK karakol bastıkça “bunların arkasında Ergenekon var!” diyerek terörü aklayan ve kendi sorumluluklarını göz ardı edenler aynı taktiği izliyorlar.
Hükümet bilmeli ki “bitme noktasına gelen terörü tamamen bitirmek yerine” onların siyasi uzantıları ile pazarlık yaparak terörle mücadeleye karşı orduyu moralize etmek yerine demoralize ederek örgütün bugünkü düzeye ulaşmasında büyük rol oynadılar.
Bu moralsizlik çok pahalıya mal olacak. [2]

Muharrem Bayraktar-Yeni mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ

 

[1].http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10001959&tarih=2010-05-04

[2].http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10001978&tarih=2010-05-05



Bu haber 559 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,463 µs