TOPÇU: ''VATANDAŞ 'AYAKTA' VE 'HAYATTA' KALMA ÇABASINDA''

30 Nisan 2010 15:05 tsi
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu Pervari’de yaşanan çocuk suçluların vakası ve hızla tırmanan sosyal facialara dikkat çekti.

VATANDAŞ "AYAKTA" VE "HAYATTA" KALMA ÇABASINDA, İKTİDAR ve MUHALEFET İSE MECLİSTE TOP ÇEVİRİYOR!

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu Pervari’de yaşanan çocuk suçlular vakası ve tırmanan sosyal facialara ve suç oranlarına dikkat çekti.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu Pervari’de yaşanan çocuk suçluların vakası ve hızla tırmanan sosyal facialara dikkat çekti. Yıllardır bu ülkeyi yönetenlerin pembe tablolar ardında ve suni kriz süreçleriyle üzerini örtmeye çalıştıkları gerçeklere değindi. Yalçın Topçu konuyla ilgili olarak “Pervari'de yaşanan insanlık dışı hadisenin bir yıl önce olmasının ve gündemden kaçırılmaya çalışılması iddialarından daha önemli şey, bu iğrenç olayla alakalı olarak yetkililerin “olayda bir ihmal söz konusu değildir” açıklamalarıdır. Bu nasıl aymazlıktır? Bu nasıl sorumluluk duygusudur?...” dedi…

TOPLUMUMUZ CİDDİ BİR CİNNET TOPLUMUNA DÖNÜŞTÜ !

Yalçın Topçu şöyle devam etti: “Toplumumuz ciddi bir cinnet toplumuna dönüştü. İktidar partisi ve mecliste muhalefet görevini üstlenen partiler bu gerçeğe kör ve sağır kesilmişler. Bu vebal bunların boyunlarındadır. Biz “bu ülke iyi yönetilmiyor” tespitini sürekli tekrarlarken bunları anlatmaya çalışıyoruz. Bakın resmi rakamlar mevcut iktidar dönemiyle birlikte suç oranlarının her yıl katlanarak arttığını, buna karşılık yargı imkânlarının yerinde saydığını gösteriyor. Emniyet Genel Müdürlüğü sitesinden suç istatistikleri kaldırılmıştır. Bildiğimiz tek şey AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne dek suç oranının yüzde 600 arttığıdır. Bakın buradan önemle tekrar vurguluyorum. Bakın, açıklanan resmi rakamların aksine 6000 civarında çocuk kayıp! Dikkat edin kayıp olan bu 6000 kişi 'sadece çocuk'… Kayıp olan yetişkin ve zihinsel özürlüleri buna dâhil etmiyorum. Bunlar basit çocuk kayıpları değildir… Bu gerçeğin üstüde örtülüyor. Bunlar tamamen emperyal proje ürünü kayıplardır. Bu ciddi bir 'nesil kıyımıdır'. Hükümet ve mecliste temsil edilen muhalefet bu vahameti görmezden gelemez…”

VATANDAŞ ‘AYAKTA” VE “HAYATTA” KALMA MÜCADELESİ VERİYOR

Vatandaşın “ayakta” ve “hayatta” kalmanın mücadelesini verdiğini belirten BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu: “ Biz GÖR projemizde ülke ve vatandaş sorunlarını masaya yatırdık, çözüm önerilerimizi de yapıcı muhalefet adına ortaya koyduk… Vatandaşın ‘ayakta’ kalma çabaları direk refahla ilgilidir. ‘Hayatta’ kalması ise güvenlik ile ilgilidir. Bu ülkede refahta yok,  güvenlikte yok!  İşsizliğin, yoksulluğun, aşırı borçlanmanın kaçınılmaz sonucu olan sosyal facialar, aile dramları, intiharlar, ahlak çöküntüleri ve artan suç oranları hepimizin canını sıkıyor; üzüyor ve düşündürüyor. Özellikle son 3 – 4 yılda Türkiye en fazla hükümlü ve tutukluya sahip Avrupa ülkesi haline gelmiş durumda maalesef. Türkiye’deki cezaevleri Cumhuriyet tarihinin en yüksek doluluk oranına ulaşmış durumda. AKP iktidarının Türk insanını sürüklediği ekonomik – sosyal – siyasal sürecin kaçınılmaz acı sonuçlarıyla bugün yüz yüzeyiz.” Dedi

EKONOMİMİZ 2001 KRİZİ ŞARTLARINDAN DAHA BETER DURUMDA

Bu vahim toplumsal yozlaşma ve sosyal patlamaların ekonomik durumuyla direk ilgisi var diyen Yalçın Topçu konuşmasına şöyle devam etti “ Türkiye bu günlerde zamanında siyasi iktidarı değiştiren 2001 krizi göstergelerinden daha beter bir süreci yaşıyor… Türkiye Cumhuriyet tarihinin en ağır işsizlik rakamları ile bu iktidar döneminde karşılaştı.  Bu iktidar döneminde Türkiye G-20’ler içinde en fazla küçülme yaşayan ülke oldu. Cumhuriyet tarihindeki en ağır resesyonu/durgunluğu bu iktidar döneminde yaşıyoruz... Dünyanın birçok ülkesinde talep artışı yaratmak için, tüketicinin cebine para konulmuş, gelirler artırılmış, vergi indirimleri uygulanmış; bu iktidar döneminde tersine kamu çalışanlarının ücretlerinden kesilmiş, tarım destekleri artırılmamış, yatırım teşvikleri geciktirmiştir. Piyasalarda inanılmaz bir durgunluk yaşanıyor. Tüccarımız, esnafımız deyim yerindeyse sinek avlayarak gününü geçiriyor. Hal böyle olunca da vergisini, kredisini, SGK primini ödeyemiyor, çareyi işyerini kapatmakta buluyor. Vatandaşta devlet gibi çarkını borçla döndürüyor!"

TEK ÇARE BÜYÜK BİRLİK PARTİSİDİR

Büyük Birlik Partisi olarak, “insan merkezli” siyaset yaptıklarını ve “siyasetin insan için olduğunu vurgulayan Yalçın Topçu şöyle devam etti: “Siyasetin var oluş nedeni de insandır. Vatandaşın ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını hedefleyen bir vizyon kapsamında bu ülkede yaşayan insanların “her şeyin en iyisini hak ettiğine” inanıyoruz. Bunu belki bugün ülkeyi yönetenlerde söylüyor. Ama aksini yapıyor…

Bizler samimi olarak insan merkezli siyaset yapıyoruz. Her türlü mağduriyet alanı için uzlaştırıcı ve ikna edici çözümler üretmeye gayret eden bir siyasi partiyiz. Biz bu ülkenin insanlarının SIRTI PEK olmasını istiyoruz, onun için GÜVENLİK diyoruz. Biz bu ülkenin insanlarının BAŞI DİK olmasını istiyoruz, onun için ÖZGÜRLÜK diyoruz.Biz bu ülkenin insanlarının KARNI TOK olmasını istiyoruz, onun için REFAH diyoruz.

Bizler Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşları ve kadrolarıyız. Ortada sorun varsa ve biz bu sorunu çözeriz diyorsak çözeriz. Biz 18 yıllık siyasi hayatımızda siyaseti meslek algısıyla yapmadık. Kire ve pisliğe bulaşmadık. Doğru bildiğimiz yoldan sapmadık. İnşallah önümüzdeki seçimlerde kapı kapı dolaşacağız, bu ülkenin iyi yönetilmediğini ve çözüm önerilerimizi vatandaşlarımıza anlatacağız…[1]

EMEKLİ-BİR-SEN' DEN BBP'YE TEŞEKKÜR ZİYARETİ

Emekli-Bir-Sen üyeleri, BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu'yu makamında ziyaret etti. 

Topçu, ziyarette yaptığı konuşmada, devletin emekliyi, dulu, yetimi koruması gerektiğini ancak bunu başaramadığını savundu.

Milletin devleti ''baba'' olarak gördüğünü söyleyen Topçu, ''Ülkeye yıllarca emek veren emeklilerin 'insan onuruna yakışır yaşam' arayışları sürekli olarak hayal kırıklığıyla sonuçlanmaktadır. Emeklilerimiz açlık sınırında yaşıyor, bir baba böyle zulmeder mi? Devlet vatandaşını korumuyor, vatandaş, hem “ayakta”, hem “hayatta” kalma mücadelesi veriyor. Biz BBP Olarak Anayasa değişikliği paketinde emeklilere toplu sözleşme hakkının anayasal garantiye kavuşturulması için elimizden gelen çabayı gösterdik. Lakin Hükümet bu konuda sizlerin ve bizlerin duyarlılığını ve arzusunu değişiklik paketine yansıtmadı.'' diye konuştu.

Topçu, çalışanların banka promosyonlarından faydalanmasının önünü açan yasal düzenlemenin 2007 yılında gerçekleştirdiğini ancak emeklilerin bu düzenlemeye dahil edilmediğini belirtti.

Emeklilere verilecek promosyonun bütçeye yük olmayacağını, bankaların karından alınacağını anlatan Topçu, ''Promosyon emekliler için önemli bir hak kaybı, 3 yıldır emeklilerin hakkı yeniyor'' dedi.

Emekli-Bir-Sen Başkanı İsrafil Odabaş da BBP'nin emekliler üzerinde emeğinin çok olduğunu ve bunu unutmayacaklarını söyledi.

Emeklilerin sendikal örgütlenme ve promosyon taleplerinin ilk kez eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu tarafından Meclis'e taşındığını belirten Odabaş, Anayasa değişikliği çalışmalarında BBP'nin emeklilere yönelik taleplerini ''olmazsa olmaz'' şeklinde nitelemesinden dolayı şükranlarını iletti.

Odabaş, Türkiye'de yaklaşık 9 milyon emekli olduğunu ve önemli bir bölümünün ''açlık sınırında inlediğini'' ifade ederek, emeklilerin insan onuruna yakışır bir yaşam talep ettiğini söyledi.

Emeklilerin verecekleri oyların siyasi partiler tarafından bugüne kadar ''çantada keklik'' olarak görüldüğünü savunan Odabaş, ''Bu anlayış artık değişecek. Partiler programlarında emeklilere ne kadar yer verirse, biz de o kadar varız'' dedi.

Daha sonra Türkiye'nin diğer sorunlarına da değinen Topçu, son günlerde cinayet, tecavüz ve çocuk istismarına yönelik olaylarının arttığına işaret etti.

İleri demokrasilerde bu tür suçlara idam cezası verildiğini öne süren Topçu, “Toplumumuz ciddi bir cinnet ve suç toplumuna dönüştü. İktidar partisi ve mecliste muhalefet görevini üstlenen partiler bu gerçeğe kör ve sağır kesilmişler. Bu vebal bunların boyunlarındadır. Ülkemiz acısından bakıldığında idam cezasının kaldırılmasının asıl amacının insan hakları, çağdaşlık, modernlik vs. olmadığı açıktır. Suç işlerken insanın iki kere değil iki yüz kere düşünmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Hukuka aykırı davranmayı göze almış bir kişi sonucuna da katlanacağını biliyordur. Cezalarımızın caydırıcı olmadığı düşüncesi de toplumda ihkakı hakkın eskisinden daha fazla başvurulan bir araç olmasına yol açtı. Kutsal olan yaşama hakkını bir değil birden fazla kereler ihlal etmiş olan ve insanlık dışı sapıklıkları işlemiş suçlu bir faile karşı idam geri gelmelidir'' dedi.

Yılda 6 bin çocuğun kaybolduğunu ya da istismara uğradığını ifade eden Topçu “ Dikkat edin kayıp olan bu 6000 kişi 'sadece çocuk'… Kayıp olan yetişkin ve zihinsel özürlüleri buna dâhil etmiyorum. Bunlar basit çocuk kayıpları değildir… Bunlar tamamen emperyal proje ürünü kayıplardır. Bu ciddi bir 'nesil kıyımıdır' . Hükümet ve mecliste temsil edilen muhalefet bu vahameti görmezden gelemez…” dedi.[2]

 
Kaynak: BBP.ORG.TR

[1].http://www.bbp.org.tr/haber_detail.php?haberid=401

[2].http://www.bbp.org.tr/haber_detail.php?haberid=405

 

Bu haber 655 defa okundu.