BBP’DEN TÜRK OCAKLARI’NA ZİYARET

22 Nisan 2010 21:27 tsi
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ve beraberindeki heyet Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür’ü makamında ziyaret ederek, Türk Ocaklarının 41. Kurultay’ı sonrasında yeniden genel başkanlığa seçilen Nuri Gürgür’ü tebrik etti.

BBP’DEN TÜRK OCAKLARI’NA ZİYARET

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ve beraberindeki heyet Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür’ü makamında ziyaret ederek, Türk Ocaklarının 41. Kurultay’ı sonrasında yeniden genel başkanlığa seçilen Nuri Gürgür’ü tebrik etti.

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ve beraberindeki heyet Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür’ü makamında ziyaret ederek, Türk Ocaklarının 41. Kurultay’ı sonrasında yeniden genel başkanlığa seçilen Nuri Gürgür’ü tebrik etti.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren  Nuri Gürgür, BBP’nin siyasi hayatımızda misyon sahibi bir hareket olduğunu söyleyerek, “BBP kurulduğu günden itibaren milliyetçi muhafazakar bir çizgide yürümüştür. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu bizim milli düşünce hayatımızda önemli köşe taşlarından birisidir. Sizler de başarılı bir şekilde yürüttüğünüz siyasi çalışmalarınızla  milletimize hizmet ediyorsunuz. Türk Ocakları camiası ve yüce Türk Milleti adına sizleri tebrik ediyorum.” dedi.

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ise, Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür’ü  ve heyetini seçilmesinden dolayı tebrik etti.

Yalçın Topçu konuşmasında;

“Bugün ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, siyasi ve kültürel durum her vatansever gibi bizleri de endişelendirmektedir.  Tarih tekerrürden ibarettir fakat bugün, şairin dediği gibi ‘ders alınsaydı hiç tekerrür eder miydi tarih’ dememiz gerekiyor. Bazı talihsiz ve tuhaf siyasi gelişmeler karşısında sanki 100 yıl geriye gidip Osmanlı’nın son dönemini yaşıyor gibi bir hisse kapılıyoruz. 

Bugün yaşanılan bu fetret döneminde Türk milliyetçilerine önemli görevler düşmektedir. Kavram kargaşası ve yanlış değerlendirmelerle bozulmaya ramak kalan sosyal dokumuzu tarihi derinliğimizin şuurlandırdığı bir anlayışla yeniden tamir edecek güçlü sosyal projeler üretilmelidir.

Kürt kardeşlerimizin kültürel noktadaki taleplerini de karşılayacak ve bölücü terörü Kürt kardeşlerimizle birlikte omuz omuza dayanışma içinde verilecek bir mücadeleyle sona erdirecek yegâne ve gerçekçi çözümü Türk milliyetçileri sağlayacaktır. Bu noktada 100 yıllık güçlü entelektüel birikimi, vatansever ve yerli duruşuyla en önemli sivil toplum kuruluşumuz olan Türk Ocakları önemli sorumluluklar alabilir.

Sadece bölücülük ve terör tehdidi değil milletimizin ahlaki dokusunun da hızla çözüldüğünü hissettiğimiz bugünlerde Türk Ocakları gibi milli şuurun, İslam ahlakının ve modern ilimlerin gençlerimize öğretildiği ve bir nevi medrese hüviyeti taşıyan bu sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri önemsenmeli ve desteklenmelidir.

Mecliste devam eden Anayasa değişikliği görüşmelerinde yaşanan konuşmaları, Türk Milleti adına üzülerek seyrediyoruz. Ve maalesef  mecliste bulunan siyasi partilerimizin temsilcilerinin buna gereken cevabı vermemelerini de millet adına kınıyoruz.

Bir soru üzerine Danıştay saldırısındaki  kamera görüntülerinin silinmesini hukukun araştırarak gereğini yapacağına inanıyoruz. Hukuk herkese dokunmalıdır. ” dedi.

Ziyarette BBP Genel Sekreteri Mustafa Destici, BBP Genel Başkan Yardımcıları Hakkı Öznur, Remzi Çayır, MKYK Üyeleri  Cengiz Güler, Ali Keser, Genel Başkan Başmüşaviri Eyüp Gökhan Özekin ve BBP Ankara İl Yönetimi de hazır bulundular.

YALÇIN TOPÇU: TBMM, İSTİKLAL VE İSTİKBALİMİZİN KARARGÂHIDIR

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın TOPÇU, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla kutlama mesajı yayınladı.

Topçu'nun mesajı şöyle:

"TBMM, İSTİKLAL VE İSTİKBALİMİZİN KARARGÂHIDIR"
 
"Büyük Türk Milletinin asla esaret altında kalmayacağı gerçeğini verilen şanlı mücadeleyle bir kez daha gösterip, en kötü şartlar altında bile kendi kendimizi yönetme kabiliyet, inanç ve iradesine sahip olduğumuzun bütün dünyaya ilanı olan TBMM’nin kuruluşunun 90. yıldönümünü gururla kutluyoruz.
Milli iradenin tecelligâhı olan TBMM,  sadece demokratik hayatın değil aynı zamanda millet olarak topyekûn kararlılık ve inançla verdiğimiz destansı İstiklal Mücadelesinin de karargâhı olmuştur.
Geçmişte milletimizin istiklal mücadelesine karargâhlık yapan TBMM, bugün ve bundan sonrası için de tam bağımsız güçlü Türkiye idealine kavuşmanın yegâne temsil makamı olacaktır.
TBMM, milletimizin devlete uzanan iktidar makamıdır. Bu nedenle TBMM üyeleri,  sorumluluğunun farkında olarak sadece millete hesap vereceklerini asla unutmamalıdır.
Milletimizi bölmeye, ülkemizi parçalamaya, devletimizi zafiyete düşürmeye çalışan şer odaklar dün olduğu gibi bugün ve yarınlarda da hep var olacaklardır. Millet olarak bu gerçeği her daim hafızamızda tutarak, birlik ve beraberliğimize zeval getirmeyecek bir dayanışma ve anlayış içinde olmamız gerekmektedir.
Yerleşik her değerle oynamayı marifet bilerek ‘Üç tarafı denizlerle, beş tarafı düşmanlarla çevrili ülke (!)’ şeklinde istihza cümleleri kurup, yıllarca bu korkularla aldatıldığımız iddiasıyla milletimizin ve devletimizin güvenlik sorunu yokmuş havası oluşturmaya çalışan aklı havada, gönlü bu toprakların ruhundan uzakta olanların tozpembe vaatleri ve herkese mavi boncuk dağıtan siyasetlerinin aksine ülkemiz ciddi bir fetret döneminden geçmektedir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonraki hükümetlerin  milli davalarda verdikleri tavizlerle gelinen nokta bellidir. Bilumum düşman odakları ülkemiz üzerindeki ideallerinden ve kirli hesaplarından vazgeçmiş değillerdir.
İçerde de çeşitli varyasyonlarıyla denenmeye çalışılan bölücülük faaliyetleri tüm şiddetiyle ortadadır.
Milli iradenin temsil yeri olan TBMM’de bulunup, milletimizin birlik ve beraberliğine hizmet etmesi gerekirken milletimizin geleceğine pusu kuranların sözcülüğünü yapmayı görev addedenlerin sarf ettikleri kin ve nefret dolu sözleri hemen her gün duymaktayız.
Milletimiz kamplaşmaya ülkemizin geleceği ise belirsizliğe doğru hızla sürüklenmektedir. 
Ne hazindir ki, ülkemize ve milletimize yönelik düşmanca emeller bugün amansız bir küstahlığa dönüşmüştür.
Bu olumsuz ve üzücü tabloyu görmemek veya gizlemek şehit kanlarıyla sulanmış nadide vatana ve büyük millete aidiyetin gerektirdiği sorumlulukla bağdaşmamaktadır.
Bu nedenle herkes sussa da biz konuşmaya, cefakâr ama aynı zamanda vefakâr olan Aziz Milletimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.
Bundan 90 yıl önceye geri gidip tekrar bir İstiklal Mücadelesi vermek istemiyorsak bu gerçekleri görüp millet olarak sorumlu ve uyanık davranmak zorundayız.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları öncülüğünde büyük mücadeleler vererek kazandığımız bağımsızlık sonsuza kadar ülke ve millet olarak en büyük değerimiz olacaktır. Bağımsızlığımızın bugün tartışılıyor olması aslında 90 yılda sadece görünürde ilerlediğimizi göstermektedir.
Arkasında kirli güçlerin olduğu küresel hesapların taşeronluğuyla övünen bir iktidar anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir. Muktedir ve sadece milletine karşı sorumluluk duyan bir iktidar anlayışına ülkemiz her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.
Bilindiği gibi 23 Nisan, dünyada kutlanan ilk çocuk bayramıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğimizin teminatı çocuklarımıza armağan ettiği bu bayram gününü fırsat bilip büyükler olarak gelecek nesillere nasıl bir Türkiye bıraktığımızı bir kez daha gözden geçirmemiz gerekmektedir.
Bu gerçekler ışığında milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, istiklal mücadelemizin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnet ve saygıyla yâd ediyor, bu cennet vatanı bizlere armağan eden başta şehitlerimiz olmak üzere şanlı ecdadımızı da rahmetle anıyorum."

 

Kaynak: bbp.org.tr

[1],http://www.bbp.org.tr/haber_detail.php?haberid=392 

[2].http://www.bbp.org.tr/haber_detail.php?haberid=391

Bu haber 766 defa okundu.