En Sıcak Konular

AKP YÖNETİCİLERİNİN ''YÜCE DİVAN'' KORKULARI NASIL GİDERİLECEK?

22 Nisan 2010 11:48 tsi
AKP YÖNETİCİLERİNİN ''YÜCE DİVAN'' KORKULARI NASIL GİDERİLECEK? Bazı kişilerin cehenneme koşarken izledikleri yol oldukça karanlık ve oldukça tahrik edici! Menfaat ve makam arasına sıkışmış insanlardan vatan, bayrak, toprak ve insan sevgisi bekleyemezsiniz.

Hayat ölmeye değer, küçülmeye değmez!
 
Bazı kişilerin cehenneme koşarken izledikleri yol oldukça karanlık ve oldukça tahrik edici! Menfaat ve makam arasına sıkışmış insanlardan vatan, bayrak, toprak  ve insan sevgisi bekleyemezsiniz. Adaletli yaklaşımlar, millete hizmet etme aşkı, dürüstlük, insanlık, din olgusu  bunların dünyalarından kalkmıştır.
 
Emperyalizmin AKP’ye Türkiye’de yaptırdıklarının her birisi birer Amerikan projeleridir. Dindarlar, dindarlık, inanç bu amaçlar için kullanılmaktadır. Müslümanların hassasiyetleri sömürü, yozlaştırma ve bu projeleri yönetenlerin çıkarları doğrultusunda kullanılmaktadır.
Beyinleri yıkanan kişilerle menfaat bağları oluşturularak uhrevi ilişkiler, manevi üstünlükler, değerler, ALLAH’a bağlılıkları ve Peygamber sevgileri  rafa kaldırılmaktadır. Turuncu devrim denilen bu işgal projeleri önce beyinlerde, sonra kalplerde yerleşerek her kötülüğe evet diyebilen şuursuz topluluklar oluşturmaktadır. Stratejileri gereği gözlerine kestirdikleri ülkelerdeki genel insan gücünü ve zaaflarını aralıksız izleyen bu fitne, insanların özlerinden kopardıkları hazinelerin yerine, iyiyi kötüyü ayırt edemeyen materyalist bir ruh yerleştirmektedirler. Son günlerde bu tehditleri sezen bazı AKP Milletvekillerinin tepkileri içlerindeki sağlam inanç kararlılıklarından kaynaklanmaktadır.  Bu işgal planları karşısında özlerinde  sağlam karakter ve içtenlik taşıyanlar, oldukça hazin hale düşen din dışı koşulara katılan cemaatleri, gazetecileri, yazarları ve kişileri ibretle izlemektedirler.

Bugün AKP’ye  %27’ye kadar inen bir halk desteği var
 
Gücünü halktan almayan, ya da çoğunluğun desteğini almayan her karara ve her yönetime kuşkuyla bakılır. Her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım anlayışlarının  demokrasiyle ve millet iradesiyle hiç bir  ilgisi olamaz.
 
Madem referandumdan bahsediliyor bu günlerde, sorun halka biz Atatürk’ün kurduğu Sümerbank’ı kapattık, çalışanlarını ve müşterilerini kapılarının dışlarına bıraktık. İyi mi yaptık, kötü mü yaptık diye sorun bakalım nasıl bir cevap alacaksınız ? Millet kavun da değil, enayi de değil… Şimdilik herkes sizi izliyor, yarın ise bütün olumsuzluklarınızın hesabını bir bir sizden soracaklar…
 
«Yüce Divan için» sadece «Silivri iftira davası» yeter !
 
Yüzlerce suç dosyalarınız karşısında telaşlarınızı çok iyi anlıyoruz. Bir Silivri «Ergenekon ?!» davası bile yeter sizi yüce divana götürmeye…
Kendi kendinize gelin güveyi olmayın... Şu anki halk desteğiniz %27’inin altında görünüyor... Halkın %73’ünün görüşünü, yani çoğunluğun sesini umursamazlıktan gelmek demokratlıkla izah edilemez. Telaşlarınız arttıkça suçlarınız da katmerleşiyor.
 
Türkiye’ye giden bir çok gurbetçi ele geçirdiğiniz medya bombardımanlarıyla beyinleri yıkanan insanlarımızın Türk Silahlı Kuvvetlerine nasıl düşman hale getirildiklerini görerek, bu tahribatı,  bu illeti kim giderecek diye soruyorlar?
 
Sokaklardaki şehit isimlerini değiştirme teşebbüsleri
 
Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Milletvekili Prof. Dr. Mehmet NEŞŞAR’ın 4 yıl önce yani 05 Haziran 2006 tarihinde yaptığı bir açıklama :  «Denizli’nin AKP’li Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi, daha önce adı “Şehit Er Hakan Tarım” olan bir sokağın adının “981 Sokak” olarak değiştirilmesi teklifini Belediye Meclisi gündemine getirince Meclis toplantısında karışıklıklar yaşandı. CHP’li üyelerin verdiği örnek muhalefet ile şimdilik gündeme alınması ertelenen bu öneri üzerine dikkatle düşünmek gereği vardır.» demişti.
Bu isim değiştirmeler sadece Denizli ile de  sınırlı değil...
 
Üç yıl önce yapılan hatalar çabuk unutuldu!
 
CHP, TBMM Genel Kurulunun 14 Şubat 2007 tarihli birleşimde bulunan 139 AKP milletvekili hakkında, ''resmi belgede sahtecilik, belgeyi bozma, yok etme ve gizleme'' gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
 
04 Mayıs 2007 tarihinde Haber Türk’te yer alan bir haber : KORSAN ANAYASA PAKETİ! AKP'nin Anayasa değişikliği ile ilgili olarak CHP'ye "düzeltilmemiş metin" göndermesi kulisleri hareketlendirdi.
 
AKP döneminde yaşanılanlar ihtilâl dönemlerinde dahi yaşanmadı
 
Hiçbir ihtilâl döneminde Türkiye, Türk Milleti ve kurumlarımız AKP döneminde olduğu kadar sarsıntı geçirmemiş, devleti ayakta tutan stratejik, ekonomik, tarihî özellikleri olan müesseselerimiz satılmamış, AKP dönemindeki kadar anayasa ihlalleri, yolsuzluklar ve yoksulluklar görülmedi.
Hiçbir ihtilâl döneminde «THE Economist» gibi hiçbir gazete «Türkiye’de İlan edilmemiş savaş patlayacak!» şeklinde açıklama yapılmadı.
Hiçbir ihtilâl döneminde 6000 polis Ergenekon gibi tek bir davada görevlendirilmedi!
Hiçbir ihtilâl döneminde 6000 polis sadece 21 kişiyi yakalamak için görevlendirilmedi! (iftira, keyfi bir uygulama, gözdağı, görevi kötüye kullanma)
03.04.2007 tarihinde Piyale Paşa Kuran-ı Kerim kursunu kim yıktırdı? Cevap : Recep Tayyip Erdoğan...
İstanbul’da  dükkanların %22’si ne zaman kapandı? Cevap : AKP döneminde!
MKE kurumundaki tezgahlar  teker teker ne zaman satıldı? Cevap :  AKP döneminde!
AKP ile 2008 yılı ocak ayında %221 oranında fiyat artışı şampiyonu olan sebze hangisi?  Cevap :  Taze fasulye!
 
16.04.2010 tarihinde The Economist  :   «AKP Bölünecek» şeklinde başlık atarken bir gerçeği de ifade etmektedir. AKP Türk Milletinin değerlerine, tarihine, birliğine ters düştüğünü dolaylı yoldan ifade etmektedir.
20.04.2010 tarihinde The Guardian  ise : «Recep Tayyip Erdoğan kavgacı ve hırçın »  ifadesiyle AKP yöneticilerinin Türk Milletine ve Türk Silahlı Kuvvetlerine açtığı savaşı kastetmektedir. 
 
Ortaya atılan başkanlık rejimi, başörtüsü, anayasa değişikliği dayatmaları ile milletle, Cumhuriyetle adeta alay edilmektedir. Birkaç yıl önce halka hitap ederken söylediklerinin tam tersini yapmak suretiyle bu kişiler kendilerini de yalanlamaktadırlar. Yani bugün dünkü söylediklerimiz gibi düşünmüyoruz gayretine girmişler, inanç değerlerini, millî hassasiyetlerini, millete ve cumhuriyete bağlılıklarını inkar etmektedirler.
 
Türk Milletine Anayasa`nın 81. Maddesi gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri yani milletvekilleri, göreve başlarken şu şekilde andiçerler :
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim."
¤  Devletin varlığı ve bağımsızlığı tartışılır hale geldiği.
¤  Vatan  ve milletin bölünme tehlikesine girdiği
¤ Milletin egemenliği yerine AKP egemenliğinin tesis edilmekte olduğu
¤ Hukukun üstünlüğünün rafa kaldırıldığı söylenmektedir.
¤ Demokratik ve laik Cumhuriyet yerine yandaş gazetelerin ve din dışı işlevler ve siyasi görevler üstlenen cemaatlerin etkili olduğu bir yapılanmadan bahsedilmektedir.
¤ Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık değil, düşmanlık sergilenmekte, Atatürk’ün izleri silinmeye çalışılmaktadır. Atatürk, Atatürk sevgisi, Atatürk  duyarlılığı yargılanmaktadır.
¤ Toplumun huzur ve refahı tamamen ortadan kaldırılmış, işsizlik, intiharlar, bunalımlar cinayetler körüklenmektedir.
¤ Milli dayanışma, vatanseverlik, milli hassasiyetler  tamamen suç kapsamına alınarak sorgulanmakta ve yargılanmaktadır.
¤ Adalet kurumları siyasallaştırılarak, mahkeme üyeleri AKP’lileştirilmeye çalışılmaktadır. AKP’li olup suç işleyenler ister milletvekili olsunlar, ister deniz feneri gibi yandaş kuruluş mensupları olsunlar dokunulmazlar olarak tanımlandırılmaktadırlar. AKP’li olmayanlara, AKP karşıtı olanlara da sahte imzalarla, sahte evraklarla, iftiralarla suç yamanmakta ve uzun süreli tutuklamalarla yargısız infaz ve tacizi andıran uygulamalar reva görülmektedir. Babalar, evlâtlarından ve yuvalarından, evlâtlar babalarından ve analarından koparılmakta, ceza alanı geniş bir kapmasa alınmaktadır.
Ne yazık ki bu uygulamaların sahipleri ya da destekçileri kendilerini Müslüman olarak gösterip, inananları da aldatmaktadırlar. Yani ettikleri yeminleri ve söyledikleri sözleri unutarak bugün kendilerini kontrol edemez hâle galmişlerdir. Düşünün 17 yıl önce Başkanlık rejimi Amerikan Emperyalizminin tavsiyesidir diyen Recep Tayyip Erdoğan bugün yani 17 yıl sonra Türkiye için başkanlık rejimini düşünüyoruz, demektedir.
 
Hiçbir  düşman gücün yapamayacağı Türk Silahlı Kuvvetler düşmanlığını AKP yöneticileri ABD’nin Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme projesi olan BOP Eşbaşkanlığı da yaparak başarmışlardır. Bugün Avrupa’da da  AKP yandaşı camilerde bu düşmanlık din maskesi altında yaygınlaştırılmaktadır.
Size soruyorum Türk Silahlı Kuvvetlerinden sorumlu bir bakanlık var ülkemizde... Bu bakanlığın başında da AKP’li bir zat var... Bunlar olurken bu zat ne yapıyor? Aklının ucundan oynanan oyunlara karşı tedbir alma gibi insanî ve sorumluluk gereği kendi kurumunu savunma düşüncesi hiç geçmiyor mu? Bu yıpratmalar, karalamalar ve yaralamalar ne zamana kadar sürdürülecek?
 
Sonuç
 
Kocaeli’nde yapılan denetlemelerle Hastanede bile bozuk gıda çıkması, Türkiye’de 4 gençten birinin işsiz olması.... KİT’lerin özelleştirilmesi sebebiyle 600 000 kişi işsiz kalması, bunlardan 120 000’i tekrar işe alınırken 480 000 kişinin ise hâla iş aramaları  AKP yöneticilerinin ülkemize getirdikleri olumsuzluklardan sadece bir kaçı...
Bugünden sonra da AKP Yöneticilerinin «Yüce Divan» korkuları artarak sürecek.
AKP’li yöneticiler yaptıkları anayasa ihlâllerini de  yine anayasa ihlalleriyle gidermeye çalışacaklar. Bu arada yetkilerini kötüye kullanarak bir çok kişinin onurunu zedelemeye de devam edecekler.
 
Oyunlarına gelmeyin inanç tacirlerinin
Sizi iki simit parasına satabilirler
Yerinizi iyi belirleyin
Sizi günah kervanına katabilirler...
 
Hiç olmazsa yaptıklarına bakın
Başlarındaki insanlar size mi başkalarına mı yakın?
Vatanınızı, benliğinizi sattırmayın sakın ha sakın...
Aklınıza gelmeyecek bütün kötülükleri size yapabilirler!
 
Ankara, 21.04.2010
 
Üzeyir Lokman ÇAYCI
 
Selam ve sevgilerimle. 
Üzeyir Lokman ÇAYCI
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE
uzeyir.cayci@free.fr
 
------------------------------------------------------------------
http://monsite.wanadoo.fr/SEVGI/
http://uzeyircayci.sitemynet.com/fleur/index.htm
http://www.artmajeur.com/serap/
-------------------------------------------------------------------
 
Resim  : Üzeyir Lokman ÇAYCI



Bu haber 1,443 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,669 µs