PKK'NIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRENLER KİM?

20 Nisan 2010 11:35 tsi
Türk medyası yumruk haberini manşetleştirip, iki şehidimizi neredeyse göremezden gelecek psikolojiye hangi “vazifelerle” bürünmüştü acaba?

PKK’nın ekmeğine yağ sürenler kim?

1.Samsun’da PKK’nın saldırısı sonucu iki polisimiz şehit oldu. Dün, Samsun halkı sokaktaydı. Şehitlerin cenaze töreninde beş bin kişi PKK’ya lanet yağdırdı. Tepkilerin en dikkat çekici yanı ise vatandaşların “Ahmet Türk’e yumruk olayından sonra herkes böyle bir saldırıyı bekliyordu. Neden tedbir alınmadı?” diye haykırmasıydı.
Devlet tedbir almak yerine Samsun Emniyet Müdürü’nü ve yardımcılarını görevden aldı. Sokaktaki vatandaş kadar öngörülü olamadı. Hükümet sınıfta kaldı. Halktan ve devletin polisinden yana değil “demokratik hak” diyerek kurşun sıkanlardan yana oldu.
Bunun sorumlusu kim?
2. Saldırıyı gerçekleştiren PKK’lı grubun Murat Karayılan’a bağlı olan 12 kişi olduğuna dair ilk bilgiler açıklandı. Saldırının gerçekleştiği gün PKK lideri Murat Karayılan’ın Habertürk gazetesinde Amberin Zaman’la yaptığı mülakat yayınlanıyordu. Karayılan hayli keyifliydi ve “Kürt açılımı sürecinde hükümetten bazı yetkililerin İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşme yapıp açılım konusunda fikir aldıklarını” anlatıyordu.
PKK’nın lideri Samsun’da “vur emri” verirken, Ankara’nın APO ile pazarlık içinde olduğu anlatmanın rahatlığı içindeydi.
Murat Karayılan bu rahatlığı kimlerden alıyor?
PKK habire kan dökerken hükümetten kimler PKK lideri ile görüştü?
3. Gelelim PKK’nın eylemine: Ahmet Türk’ün yumruklanmasından sonra BDP’li Sırrı Sakık ellerini kaldırarak, küfrederek Samsunlulara doğru haykırıyor:
“Şerefsizler! Bunun hesabını vereceksiniz!”
Sakık’ın bu sözleri TV ekranlarından da yayınlandı.
Bu tehdidin üzerinden üç gün geçmeden Samsun’da polisler şehit oldu. Böyle bir olay Tanzanya’da bile olsa devlet bu sözleri söyleyen kişiye “gel bakalım, sen böyle konuştun, üç gün sonra böyle oldu” der ifade alır.
APO’ya önderimiz diyen, PKK’ya sahip çıkan ve bir şehri açıkça tehdit etmesinden 3 gün sonra polislerimizin şehit olduğu bir olayın ortaya çıktığı süreci devlet acaba bu açıdan da araştıracak mı?
4. Gürbüz Çapan’ın iç çamaşırı dükkânından siftah olsun diye iç çamaşırı alması örgüt üyeliğine delil olarak dosyaya giren eski emniyet amiri Adil Serdar Saçan’ın izini öylesine dehşetli bir şekilde süren savcılar, acaba bu eylemi de aynı kararlılıkla takip edecekler mi?
Arkasında faraza parlamenterlerin parmağı bile olsa ve açılım sürecine rağmen iz sürecekler mi?
5. Terör yeniden ve acımasızca azıtmaya başladı. Güneydoğu’dan önce üç şehit haberi geldi. Sonra bir yüzbaşının şehit edildiği haberi.. Sonra bir karakola taciz ateşi. Sonra Samsun’da iki polis şehit.
Dağ kadrosu bu eylemeleri yaparken eşkıyanın şehir çeteleri otobüslere molotof kokteyli atmakla, vatandaşı diri diri yakma provası yapmakla meşgul.
“ Eşkiyanın sözcüleri!” ise arkalarına aldıkları açılım rüzgarı ile sinsi sinsi gülerek “demokratik haklarımızı kullanıyoruz” diyorlar.
Sahi bu tablo kimin eseri?
6. Hükümet son günlerde artan PKK eylemlerine karşı adeta derin bir sessizliğe bürünmüş durumda. Devletin terörle mücadelede göstermesi gereken kararlılığa dair ne bir kelam ne bir eylem var. PKK can alırken Erdoğan Dolmabahçe’de yazarlara açılımı anlatıyor.
Bu işte bir gariplik yok mu?
7. Samsun’da Ahmet Türk’e yumruk atıldığında Zaman, Yeni şafak, Bugün, Taraf, Sabah, Vakit olayı manşetten vermişlerdi.
Yine Samsun’da iki polisimizin şehit edildiği haberi ise aynı gazetelerden Sabah’ın birinci sayfasında dipte minicik bir haber, Yeni Şafak’ta birinci sayfanın sağ alt köşesinin sonunda küçük puntolarla (İzlanda’nın külleri bile manşetteydi!), Zaman’da birinci sayfada küçük bir haber olarak verilmiş, Vakit, Taraf, Bugün ve Star’da hiç yer verilmemişti.
Türk medyası yumruk haberini manşetleştirip, iki şehidimizi neredeyse göremezden gelecek psikolojiye hangi “vazifelerle” bürünmüştü acaba?

Muharrem Bayraktar - Yeni Mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10001767&tarih=2010-04-20

Bu haber 682 defa okundu.