En Sıcak Konular

AHMET TÜRK İYİ BİR YURTTAŞ İSE...

17 Nisan 2010 13:01 tsi
AHMET TÜRK İYİ BİR YURTTAŞ İSE... Eğer Ahmet Türk gerçek bir vatansever, sahiden iyi niyetli bir yurttaş ve hakiki bir vicdan sahibiyse, önce terörü lanetlesin görelim.

Ahmet Türk iyi bir yurttaş ise...

Yumruk...
Önemi, kendi boyutunu aşan bir durumun ifadesidir.
Öyle olmadı mı?
Hacmine bakınız, etkisine bakınız.
Her yumruk aynı etkiyi yaratmasa da bazı yumruklar çok şey anlatır.
Dışavurumdur yumruk.
Dışavurumdan ne anladığımız da önemlidir. Bazılarının dediği gibi saldırganlığı ifade eder; kimilerinin söylediği gibi de bir acı haykırışı.
Yumruk...
Yumulmuş bir elin kendini oluşturan parmakları sıkarak ötekine doğrulmasıdır.
Öfkenin dışa vurumudur.
Kişinin içinde biriken enerjinin öfkeye dönüşerek somutlaşmasıdır. Kısacası beynin dip derinliklerinde yaşanan travmanın yönelmiş ifadesidir.
Bu sebepledir ki yumruğun psikolojisi, sosyolojisi kadar önemlidir.
Yumruk, bir algılamanın sonucu olduğu için de aynı zamanda karşı tarafın kendini anlatmadaki yansımasıdır.
Eğer Ahmet Türk, kendini anlatmada ve bunun sonucu olan anlaşılmada bir iletişim içeriği olarak nitelikli mesajlarını en başından öfkelendirmeyecek biçimde oluştursaydı, belki Samsun’da o istenmeyen olayla karşılaşmayacaktı.
Kim bilir?
Ahmet Türk’e atılan yumruğun anlamını yorumlayanlar, daha çok saldırı boyutu üzerinde durdu. Saldırganı hedef aldı. Ahmet Türk’ün sağduyusunu gündeme taşıdı.
Ama ortak bir husus var ki Bahçeli dâhil herkes saldırıyı kınadı.
İstisnalar hariç.
Türk milleti, Ahmet Türk ve ekibinden aynı sağduyunun PKK karşısında da gösterilmesini, “benim ülkem ve benim devletim” algısının yerleşmesinde Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan insanlara destek vermesini beklemektedir.
Başka?
Okul çağı çocuklarının sokaklara sürülmesinde gösterilen depresif durumun sonlandırılmasında da benzer titizliğin gösterilmesini istemektedir.
Hassasiyet güzel bir davranıştır?
Yanlış mı?
Değil elbet.
Ahmet Türk ve partisinin politik davranışlarını, öteleyici, bölücü, ayrıştırıcı bulan ve tasvip etmeyen birisi olarak yumruk olayı karşısındaki tutumunu doğru bulduğumu açıklıkla söylerim.
Burada temel soru, kimin sağduyulu olup, kimin saldırgan olduğu sorusu değildir. Böyle bir soru olayın temelini açıklamada yetersiz kalır. Burada asıl soru, Ahmet Türk ve diğerlerine herhangi bir yurttaşın yumruk atacak düzeye gelmesinin sebepleri nelerdir şeklinde olmalıdır.
Türkiye’de Ahmet Türk ve benzerlerine duyulan öfkenin temelinde, öteden beri sürüp gelen milli birlik ve bütünlük telakkisini “demokrasi istiyoruz” gerekçesiyle bozarak, milli birlikten bölünmüş cepheler kurma iradesi vardır. Siyasi birliği, siyasi ayrılığa dönüştüren güç ayrışma aracı olarak şiddetten yani terörden beslenmeseydi, Türkiye içlerinde Samsunluların da bulunduğu kaç bin evladını hayatının taze baharında toprağa vermeyecekti.
Ahmet Türk’e sağduyulu diyoruz...
Lakin asıl sağduyulu olan binlerce evladını toprağa veren büyük Türk Milletidir.
Ülkeyi tehdit edenler, milletin gelişmesine tuzak kuranlar, Batılılarla el ele verip kendi ülkesini bölmek için gecesini gündüzüne katanlar, tek bir sağduyu davranışıyla götürdükleri canları, sebep oldukları yıkımları ve halen daha yakıp yıktırdıkları otobüslerin bedellerini ödemiş olmazlar.
Eğer Ahmet Türk gerçek bir vatansever, sahiden iyi niyetli bir yurttaş ve hakiki bir vicdan sahibiyse, önce terörü lanetlesin görelim. (Ahmet-Gürsoy-Yeniçağ) [1]

Bölücüye sahiplik, şehide sessizlik!..

Ahmet Türk malum; PKK’nın siyasi kanadı gibi çalışan, bu gerekçeyle Anayasa Mahkemesi tarafından partisi kapatılıp milletvekilliği düşürülen, ülkeyi bölmek için uğraşan biri. Bu kişi, 46 bin insanımızın hayatına mal olan, ülkeye ağır zararlar veren, milletimizin birliğine ihanet eden PKK’yı terör örgütü olarak hiç kabul etmedi.
Bir hatırlatma daha yapalım. Ahmet Türk yandaşlarıyla beraber Samsun’da ne geziyor diyenlere bilgi verelim. Basından öğrendiğimize göre, bir süre önce Muş Bulanık’ta üzücü olaylar meydana gelmişti. Televizyonlardan takip ettik. Sokak dolusu terör örgütü yandaşı, her tarafı yakıp yıkıyor, herkes kaçışıyor. Ortada yeterli güvenlik gücü yok. Saldırılar, aynı yerde esnaflık yapan ve  bölücü olmadığı bilinen bir vatandaşa ve işyerine yöneliyor. Vatandaş bu dehşet karşısında canını-malını kurtarmak için, terör örgütünün militanlarına ateş açıyor, ölen yaralanan oluyor.
İşte bu hazin olayın davası, güvenlik açısından Samsun’a alınmış. Ahmet Türk yandaşı bir grupla bölücülere sahip çıktığını göstermek için buraya gelmiş dolaşıyor.
Bu destekçi grubu Samsun’da gören vatandaşlarımızdan biri, kendine hakim olamıyor, saldırıp Ahmet Türk’ün burnunu kırıyor. Yumrukçu vatandaş bu işi nasıl yaptığını şöyle açıklıyor: Bu kişiyi görünce şehit tabutları gözümün önüne geldi. O anda kendimi kaybetmişim. Şu anda pişmanım.
 Peki biz bu olaya oh olmuş diyebilir miyiz? Hayır. Esasen mesele bu da değil.
Bahse konu olayın yumruk ve  burun kırma tarafı önemsiz demiyoruz, ama öne çıkarılması gereken çok daha vahim yönü var, ona işaret etmek istiyoruz.
O da şöyle özetlenebilir. Ülkemizde bölücü terör ihanetine karşı ciddi hiçbir tedbir alınmaması, hatta “açılım” politikalarıyla meşrulaştırıcı uygulamalara gidilmesinin, vatandaşın tahammül sınırlarını aşmış olması. Bu bir. İkincisi, vatandaşlarımızın, yurdun değişik bölgelerinde, bölücülere karşı gösterdiği tepkilerin sorumlusunun, Ahmet Türk ve yandaşları olduğunun görmezden gelinmesi. Bu da iki.
Bu gerçekler dikkate alınmadan, sürü psikolojisi veya  kısır hesaplarla yapılan kınamalardaki aymazlığın yıkıcı tesirine ne demeli? Cumhurbaşkanı, Başbakan, muhalefet partilerinin genel başkanları ile bazı yazar çizerlerin, benzeri hiçbir olayda görülmediği ölçüde kınama kuyruğuna girdiğini, üzülerek gördük.
Bize göre Ana Muhalefet liderinin Van’da uğradığı saldırı çok daha önemli ve ağır olduğu halde, doğru dürüst kınayan bile olmadı. Hele iktidar neredeyse saldırıyı savunmaya geçti.
Ya  Samsun olayına misilleme olarak, hainlerin İstanbul’un orta yerinde  belediye otobüsünü yakmasını, vatandaşların canını zor kurtarmasını, televizyon kameraları olay yerindeyken hiçbir güvenlik gücücünün bulunmamasını; Batman’da bir astsubayımızın şehit edilmesini, 8 Mehmetçiğimizin yaralanmasını gerektiği gibi kınayan biri oldu mu? Hayır.
Peki bütün bu olanlarda bir terslik, bir yanlışlık yok mu? Elbette var, hem de nasıl?
Bizim kınama kuyruğuna giren baylar zannediyorlar ki, “Toplumda gerginlik peşinde koşanlara fırsat verilmemesi için böylesine mesajlara ihtiyaç var.” Hele bir genel başkan var ki; terör ve bölücülere karşı çeşitli şehirlerimizde meydana gelen vatandaş tepkilerinin listesini yaparak hepsini ağır bir üslupla suçlamayı ihmal etmiyor.
Baylar lütfen bir daha düşünün. Tabii Cumhurbaşkanı, Başbakan ve takımı bu çağrımızın dışındadırlar. Zira onlar bölücü terörün “Bir demokrasi ve özgürlük sorunu” olduğunu hep söylüyorlar. “Daha çok demokrasi” ve “daha çok özgürlükle”, “Türk etnik” (!) grubu dahil bütün etnik grupları eşitleyerek, (bireyleri değil) milli devlet yerine ortaklık rejimine geçişi sağlayıp sorunu çözeceklerini iddia ediyorlar.
Evet baylar bir daha düşünün. Bu tutumunuzla bölücülere baş eğmiş olmuyor musunuz? “Hainlerin canı can da, masumlarınki patlıcan” demiş olmuyor musunuz? Cinayet ve  ihanetin legalleştirilmesine, meşrulaştırılmasına yol açacak, bölücüleri dokunulmaz kılacak, dokunursanız yanarsınız algılaması yaratacak bir ortamı hazırlamış olmuyor musunuz?
 Bunlar legalleştikçe, daha da küstahlaşıp millete ve devlete tepeden bakarak saldırılarını artırmayacak, toplumdaki gerginlik ve çatışma zemini daha da artmış olmayacak mı?
 Lütfen yeniden düşünün..! ( Sadi Somuncuoğlu-Yeniçağ) [2]

 

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ

[1].http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12880

[2].http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12888

 



Bu haber 1,060 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,536 µs