''ESKİ ÜLKÜCÜLER'' ve KOMŞU TOSUNLARI

14 Nisan 2010 21:08 tsi
Son günlerde Ülkücü Harekette yüreklerimizi sızlatan bir tartışma başladı: "Eski Ülkücüler kimdir, marifetleri nelerdir?"...Herkes kendine göre bu müsveddelerin” ihanetlerini sayıp döküyor...

“ESKİ ÜLKÜCÜLER” ve KOMŞU TOSUNLARI

Son günlerde Ülkücü Harekette yüreklerimizi sızlatan bir tartışma başladı: “Eski Ülkücüler kimdir, marifetleri nelerdir?” Herkes kendine göre bu müsveddelerin” ihanetlerini sayıp döküyor...Tartışma o boyuta vardı ki anayasaya destek konusu geri plana itildi “eski ülkücü-MHP” “eski ülkücü-ANAP-DYP külüstürleri”nin meydan savaşına dönüştü.Tartışmanın fitilini ateşleyen de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

Bölge İstişare Toplantısında konuşan Bahçeli :

"Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz.” dedi.

Buradan anlaşılan şu, bu hainoğlu hain “eski ülkücüler” MHP ye tuzak kurma peşindeler. Tabi bu ithamı savurduktan sonra da arkasından “onların tuzaklarına düşmeyeceğiz” böbürlenmesinin geleceğini nenemde bilir... Hatta bu böbürlenmeye gerekçe olması için o “tuzak”lardan bahsedildiğini bile söyleyebilirsiniz.

Sayın Bahçeli’nin makamı sızlanma ve böbürlenme makamı değildir. Tespitleri doğrudur onlara itiraz etmiyorum. Ülkücü Hareket’in neden bu kadar “hain” ürettiği, neden bu kadar “eski ülkücülerin” başka partilere gittiği konusunda şapkayı öne koyup düşünmesi gerekir... Bütün vebal, bütün günah hep gidenlerin boynunda öyle mi? Bunun adı kolaycılıktır; bizim teşkilatlanma modelimizde hiç mi eksiğimiz yok? Bu nasıl bir fabrika ki hep hatalı imalat yapıyor ama hep mamuller suçlu... Üretim bandımıza hiç bakmıyoruz, hammaddemize hiç bakmıyoruz, mühendislerimize hiç bakmıyoruz, işletme müdürümüz pir ü pak ama banttan çıkan mamuller hep yavşak... Bu ne menem mantıktır böyle?..

***
Hemen bir gün sonra ANAP kökenli, MHP MKK Üyesi, “Öpöz MHP li”, “Yepyeni Ülkücü” Lütfi Türkkanı bir yazı patlattı, bütün gayesi bir “aferin” almak

”Eskisi makbul olan bir şey var, o da “kaşar”.
Kaşarın eskisi makbul, Ülkücünün değil”

Yürrrü be eski ANAP’lı Lütfi, kim tutar seni ... Bu fırsat on senede bir ele geçer aslanım, izin büyük yerden çıktı, vur “eski ülkücü”ye... MHP’de ANAP eskileri makbul, DYP eskileri bulunmaz Hint kumaşı, CHP eskileri Kaşıkçı elması ama ülkücünün eskisi makbul değil.

Zaten MHP’de oldum olası evdeki buzağı tosun olmamıştır. Ne hikmetse komşunun buzağısı bize hep heybetli görünmüştür... Hele komşunun tosunları?.. Onlara can feda, onlara MHP feda, onlara Ülkücü Hareket feda olsun...

Peki Lütfi, sen daha çiçeği burnunda MHP’lisin, alın terin ülkücünün alın terine karışmamış, ülkücülerle tuz ekmek hakkın yok, ülkücünün hafızasında ismin yok, mücadelen yok, yok oğlu yok... Hangi hukukla “Kaşarın eskisi makbul, Ülkücünün değil” demek cüretini ve hadsizliğini kendinde buluyorsun?.. Ökkeş Şendilleri, Ahmet Tevfik Ozanı, Ahmet Ulu’yu, Osman Gündüzü, Hasan Kıvrak’ı ve daha nicelerini döversem ben döverim ama sana dövdürmem, söversem onlara ben söverim ama sana sövdürmem...

Bu konuda susacaksın ve haddini bileceksin!..
***

Şimdi gelelim Yusufiye Ülkücüler Teşkilatı Genel Başkanı Ahmet Yılmaz’ın beyanatına:

“Yakın tarihte binlerce şehidimiz ve onbinlerce gazimizle taçlanan “YUSUFİYE” kavramını AKP ihanetinin yanında göstermek mücadelemizi inkar ve hatta karalamak olarak görüyoruz... 15. madde değişikliğini bu desteğe gerekçe göstermek de oltanın ucuna takılan yemdir. Ülkücü Hareketin bilirkişisi Yusufiyeliler 1 gram bal için 40 kilo odun yemeyeceklerdir.”

Bu beyanat adresi, yönetim kurulu olan, resmi makamlar nezdinde de hükmi şahsiyeti olan bir dernekçe yapılıyor. Mesaj çok net ve mertçe. Ne hikmetse sayın Bahçeli ve kalemşörleri bu beyanatı görmezden geliyor. Yorumu sizler yapın.

Sayın Bahçeli ve eski ANAP’lı kalemşörlerinin muhatap aldıkları yere bakalım şimdi de. Ankara’da “Yusufiyeli Ülkücüler Derneği Genel Merkezi” bir de onun “Genel Başkanı” varmış, mış, mış... Ahmet Yılmaz bu derneği “internet ortamında kurulan sanal bir dernek” olarak beyanatında belirtiyor ki söyledikleri harfiyen doğru...

Sanal Derneğin Genel Başkanı Hasan İlter Kayserili... Peki bu uyanık Kayserili bu sanal dernek ve genel başkancılık oyunu ile hangi hesabın içinde?.. Düşünüyor, düşünüyor bunu bulamıyordum. Zaman gazetesindeki açıklamasında öğrendim çok şükür:

“Türkiye mahkemelerinden alınacak 'tatmin edici olmayan sonuç' nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri'ne başvurulabileceğini dile getiren İlter, yüklü miktarlarda tazminat elde etme hakkı elde edecekler. Hiç e olmazsa bu şekilde çekmiş oldukları işkence, baskı ve zulümlerin, yıllarca ödedikleri hürriyet bedellerin karşılığını almış olacaklarını düşünüyorum."

Vay be “yüklü miktarlarda tazminat”mış bütün bu AKP şakşakçılığının sebebi.Tek kelimeyle “yuuuuh sana be Hasan”... Bak Karakoç üstat sana bir mektup salmış:

Anladım be Hasan sende de iş yok
Bir şey düşünmezsin ekmekten gayrı
Allah sonumuzu hayır getirsin
Güvencim kalmadı felekten gayrı

Geçmişi unuttun, geleceğin hiç
Bir koca duvarı yıkar bir kerpiç
Gerekirse ecel şerbetini iç
Yiğite servet yok yürekten gayrı

 

Alper AKSOY- Haber Erk

Kaynak: HABER ERK,http://www.habererk.com/haber_detay.asp?haberID=1106

 

Bu haber 1,155 defa okundu.