''TÜRKİYE HALKI''NIN NERESİ AÇILIM?

13 Nisan 2010 10:32 tsi
Türkiye'deki siyasetçilerin, attıkları adımları Atatürk'ün söz ve icraatlarına dayandırarak meşrulaştırma çabası yeni bir durum değil.

'Türkiye Halkı'nın neresi açılım?

TÜRKİYE'DEKİ siyasetçilerin, attıkları adımları Atatürk'ün söz ve icraatlarına dayandırarak meşrulaştırma çabası yeni bir durum değil. Kendi iktidarını ve icraatını meşrulaştırma çabasına giren hemen hemen her iktidar, 'Atatürk de böyle yapardı, o da zaten böyle söylemişti' şeklinde bir takım söylemlerle toplumun desteğini almaya çalıştı. Bu çabalara konu olan Atatürk'ün söz ve icraatları çoğu zaman yanlış yorumlandı. 12 Eylül rejimi bu durumun örneklerinden biridir. 1980 darbesini Atatürkçü bir yol olarak sunan 12 Eylül'cüler kamuoyunun desteğini alabilmek için sık sık Atatürk'ün söylemlerine başvurdular. Bu süreçteki en önemli aktörlerden biri de kuşkusuz medyaydı. 12 Eylül'ün gazeteleri, darbeyi ve sonrasındaki icraatları Atatürkçülük şeklinde sundu. Bu tutum gelecek yıllarda doğacak pek çok sorunun da alt yapısını hazırladı.
*
BENZER bir durum bugünlerde de yaşanıyor. AKP'nin icraatları eleştirildiğinde, AKP kurmayları Atatürk'ten referans bulma telaşına düşüyor. Mesela geçen aylarda, Güroymak ilçesinden söz ederken, Kürtçe olan eski adını (Norşin) kullanan AKP'liler, eleştirildiklerinde hemen Atatürk'ün Nutku'na sığındılar. Nutuk'ta bölgeden Norşin diye bahsedildiğini savunan AKP'liler, böylece kendi söylemlerini meşrulaştırmış oluyorlardı. Oysa ki Nutuk'un yazıldığı dönemde bölgenin adı henüz değişmemişti. Dolayısıyla Norşin isminin kullanılması da o dönem için olağandı.
*
AYNI tutum açılım sürecinde de gözleniyor. AKP kurmayları, Başbakan Erdoğan'ın söylemleri ile Atatürk'ün sözleri arasında paralellik kurma çabasında. AKP'liler alt kimlik üst kimlik tartışmalarında gündeme gelen 'Türkiyelilik' kavramını Atatürk'ün 'Türkiye halkı' tanımı ile açıklamaya çalışmışlardı. Oysa Atatürk ile Başbakan Erdoğan'ın ifadeleri birbirinden epeyce farklı anlamlar taşıyordu. Söylemler arasındaki farklılığa rağmen, siyasi iktidarın adımlarını, Atatürk'ün söylemleriyle meşrulaştırma çabası devam ediyor.
*
SON örnek hafta sonu yapılan YGS'den. Medyada yer alan haberlere göre YGS'de sorulan bir soruyla 'Kürt açılımı' yapılmıştı. Haberlere göre, Pazar günü 1,5 milyon öğrencinin ter döktüğü sınavda Atatürk'ün 'Türkiye halkı' sözü hatırlatılıp, Kürt açılımı yapılmıştı. Bahsi geçen soruda, Atatürk'ün şu ifadesi yer alıyordu: 'Türkiye halkı, ırki, veya dini ve kültürel yönden birleşmiş, bir diğerine karşı karşılıklı hürmet ve fedakarlık hisleriyle dolu ve kaderi, geleceği ve çıkarları ortak olan toplumdur'
*
DOĞRUSU Atatürk'ün bu sözüyle Kürt açılımı arasında bir bağlantı kuramadım. Sanırım bağlantı kurmaya çalışanlar da bir şekilde AKP'nin politikalarını Atatürk üzerinden meşrulaştırmak için zorlama bir çabaya girişmişler. Çünkü Atatürk'ün kullandığı 'Türkiye halkı' ifadesinden 'Kürt açılımı'na dair bir anlam çıkarmak zor.
*
ATATÜRK'ÜN kullandığı bu ifadeyi daha iyi anlamak için yine Atatürk'ün bir başka referans cümlesine bakabiliriz: 'Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.' Bu cümleden de anlaşılıyor ki Türkiye halkı sözü ile Atatürk, toplumu oluşturan tüm unsurlardan söz ediyor ve bu unsurları da Türk milleti olarak tanımlıyor. Atatürk, sadece Türklerden bahsetmediği gibi, sadece Kürtlerden de söz etmiyor.
*
ATATÜRK'ÜN Türk Milleti ile eşdeğer tuttuğu Türkiye halkı tanımını 'Kürt açılımı'na dayanak olarak göstermek tarihi bir yanılgı olabilir. Çünkü Atatürk'ün millet tanımı; etnik ve dini temellere dayanmadığı gibi, ülkeyi oluşturan tüm unsurları kapsayan; birleştirici ve dışlayıcı olmayan bir tanımdır. Dolayısıyla bu tanımdan Kürt açılımına dair bir anlam çıkarmak mümkün değil.

Lale Şıvgın-Tercüman

Kaynak: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=10000

 

Bu haber 564 defa okundu.