AKP, ANAYASA TRENİYLE NEREYE GİDİYOR?

8 Nisan 2010 20:47 tsi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih YALÇIN,"Yola çıkarılan sözde anayasa treni ile iktidar partisi, yüce divana doğru hızla yol almaktadır…" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih YALÇIN,son günlerde gündemin tek konusu haline getirilen anayasa değişikliği paketi'yle ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.

Semih Yalçın'ın açıklaması şöyle:

"AKP, ANAYASA TRENİYLE NEREYE GİDİYOR?"

"Son günlerde gündemin tek konusu haline getirilen anayasa değişikliği paketi, detayları ortaya çıktığında beklentilerin çok gerisinde kalmış ve halkın gerçek gündeminde uzak olduğu görülmüştür.

Zira mütekâmil bir anayasa için sosyal barışı ve anlayışı tesis edecek toplumun bütün kesimlerine güvence verecek bir siyaseti ve kamu yönetimi anlayışını, felsefeyi inşa etme zarureti vardır. Sosyal barış bildiri ile tebliğ ile kanun maddeleriyle değil; gönülle, vicdanla ve ahlakla sağlanır. AKP zihniyetinin yitirdiği ve eksikliğini hissettirdiği esas değerler bunlardır.

Kaldı ki anayasa değişikliği bir siyasi parti ya da toplumun bir kesimine hizmet etmek üzere yapılamaz. Anayasa, milletin bütününü ilgilendiren, hatta yaşayan halk kadar gelecek nesilleri de ilgilendiren ve milli bir mutabakat gerektiren toplumsal bir sözleşmedir. Yandaş medya, yandaş sözüm ona sivil toplum kuruluşları ve yandaş aydınlarla yapılan mutabakat toplantıları, milletin ortak kanaatini temsil edemez. Bu nedenle, TBMM çatısı altında, mutabakat konusunda aciz kalan AKP, uzlaşıyı Türk Milletinden uzak yerlerde, karanlık köşelerde aramaktadır.

Anayasanın sivil ve demokratik olmasının gerek ve yeter şartı onun sadece siviller eliyle ve bir parlamento marifetiyle yapılmış olması değildir. Sosyal kesimlerin katılımı ve rızası önceliklidir. Hâlbuki bu anayasa değişiklik talebi liberal kapitalist bir felsefenin öncelikleri ile doludur. Daha da önemlisi hukuku kendine ayak bağı olarak gören çarpık ve hastalıklı bir anlayışın ifadesidir.

8 yıldır uyguladığı siyasetle milli ve manevi değerlerimize zarar veren AKP, sivil dikta özentisiyle, müdahil olamadığı devlet kurumlarına savaş açmıştır. Hazırladığı anayasa değişikliği paketi ile de bu savaştan galip çıkmayı ummaktadır.

Oysa iktidarın bu metinle ülke sistemini çok tehlikeli bir yola soktuğu görülmektedir. Demokratikleşme diye sunduğu makyaj tedbirleri “elma şekeri” nispetindedir. Niyet bellidir. Parlamentonun çoğunluğuna hâkim ve vekilleri doğrudan tayin etme yetkisine sahip bir iradenin yüksek yargı heyetini oluştururken yapacağı partizan ve keyfi uygulamalara hangi merci veya makam dur diyebilecektir.

Yeni bir mağduriyet alanı yaratma adına hazırlanan anayasa değişikliği paketinde ilk göze çarpan unsur toplumu ilgilendiren zorunlu ve insani hizmetlerin makyajlanarak öne çıkarılmak istenmesidir. Yüksek yargıyı ilgilendiren değişiklik önerilerinde ise, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısına müdahale edilmekte, alacakları kararlar için itiraz ve yargı yolu açılması planlanmaktadır.

Yürütme yetkisini elinde tutan AKP, izlediği bu politikayla yasamayı kontrol etmede her türlü pervasızlığı ortaya koyarken yargıyı kendi emri altında bir kuruma dönüştürmeye çalışmaktadır. Sonuçta, kuvvetler ayrılığını hiçe sayan AKP, devletin temel organlarını birbiriyle kavgalı hale getirmiştir.

Deli kızın çeyizini andıran malum paket incelendiğinde görülüyor ki, yola çıkarılan sözde anayasa treninde AKP, halkın gözüne baka baka, gerçek gündem kaçakçılığı yapmaktadır. Trene bindirmeye çalıştığı memura, toplu sözleşme hakkını vereceğini vaat ederken, oy hırsızlığı yapıp memuru mahkûm ettiği sefaleti gözden kaçırmaktadır.

Trene almaya çalıştığı malum siyasi partilere de “Parti kapatmayı zorlaştırıyorum” şekerini ikram edip, dokunulmazlık zırhından vazgeçmeyerek haklarında açılan yolsuzluk davalarını gözden kaçırmaktadır.

Bürokrasideki değişiklerle devamlı sisteme müdahale eden AKP, siyasette son kozlarını oynamaktadır. Ayrıca girdiği tünelin kendisi için sonunda ışık olmadığını fark eden iktidar, partiler için uygulanacak olan barajın düşürülmesini özellikle kendisi için düşünmektedir.

Anayasa değişikliği içinde yer alması gereken önemli konuların göz ardı edilmiş olması ve yüksek yargıya müdahale, yüce divandan kurtulmanın telaşıdır.  Ancak taşlar yerinden oynamış, yüce divanın ışığı AKP’nin penceresinden sızmaya başlamıştır. Telaş, kurtulmaya yetmeyecek ve yargı, AKP ve yöneticilerini teğet geçmeyecektir.

İktidar, günlük siyasetinin merkezine oturttuğu anayasa değişikliği telaşı ile gündem saptırmaya devam etmektedir. Esasında Türk halkının gündemi anayasa değişikliği değil; emeklinin açlık sınırının altında yaşıyor olması, her evde en az bir işsizin bulunması, çiftçinin gelir desteği ile yaşamaya mahkûm edilmesi, her gün binlerce işyerinin kapanması ve halkın yardımlarla yaşamaya mecbur bırakılmasıdır. Dün dindar Cumhurbaşkanı söylemiyle yola çıkan ve sonuç alan AKP’nin seçtiği Cumhurbaşkanı da halkın karnını doyurmamış ülkenin gerçek sorunlarının çözümüne katkı sağlamamıştır.

Yangın yerine döndürdüğü memleketin içler acısı halini görmezden gelen AKP, anayasa treniyle meclis gümrüğünden halkın gerçeklerini, sefaletini, yokluğunu, dibe vuran hayat şartlarını, işsizliğin ana babalara verdiği acıları kaçırmaktadır.

AKP yöneticileri bütün bunları yaparken Milliyetçi Hareket Partisi’ne, liderine ve tabanına yönelik yeni senaryolar ortaya koymaya çalışarak Türk milliyetçileri üzerine oynamaktadır. Daha düne kadar Milliyetçi Hareket Partisi ve mensuplarına “faşist” diyenler, bugün çaresizlikle içinde Milliyetçi Hareket Partisi tabanından medet ummaktadırlar. Milliyetçi Hareket Partisi tabanı, kendisine faşist diyenlere gereken cevabı, hak ettikleri şekilde verecektir. İktidar partisinin yeni yetme siyasetçileri bilmelidir ki, Milliyetçi Hareket Partisinin politikalarının ve ortaya koyduğu hassasiyetlerinin beslendiği kaynak, Türk Milleti ve Türk Milliyetçileridir. Bütün vatan sathına yayılmış olan Ülkücü ağın hissettiği duyarlılıklar, bundan sonra da Milliyetçi Hareket Partisi’nin politikalarında ölçü olmaya devam edecektir.

Dün inanç hortumculuğuyla başladıkları siyasi yolculuklarına mağduriyet dilenciliğiyle devam edenler, bu istimrarlarını yeterli görmedikleri zamanlarda darbe duasına çıkmışlar bugün ise kendi eserleri olan PKK açılımını, bölücü başının evini ziyaretgâha dönüştürerek sürdürmektedirler.

Yüce Milletimiz şunu bilmelidir ki: Türk Milleti adına gerçekleri dile getiren tek siyasi parti Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Milliyetçi Hareket Partisi, halkın gerçek gündemini dile getirmeye devam edecektir. Artık AKP iktidarının, ABD ve AB’nin istekleri doğrultusunda hazırlayıp yutturmaya çalıştığı hap(!), şifa değil ızdırap vermektedir

Yola çıkarılan sözde anayasa treni ile iktidar partisi, yolculara bir kutu şeker ikram edip göz boyarken, sonraki istasyonlarda başına geleceklerden habersiz ve milletten kaçırdıkları ile yüce divana doğru hızla yol almaktadır…"

 

Not: Açıklamanın tam metni,"mhp.org.tr"den iktibas edilmiştir.

 

 

 

Bu haber 573 defa okundu.