En Sıcak Konular

MUHALEFET PARTİLERİ NEDEN BAŞARISIZ?

8 Nisan 2010 11:09 tsi
MUHALEFET PARTİLERİ NEDEN BAŞARISIZ? Medya ve iş dünyası artık nerede ise tamamen iktidarın kontrolüne girdiği için muhalefet partileri zayıf görünmeğe başladılar. Bu iki unsurun iktidar kontrolüne girmesi demokrasi açısından çok vahim...

Muhalefet partileri neden başarısız?

ŞU soruya cevap verir misiniz; Gazeteci Mustafa Karaalioğlu veya akademisyen Ergun Özbudun veya işadamı Ömer Cihad Vardan veya raportör Osman Can veya karikatürist Salih Memecan veya devlet memuru falanca veya vali filanca mı daha çok AKP'li, yoksa AKP milletvekilleri Zekai Özcan ve Reha Çamuroğlu mu? Hangileri AKP'yi her koşulda savunuyor, hangileri gerekli gördüğünde eleştiriyor?
Bu soruya çoğunluk cevabının, milletvekilleri dışında kalan grubun daha partizan oldukları, AKP ve uygulamalarını daha kayıtsız şartsız destekledikleri olduğunu sanıyorum.
Muhalefetteki siyasi partilere bu dönem biraz haksızlık yapılıyor; Yeterince çalışmadıkları, gerektiği gibi muhalefet yapamadıkları konusunda... Halbuki pek fark edilmeyen bir şey var. Siyaset ve siyasetin unsurları değişti ve değişiyor. Diğerleri bir yana en önemli değişiklikte siyasette artan medya, sivil toplum, mesleki kuruluşlar, cemaatler, kanaat önderleri ağırlığı konusunda. Siyaset özellikle bu tür unsurlar tarafından üretiliyor. Bu unsurların siyasete katılımları bence olumlu, ancak bir siyasi partiyi kayıtsız şartsız desteklemeleri ise en azından hoş değil. 'Kraldan çok kralcı' deyimini çok iyi bilirsiniz. Artık, AKP'liden çok AKP'cilik yapanlar var. Televizyonlarda açık oturumlarda, konferanslarda, sohbetlerde partililerden çok bunları AKP icraatlarını savunurken görüyoruz. Bu grup asla partiye yönelik eleştiride bulunmadan parti icraatlarını destekliyor veya muhalefete taarruzda bulunuyorlar. AKP Yöneticileri dahi partiyi savunma konusunda bunlar kadar başarılı değiller.
Teslimiyetin böylesi
BUNA karşı 'Geçmişte de böyleydi, muhalefetinde benzer destekçileri var' denebilir. Pek değil! Eskiden iktidardakilerden çok partili olmak bu ölçüde değildi. En azından bürokrasi bu kadar teslimiyetçi değildi. Merkeze değil de taşraya bakarsanız bürokrasinin nerede ise tamamen iktidar yanlısı olduğunu görürüsünüz. Taşrada AKP'li olmayan müdür kalmadı gibi ama daha önemlisi açık particilik yapıyorlar.
Yeni siyasette AKP eleştirisi yaptığınızda karşınızda yandaş medyayı, bürokrasiyi, sivil toplumu, meslek örgütlerini, cemaatleri bulabiliyorsunuz. Hem de ölümüne size yükleniyorlar. Hakkınızda geçmişiniz, özel yaşantınız veya iş yaşantınızla ilgili ne varsa ortaya koyuyorlar sizi per perişan edene, toplumda itibarsız hale gelinceye kadar bırakmıyorlar.
Muhalefetteki sivil toplum ve meslek örgütleri ise daha çok bir muhalefet partisini desteklemeden muhalefet yapıyorlar ve daha parçalı durumdalar. Ayrıca birkaç basın mensubu dışında muhalefet edebilen çok az sivil toplumcu kaldı. Bunlarda tek bir partili değil, hatta çoğu partili değil. Muhalif sendikacı, sivil toplumcu geçmişe kıyasla çok azaldı. Muhalefette, iktidardaki bütünlük yok.
Muhalif unsurları yitiriyoruz
ASIL önemlisi, medya ve iş dünyası artık nerede ise tamamen iktidarın kontrolüne girdiği için muhalefet partileri zayıf görünmeğe başladılar. Bu iki unsurun iktidar kontrolüne girmesi demokrasi açısından çok vahim... Süleyman Demirel'in 'İktidar her rejimde vardır. Demokrasilerde muhalefet de vardır' anlamında çok güzel bir sözü vardı. Biz gittikçe muhalif unsurları yitiren (muhalefet partilerini değil) bir demokrasi oluyoruz ve bunu en fazla destekleyenler de liberal demokratlarımız...
Muhalefet partilerini yeterli olmamakla suçlayanlar artık siyasetin yalnızca siyasi partilerle değil tüm siyaset unsurları ile yapıldığını görmeliler. AKP'nin yalnızca bir siyasi parti değil, toplumu ve devleti sarmış bir organizasyon olduğunu bilmeliler. Aksi halde bugün gündemde yolsuzluklar ve becerisizlikler olur, Cumhuriyet tarihinin en çok gaf yapan Başbakanını hep birlikte hayranlıkla alkışlamazdık. Muhalefet partilerini suçlarken siyasetin artık siyasetin tüm unsurları ile yapıldığını gözden kaçırmayalım. Özellikle de sermayenin muhalefete hiç desteği olmadığını hiç ama hiç unutmayalım.

 

Bülent Kuşoğlu-TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=140



Bu haber 522 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,440 µs