ARSLAN BAŞBAKAN!

4 Nisan 2010 09:52 tsi
ABD’ye tepki gösterenlere “tiyatro oynuyorlar” demiştik. Bir ay sonra çark ederler demiştik. Bunlar dik duramaz demiştik.Aynen dediğimiz gibi oldu. Tam da bir ay geçti!

Başbakan Erdoğan, soykırım tasarısının ABD Dış İlişkiler Komitesi’nden geçmesinin ardından sert tepki göstermişti. ABD Büyükelçimiz Namık Tan geri çağırılmıştı.
Biz ise bu sütunda “Erdoğan’ın tepkisini” şu satırlarla değerlendirmiştik:
“… bu defa ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nden Ermeni soykırımı safsatasının kabul edildiği haberi geldi.
Bir ay içinde hem Avrupa’dan hem Amerika’dan hem Ermenistan’dan gol yedik, daha doğrusu hançerlendik.
Oysa başbakan sürekli olarak “komşularla sıfır sorun, herkesle dost olma, düşmanlıkları terk etme” politikası takip edeceklerini söylerken  “Türkiye ulusalcıları” bu yolun yanlış olduğunu, dost bildiklerinizden her an kazık yemeye hazır olmanız gerektiğini ifade eden uyarılarda bulundular.
Bu uyarılara her zamanki gibi “marjinaller, geri kafalılar” diye tepki gösteren siyasi aktörler şimdi neredeyse “ulusalcıları bile geride bırakan!” bir saldırgan poza büründüler.
ABD elçimizi hemen geri çektiler.
“Biz size gösteririz!” diye kükremeye başladılar.
“Bakın neler yapacağız!” diye efelendiler.
Hem ABD’ye hem Ermenistan’a öfkeli mesajlar verdiler.
Arkası gelir mi bu tavrın?
Gelmez elbette.
Bir ay önce AB, Kıbrıs’tan asker çekmemizi istedi diye “kör müsünüz?” diyerek haykıranların bugün “tamam asker çekeceğiz” dönüşümünü sıcağı sıcağına yaşamamızın verdiği tecrübe ile rahatlıkla diyebiliriz ki, bir ay içinde bu hava durulur.
Sert duranlar, durduklarıyla kalır.
Siyasi icazetlerini Amerika’dan alanların, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olmakla övünenlerin “Büyük Amcalarına” direnme güçleri de, kapasiteleri de, iradeleri de yok.
Olamaz da.
Tepki gösterme pozları bir tiyatrodan ibaret.
Beyaz Saray kapılarında “bizi kullanmaya devam edin, süpürüp kapı önüne atmayın” diye yalvaran bir siyasi mantıktan nasıl bir direnme beklersiniz ki?
Bir ay sonra “soykırım tasarısının”  Türkiye’nin kendi parlamentosunda kabul edilmesinin isteneceği günlere hazır olun siz! “(Yeni Mesaj, 09.03.2010)
ABD’ye tepki gösterenlere “tiyatro oynuyorlar” demiştik. Bir ay sonra çark ederler demiştik. Bunlar dik duramaz demiştik.
Aynen dediğimiz gibi oldu. Tam da bir ay geçti!
Erdoğan, yanına ABD Büyükelçimiz Namık Tan’ı da alarak 12 Nisan’da Washington’a gidiyor. Gidişin amacı Küresel Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak! Hem zirveye katılacak başbakanımız hem de öfkelenerek geri çağırdığı büyükelçimizi kendi elleriyle makamına oturtacak!
Gazeteciler Erdoğan’a soruyorlar, “iki ülke arasındaki kriz aşıldı mı?” diye.
Cevap: ““Konuyla ilgili daha önce de Dışişleri Bakanımın, ABD Dışişleri Bakanı ile görüşmesi oldu. Bu konuda bazı olumlu gelişmeler var. Temenni ederim ki bu olumlu gelişmeler Nisan ayında da aynı şekilde devam eder.”
Neymiş bu olumlu gelişmeler? ABD Dış ilişkiler Komitesi “aldığımız soykırım kararından vaz geçtik, çok pişman olduk, bu karar geçersizdir!”  diye bir açıklama mı yaptılar da haberimiz yok?
Soykırım kararı aynen duruyor.
 Başbakan Erdoğan’ın hiç olmazsa Nisan sonunu bekleyip bu tasarının Kongre’ye gelip gelmeyeceğine göre bir tavır alması gerekmez miydi?
Gerekirdi ama BOP’un eşbaşkanı olursanız bunu yapamazsınız.
Dik duramazsınız.
Buna asla cesaretiniz olamaz.
Ancak kendi ülkenizdeki muhalefete, farklı düşünce sahiplerine karşı asar kesersiniz.

Muharrem Bayraktar-Yeni Mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10001507&tarih=2010-04-04

 

Bu haber 566 defa okundu.