En Sıcak Konular

SEN KİMSİN ALTAN?

1 Nisan 2010 10:42 tsi
SEN KİMSİN ALTAN? Erdoğan’a “sen kimsin!” başlığıyla,hakaret derecesine varacak ifadelerle dolu bir yazı kaleme alan Ahmet Altan,Taraf Gazetesi'ni "bastıramamakla" yüzyüze kaldı?

Sen kimsin Altan?  

Ahmet Altan, “Paşasının Başbakanı” başlığını atarak başbakan Erdoğan’ın askerlerle bir nebzecik yakınlaşmasına gösterdiği ağır tepkinin Taraf gazetesine nelere mal olduğunu unuttu galiba. Unuttu ki şimdi de Erdoğan’a “sen kimsin!” başlığıyla ve ağır bir üslupla, hakaret derecesine varacak ifadelerle dolu bir yazı kaleme aldı.
Büyük cesaret doğrusu.
Babıalide  gazetecilik yapmak, Kılıç Yarası Gibi romanındaki erotik satırları kaleme almaya benzemez. Hiç beklemediğin bir anda “başbakana “sen kimsin” diye sormanın “erotik” faturasını ödetirler sana.
Hiç beklemediği bir anda Star gazetesinin matbaasında basılan Taraf’ın “basılmaması” karşısında şok oldu Ahmet Altan.
Ahmet Altan bu şoku şöyle anlatıyor yazısında:
“Cumartesi gecesi saat dokuz civarında benim odada Yasemin Çongar, Mustafa Cesur, Yıldıray Oğur gazetenin Anadolu baskısını göndermenin rahatlığıyla yemek yemeye hazırlanıp laflıyoruz.
 O sırada, sayfa editörlerimizden biri, matbaanın “biz sizi bugün basmıyoruz, niye sayfalarınızı gönderdiniz” dediğini söyledi.
Başar Arslan’ı arayıp, “Star Gazetesi bizi basmıyormuş, bir sorun mu var”  dedim, “hayır, hiç bir sorun yok, daha iki gün önce çeklerini verdik, herhalde size yanlış haber geldi” dedi.
Mustafa Cesur matbaayı aradı. Haber doğruydu. Gazeteyi basmıyorlardı.
Ne olduğunu anlayabilmek için Mustafa yeniden matbaayı aradı. Devreye bizim genel müdür Hilmi Bey girdi. O da matbaayı aradı.
Defalarca konuşuldu. Cevap netti. Basmıyorlardı. (Ahmet Altan, Taraf,30.03.2010)
Star gazetesi ile Taraf arasındaki gergin ve sıcak saatlerin ardından son anda basılmış gazete ama ortalıkta da “bir yerlerden telefon geldi, gazete basılmadı” dedikoduları yayıldı birdenbire.
Ve hala da devam ediyor bu dedikodular.
Star gibi, AKP’nin sağladığı finans desteği ile satın alınan bir gazetenin matbaalarında, başbakana “sen kimsin!” diye yazılar yazan bir gazetenin basılmasına bir yerlerden dur demek isteyen olacaktı elbet. İlk sinyal verildi. Asıl bundan sonrasına hazır olsun Altan. Devlet kurumlarından ve yandaş sermayeden talimatla gelen reklam döneminin sonu gelecek yavaş yavaş.  Sadece tirajla gazetecilik yapmanın ağır yükü altında ezilmek ve “teslim olmak” ne demek öğrenecek Ahmet Altan.
Kelimeleri büyük bir estetikle dans ettirme kabiliyetine sahip olabilirsin ama siyasi iktidarlara karşı “hem öyle, hem böyle” çizgisinde olmak ne demektir onlar da sana fena dans ettirerek öğretirler Altan Efendi.
Onlar da sana “sen kimsin” diye sorarlar elbette.
 Ahmet Altan, yediği kılıç darbesiyle “Kılıç Yarası Gibi” adlı romanının ikinci bölümünü yazmaya başlar herhalde.
Bu arada, bizim çok değerli emekli bir savcı ağabeyimiz var; Selim Mecit Beşer. Çok muhterem bir beyefendidir. O anlattıydı geçen gün: “1960’larda hukuk fakültesinde öğrenci iken Florya Basınköy’de bir ilkokulda din derslerine girer. Hem hukuk öğrencisi, hem din dersi hocasıdır. Öğrencilerinden ikisi de Çetin Altan’ın oğlu Ahmet ve kızı Zeynep’tir. ‘Dersleri iyi dinlerlerdi. Anneleri sık sık gelirdi çocukların durumunu sormaya. Ama Çetin Bey, beni görünce yolunu değiştirirdi’ diye anlattı.
Ahmet Altan’ın Selim Hoca’dan pek ders almadığı anlaşılıyor. Alsaydı bugünün siyasi dindarlarıyla el ele verip “bir kadın memesine ülkeyi satarım” çizgisinde değil, bu ülke için her şeyi yaparım çizgisinde olurdu. Nasıl olsa dünyasını kurtaramıyor, ahiretini kurtaracak erdemde olurdu.
Selim Hoca’da buna yanıyor zaten. “O kadar emeğim geçti, bakın yaptıklarına” diyor.
Ee bir de Taraf’ın basılmaması, reklam musluklarının kesilmesi var sırada.
Ne olacak ondan sonra?
Ahmet Altan’a “daltaban mı” diyecekler yani?
(Not: Daltaban kelimesi, “yalın ayak kimse” anlamında kullanılmıştır. “Öbür” anlamıyla irtibatlandırmak isteyen köftehorlara duyurulur. Altan’a hakaret etmek gibi bir niyetim olamaz. Ne de olsa görüşmüşlüğümüz, konuşmuşluğumuz var. Selim Bey’in elini öpmek isterse yardımcı oluruz!” ( Muharrem Bayraktar-Yeni Mesaj ) [1]

Mehmet ve Ahmet Altan niye cıyaklıyor?

İlk işareti Star’da yazan
Mehmet Altan verdi.   Altan, Özhan Canaydın’ın ölümünü vesile edip, Sabah’dan Star’a geçerken Hasan Doğan tarafından kendisine verilen ve yerine getirilmeyen sözleri hatırlattı.
Çok sürmedi Ahmet Altan bağırmaya başladı!
Onun gerekçesi ise çıkardığı gazete Taraf’ın basılmamasıydı!
O da Star gazetesine ve onun ardındaki gizli ele cıyaklıyordu!
Nasıl olurmuş da Star matbaası Taraf gazetesini basmazmış!
Star’ın ifadesine göre kağıdın verilmeyişi ve baskı parasının  ödenmemesi Ahmet Altan’ın umurunda değil!
Ahmet Bey’e göre Star’ın, Taraf’ı her şeye rağmen basması vecibenin ötesinde!
Demek ki bugüne kadar öyle geldi yani öyle alıştırıldı!
Öyle ya Ahmet Altan aynı şeyi Turgay Ciner medyasına yapabilir mi?
Belli ki bu talep ve alışkanlığın öncesi ve de perde gerisi var!
Ahmet Altan’a birileri önceden belli teminatlar vermiş ve yol epey bir süre o şekilde yürünmüş, yani Star Grubu, Taraf gazetesinin adeta lojistik merkezi olmuş!
Peki bu niçin mi yapılmış?
Ahmet Altan’ın, Star’ın ardındaki görünmez el dediği iradenin, Taraf’ı TSK’ya karşı kullanması için!
Bu kullanma işi haftalar, aylar ve hatta iki yol boyunca devam etti.
Ne zaman ki asker bu işten halkın gözünde mağdur konuma girdi, Taraf’ın misyonu o gün bitti.
Dahası; Çankaya Köşkü’nde yapılan üçlü zirvede Başbuğ’a, Taraf’a desteklerin kesilmesi sözü de verilmişti.
Bütün bunlar bir araya gelirken üçüncü bir gelişme Taraf’ı ekarte etme sürecini hızlandırdı.
O da Tayyip Bey’in 100 bin kaçak Ermeni ile ilgili olarak söylediği söze Ahmet Altan ve Taraf’ın takındığı menfi tutumdu!
AKP güruhu yapılan eleştiri ile çileden çıkarak, Taraf’a fiili olarak tutum takınmaya başladı.
İşte bu gazetenin Star’da basılmasının engellenmesinin perde gerisinde bunlar var!
Hayır bu akıbet sürpriz değil çünkü taraflar zaten idealler üzerinde değil, hesaplar üzerinde mutabıktı... Hesaplar bozulunca yollar da eşyanın tabiatı gereği ayrılıyor.
Bu hadise gösteriyor ki AKP, tıpkı devrim sürecinde İran’da Humeyni’nin TUDEH’i kullanması misali bugün herkesi kullanmaya çalışıyor. Anlaşılan şimdi onlardan kurtulma zamanı,
Aynı şey Altan’lar için de söz konusu zira onlarınki zaten gönüllü kullandırtmaydı. Onların da kendilerine göre özel amaçları vardı. Feveranları ise hesaplarının bozulması ve kendi açılarından hedefe ulaşmadan ittifakın bozulmasıdır.
Kuşkusuz Altanlarla AKP arasında uç veren bu kırılma, bir süre daha şeklen olsa da zamklarla tutturulmaya çalışılacak ama yoldaşlık artık bitmiştir. ( Sabahattin Önkibar-Yeniçağ ) [2]

Kaynak

[1].YENİ MESAJ GAZETESİ,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10001461&tarih=2010-04-01

[2].YENİÇAĞ GAZETESİ,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12669



Bu haber 800 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,722 µs