LÜTFEN YALAN SÖYLEMEYİN

27 Mart 2010 10:41 tsi
Dürüst ve vicdan sahibi hiçbir aydın ve hiçbir hukukçu, Anayasa'da değiştirilmesi öngörülen maddelerin taslaktaki şekliyle AB müktesebatına ve Venedik Kriterleri'ne uygun olduğunu söyleyemez.

Lütfen yalan söylemeyin!

AKP iktidarı, Anayasa'da istediği değişiklikleri yapabilmek için yine Avrupa Birliği kozunu kullanıyor.
İddiası şu:
'Hazırladığımız Anayasa değişikliği taslağı, Avrupa Birliği müktesebatına ve Venedik Kriterleri'ne uygundur.'
Yandaş kimi anayasa hukukçuları bile bu iddiayı destekliyor.
Ama aralarında vicdan sahipleri de var.
Çünkü dürüst ve vicdan sahibi hiçbir aydın ve hiçbir hukukçu, Anayasa'da değiştirilmesi öngörülen maddelerin taslaktaki şekliyle AB müktesebatına ve Venedik Kriterleri'ne uygun olduğunu söyleyemez.
Askeri yargının sivil yargıya devredilmesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Yüksek Askeri Şura kararlarına yargı yolunun açılması dışında...
12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını önleyen Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılması ise, sadece 'kozmik fantezi'dir.
12 Eylül darbesinden sonra otuz yıl geçtiğini ve zaman aşımı nedeniyle darbecilerin yargılanamayacağını herkes biliyor.
Zaten yedi buçuk yıldır iktidarda olan AKP, 12 Eylül darbecilerinin zaman aşımından yararlanması için bugünü bekledi.
Yani, her şey planlı yapılıyor.
*
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'e göre, 'AB katılım sürecinin bu Anayasa'yla yürütülmesinin zor.'
Öyleyse ne yapmalı?
'Türkiye müzakere yapan bir ülke olarak kendi müktesebatını AB'ye uydurmak mecburiyetinde...'
Peki, Anayasa değişikliğinin paket halinde referanduma götürülecek olması, AB normlarına ve Venedik Kriterleri’ne uyuyor mu?
Başbakan, Başbakan Yardımcısı veya Anayasa değişiklik paketini hazırlayanlar, Venedik Komisyonu'nun 21 Aralık 2006 tarihli kararlarının 30. maddesine göre, 'Bir anayasa değişikliğinin bir dizi bölüm içeren unsurlarının ayrı ayrı halkın oyuna sunulması gerektiğini' bilmiyor olamazlar.
Değiştirilmesi öngörülen maddeler Meclis'te tek tek görüşülecek ve tek tek oylanmayacak mı?
Öyleyse referanduma niçin paket halinde götürülüyor?
Adalet eski Bakanlarından Hikmet Sami Türk'e göre, maddelerin tek tek referanduma götürülmesinin pratikte güçlüğü var. Değiştirilmesi önerilen her madde için ayrı sandık kurulması gerekecek.
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ise, bu zorluk için pratik bir çözüm öneriyor:
'Değiştirilecek maddelerin numaraları oy pusulasına sıra ile yazılır. Seçmen değişmesini istediği maddenin altına 'evet', değişmesini istemediği maddenin altına 'hayır' mührünü basar.'
İyiniyet olduktan sonra, çözüm bulmak zor değil.
*
Gelelim değiştirilmesi önerilen diğer maddelere...
İlerleme raporlarında sürekli vurgulandığı ve eleştirildiği halde, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda Adalet Bakanı ile müsteşarının yer almaya devam edecek olması, AB normlarına uygun mu?
Memurlara toplu sözleşme hakkı verilmesi, ama grev hakkı verilmemesini, AB normlarına yama etmek mümkün olabilir mi?
Venedik Kriterleri, siyasi partilerin ancak şiddete başvurmaları durumunda kapatılacağını öngördüğü halde, Anayasa değişikliği taslağının siyasi partiler hakkında kapatma davası açma yetkisini Yargıtay Başsavcısı'nın elinden alıp, Meclis'te temsil edilen partilerden seçilecek 5'er kişilik komisyonun iznine bağlanması gibi bir garabeti nasıl açıklayacağız?
A partisi hakkında kapatma davası açılıp açılmamasına, yine A partisinden seçilen 5 kişi mi karar verecek?
Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı iken, cumhurbaşkanının yetkilerinin fazlalığından şikayet edenler, Anayasa değişikliği taslağına göre Anayasa Mahkemesi ile HSYK üyelerinin neredeyse tamamının Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek olmasına ne derler bilmiyoruz.
Yalanlar ve çelişkiler saymakla bitmiyor.

Sırrı Yüksel Cebeci-Tercüman

Kaynak: TERCÜMAN,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13

Bu haber 579 defa okundu.