TAYYİP ERDOĞAN'IN SINAVI

23 Mart 2010 11:18 tsi
Tayyip Erdoğan için devlet adamlığı, Türkiye için dönüşüm sınavı bu. Bakalım nasıl sonuçlanacak?

Tayyip Erdoğan'ın Sınavı

GEÇEN hafta sonu medyaya dikkat ettiniz mi? Galiba ilk defa yandaş medyadan bazı kalemler Tayyip Erdoğan'a vurmaya başladı. Örneğin, Ahmet Altan, Başbakan'a 'Sen kimsin?' diye sorarken hayli sert ve fütursuzdu. Bir süredir Hükümete yönelik eleştirileri olan Cengiz Çandar, dozu artırdı ve Başbakan'a, 'Aklını ve dilini devlet çemberine kıstırdı, değişimin gerisinde kaldı' dedi. Etyen Mahçupyan'ın eleştirisi de sertti ama Mehmet Barlas'ın 'AKP de MHP'lileşiyor' eleştirisi gerçek bir sürprizdi.
Tüm bu eleştiriler görüntüde Başbakan'ın '100 bin Ermeni'yi geri gönderirim' açıklaması üzerine yapılmıştı ama sebebin böyle ayaküstü yapılmış basit bir açıklama olması çok mantıklı mı? Tayyip Bey daha önce onlarca demokrasiye uygun olmayan pot kırdığında neden bu tür tepkiler almamıştı?
Farklı sinyaller
GALİBA bu konuda büyük resmi hatırlamak lazım. İran konusunda ABD'nin son dönemdeki talepleri nedir bilmek lazım. Büyük ihtimalle ABD 2003 Irak işgali öncesi Türkiye'den, Karadeniz limanları, Doğu, Güneydoğu askeri havaalanları ve İncirlik Üssü ile ilgili taleplerini tekrarlayacak veya tekrarladı. Bir kritik genel seçim öncesinde olan AKP ve Tayyip Erdoğan ise talepleri yerine getirerek taviz vermek istemiyor ve dik durmaya çalışıyor. Dünyanın bu çok önemli dönüm noktasında taraflar; Türkiye ve ABD kozlarını oynuyor, birbirlerinden mümkün olduğunca çok şey almaya çalışıyorlar. Oldu, oluyor denen IMF anlaşmasının iptali, ABD'nin muhalefetine rağmen İran-Pakistan boru hattı anlaşmasının geçenlerde Türkiye'de imzalanması, Ermeni soykırım tasarısının gündeme bu ölçüde getirilmesi boşuna değil. Ermeni soykırım tasarısı ve Ermenistan protokolünün imzalanması konusunda tarafların farklı sinyaller vermesi de manidar. Hala Amerika'nın tasarıyı kabul edip-etmeyeceği belli değil. Buna karşılık Türkiye'nin protokolü imzalamaya hala yanaşmaması, İran ile yakınlaşması da farklı bir politika uyguladığı izlenimini veriyor. Ancak, 'Belçika ve Avrupa'nın diğer ülkelerindeki PKK operasyonlarını biz yaptırdık' diyen ABD bir yandan dostluk mesajları verirken bir yandan da tehdit etmeyi ihmal etmiyor.
Sen kimsin?
ABD ve Türkiye'nin karşılıklı tehdit ve samimiyet mesajlarına bu defa 'liberal medya' da eklendi. Şimdiye dek belli bir odağın her talebini yerine getiren, 'BOP'un eş başkanıyım' diyen Tayyip Erdoğan'a şimdi 'Sen Kimsin?' denmesini anlayabiliyor musunuz? Hafta sonu liberal diye bildiğimiz yazarların eleştirilerinin arkasında bunu aramak lazım. Yoksa Türkiye'de 100 bin Ermeni olmadığını ve Tayyip Beyin onları istese de gönderemeyeceğini herkes biliyor. Konu kısaca 'rakibi' veya 'dostu' sıkıştırmak ve mümkün olduğunca taviz kopartmaktır.
Bu noktada Tayyip Beyin devlet adamlığı gündeme geliyor. Bakalım Tayyip Bey bu oyunu ne kadar doğru oynayacak? Ne kadar kendisini düşünerek, ne kadar ülkesinin çıkarlarını dikkate alarak hareket edecek? Aslında konu her iki ülke açısından da hayati. ABD, 'Dönemi bitti' denen darbeyi dahi tezgahlayabilir. Tayyip Erdoğan, silinmemek için her yola başvurabilir. ABD kendi tezgahıyla gelen AKP yönetimini kendi çıkarına görmez ise göndermekte bir an dahi tereddüt etmez. Taviz verirse Türkiye kaybedecek, vermez ise Tayyip Erdoğan ve yine Türkiye kaybedebilecek... Başka bir yol yok mu? Tayyip Erdoğan için devlet adamlığı, Türkiye için dönüşüm sınavı bu. Bakalım nasıl sonuçlanacak?

Bülent Kuşoğlu-Tercüman

Kaynak: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=140

 

Bu haber 570 defa okundu.