En Sıcak Konular

YA ''YERLİ'' VE ''YERİNDE'' OLACAKSIN, YA DA BOĞULUP GİDECEKSİN!

19 Mart 2010 23:17 tsi
YA ''YERLİ'' VE ''YERİNDE'' OLACAKSIN, YA DA BOĞULUP GİDECEKSİN! Topçu:"Ya millete yaslanarak "yerli" ve "yerinde" duracaksınız,ya da başkalarının ekonomik ve siyasi yol haritalarını kılavuz sayıp boğulup gideceksiniz!''dedi.

İKTİDAR PARTİSİ ELİNDE İMKANI OLDUĞU HALDE NELERİ YAPMIYOR?

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı YALÇIN TOPÇU, MEMUR-SEN’in düzenlediği geleneksel “Perşembe Söyleşileri” programına katıldı.

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Memur-Sen’in düzenlediği geleneksel “Perşembe Söyleşileri” programına katıldı. Mehmet Akif İnan Konferans salonunda düzenlenen ve BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu’nun konuşmacı olarak katılığı programa; BBP Genel Sekreteri Mustafa Destici, BBP Genel Başkan Yardımcısı  Üzeyir Tunç ve BBP Ankara İl Yönetiminden bir heyetle birlikte geldi.

Programa Diyanet-Sen Genel Başkanı  Mehmet Bayraktutar, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Galip Yıldırım, Emekli Bir-Sen Genel Başkanı İsrafil Odabaşı ve Memur-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ve bağlı sendikaların üyelerinden oluşan kalabalık bir grup katıldı.

Program Muhsin Yazıcıoğlu’nu anlatan bir sinevizyon filmi ile başladı. 

Memur-Sen Genel Eğitim ve Dış İlişkiler Sekreteri Ahmet Gaytan geleneksel “Perşembe Söyleşileri” hakkında biraz bilgi verdikten sonra konuşmasını yapmak üzeri BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu’yu kürsüye davet etti.

Yalçın Topçu’nun uzun ve sık sık alkışlarla kesilen konuşmasından pasajlar:

HÜKÜMET TOZ PEMBE EKONOMİK TABLOLARLA HANGİ GERÇEKLERİ ÖRTÜYOR?!

Ekonominin çarklarının borç yükü ile döndürüldüğü ve Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en ağır işsizlik rakamları ile yüz yüzeyiz. İkinci dünya savaşından sonra, Cumhuriyet tarihinin en ağır durgunluğunu yaşıyoruz. Günlük yaşantısını sürdürebilme mücadelesi veren vatandaşın, her gün daha borçlu hale geldiği bu dönemde sadece kendimizi değil, çocuklarımızı dahi borçlandırıyoruz.

Piyasada inanılmaz bir durgunluk yaşanıyor. Tüccarımız, esnafımız deyim yerindeyse sinek avlayarak gününü geçiriyor. Hal böyle olunca da vergisini, kredisini, SSK primini ödeyemiyor, çareyi işyerini kapatmakta buluyor. Kapanan işyeri sayısının açılan işyeri sayısına oranına göre 2001 krizinden dahi daha vahim duruma geldik.

AKP İktidarı; hesapsız, ölçüsüz, keyfi harcamalarının bedelini adeta “salmaya” dönüşen vergiler koyarak, harç ve vergi artışları yaparak, zamlara sarılarak millete ödetmeye çalışıyor. Hem açlığın hem de yoksulluğun boyutları, istatistiklerle gizlenemeyecek kadar büyük hale gelmiş ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin zirve yapmıştır…

Ekonomik durgunluk ve küçülme birlikte, sektörler arasında olması gereken denge de iyice bozuldu. Reel sektörü temsil eden bir sektör olan imalat sanayi yüzde 8.7 oranında küçüldü.

Güvenlik yerle yeksan olmuş durumda! Devletin resmi rakamlarının 'aksine' her yıl kaybolan çocuk sayısı 6 bin civarında. Arkadaşlar, geleceğimiz bu tip emperyal projelerle resmen çalınıyor!

KAMU GÖREVLİLERİNİN HANGİ SORUNLARINI SAYSAK ELİMİZDE KALIYOR!

Kamu görevlilerinin hâl-i pürmelâli ile alakalı konuları konuşmak için bir araya geldik.  Lakin bu ekonomik tablo içinde; esnaf zor durumda, İşçi zor durumda, emekli zor durumda, işçi zor durumda, bordro mahkûmları zor durumda… Yaşanan sorunların ve memnuniyetsizliklerin neresini tutup kaldırsak elimizde kalıyor!

Ücret dengesizliklerini mi, fakirlik sınırları altında kalan ücret miktarlarını mı, idari memnuniyetsizliklerini mi çalışma koşullarını mı konuşalım? Memura verilecek senede 3.70 zammı mı konuşalım? Aldıkları maaşın vergi ve kesintilerle kuşa döndürülmesini mi konuşalım?

Yıllardan beri dile getirilen “eşit işe, eşit ücret” uygulamasının bir türlü gerçekleştirilmemesini mi konuşalım?

Türkiye genelinde toplanan gelir vergisinin hemen hemen yarısının ücretlilerin tek başına karşıladığı gerçeğin adil olup olmadığını mı konuşalım?

“Toplu sözleşme ve grev hakkı''nın, kamu görevlileri ve sendikalar için yerine getirilmesi gereken bir talep ve beklenti değil, bunun bir hak olduğuna dikkati çeken istekleri mi konuşalım?

Memurların Türkiye’deki iş/çalışma hayatı konusundaki gidişatın önümüzdeki yıllarda daha kötüye gideceği endişesinin ve geleceklerinden umutlarını kesmelerini mi konuşalım? Her 10 memurdan 8'i ek iş yaptığını, Ortalama bir memurun 6 kredi kartı olduğu gerçeğini ve Memurlarımızın Yüzde 40'ı kredi kartı mağduru olup borç içinde geleceklerinin ipotek altına alındığını mı konuşalım?

BBP; DOĞRUYA DOĞRU, YANLIŞA YANLIŞ DİYEN BİR PARTİDİR!

Büyük Birlik Partisi Anayasal düzlem içinde muhalif bir harekettir. Her türlü mağduriyet alanı için uzlaştırıcı ve ikna edici çözümler üretmeye gayret eden bir siyasi partiyiz. Tekdüze ve her şeye karşı olan değil, doğru olanı da destekleyen bir siyasal partiyiz. Biz BBP olarak muhalefet anlayışımızın gereği doğruya doğru yanlışa yanlış diyen bir partiyiz… Bu milletin ve bu cennet vatanın kaynakları adam gibi kullanıldığında insan merkezli siyaset yapıldığında, global kumarhanelerinin kurtuluş reçeteleri bir kenara atılıp tam bağımsız politikalar izlendiğinde kafaların ve zihniyetlerin “kiralardan” kurtulduğu dönemlerde sorunların ortadan kalktığı gerçeğini yaşadık mı yaşamadık mı?

Yeri geldi millet lehinde politika izleyenlere bedel ödetmek istendiğinde ve bunun karşılığında millet aleyhindeki kişilerle mücadele edemediği ve dik duramadığı zamanlarda yine doğru olanı yaptık… Sadece biz dik durduk… Sadece biz bedel ödemeyi göze aldık… Sadece biz “Bir doğrunun imanı bin eğriyi düzeltir.” Dedik…

YA “YERLİ” ve “YERİNDE” OLACAKSIN, YA DA BOĞULUP GİDECEKSİN!

Bu işler İMF tabanlı ve Global kumarhanelerinin dikte ettirdiği reçetelerden sıyrılmadan düze çıkmaz... Bu işler müstemleke valisi gibi bu ülkeye gönderilen Kemal Derviş gibilerinin yol haritalarına sadık kalarak felaha ulaşamaz!

Ya millete yaslanarak milletin patron olduğunu göstererek, "yerli" ve "yerinde" duracaksınız, Ya da bu sorunlar içinde, başkalarının ekonomik ve siyasi yol haritalarını kılavuz sayıp boğulup gideceksiniz!

BU VESAYET ANAYASASI ARTIK YAMA TUTMAZ!

Hükümet elinde imkân olduğu halde, 'Türkiye henüz hazır değil' bahanesinin ardına saklanarak Anayasaya yapapacağı bir kaç yamayla sorunu çözeceğini düşünüyor. Hep söyledik Türkiye artık "Anayasalı" değil, "Anayasal" bir ülke olmaldır diye.. Ama Nafile! Baştan beri direttiğimiz siyasal partiler ve seçim kanununun antidemokratik ve eşitliğe aykırı durumlarına el atılmıyor. 12 Eylül’den 28 Şubat’a, oradan 27 Nisan Muhtırasına kadar illegal faaliyet gösteren tescilli cuntacılardan hesap soracak ve onları yargı önüne taşıyacak düzenlemeler yapılmıyor. 8.5milyon emekliye sendikal haklar verilmiyor. Engellilerle alakalı düzenlemelerin esamesi okunmuyor. Kişisel özgürlükleri kısıtlayan maddeler revize edilmiyor.

Bu millet, "benim adım hıdır, elimden gelen budur" mantığı ile zevahiri kurtaracak düzenlemelerle ortaya konulan yamalı bohça misali anayasaya müstahak değildir.

BİZ YAPARIZ OLUR BİTER JAKOBEN YAKLAŞIMINADA KARŞIYIZ!

Demokrasinin en önemli öğelerinden biriside katılımcılıktır. Katılımcılıktan kastımız; halkın, direkt veya sivil toplum kuruluşları eliyle dolaylı olarak, hükümet dışı partilerin, hükümet dışı bağımsız devlet kurumlarının karar sürecinde aktif rol oynamasıdır. Türkiye’deki herkesi bu süreçte katılımcı olmaya çağırıyoruz. Ne üzüm yemek yerine bağcıyı dövmeye, ne de iktidarın “biz yaparız olur biter” jakoben yaklaşımına prim vermemeliyiz.

Yeni Anayasa çalışmalarının somut bir şekilde masaya yatırılacağı zamanda, merhum ebedi siyasi Liderimizin zamanında hazırladığımız Büyük Birlik Partisi’nin Anayasa değişikliği hakkındaki düşüncelerini ihtiva eden metnini “demokratik hukuk devleti” adına milletimizle paylaşacağız.

İKTİDAR PARTİSİ ELİNDE İMKANI OLDUĞU HALDE NELERİ YAPMIYOR?

Önce bizleri bir kürek mahkumu haline sokan çaresiz düşüncelerden kurtulalım ve lütfen şu soruyu kendimize soralım :

Türkiye elinde imkanı olduğu halde neleri yapmıyor?

Bu basit gibi görünen ama problemin kaynağına işaret eden bu soruya vereceğimiz cevap hem siyasal, hem iktisadi hem de sosyal tüm soru ve sorunlara cevap olacaktır.

İktidar partisi elinde imkanı olduğu halde yapmadığı işlerle sadece bu ülke inasnını mağdur etmiyor. Adriyatikten Çin seddine kadar Türk-İslam coğrafyasının yüzü en ufak dert ve tasada Ankara'ya dönüyor. Kuzey Irak Ankara'ya bakıyor; Kosava, Bosna, Kırım, Arab ülkeleri, Türki Cumhuriyetler yüzlerini Ankara'ya çevirmiş bekliyorlar... Osmanlının hinterlantında var olan Türkiye 21. Yüzyılda bu dünyaya ve beklentilere kör ve sağır kalamaz!

Önce böyle bir Türkiye'nin farkına varacaksın, sonra büyüklüğünün ve beklentilerin gereğini yapacaksın. Bahaneler ardına saklanmayacaksın. Elini kaptırıp kolunu kurtaramadığın ve siyasetini vesayet altına sokacak işlere girişmeyeceksin... İşin içinden çıkamıyorsan bu milleti oyalamayacaksın... Bu millete bir de elindeki imtiyazları kaybetmemek adına 'siyaset alanını daraltıp' kendi vesayetini dikte etmeyeceksin!

BU ÜLKEYE BAĞLANTISIZ VE BAĞIMSIZ MİLLİ BİR BBP İKTİDARI GEREKLİDİR

Milli çözümlere gözünü yuman hükümet ve çevreleri, milli modelleri ne kadar örtbas etmeye çalışırsa çalışsınlar güneş balçıkla sıvanmaz... Milletimiz; köy köy kasaba kasaba dolaşan ve milli çözümler üreten kendi içinden çıkan samimi ve siyaseti meslek algısıyla yapmayan evlatlarını bulacaktır.

Yüreği ve akılları olmadığı için Bağımlılıklardan ve ithal modellerden kopamayanlar, Türkiye’ye ve Türk Milletine verecekleri hiçbir şey yoktur. Bundan sonraki her adımları, Türkiye’yi biraz daha batırmaktır… Zerre kadar iman, izan ve vicdan sahibi olan hiçbir vatan evladı, bu batışa müsaade edemez, göz yumamaz.

Nasıl bir dünyada yaşadığımızın farkındayız. Dünyanın neresinde olmak istediğimizin de idrakindeyiz.

Tüm gerçeklerimiz ve beklentilerimiz ile Türkiye ve insanımız için ne istediğimizi çok iyi biliyoruz.

Türkiye taşıdığı mirası kendi dinamikleri ile harmanlayarak global ölçekte yeni bir denge unsuru güç haline gelmelidir. Bunun için vesayet altında olmayan bağlantısız ve bağımsız milli bir hareketin iktidarı gereklidir…

Bu iktidar Büyük Birlik Partisi iktidarı olacaktır…

BBP BU ÜLKENİN ve MİLLETİN RÖVANŞI OLACAKTIR!

Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşları bu ülkenin ve milletin Rövanşı olacaktır İnşallah.

Büyük Birlik Partisi olarak, “insan merkezli” siyaset yapıyoruz. Anlayışımıza göre “siyaset insan içindir”. Siyasetin var oluş nedeni de insandır. Vatandaşın ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını hedefleyen bir vizyon kapsamında bu ülkede yaşayan insanların “her şeyin en iyisini hak ettiğine” inanıyoruz

BBP denenmemiş ve sempati algısı en yüksek siyasi partidir.

Biz bu sempatiyi ve takdiri oya tahvil edeceğiz inşaallah.

Çaba bizden başarı Allah'tandır...

 

Kaynak: bbp.org.tr,http://www.bbp.org.tr/baskan_haber_detail.php?haberid=269
 



Bu haber 503 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,680 µs