SIFIR PROBLEM SIFIR BAŞARI

17 Mart 2010 11:25 tsi
Dış politikamızın hali bu. İç politikamız farklı mı diyeceksiniz, o bir rezalet, ölçüye sığmıyor.

Sıfır problem sıfır başarı

Dış politikamızın hali bu. İç politikamız farklı mı diyeceksiniz, o bir rezalet, ölçüye sığmıyor.
Amerika’ya giden AKP’lilerden oluşmuş heyeti ve Dışişleri Kom. Başkanı Murat Mercan’ı görünce biraz düşünmüştüm, ne olacak diye. Dışişleri heyetini kastetmiyorum. Bu iş güler yüzlülükle, “iyi niyet”le olmuyor. İnsan ilişkilerinde belki iyidir de uluslararası ilişkilerde yetersiz kalınıyor.
Vakıflar Yasası’nın Meclisten geçiş günlerinde hatırlıyorum. Bir de şu zihniyet hakim bizim hükümet yetkililerinde:
“Onlar öyle yapıyor diye biz de öyle mi yapalım...”
Mütekabiliyet esası gündemdeydi de... Yunanlılar Batı Trakya Türklerine tavizkar davranmıyor diye biz de öyle mi yapmalıymışız... Bir de işin içine “hamiyet” duygularını katmışlardı. Peygamber Efendimiz bile sahabesine, yardım yapmak istediklerini söyledikleri zaman:
“Önce kendi yakınlarınıza” demiştir.
Yurttaşlarına hamiyetli olamayan bir idare... Olmuyor işte. Bir yanlışı başka yanlışlar kovalıyor.
Kıbrıs’ta sıfır başarı
Rauf Denktaş ki Kıbrıs’ın milli bütünlüğünü koruyordu, onu işlevsiz bıraktılar. Şimdi Başbakan: “Gerekirse Kıbrıs’tan askerimizi çekeriz” demeye başladı. İnsan kulaklarına inanamıyor.
“Soykırım”da sıfır başarı
“Ermeni soykırımı yalandır demek için İsviçre’ye kadar giden Türk heyetini yalnız bıraktılar; hatta büyükelçinin olumsuz katkılarının olduğu bile söylendi. İsviçre hükümeti ve halkı arasında nerdeyse Türklerin yaptıkları açıklamalardan büyük ölçüde etkilenen çevreler olmuştu o zaman. Heyetin başkanı Doğu Perinçek içerde.
Fransa’da da aynı yasak kabul edildi. Yani “Ermeni soykırımı yalandır” demek suç ilan edildi.
Şimdi gazetelerden okuyoruz ki Fransa’da PKK kampları varmış ve bunlar ortaya çıkmış. Dışişlerinde takip ettiğimiz yol kendi çizdiğimiz yol değil. Batı’nın gözüyle bakıyoruz bütün meselelere. Üstelik bunu “Osmanlılık” iddiaları eşliğinde yapıyoruz. Ne kadar acı. Belki de şaşılacak şey yok. Osmanlı’nın çöküş dönemlerinde de böyle yapılıyordu. “Soykırım yalanıdır” diyeni mahkum edeceğini ilan etmiş Fransa ile münasebetlerimizi, hiç böyle bir diplomatik zararımız yokmuş gibi sürdürüyor, Fransız delegesini Nükleer Santral toplantısına çağırıyoruz. Bir de çaresiz halk, ne yapsın. Fransız mallarını falan yakıyor ortaya atıp. İyi işleyen bir dışişlerinde halk böyle şeyler yapmaya mecbur hisseder mi kendini.
ABD’den elçimizi çekiyoruz ama Afganistan’da bulunan birliklerimizin komutanını çekmiyoruz.
100.000’e yakın Ermeni işçi Türkiye’de çalışıyor. Türkiye’deki işsiz sayısı nedir? Her dört gençten birinin işi yok. Ermeni işçiler, hem de kaçak olarak çalışıyorlar. Bunların Türkiye’ye girişine son verilse Ermenistan yönetimi bundan etkilenmez mi?
Ermenistan’la Türkiye arasındaki uçakların uçuşunu durdurursak, Ermeni yönetimi telaşa düşmez mi? Nalbantyan o zaman:
“Bunlar böyledir, biraz kızarlar sonra unuturlar” diyebilir mi?
Bülent Arınç Patrikhane’nin açılacağını vadediyor. Buna karşılık, fikir özgürlüğü değil mi, buna karşı çıkan Papa Eftim’in torunu Sevgi Erenerol’la avukat Kemal Kerinçsiz hâlâ içerde. Ermenistan’a şefkat, “hamiyet” tamam da onlar da Diasporanın baskısından çıkabilme gücü göstermeliler. Azerbaycan’ı bu “sıfır problem” gülünçlüğü ile nasıl kaybettiğimizi artık söylemiyorum.
Güneydoğu’da sıfır başarı
Ha, Güneydoğu var değil mi bir de. Sıfır probleme bağlı bir “açılım” atağı vardı. Sonuç, Güneydoğu’daki belediyelerin sokaklara terörist ismi vermek gibi bir şımarıklığıyla kendini gösterdi. Üstelik AKP de bu “bumerang”la kendi kendini vurdu. Halkın hem ümidini hem de son biraz kalmış sempatisini kaybetti.
Ya, işte böyle. Devlet işleri formüle, laf oyunlarına sığmaz. “Win Win”e de sığmadı, (kazan kazan) Sıfır probleme de sığmaz.
Devlet adamlığı o kadar ucuz değil.

Afet Ilgaz-Yneiçağ

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12464

Bu haber 491 defa okundu.