En Sıcak Konular

BÜYÜK MARMARA DEPREMİNİN ZAMANI GELDİ Mİ?

14 Mart 2010 15:46 tsi
BÜYÜK MARMARA DEPREMİNİN ZAMANI GELDİ Mİ? Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Çifçi, Marmara Denizi'ni baştan başa bölen Kuzey Anadolu fayının çok büyük hareketlilik gösterdiğini söyledi.

Büyük depremin zamanı geldi

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Çifçi, Marmara Denizi'ni baştan başa bölen Kuzey Anadolu fayının çok büyük hareketlilik gösterdiğini söyledi.

DEÜ'ye ait "K.Piri Reis" araştırma gemisiyle Avrupa Birliği (AB) Avrupa Denizleri Gözlem Ağı İstasyonları (ESONET) Projesi kapsamında Marmara Denizi'ndeki sismik çalışmalara katılan Çifçi, yaklaşık 150 kilometrelik fayda metan, hidrokarbon ve gaz hidrat çıkışı tespit ettiklerini belirtti. Derinliği 20 kilometre olan fayın ne zaman kırılacağını bugünkü teknolojiyle söylemenin de mümkün olmadığını vurguladı.

Trakya açıklarında petrol ve gaz hidrat bulduklarını da kaydeden Prof. Dr. Çifçi, Marmara Denizi'ndeki fayın her iki başlangıcının 1766, 1894, 1912 ve 1999 depremlerinde kırıldığını hatırlattı. Batı Sırt, Orta Çukurluk ve Çınarcık Çukurluğu batısı fayının kırılmasının söz konusu olduğuna dikkat çeken Çifçi, "Marmara Denizi'nin üç segmentindeki fayda kırılma bekliyoruz. Fayın üç bölümün birlikte kırılması, çok büyük hasara sebep olur. Marmara'da 1766'da 7,6, 1894'de 7, 1912'de 7,4 ve 1999'da 7,4 büyüklüklerinde deprem meydana geldi. Tarihsel gelişimine bakıldığında Marmara'da bir depremin yaşanmasının zamanı geldi." dedi. Marmara'nın altında büyük deprem üretme potansiyeli olan bir fay sistemi bulunduğunu anlatan Günay Çifçi, "Bu sistem, 1999 depremleriyle aşırı tektonik enerjiyle yüklenmiştir. Bu enerji, denizin altındaki kabuğu kırılmaya zorlamaktadır. Kabuk er geç kırılacak ve büyük bir deprem üretecektir. Bu tabiat gerçeği gözardı edilmeden gerekli önlemler alınmalıdır." uyarısında bulundu.

Çifçi, DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, IFREMER ve CNRS-Fransa CNR ve ISMAR-İtalya tarafından da desteklendiğini anlattı. Çifti, AB'nin 2004 yılında Güneydoğu Asya'daki tsunami felaketinden sonra kendi ülkelerinin de Akdeniz'de deprem, tsunami, volkanik patlama ve heyelan gibi felaketlerle karşı karşıya kalmaması için ESONET projesi oluşturduğunu kaydetti.

2008'de 3 bin kilometrelik sismik çalışma

Prof. Dr. Çifçi, 2007 yılında başlayan ve 2011'de sonuçlanacak araştırmalar çerçevesinde 2008'de 3 bin kilometrelik sismik çalışma yaptıklarını aktardı. Önümüzdeki yıl tamamlanacak çalışma sonucunda Marmara Denizi'nin sismik boşluk alanlarında gözlem istasyonları kurulacağını ifade eden Çifçi, "Ayrıca yerinde ve uydu izleme sistemleriyle deniz ayağı oluşturulacak. Gözlem istasyonlarından özellikle deprem, deniz altı yamaç kaymaları ve bunlara bağlı tsunami gibi doğal âfetlerin izlenmesi açısından ülkemiz için önemi büyüktür. ABD, Kanada ve Japonya gibi ülkelerde deniz ve okyanuslarda doğal âfetler, iklim ve çevresel değişim, biyoçeşitlilik gibi konularda gerçek zamanlı bilimsel gözlemler yapmak üzere halihazırda birçok istasyon ağı oluşturulmuş. Eğer biz İstanbul'a en az Avrupalılar kadar önem veriyorsak, bu sistemlerin kurulumuna ekonomik katkı sağlamalıyız." şeklinde konuştu.[1]

DEPREMİ BEKLERKEN

Profesör Deprem Depremgil 1012'nci bilimsel konuşmasını yapmış. Özeti şu: Yarın da deprem olabilir, öbür gün de, yahut üç sene sonra, beş sene sonra, on sene sonra... Depreme hazırlıklı olmalıyız... Depremle birlikte yaşamalıyız... Deprem deprem deprem.. Sen deprem, ben deprem, en deprem, o deprem, biz deprem, siz deprem, onlar deprem...

Bir başkası konuşmuş: Büyük İstanbul depreminde 150 bin bina yıkılacak, 30 bin kişi ölecek. Bina başına 0.278 kişi hayatını kaybedecek. Binalar sağlamlaştırılmalı...Falan filan.

Şu sıralarda, halktan oy almak için yakın tarihimizde gecekondu yapımını teşvik etmiş olan eski büyük politikacılardan pek ses çıkmıyor. Oturdukları binalar sağlam olduğu için huzur, güven, vicdan rahatlığı içinde mışıl mışıl yaşıyorlar. Çok yaşasınlar!..

İlgili ve sorumlu kişilerin çok bildikleri var ama halkı paniğe düşürmemek için söylemiyorlar. Huzur depremden daha önemlidir.

Büyük depremde tsunami olur mu olmaz mı? Bu sorunun cevabı için tarihe bakalım. 1509 depremi aralıklı olarak günlerce sürmüş, Marmara sahilindeki surları aşan dev dalgalar şehrin alçak mahallelerini yıkmış...Tarih kitapları öyle yazıyor.

18'inci asırdaki büyük İstanbul depremi de günlerce sürmüş. Padişah Topkapı Sarayı'ndan sur dışında kurdurduğu otağına taşınmış.

Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'de (ana şehir nüfusu bir milyon, varoşlarıyla birlikte 2,5 milyon nüfusu var) depremde 300 bin kişi ölmüş. Ana şehri 12 milyon, varoşlarıyla birlikte 22 milyon İstanbul'da sadece 30 bin kişi ölecekmiş 7 küsur şiddetinde bir zelzelede.

İstanbul'un çeşitli yerlerine büyük bir depremden sonra kullanılmak üzere deprem merkezleri kurulmuştu. İlgisizlikten bu merkezlerin içindeki eşya ve cihazlar yağmalanmış, çürümüş, işe yaramaz hale gelmiş.

Test sorusu:

Şu çürük çarık İstanbul'da sadece 10 bin bina yassıkadayıf gibi olsa, acaba kaç kişi vefat eder?

(a) Hiç kimse ölmez.

(b) Bin kişi ölür.

(c) Her binada on kişi can verse 100 bin kişi.

(ç) Konya'daki Zümrüt apartmanının çökmesi gibi olursa (100 kişi ölmüştü) hesabı siz yapınız.

(Doğru olan cevabı X'leyiniz...)

17 Ağustos depreminden bu yana ilgililer ve sorumlular var güçleriyle çalışmış olsalar ve vazifelerini yapmış olsalardı tahmin edilen tahribat ve ölü sayısı az mı olurdu?.. Ona ne şüphe...

Bir iddia: Âhir zamanda zelzeleler çoğalacak, çeşit çeşit âfetler olacak...

Homurtu: Böyle söyleyen gericilerin hakkından Ergenekon gelir ancak.

Toplum çok azınca felâketler, afetler, belâlar, musibetler, depremler, su baskınları, heyelanlar, salgın hastalıklar sökün eder gelir.

Pozitivistin cevabı: Bu söylemler bilimsel ve devrimsel zihniyete aykırı hurafelerdir.

Netice: Resmî ağızların telâşlı ve tedirgin beyanlarından, büyük depremin yaklaştığına dair ellerinde vahim bilgiler ve raporlar bulunduğu anlaşılıyor. (Mehmet Şevket Eygi-Milli Gazete) [2]

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE

[1].http://www.milligazete.com.tr/haber/buyuk-depremin-zamani-geldi-156001.htm

[2].http://www.milligazete.com.tr/makale/kucuk-cocugun-buyuk-âhi-155991.htm
 



Bu haber 813 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,299 µs