En Sıcak Konular

ETNİK BÖLÜCÜLÜĞÜ ANLATMAK!

14 Mart 2010 12:17 tsi
ETNİK BÖLÜCÜLÜĞÜ ANLATMAK! Gazeteciyseniz yazarsınız.Ülkeniz üzerinde içten ve dıştan bölücülük oyunları oynanmaktadır; Satılmamışsanız yazarsınız.Ülke parçalanıyor, bölünüyor ve peşkeş çekiliyordur, görürsünüz; Yandaş değilseniz yazarsınız...

Etnik bölücülüğü anlatmak!

Bir gazetecinin duyarlılığının farklı olabilmesi için, dünyadaki, ülkesindeki, hatta yakın çevresindeki olayları doğal olarak diğer insanlardan farklı algılaması ve yorumlaması gerekir.
Gazeteci, pek çok olayın, gelişmenin iç yüzüne şu ya da bu şekilde hakim olabildiği için tepkilerini her zaman yanında taşır.
Elinde değildir çünkü.
Karşısına çıkan olayın manipüle edilmiş haliyle değil, gerçek nedeniyle uğraşır, onu sorgular ve öğrenir.
Bir gazeteci ve bir insan olarak, yatağınızda uyurken bile, beyninizi kemirip duran adaletsizlikleri, haksızlıkları, kötülükleri, ikiyüzlülükleri, ihanetleri vs. haykırmak istersiniz.
Gazeteciyseniz yazarsınız.
Ülkeniz üzerinde içten ve dıştan bölücülük oyunları oynanmaktadır;
Satılmamışsanız yazarsınız.
Ülke parçalanıyor, bölünüyor ve peşkeş çekiliyordur, görürsünüz;
Yandaş değilseniz yazarsınız.
Dış güçlerin finansmanı ile ülkemizde cirit atan yağmacılar hazine arazileri başta olmak üzere memleketi soyarken, bu pastadan pay almıyorsanız yazarsınız.
Bunları çoğaltmak mümkün tabii.
Ne yazık ki topluma tarihi, atası, anayurdu unutturulmaya çalışılıyor...
Çanakkale, Dumlupınar, Kurtuluş Savaşı unutturulmaya çalışılıyor...
Bayrağı, milleti, ulusal andı unutturulmaya çalışılıyor...
İlmek ilmek, ince ince çalışıyor senaryo sahipleri...
Ne acıdır ki, bunları dile getirdiğiniz zaman anında yaftalanıyorsunuz.
Hemen sahiplerinin diliyle konuşanların hedefi oluveriyorsunuz.
Ancak gazeteciyseniz gerçekleri yazarsınız...
Vatanseverseniz söylersiniz...
Endişeler ortak
DÜN Çukurova Oğuz Boyları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Gençlik Kültür Derneği’nin konuğu olarak Adana’da bir konferans verdim.
Konu; ikinci kitabımın da adını taşıyan “Etnik bölücülük”tü.
Dilimizin döndüğünce anlattık gördüğümüz tabloyu...
Başta Dernek Başkanı Mehmet Demir olmak üzere, kalabalık dinleyici topluluğu hem ilgili hem de bilgiliydi.
Tabii ülkenin gündemi ve gidişatı konusunda biraz da tepkili...
Endişeler ortaktı...
Hele Habur’da yaşanan o vahim tablo yok mu, öfke sözcükleri dillerinin ucuna kadar gelmişti...
“Yıllar önce yaptığınız uyarılar ve yazdıklarınız bugün maalesef gerçek oluyor. Habur’da yaşananlar sizi haklı çıkardı” dediklerinde, “Salhane Köpekleri” ve “Etnik Bölücülüğe Karşı Duvar Yazıları” kitaplarını derlediğim dönem aklıma geldi.
Gerçekten de, birilerinin bizi “Ağır yazıyorsunuz” eleştirilerini yönelttiği dönemde daha açılım doğmamış, paketin adı konulmamıştı...
Oysa bizimki bir uyarıydı...
Gelişen süreç ortadaydı...
Nitekim kafa bulanıklığı Habur’da dağıldı, fotoğraf netleşti.
Hatırlayın o günü ve yaşananları:
Habur’dan gelen teröristlere sormuşlardı: “Niye geldiniz?”
Onlar da cevap vermişti; “Sayın Öcalan emretti” diye.
İkinci soruda; “Kendi isteğinizle geldiniz yani?” denilerek teyit edilmek istenmişti süreç.
Onlar ise, “Hayır, liderimiz istedi, biz de geldik” demişlerdi.
İstenilen cevabı bulamamış ve üçüncü bir hamle yapılmıştı; “Yani örgütten ayrıldınız...”
Cevap gecikmedi; “Hayır ayrılmadık, hepimiz hala PKK’lıyız” diye.
“Anladık canım, sizler pişmansınız değil mi?” denilerek son bir hamle yapılmıştı PKK’lı teröristler için...
“Yooo, ne pişmanlığı? Bizler, barış elçisiyiz” demişlerdi.
Sonrası malum, davul zurna eşliğinde halaylar çekilip zılgıtlar atılarak köy köy dolaşmışlardı.
İhanet filminin bir bölümü daha sergilenmişti o gün...
“Güzel şeyler olmamıştı” iddia edildiği gibi...
Çok çirkin hareketlerdi gördüklerimiz...
Ama ne acıdır ki, bunların yaşanacağı belliydi.
Etkili ve yetkili makam sahipleri görmek istemese de, tablo ortadaydı...
Maalesef gerçekler acı deneyimlerle görüldü.
Adana’daki konferansta bir kez daha şahit oldum ki, insanlar endişeli...
Endişeli ama asla umutsuz değil.
Biliyorlar ki, çok daha ağır şartlardan çıktı bu ülke.
Yine aşar bu güçlükleri...
Ve belli ki “duvar yazıları”yla anlattığımız “etnik bölücülük” uyarıları yerini bulmuş.
Artık kitaplara sıkışmıyor, konferans salonlarında yankılanıyor cümlelerimiz...
Alkışlarla anlam buluyor vatansever duyarlılığı...
Birilerinin “akıl tutulması” yaşadığı ortamda, birileri “aklı başında” kalıyor.
Ben dünkü salonda bu ülke için aklı başında duranları gördüm;
Etnik bölücülüğe karşı duvar olanları...

Metin Özkan-TERCÜMAN

Kaynak: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=108



Bu haber 550 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,844 µs