MHP'DEN EKONOMİK DEĞERLENDİRME

13 Mart 2010 18:58 tsi
Milliyetçi Hareket Partisi Küresel Finans Krizi İzleme ve Değerlendirme Komisyonu,Türk Ekonomisi'nin son durumunu hakkında yaptığı değerlendirmeyi yazılı basın açıklaması ile duyurdu.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin Küresel Finans Krizi İzleme ve Değerlendirme Komisyonu, iki yıla yakın bir süre devam eden müzakereler sonunda IMF ile bir standby anlaşmasının yapılamayacağının açıklanmasının ardından,Türk Ekonomisi'nin  son durumunu hakkında yaptığı değerlendirmeyi yazılı basın açıklaması ile duyurdu.

Komusyonun yaptığı basın açıklamasında şöyle denildi:

"2008 yılı Ekim ayı başlarında çalışmalara başlayan komitemiz yaşanan ekonomik krizle ilgili ilk değerlendirme ve önerilerini 22 Ekim 2008 tarihinde kamuoyu ile paylaşmış, çalışmalarını sürdürmüş, bugüne kadar toplam yedi defa görüş bildirmiştir.

Komitemiz iki yıla yakın bir süre devam eden müzakereler sonunda IMF ile bir standby anlaşmasının yapılamayacağının açıklandığı bu günlerde ekonomimizin son durumunu ele alarak değerlendirmiş ve görüşlerini kamuoyuna sunmak gereğini duymuştur.

Dünya özellikle 2002-2007 yılları arasında kalkınma için çok uygun bir konjonktür yaşamıştır. Maalesef, Türkiye bu dönemde mutlaka gerçekleştirmesi gereken yapısal reformları yapmayarak, yanlış ekonomik politikalar uygulayarak büyük bir fırsat heba etmiştir.

2006 yılından itibaren ekonomimizde gittikçe artan yoğunlukta hissedilen sorunlar 2008 yılı son baharından itibaren küresel finans krizinin de etkisiyle çok ağırlaşmıştır.

AKP iktidarı başta Sayın Başbakan olmak üzere ekonomimizde kendini ciddi şekilde hissettiren ekonomik sorunları algılayamamış, küresel finans krizinin etkilerini de küçümsemiştir. Bu sebeple birbiri ile uyumlu, bütüncül bir önlemler paketi oluşturamamış, önlem alınmasında çoğu zaman geç kalınmıştır.

Küresel finans krizi ABD’de başlamış, Avrupa’ya sirayet etmiş ve bütün dünyayı etkilemiştir.

Türkiye ekonomisinde 57. Hükümet döneminde finans ve bankacılık kesiminde yapılan köklü reformlar ve yeniden yapılandırma çalışmaları sonucunda bankacılık sistemimiz krizden olumsuz etkilenmemiş, sağlam yapısını pekiştirmiştir. Ancak, reel kesim ciddi şekilde hasar görmüştür.

2009 yılı makro göstergeler incelendiğinde krizin Türkiye’yi teğet geçmediği, ağır hasar verdiği açıkça görülmektedir.

Büyüme         :    2009 yılı 3. çeyrek itibariyle büyüme % -8.4’tür. 2009 yılı tahmini % -6.0 civarındadır. 2009 yılında dünya büyüme ortalaması ve gelişmekte olan ülkeler ortalaması pozitiftir.

Enflasyon      :    Hükümet 2010 yılı için % 5.3’lük bir enflasyonu öngörmüştür. Şubat 2010 itibariyle yıllık enflasyon (TÜFE) % 10.13 ile çift haneli rakama ulaşmıştır.

İşsizlik           :    AKP iktidarı büyüme ve kalkınma alanında Cumhuriyet tarihinin rekorlarının kırıldığını ısrarla söylemeye devam ederken 2002 yılında %10’larda aldığı işsizliği 2009 yılı içinde % 16.1’e yükseltmiş ve 2009 yılı işsizlik oranı % 14 olmuştur. Tarım dışı işsizlik % 17.4’e çıkmış, 18-25 yaş arasındaki genç nüfusun işsizlik oranı % 25.3’e ulaşmıştır. Yalnız 2009 yılında işsiz sayısı 860 bin artmıştır.

Borçlar          :    Türkiye’nin iç ve dış brüt borç toplamı 2002’de 221.2 milyar dolar iken, Eylül 2009 itibariyle 495.5 milyar dolara yükselerek 274.3 milyar dolar artmıştır. Hazine müsteşarlığının öngörülerine göre 2010 yılında yaklaşık 200 milyar TL. borç ödenecektir.

Cari Açık ve Dış Finansman   :    Cari açık tahmini 2010 yılı için 18 milyar dolardır. Bu hedefin tutturulduğunu varsayarsak bile toplam dış kaynak ihtiyacı 70 milyar doların üzerinde olacaktır.

Bütçe ve Hazine Nakit Dengesi         :       2010 yılında bütün makyajlara rağmen bütçe açığı 52.6 milyar TL. olmuştur. Hazinenin nakit dengesi Ocak-Şubat aylarında toplam 9 milyar 238.1 milyon TL. açık vermiştir.

Yukarıda bazılarına kısaca değindiğimiz makro göstergeler 2006’da başlayan ekonomik sorunların küresel finans krizinin de etkisiyle ne kadar ağırlaştığını açıkça göstermektedir.

Bu tablo AKP iktidarının uyguladığı ekonomi politikasının ve ekonomi yönetiminin yetersizliğinin göstergesidir.

İstihdam yaratmayan büyüme, ithalata bağımlı hale gelmiş üretim ve ihracat, rekabet şansı kalmayarak kapanan sanayi kuruluşları, ekilemeyen tarlalar, çiftçinin tarlada ve dalında kalan ürünü AKP iktidarının ekonomi politikasının sonucudur.

AKP iktidarında ekonomik büyüme modeli, esas itibariyle tasarrufu arttırmayan, katma değer yaratmaktan uzak, ancak toplam dış talepten kaynaklanan bir büyüme modelidir.

Dünyadaki ekonomik gelişmeler önümüzdeki dönem için iyimser olmaya imkân vermemektedir. Özellikle, AB üyesi olan ülkelerdeki sorunların dış ticaretimizin yarısını gerçekleştirdiğimiz avro bölgesinde olumsuzluklarla karşı karşıya kalabileceğimizi göstermektedir. Bu pazarlarda ihraç mallarımıza talebin düşmesi, avro-dolar paritesinin avro aleyhine değişmesinin devam etmesi ihracatın (dolar cinsinden) düşmesine ve dış ticaret açığının büyümesine sebep olabilir.

Bugün Türkiye ekonomisinin kırılganlığı devam etmektedir. Hükümet iki yıla yaklaşan süre ile IMF ile müzakerelere devam ettikten sonra standby anlaşmasından vazgeçmiştir. Sayın Başbakan 2010 yılı başında çok kısa süre içinde anlaşma imzalanacağını, ifade ederek piyasaları yanıltmıştır. İktidar yaklaşan seçimlerde IMF kuralları ile kısıtlanmak istememiş, 2008 yılında olduğu gibi (2010 yılı programı s. 60) seçim ekonomisi uygulama niyetinde olduğunu göstermiştir.

SONUÇ:

Sayın Başbakanın temelsiz iddialarına rağmen 2010 Yılı Programı 2007 yılında ekonomide yavaşlama olduğunu, küresel krizden dış ticaret, finansman ve likidite yoluyla etkilenildiğini, üretimin ve ihracatın ithalata bağımlı hale geldiğini açıkça ifade etmektedir (2010 yılı programı S.10).

İstihdam yaratmayan ve vatandaşın refahına yansımayan büyüme, bozulan gelir dağılımı, kırılganlığı arttıran borç stoku, gerçekçi olmayan, üreticilerin rekabet şansını azaltan kur politikası, ithalata bağımlı üretim ve ihracat, giderek yabancılaşan bir finans sektörü, sıcak paraya ve dış borçlanmaya dayanan kırılgan yapı ülkemiz ekonomisinin temel sorunlarını oluşturmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak küresel finans krizinin etkilerinin hissedilmeye başladığı tarihten buyana sorunları tanımladık ve alınması gereken önlemler hakkında görüşlerimizi de açıkladık.

Başta Sayın Başbakan ve Hükümetin üyeleri ülkemizin temel sorunlarının (başta ekonomi, bölücü terör, dış politika ve güvenlik sorunları) tartışılmaması için bilinçli bir gerginlik politikası izleyerek ülkemize zarar vermekte ve zaman kaybettirmektedir.

Ülkemiz için en iyi yol bu yıl içinde seçime gidilerek bu iktidardan kurtulmaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi ekonomide yapısal reformları yaparak, üretim ve istihdam dostu politikalar uygulayarak, ekonominin rekabet gücünü artırmaya, geniş kitlelerin refah düzeyini yükseltmeye kararlıdır. Bu konudaki hazırlıklarını tamamlayan Partimiz görüşlerini Aziz Milletimize ulaştırmak amacıyla yoğun bir çalışma yürütmektedir."

 

Kaynak: mhp.org.tr,http://www.mhp.org.tr/haber.php?id=2777

 

 

Bu haber 690 defa okundu.