En Sıcak Konular

TÜRKİYE YOLUNA ''IMF''SİZ DEVAM EDECEK!

10 Mart 2010 17:53 tsi
TÜRKİYE YOLUNA ''IMF''SİZ DEVAM EDECEK! IMF,Türkiye'nin ekonomik şartlarının iyileştiğini belirterek,Türkiye ile olası bir kredi için yapılmakta olan stand-by görüşmelerinin devam etmediğini açıkladı.

IMF ile görüşmeler sona erdi 

IMF, Türkiye'nin ekonomik şartlarının iyileştiğini belirterek, Türkiye ile olası bir kredi için yapılmakta olan stand-by görüşmelerin artık devam etmediğini açıkladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'da konuya ilişikin yaptığı açıklamada IMF ile görüşmelerin Mayıs ayına kadar sona erdirildiğini, Mayıs'tan sonrası içinse henüz birşeyin belli olmadığını söyledi.
IMF'den gelen bu açıklamanın piyasa tarafında önemli bir etkisi olmadığı görüldü. Uzmanlar, piyasanın her türlü senaryoya hazır olduğunu ve kısa vadede IMF açıklamasının etkili olmasını beklemediğini belirttiler. Ancak orta vadeye yönelik görüşler biraz daha karışık.
Dolar IMF açıklamasının ardından 1.5360 TL'den el değiştirdi. Sonrasında ise çok hafif bir artışla 1.5395 TL'ye çıktı. Dolar dünkü kapanışta 1.5360 TL seviyesindeydi. 
Borsa ise güne düşüş eğilimi ile başladı. endeks açılışın ardından gelen satışlarla yüzde 0.8 değer yitirdi ve saat 10.05 itibariyle 52 bin 480 puandan işlem gördü.

"YURTDIŞI BOZULURSA ETKİLER"
IMF kararını hurriyet.com.tr'ye değerlendiren Orion Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi Murat Salar, IMF kararının kendisi için hiçbir şekilde sürpriz olmadığını söyledi. Görüşmelerin 1.5 yıldır sürdüğünü ve zaten olsa bu süre içerisinde olacağını söyleyen Salar, şöyle konuştu:
"Bu karar kısa vadede piyasalar üzerinde büyük baskı yaratmaz. Ama şöyle bir risk var: IMF'siz Türkiye'nin 2010 büyümesi yüzde 4-4.5 civarında olacak. Yani IMF'nin olmaması büyümeyi olumsuz etkileyecek. Hesabın buna göre yapılması lazım.
Açıklamanın iyi tarafı ise piyasa uzun süredir IMF anlaşması ile çalkalanıyordu. Artık bu işin günlük dalgalanmaya etkisi olmayacak."
Hazine'nin ilk üç aydaki yoğun programını atlattığını ve açıklamanın bunun ardından gelmesinin görece daha iyi olduğunu belirten Salar, "Mesela bu haber Aralık ayında gelse daha kötü olurdu. Şu anda yurtdışı piyasalar da iyi olduğu için pek etkisi olmayacak. Ama dışarıda hava kötüleşirse daha negatif etkilerini görmeye başlarız. Sonuçta IMF şimdiye kadar bir koruma kalkanı idi. Ancak o kalkan artık yok" dedi.

"BASKI ARTACAK"
Toronto Dominio Bank işlemcisi Süha Yaygın da bu kararı herkesin malumun ilanı olarak yorumladığını belirtti. Yaygın, "Zaten insanların IMF anlaşmasının gerçekleşeceği yönündeki beklentileri çok azalmıştı. Piyasa birçok anlamda geri çekilmişti. Ama bu anlaşmanın olmaması Türkiye'yi etkilemeyeceği anlamına
gelmiyor. Önümüzdeki dönemde Türk varlıkları üzerinde baskı artacak. Benim inancım biraz zor bir sürecin bizi beklediği yönünde" dedi.

BABACAN: "MAYISA KADAR BİR GÖRÜŞME OLMAYACAK"
Bugün itibariyle mayıs ayına kadar görüşmelere ara verdiklerini söyleyen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali  Babacan, "Uzun zamandır görüşmelerimiz sürüyordu. İki tarafında önüne bakması için bu kararı aldık. Mayıs'tan sonrası için yeniden oturup konuşacağız. Şimdiden ondan sonrası için birşey söyleyemem. Ama baktığımızda Mayıs sonrası için de Türkiyenin IMF'ye ihtiyacı olmayabilir" dedi.
IMF anlaşmasının Türkiyeiçin çok gerekli olmadığını söyleyen Babacan, "IMF olsa da olmasa da Türkiye kendi orta vadeli programım çerçevesinde devam edecek. Türkiye kendisine güvenmesi gerekiyor. Bu konularda tecrübe ve birikim olarak belli bir noktaya gelmiş durumda" dedi.
IMF ile görüşmelere neden ara verildiğini açıklamayan Babacan, Türkiye'nin bundan sonra kendi başına neler yapacağının daha önemli olduğunu söylerken "Nasıl 2 yıldır Türkiye IMF olmadan yaşamını sürdürebildiyse bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir" dedi.

IMF RUTİN GÖRÜŞMEYE GELECEK
IMF açıklamasında, bir heyetin Mayıs ayının ilk yarısında ekonominin yıllık gözden geçirilmesi kapsamında Türkiye'yi ziyaret edeceği belirtildi.
Açıklamada, "Küresel ekonomide  ve küresel finans piyasalarında devam etmekte olan iyileşme, Türk yetkililerince  Orta Vadeli Program çerçevesinde uygulanmakta olan ekonomik politikalar ile  birlikte, Türkiye'nin ekonomik görünümünü güçlendirmiştir" denildi.
Gerçekleşecek ziyaret kapsamında, IMF heyetinin, Türk ekonomisini  etkileyen en son gelişmeleri detaylarıyla değerlendireceğinin kaydedildiği açıklamada, heyetin, "Türk yetkililerle, görünüm ve kendilerinin politika  planları hakkında görüş alışverişinde bulunacağı" ifade edildi.
IMF Dış İlişkiler Direktörü Caroline Atkinson ise gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada, yapılacak görüşmelerde olası bir standby kredisinin göndeme gelmeyeceğini, yaphılacak görüşmelerin Madde 4 kapsamında olacağını ifade etti. (HÜRRİYET) [1]

"Böyle bir anlaşmanın yapılmayacağı kanaatine ortak olarak vardık"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF ile stand-by anlaşması yapılmayacağı kanaatine ortak olarak vardıklarını bildirdi.
Erdoğan, Türkiye-Kore İş Forumu’nun ardından soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, “IMF Türkiye ile stand-by olmayacağını açıkladı. Ali Babacan’ın da bu yönde açıklamaları oldu ve Babacan Mayıs ayı sonu için açık kapı bıraktı. Bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?” şeklindeki sorusu üzerine, yaklaşık iki yıldır bu görüşmelere ara verildiğini belirtti.
Bu arada zaman zaman arkadaşlarının IMF temsilcileriyle görüştüğünü, kendisinin de eğer mutabık kalınırsa bir anlaşma olabileceği hususunda açıklamaları olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Fakat özellikle herhangi bir siyasi dayatma olacak olursa bu kurumsal değişikliklere yönelik bu konularda evet demeyeceğimizi söylemiştik. Son dönemlerde bu konuda artık pek ’illa bu da olsun’ gibi bir yaklaşımları yoktu.  Fakat son geldiğimiz noktada, Türkiye’nin özellikle ekonomik noktada, ayakları üzerinde duran bir ülke olduğu görünümü böyle bir stand-by anlaşmasına gerek kalmadığı kanaatini IMF’de de oluşturmuş vaziyette. Bundan dolayı böyle bir anlaşmanın yapılmayacağı kanaatine ortak olarak varmış durumdayız.
Mayıs ayında iki yılda bir yapılan, ülkelerin gelişmişlik konusu ki, bu bir konsültasyon mekanizmasıdır. Bu madde 4 diye nitelendirilen konuyla ilgili çalışmalar rutin devam edecektir. Türkiye de IMF üyesi 192 ülkeden bir tanesi. Bu çalışmalar rutin bir şekilde devam edecek.”
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin “Mayıs’tan sonra bir açıklama bekleyelim mi?” sorusuna, “Bizim şu anda stand-by olarak herhangi bir anlaşmamız söz konusu değil” yanıtını verdi.

“BİZİM BU KONUDA İLKELERİMİZ VAR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF ile imzalanacak bir stand by anlaşması için bazı ilkeleri bulunduğunu ve bunlardan herhangi bir taviz vermelerinin söz konusu olmadığını belirtti.
Türkiye-Kore İş Forumu sonrasında sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, IMF anlaşması konusunda daha önce bir anlaşmanın kısa süre içinde imzalanabileceği yönünde ifadelerinin hatırlatılarak, bu sürede nelerin değiştiğinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
“Ben o açıklamamı yaparken başka bir şey daha kullandım. O da şuydu;
Bizim bu konuda ilkelerimiz var. Bu ilkelerimiz üzerinden herhangi bir taviz vermemiz söz konusu değil. Bir tanesi örnek olarak vereyim; belediye gelirleriyle alakalı konu... Bununla ilgili yasa değişikliği denirse, bu bize dayatılırsa, biz bunu yapmayız. Biz bununla ilgili yasayı değiştirmişiz zaten. Buna benzer birçok konular olmuştur ki bunlarla ilgili olarak mutabık kalmadık, anlaşamadık ve bunlar standby anlaşmasını ortadan kaldırdı.”
IMF’nin daha çok ayakları üzerinde duramayan ülkelere destek verdiğini, Türkiye’nin artık ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde duran bir ülke haline geldiğini söyleyen Erdoğan, “Türkiye’yi böyle görmüş olmaları da bizi ayrıca mutlu etmektedir” dedi.
Stand by anlaşması imzalanmamasının orta vadeli programın uygulanmasında erkene çekmelere neden olup olmayacağına ilişkin soruyu Başbakan Erdoğan, “Şu anda bizim orta vadeli programımız neyse aynen uygulamaya koyacağız” şeklinde yanıtladı.( MİLLİYET) [2]

IMF'siz Türkiye'yi ne bekliyor?

Türkiye ve IMF arasında olası bir anlaşmanın artık son bulması üzerine ekonomistler Türkiye'nin IMF'siz yola devam kararı ilgili ne dediler?

“MALİ KURAL ÖNEM KAZANDI”
Fortis Başekonomisti Haluk Bürümçekçi "Türkiye'nin IMF ile ilgili beklentileri zaten zayıflamıştı. Programın Orta Vadeli Mali Çerçeve kapsamında götürüleceği zaten biliniyordu. Onun için kararlılığı görmek adına bundan sonra izleyeceğimiz ilk unsur mali kural idi. Onun geçirilmesi önem taşıyor" ifadelerini kullandı.

“PİYASA ETKİLENMEZ”
JP Morgan, yayınladığı bilgi notunda "Türkiye'nin önümüzdeki dönemde hata yapma lüksünü kaybettiği" vurgulanırken, "IMF ile Türk Hükümeti ve özelinde Başbakan Erdoğan arasında görüşmelerin çok sıkı şekilde devam ettiğini biliyoruz. Ancak açıkça belli ki Başbakan Erdoğan bu anlaşmayı yapmama kararı almış durumda. Anlaşmayı piyasa oyuncularının çok önemli bir kısmı zaten beklemiyordu. Bu nedenle piyasa etkisinin çok yüksek olmasını beklemiyoruz" denildi.

“TÜRKİYE DEĞERLİ BİR ÇIPASINI KAYBETTİ”
Citi tarafından yapılan açıklamada ise "Türkiye çok değerli bir çıpasını kaybetti" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, Türkiye için uzun süredir çıpa görevi gören IMF'nin artık gündemden çıktığının altı çizildi.

“MALİ KURAL YASALAŞTIRILMALI”
Finans Invest ise yayınladığı piyasa notunda "IMF ile anlaşma sürecinin sonuçsuz kalması kısa vadede TL ve TL cinsi varlıklar üzerinde baskı yaratabilir. Ancak, IMF’siz senaryoların bir süredir gündemde olması ve anlaşma beklemeyen bir kesim tarafından fiyatlanması nedeniyle son gelişmenin negatif etkisi sınırlanabilir. Orta-uzun vadede ise, Türkiye’nin “mali kural”ı yasalaştırması, ardından uygulama süreci ve bütçe disiplini izlenecek" yorumlarını yaptı.

“TEMKİNLİ OLMAKTA YARAR VAR”
HSBC'den yayınlanan piyasa notunda da "Türkiye önemli bir çıpa görevi gören IMF stand-by görüşme sürecinden çıktı.
Kısa vadede negatif bir tepki olmasa bile orta-uzun vadede dış şoklara daha açık olmamızdan ötürü temkinli olmakta fayda var" denildi.

“TÜRKİYE’NİN BİR KAYBI YOK”
Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye’nin bir IMF programına ihtiyacı olmadığını sadece TİM’in kamuoyunda ifade ettiğini hatırlatarak, “Türkiye’nin IMF antlaşması olmadığı için bir kaybı yoktur. Türkiye’nin gerçeklerini çok iyi görebildik, öngörülerimizin teyit edilmesinden memnun olduk” dedi.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, IMF tarafından Türkiye ile ilgili yapılan açıklama hakkında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin IMF anlaşması olmadığı için bir kaybı olmadığının altını çizdi. Büyükekşi, Türkiye’nin krizin en etkili olduğu 2009 yılında bile ödemeler dengesinde sorun yaşamadığını, 2010 yılında da sorun yaşamayacağını kaydetti. Büyükekşi, “Küresel gerçekleri bilen, dünyanın her bölgesine ihracat yapan ve bunun gerektirdiği vizyonu taşıyan ihracatçılar olarak, Türkiye’nin gerçeklerini çok iyi görebildik, öngörülerimizin teyit edilmesinden memnun olduk. Böyle bir sonucun çıkmasını sağlayan Başbakanımıza ve ekonomi yönetimine teşekkür ediyoruz” dedi.

IMF’YE İHTİYAÇ OLUNMADIĞINI SADECE TİM SÖYLEMİŞTİ
Büyükekşi, “Türkiye’nin bir IMF programına ihtiyacı olmadığını kuvvetli bir şekilde sadece TİM kamuoyunda ifade etti. Yaptığımız açıklamalarda, Türkiye’nin ekonomik performansı ile gelişmekte olan ülkelerden ayrıştığını, Hükümetimiz tarafından kuvvetli bir program ortaya konulduğunu, IMF olmadan uluslararası kredi değerlendirme kuruluşları tarafından notunun arka arkaya artırıldığını, olası bir antlaşmanın dışarıda başarısızlık olarak algılanacağını ifade ederek IMF ile bir stant by düzenlemesine ihtiyaç olmadığını belirttik” ifadelerini kullandı.
TİM olarak yaptıkları analizler ve değerlendirmelerde, Türkiye ekonomisinin krizden daha az etkilendiğini, ihracat artışına rakiplerinden daha erken başladığını ortaya koyduklarını ifade eden Büyükekşi, olağan seyrinde gelişen ve toparlanan bir ekonominin bir IMF antlaşması ile kısa vadeli sıcak para hareketlerinin istilasına uğrama tehlikesi olduğunu kaydetti. Büyükekşi,
Türkiye’nin ihtiyacının, kısa vadeli ve kar transferi peşindeki sıcak para yerine orta vadede sanayi üretimini ve ihracatını artıracak yabancı sermaye yatırımları olduğunu vurguladı.
IMF tarafından da açıklandığı şekilde, Türkiye ekonomisinin kuvvetli bir performans sergilediğini ifade eden Büyükekşi, “Hükümetimizin ortaya koyduğu orta vadeli program ve uygulama kararlılığı, küresel pazarlarımızdaki yavaş ve düzenli canlanma ile küresel finans piyasalarının normalleşmesi bizi olumlu yönde etkiliyor” dedi.

“TÜRKİYE IMF İLE İLİŞKİLERİNİ KOPARTMIŞ DEĞİL”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, IMF ile stand by yapılmayacak olmasına ilişkin, “Krizin en sıkıntılı dönemini IMF’siz atlatmış durumdayız. Bir problem olarak görmüyorum” dedi.
Hisarcıklıoğlu, IV. Kuşak Düşünce ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği, “Türkiye’nin Gelecek Vizyonu:Dönüşümün Neresindeyiz?” konulu ekonomi zirvesinde, gazetecilerin IMF ile stand by yapılmayacak olmasına ilişkin sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin yol haritasının zaten belli olduğunu, illa IMF’ye ihtiyacı olacak diye bir şeyin söz konusu olmadığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Krizin en sıkıntılı dönemini IMF’siz atlatmış durumdayız. Bir problem olarak görmüyorum.  İlla IMF olacak diye ihtiyacımız da yok. Kendi imkanlarımızla zaten gidebiliyoruz. Yol haritamız belli olduktan sonra problem yok” dedi.
Hisarcıklıoğlu, “IMF Başkanının yeni bir kriz dalgası gelebilir uyarısı var. Buna rağmen stand by yapmamak tehlikeli olabilir mi?” şeklindeki soruya karşılık da “Türkiye IMF ile ilişkilerini kopartmış değil. İlişkiler devam ediyor. Mayıs’ta gözden geçirmeye tekrar girecekler. Yani Türkiye IMF ile ilişkisini koparmış değil. Böyle bir kaygı duyacak sebep yok ortada... Zaten anlaşmamız var mıydı 2008’de? yoktu. 2009’da yoktu, 2010’da yoktu. Devam ediyoruz yola...” şeklinde konuştu.
İş dünyasının kaynak talebiyle ilgili de Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin dünya ekonomisinin düzelmesiyle beraber kaynakları bulabileceğini söyledi.

ÖZİNCE: IMF, TÜRKİYE’NİN MUHTAÇ OLDUĞU BİR DESTEKÇİSİ DEĞİL
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, IMF’nin Türkiye’nin muhtaç olduğu bir destekçisi olmadığını belirterek, “Stand by’ı biraz yanınızda birinin destek durmasına benzetiyorum. Demek ki desteksiz durabilecek bir forma geldik” dedi.
Özince, “Türkiye’nin Gelecek Vizyonu: Dönüşümün Neresindeyiz?” konulu ekonomi zirvesi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, IMF ile ilgili sorular üzerine şöyle konuştu:
“Uluslararası Para Fonu, Türkiye’nin muhtaç olduğu bir destekçisi değil.  Stand-by’ı biraz yanınızda birinin destek durmasına benzetiyorum. Demek ki desteksiz durabilecek bir forma geldik. Olumlu olarak değerlendiriyorum. Para Fonu ile ilgili çeşitli değerlendirmelerimiz oldu. Olsa iyi olurdu dediğim günler oldu, ama olmaması nedeniyle bir kayba uğradığımız kanaatinde değilim. Ekonominin performansını izlediğimizde stand-by’lı veya stand-by’sız bundan daha iyi bir performans da zaten yakalayamazdık. Ben alınan ekonomik tedbirlerin Türkiye’yi şu anda olumlu yere getirdiği kanaatindeyim.’
Bu durumun kredi derecelendirme kuruluşlarının notunu etkileyip etkilemediği sorusuna ise Özince, “Olumlu yönde etkilerse etkiler. Çünkü bir yerde Uluslararası Para Fonu da  Türkiye’nin kendi ayaklarının üstünde güçlü bir şekilde durduğunu teyit ediyor. Olumlu yönde etkilemesi lazım” yanıtını verdi.
Öteden beri Türkiye’nin kredi konutunun yerinde olmadığına dair görüşleri hep belirttiklerini dile getiren Özince, “Şu anda dünya genelinde notların kırılmakta olduğunu görüyoruz. Bu notun aşağı hareketinin yanı sıra yukarı hareketi de gereken şeylerden biri. Ben Türkiye’nin notunun artabileceği kanaatindeyim. Türkiye’nin en azından yatırım yapılabilir ülke klasmanına gelmesi lazım. Çünkü Türkiye’nin yatırım yapılır ülke olduğunu bütün dünya biliyor. Eğer Türkiye’ye yatırım yapılmayacaksa dünyada nereye yapılacak?” şeklinde konuştu.
Siyasi konulara ilişkin de Özince, “Çekişme iyi bir şey değil, ama demokrasi de iyi bir şey. Gönül ister ki her şey daha iyiye gitsin. Türkiye, böyle dönemleri tartışarak geçirebiliyorsa, benim bir vatandaş olarak ülkeme olan inancımın notunu artırıyor” yorumunu yaptı.
Ersin Özince, üretmeden tüketmek diye bir kavram olmadığına dikkati çekerek, “Türkiye’nin gelişen ülkeler liginde büyüyen ekonomisiyle, iyileşen makro göstergelerle iyi bir çizgiyi tekrar yakalayacağı kanaatindeyim. 2010’da biz büyümeyi yakaladıktan sonra işler bizde düzelecektir” diye konuştu.
Avrupa ile ilgili kanaatinin ise çok olumlu olmadığının altını çizen Özince, “Bu krizler ortadan kalktığında dünyada yarışta herkes çok farklı yerlerde olduğunu görecek. Maalesef o ülkelerin ekonomilerinin birçok yönden işlerliğini de zaafa uğratıyor. Bunun da Türkiye gibi ülkelere yarayacağını düşünüyorum. Avrupa’daki bir kısım imalatın Türkiye’ye kayacağını düşünüyorum.  Başta sanayi imalatı olmak üzere” şeklinde konuştu.
Özince, zirvedeki konuşması sırasında da Türk bankacılık sektörünün kaydettiği gelişmeleri anlattı.

BOYNER: HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMADIK
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, IMF stand-by görüşmelerinin durdurulmasına ilişkin olarak, “Bu noktadan sonra da dış finansman Türkiye için üzerinde durulması gereken, hükümetin üstünde durması gereken bir konu” dedi.
Boyner, “Türkiye-Kore İş Forumu”nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, IMF ile gelinen noktayı iş dünyasının nasıl değerlendirdiğine yönelik olarak, 2008 yılından, yani kriz çıktığı andan itibaren biten anlaşmanın yerine yeni bir IMF anlaşması yapılırsa, krizin daha az zararla atlatılacağını öngördüklerini hatırlattı.
2008 yılı ve 2009 yılının başında, bunu birçok kez gündeme getirdiklerini anımsatan Boyner, şöyle devam etti:
“Bugün geldiğimiz noktada yeni bir IMF anlaşması olsaydı, muhteviyatında neler olacaktı diye bakarsak; aslında birtakım devam eden yapısal reformlar, mali disiplin önceliği ve büyümeye geçişin doğuracağı dış finansman ihtiyacının kısa vadede finansmanı gibi bir paketle karşı karşıya kalacaktık. Doğrudur, Türkiye’nin şu anda bir orta vadeli programı var ve bu program çerçevesinde de çalışmalar devam ediyor. Bundan sonraki süreçte eğer orta vadeli programın içine mali kuralla birlikte bir mali disiplin anlayışı konabilirse, aynı zamanda programa bağlı olarak birtakım yapısal reformlar da gene orta vadeli program içine konabilirse, bu iki perspektifi yerine getirmiş oluruz. Geriye kalıyor, kısa vadede finansmanın, yani doğacak dış finansman açığının nasıl ortadan kaldırılacağı. Burada da en çok üzerinde durmamız gereken konu, dışarıdan böyle bir arzın olup olmayacağı ve o arzın Türkiye’ye teveccüh edip etmeyeceği.  Herhalde bu konuda da hükümetin bir çalışması vardır diye düşünüyorum.”
Ümit Boyner, “Hayal kırıklığına uğradınız mı?” sorusuna, “Hayal kırıklığına uğramadık” karşılığını verdi.
IMF tartışmasının son zamanda “içi boş bir tartışma” haline geldiğini dile getiren Boyner, “Önemli olan burada Türkiye’nin büyümeye geçerken ihtiyacı olacak finansmanın sağlanmasıdır. Bunun nasıl yapılacağı eğer önümüze koyulursa veyahut da program içinde buna göre bir pragramatik anlayış konulursa, reformlar konusunda, zannediyorum daha açıklığa kavuşur olay” dedi.
Boyner, IMF dışında başka bir dış kaynak olasılığı görüp görmediklerine ilişkin olarak da, Türkiye’ye her zaman sermaye girişi olabileceğini belirterek, “Daha çok arzın varlığının üstünde durmak istiyorum. Yani dış dünyadaki gelişmeler, ne çerçevede olacak ve Türkiye’yi nasıl etkileyecek, o arz olursa, Türkiye teveccüh edecek mi o da biraz bizim programımızın içindeki mali kuralın işlemesine, yapısal reformların devamına bağlı” dedi.
“IMF anlaşmasının olmamasını, iş dünyasının sonuç alamaması şeklinde yorumlayabilir miyiz?” sorusuna Boyner, “Hayır öyle yorumlamayalım. Bence bu konuda biz çok net baştan beri konuştuk. Bir baskı söz konusu değil, biz fikrimizi net olarak söyledik. Türkiye, krizden nispeten az etkilenen ülkeler arasında yer aldı ama, ’bir IMF anlaşması olsaydı eksi 6 yerine daha düşük bir oranda mı küçülürdük’... Bunu bugün konuşmak belki çok faydalı değil ama oralara çekmeyelim tartışmayı. Ama bu noktadan sonra da dış finansman Türkiye için üzerinde durulması gereken, hükümetin üstünde durması gereken bir konu” yanıtını verdi.
Boyner, mali kuralın önemine işaret ederek, 8 Nisan’da Ankara’da Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında en fazla üzerinde duracakları konunun, mali kural olacağını bildirdi.(MİLLİYET) [3]

 

Kaynaklar:

[1].http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/14061783.asp?gid=254

[2].http://www.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1209568

[3].http://www.milliyet.com.tr/imf-siz-turkiye-yi-ne-bekliyor-/ekonomi/sondakika/10.03.2010/1209567/default.htm?ver=90



Bu haber 481 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,829 µs