BÜYÜK RESMİ GÖREBİLMEK

5 Mart 2010 17:02 tsi
Gündem olanca hızıyla değişirken küçük değişikliklerle, siyaset logosunun parçaları tek tek yerinden oynuyor ve tablonun içinde yeni resimler şekilleniyor.

Büyük resmi görebilmek

Gündem olanca hızıyla değişirken küçük değişikliklerle, siyaset logosunun parçaları tek tek yerinden oynuyor ve tablonun içinde yeni resimler şekilleniyor. Son 10 yılın bölgemizi de ilgilendiren dış politika gündemindeki değişiklikleri, önce genel kabulleri hatırlattıktan sonra kısaca gözden geçirelim.
1. Dünya Savaşı’ndan sonra Irak İngiltere’nin, Suriye Fransa’nın nüfuz bölgesine girmiştir. Zaman zaman başta SSCB olmak üzere farklı müdahalelere rağmen genel durum değişmemiştir. İngiltere Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler şapkası altında, Kıbrıs’ta ve boğazlarımızda da varlığını korumuştur. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere, ağır bir ekonomik buhran yaşarken  “üzerinde güneş batmayan İmparatorluk”  coğrafyasında nüfuzunu kaybetmemek için Amerika’yı sahaya davet etmiş ve aralarında bir protokol düzenlenmiştir, Bu protokole göre Türkiye ve Yunanistan’a ABD yardımı yapılması da dahildir. ABD yeni rolüne isteyerek soyunmuş ve şehirler üzerinde atom bombası patlatabilen bir süper güç olarak dünya jandarmalığını bugüne kadar rahatlıkla yürütmüştür.
Soğuk savaş sonrasında dengeler yeniden şekillenmeye başladıkça ABD, jandarmalık masrafı yüzünden gelirlerini artırmak ve aynı zamanda Ortadoğu’da İsrail’e hayat alanı açmak için varlığını daha sert göstermeye başlamıştır. Dolara karşı meydan okuyan ancak İngiltere ile problem yaşamayan Saddam, oyuna gelmiş ve ülkesini işgal eden ABD tarafından devrilmiştir. Aslında bu tezin kapsamına Pakistan ve Hindistan da dahil edilebilir.
Bölgede Türkiye’ye Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP) eşbaşkanlık vaat eden ve teklifi mevcut hükümet tarafından da kabul gören ABD’nin bu projesi icraata geçebilseydi, Türkiye, İslam Konferansı Teşkilatı (Örgütü) başkanlığı gibi aşamalarla adım adım Osmanlı’daki halifeliği hatırlatan eski günlerine yaklaştırılacaktı(!) Bunu kamuoyuna benimsetmek için Atatürk’e atfedilen uydurma vasiyetler bile hazırdı. ABD’in medeniyetler çatışması teorisinin öngörüsünde bu süreç ilerleyebilse batının gözünde, ilkel ve terörist görünen İslam dünyasının bir kısmının başında Türkiye olacak ve istikbalde yeni çatışmalara da yol açılacaktı. İran da Şii toplumlarının liderliğini üstlenecek ve Hristiyan - Müslüman medeniyetler savaşının yanısıra bir Şii - Sünni çatışmasının da zemini hazırlanmış olacaktı.
Fakat ne olduysa bu proje tutmadı ve senaryo sağından solundan budanmaya başladı. Başbakan Erdoğan bu sözlerini bir daha ağzına almadı. Buraya kadar söylediklerim bir komplo teorisi gibi algılanabilir. Yunus Emre’nin  “Yerden göğe küp dizseler / Birbirine bend etseler / Alttan birin çekseler / Seyreyle sen gümbürtüyü”  dizelerini kendisine rehber edinen biri olarak söylediğim ve yazdığım konuların hepsinin belgelerini göstermeye hazırım.
İtalyan Gladiosu’nun başı eski Cumhurbaşkanı Francesca Cossiga’nın,  “Örgütün esas beyni İngilizlerdi... Amerikalılar değil...”  sözü bana hep ilginç gelmiştir. Sonra Pakistan’da devlet yöneticilerine yönelik ardı arkası kesilmeyen suikastlar kafamda hep soru işaretleri oluşturmuştur. Yoksa ABD ve İngiltere arasında bir güç oyunu sahneleniyor ve uzun dönemde yeni düşmanlıklar için altyapı mı hazırlanıyor diye düşünürüm. Sonuçta birbirleriyle hep anlaşırlar. Fakat Irak örneğinde görüldüğü gibi ABD, sonuçta petrol gelirinden daha fazla pay almıştır ve azalan pay İngiltere’nin hissesinden düşmektedir. Uluslararası satranç oyununa Çin gibi yeni güçler girerken, böylece bir yandan da dünya kamuoyuna ve pastadan pay isteyen herkese  “bu işin bir bedeli var”  mesajı gönderilmektedir.
Söylediklerimin karışıklığının farkındayım. Fakat tablonun bütününü görebilen birileri var mı, cidden kuşkuluyum. Türkiye’nin sarsıcı bir süreçten geçtiğini ve büyük bir dönüşüm yaptığını görüyoruz. Peki bu süreçte sağduyusunu ve devlet aklını koruyabilen kim var?

Ahmet ÜNAL-Yeniçağ

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12313

Bu haber 794 defa okundu.