AÇILIM KOMEDİSİ DEVAM EDİYOR

23 Şubat 2010 11:07 tsi
Sayın Başbakan dahil AKP’lilerin hiçbiri açılımın gerçekte ne olduğunu bilmiyor.Hangi taşın altına elini koyacağını da...Ortada bir taş yok ki altına elimizi koyalım.

Açılım komedisi devam ediyor...

SAYIN Başbakan, aralarında Kibariye, Bülent Ersoy, Nihat Doğan ve Ferdi Tayfur’un da bulunduğu sanatçılarla kahvaltıda bir araya geldi.
Amacı, adı “demokratik açılım”a dönüştürülen “Kürt açılımı”nı anlatmak ve bu açılıma sanatçıların da desteğini istemekti.
Sadece TRT ve Anadolu Ajansı’nın izleyebildiği kahvaltıda, Sayın Başbakan, sanatçıların ruhunu okşayan etkili ve güzel sözler söyledi.
“Sizin ezgilerinizi ne kurşun sesleri, ne nutuklar bastırır” dedi.
“Bugüne kadar ezgilerinizle kardeşliğimizi pekiştirdiniz. Ülkeyi aydınlık yarınlara kavuşturacak yine sizlersiniz” dedi.
“Siz olmazsanız, sizin duyarlılığınız olmazsa, sizin öncü rolünüz olmazsa süreç eksik kalır” dedi.
Başbakan’da söz bitmez, Başbakan’da söz çok. Ama her zaman olduğu gibi, somut bir şey yok.
“Taşın altına elinizi koyun” demek kolay.
Hangi taşın altına elini koyacak sanatçılar? Taşın altında ne var?
Bakanlar ve AKP milletvekilleri de “demokratik açılımı” anlatmak için hafta sonunu yurdun çeşitli yerlerinde geçirdiler.
Peki, ne anlattılar?
Somut olarak ne söylediler?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dudaklarından dökülen “Adliye basıldı diyorlar. Böyle baskın mı olur. Tuu size” sözünden başka?
*
ARKADAŞIMIZ Lale Şıvgın’ın dünyaca ünlü politik psikoloji uzmanı Prof. Dr. Vamık Volkan’la söyleşisini gazetemizde okumuş olmalısınız.
“Ben isimsiz bir süreç istiyorum. Açılım acayip bir isim” diyen Prof. Volkan, açılım sürecinin politika ve medyadan uzak yürütülmesi gerektiğini söylüyor.
Oysa AK Parti iktidarı, açılımı, Devlet Bahçeli’nin “12 kötü adam” dediği medya mensupları ile başlattı.
Açılımı politikadan uzak yürütmesi ise hiç mümkün değil. Çünkü ölü doğan bu proje, AKP’nin özellikle Güneydoğu’da oylarını artırmak için başlatıldı.
Sayın Başbakan yanlışlarının farkına varmış olacak ki, şimdi sanatçıların desteğini almaya çalışıyor, ama iş işten geçti.
Bir doğru, iki yanlışı götürmüyor.
*
En büyük yanlış, projenin “Kürt açılımı” adıyla başlatılması oldu.
Askerler, “Yığınakta yapılan hata, savaş boyunca devam eder” derler.
“Kürt açılımı” adını “Demokratik açılım” ya da “Milli Birlik Projesi”ne çabaları ve dönüşümün inandırıcı olması için “Roman açılımı” ve “Alevi açılımı” gibi aksesuarlar, başlangıçta yapılan hatayı düzeltmeye yetmedi.
Kandil’den ve Mahmur Kampı’ndan gelen ‘terörist’ kıyafetli 34 PKK’lının Habur’da gösterilerle karşılanması da, açılımın aslında “PKK açılımı” ya da “Bölücü açılımı” olduğu izlenimi yarattı.
Habur’daki görüntüler AKP’lileri de böldü. Bugün AKP milletvekillerinin yarısından çoğu ‘açılım’ kelimesini ağzına almak bile istemiyor.
Gerçek bu iken, açılımın ne olduğunu halka kim anlatacak?
Üstelik Sayın Başbakan dahil AKP’lilerin hiçbiri açılımın gerçekte ne olduğunu bilmiyor.
Hangi taşın altına elini koyacağını da...
Ortada bir taş yok ki altına elimizi koyalım.

Sırrı Yüksel Cebeci-Tercüman

Kaynak: Tercüman Gazetesi,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13

Bu haber 579 defa okundu.