SUÇLULARIN TELAŞI VE ERGENEKONCU HATİP

20 Şubat 2010 17:44 tsi
Hatip Dicle, PKK dalgasına on yıl hapis yattı.Geldiği noktaya hemen bakalım...İktidarın gazetecisine göre artık o bir Ergenekoncudur!..

Suçluların telaşı ve Ergenekoncu Hatip!

Hatip Dicle, PKK dalgasına on yıl hapis yattı.
Geldiği noktaya hemen bakalım...
İktidarın gazetecisine göre artık o bir Ergenekoncudur!..
Hatip Dicele, tıpkı şürekasındakiler gibi yıllar yılı “Ezildik, mahvolduk, işkence gördük, bu devlet ceberruttur bize aman vermedi” diye geçinir durur...
Mahvolduğunu söyledikleri bu devlet yapısı içerisinde, her istediklerini yaparlar, milletvekili olurlar, zenginleşirler, bir elleri yağda ötekisi baldadır ama yetmez, devleti yıkmak için dolap çevirirler...
Ardından da “zulüm de zulüm” diye zırlarlar!..
Al sana zulüm!..
“Bu Hatip, Ergenekoncu şekerim!” diye muazzam bir teşhis...
Hatip Dicle, daha birkaç ay öncesine kadar, PKK adına kongreler düzenleyip, “özerk bölge ilan edip bayrak dikmekten” söz ediyor, bu kongrelere yol veriliyordu!.. Kendisine yol verilen kongrelerinde “niyeti” Türk Milletine yansıyıp, üzerine bir de “Silopi şenlikleri!!” gelince, işin faturası iktidara dönüverdi. Eh işte, iktidar da, (hadi yumuşatıp zevahiri diyelim) kurtarmak için, bir KCK dalışı yaptı, Hatip küt içeri..!
O da ne yapsın?.. “Ulan hani anlaşmıştık!!?” diyemez ya, mesajı  “yandan”  bastı!..
Yani efendim, bakmayınız siz O’nun “Ergenekoncu” diye terfi ettirilmesine. Bu tanımlama, çağdaş yalakalığın bir versiyonudur işte!.. Sözleri, “Biz niye içerideyiz, hani siz bunlarla görüşüyordunuz ulan!!” diye hem kendi cemaatinin krema takımına isyan, hem de biraz “ağızdan kaçmış sır” durumlarıdır!..
Tabii sözler, CHP’yi hareketlendirdi...
Zaten onlara göre bu durum bir “malumu ilamdır” da, tezleri ne idi?.. AKP-DTP-PKK işbirliği var diyorlardı ve işte ispatı taa içerden “itiraf” ediliyordu..
Bu AKP-DTP-PKK işbirliği, tabii ki iktidarın tabanı için “ürküntülü!!” bir laf...
Derhal, üzerine kum dökülmeli!..
Kim döksün kumu?..
Ahmet Türk!..
Hemen devreye sokuldu ve “İktidarı kurtaracak açıklamalar” geliverdi. Ahmet Türk, “Hatip’in ne yapmak istediğini” anlamıyordu!! Arkasından, şu “yeni!!” partinin başına konulan Selahattin Demirtaş devreye girdi ve “DTP’nin hiçbir yetkilisi ile hükümet yetkilisi arasında hakim ve savcı ayarlanması konusunda ima düzeyinde bile hiçbir görüşme yapılmamıştır” dedi!.. Şimdi dönüp de bu muhterem siyasetçi(!)ye “yalancının...” diyecek halimiz yok ya!!
Bu yüzden, gazete arşivlerine bakalım...
O zamanlar, gazeteler şunları yazmış...
“DTP milletvekilleri ve avukatlarla görüşerek gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunan Güneş’in (Osman Güneş, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı) ‘Pişmanlık konusunu dayatmama ve serbest bırakılmalarını sağlama’ konularında güvence verdiği öğrenildi.
Bu görüşme barış gruplarının öncesinde gerçekleşti. İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve eski DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, Tarım Bakanı Mehdi Eker’in AOÇ’deki makamında buluştu. Bu görüşmede, hassasiyetler ve katkı beklentileri paylaşıldı.”
Silopi Şenlikleri(!) ardından bütün bu “ikili-üçlü” ilişkiler gazetelerde ayrıntılı biçimde yer aldı. Millet zaten “neyin ne olduğunu” öğrenmişti de... Olan biten unutulmaya yüz tutmuştu!..Geçim sıkıntısının iki büklüm ettiği, yaşama derdine düşmüş, uyuşturulmuş halk neleri unutmuyor ki!!?
Hatip Dicle’nin sözleri, küllerin eşelenip “ateşin” parlamasına sebep oldu...

Behiç Kılıç-Yeniçağ

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12132

Bu haber 607 defa okundu.