GİZLİ AJANDA

20 Şubat 2010 13:23 tsi
AKP’nin gizli ajandası var mı, yok mu? Son olaylar, olduğunu gösteriyor.

Gizli ajanda

HANGİ savcının “özel yetkili” olacağına kim karar veriyor?
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu...
Özel yetkiyi verdiği gibi, neden geri alamasın ki?
Peki, HSYK, 4 savcının yetkisini kaldırınca, siyasi iktidar neden canhıraş feryat etmeye başladı?
Adalet Bakanı neden “Bu bir yetki gaspıdır” diye isyan etti?
Sayın Başbakan neden hukukçu milletvekilleri ve kurmayları ile toplantı üstüne toplantı yaptı?
Yargı, yürütmeye mi müdahale etmişti?
Yürütmenin yetkisini mi gasp etmişti?
Siyasi bir karar mı vermişti?
Yargı, kendi içinde ortaya çıkan bir sorunu, siyasi iktidarın iznini alarak mı çözecekti?
Demek ki, iktidarın Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı ile sorunu vardı onun hakkında soruşturma başlatıp tutuklanmasını sağlayan Erzurum Cumhuriyet Savcısı’nın özel yetkisinin alınmasını içine sindirememişti.
Demek ki, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı, siyasi iktidarın gizli ajandasındaki hedeflerden biriydi.
Demek ki, HSYK, siyasi iktidarın gizli ajandasındaki planını bozmuştu.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup lütfen söyler misiniz; yargıya siyasi müdahale var mı, yok mu?
Yargı siyasallaştırılmak isteniyor mu, istenmiyor mu?
*
Kendine “Genç Siviller” diyen ne olduğu belirsiz sözde sivil toplum örgütü, 4 savcının özel yetkisinin kaldırılmasını HSYK, Adalet Bakanlığı ve Yargıtay’a faks çekilerek protesto edilmesini istemiş!
AKP’nin yan kuruluşu gibi çalışan Mazlum-Der üyesi bir grup da, HSYK önünde “yargı cuntası” pankartı açarak, protesto gösterisi yaptı.
Bilmeyen veya unutanlara hatırlatalım:
AKP’nin türban konusunda tetikçi olarak kullandığı bu Mazlum-Der’in sabıkası çok. Mesela, Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ın GATA’ya hasta ziyaretinin türbanı sebebiyle engellenmesini de Genç Siviller’le birlikte protesto etmiş, öğrenci andının kaldırılması için kampanya başlatmış, İmralı sürüngeni Abdullah Öcalan’ın kaldığı cezaevi koşullarını inceleme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvuru yapmıştı.
Şimdi bu palyaço örgütler, yargıyı da kendileri gibi palyaçoya çevirmeye çalışıyor.
*
AKP’nin gizli ajandası var mı, yok mu?
Son olaylar, olduğunu gösteriyor.
Ancak, gizli ajandasını yedi yıldır hayata geçiremedi. Çünkü önünde iki büyük engel var. Bu engellerden biri ordu, diğeri yargıdır.
Yani, yedi yıldır hedefte olan iki kurum...
Hadi ordudan 28 Şubat’ın intikamı alınıyor diyelim, yargıdan neyin intikamı alınıyor?
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’nın makamını ve evini aratan, tutuklanmasını sağlayan özel yetkili savcının özel yetkisinin HSYK tarafından kaldırılmasını siyasi iktidarın “yetki gaspı” olarak görmesi,
Özel yetkili savcının, 3. Ordu Komutanı’nı “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırması...
Güney Deniz Saha Komutanı ile Foça Çıkarma Gemileri Komutanı’nın, özel yetkili savcılar tarafından 19 saat süreyle sorgulanması...
Nedir bunlar? Demokratikleşme mi?
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı da “Ergenekoncu”, 3. Ordu ve Foça Çıkarma Gemileri Komutanı da “Ergenekoncu”...
Neredeyse nüfusumuzun yüzde 75’i “Ergenekoncu” ilan edilecek.
Olacak iş mi?
Türkiye böyle mi normalleşecek?

SIRRI YÜKSEL CEBECİ-Tercüman

Kaynak: Tercüman Gazetesi,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13

 

Bu haber 621 defa okundu.