En Sıcak Konular

AÇILIMDA ''KİRLİ İTTİFAK''

14 Şubat 2010 10:26 tsi
AÇILIMDA ''KİRLİ İTTİFAK'' İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, DTP’nin eski lideri Türk’e verdiği teminatı Hatip Dicle açıkladı: Hakim ve savcılar ayarlandı. PKK’lılar geldiği gibi geçecek

Habur'u Atalay ayarladı

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, DTP’nin eski lideri Türk’e verdiği teminatı Hatip Dicle açıkladı: Hakim ve savcılar ayarlandı. PKK’lılar geldiği gibi geçecek

Dönüşten 4 gün önce buluştular
KCK operasyonunda tutuklanan eski DEP’li Hatip Dicle, mahkemede şok açıklamalar yaptı: Bakan Atalay, 15 Ekim’de Türk’le görüştü ve ona “Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı. PKK’lılar geldiği gibi geçecek” dedi.

Dağdan inişin devamı konuşuldu
ZİYARETTEN 4 gün sonra 19 Ekim’de Mahmur ve Kandil’den grupların geleceği, bunların serbest bırakılması durumunda dağdan inişin hızlanacağı, dağa çıkışın da duracağı bildirildi. 4 gün sonra gelenler sürecin olumlu sonuçlanması için serbest bırakıldı.

Ahmet Türk, Dicle’yi yalanlamadı
KAPATILAN DTP’nin lideri Ahmet Türk, Dicle’yi yalanlamadı. Kandil ve Mahmur’dan gelecek grup-lar için Bakan’ı ziyaret ettiklerini hatırlatan Türk, “Açılımın seyri açısından olumlu yaklaşım istedik. O da ellerinden geleni yapacaklarını söyledi” dedi.

Millete şikayet etmişti!
DENİZ Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit, “Subaylarımıza terörist deniyor, teröristler Habur’dan giriyor. Milletimize şikayet ediyoruz” demişti.

Açılımda ‘kirli ittifak’
Hatip Dicle, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın kapatılan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’e Kandil ve Mahmur’dan gelen PKK’lılar için, “Hakim ve savcılar ayarlandı, geldikleri gibi geçecekler” dediğini açıkladı
19 Ekim’de Habur’dan giriş yapan ve büyük törenlerle karşılanan PKK’lıların geri dönüş süreci ile ilgili kapatılan DEP’in Diyarbakır eski milletvekili Hatip Dicle şok açıklamalarda bulundu. Hürriyet’te Cem Emir’in haberine göre, Diyarbakır’da KCK operasyonunda 7’si Belediye Başkanı 22 şüpheli ile birlikte tutuklanan Hatip Dicle, yargılandığı dosya kapsamında savunma yapmayacağını bildirirken bazı iddialarda bulundu. Dicle, dünkü duruşmada, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’e, Kandil ve Mahmur’dan gelen 34 PKK’lının bırakılacağı sözünü verdiğini ileri sürdü. Son 35 yıl içinde yargının siyasallaştığını savunan Dicle şu iddialarda bulundu:

Dağdan inişi konuştular
“Kapatılan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk beraberindeki bir heyetle birlikte 15 Ekim 2009 tarihinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı ziyaret etti. Ziyarette 4 gün sonra 19 Ekim’de Mahmur ve Kandil’den grupların geleceği, bunların tutuklanmayıp serbest bırakılması durumunda dağdan inişin hızlanacağı, dağa çıkışın da duracağı bildirildi. İçişleri Bakanı da bu heyete ’Konuyla ilgileniyorum. Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, geldikleri gibi geçecekler’dedi. Bu aşamada 4 gün sonra Silopi’den gelen 8 kişi, ’Biz gerillayız. Önder Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile barış için geldik’ dedi ve bunlar sürecin olumlu sonuçlanması için gerektiği gibi tutuklanmayıp serbest bırakıldı.”

PKK’lılar şov yapmıştı
Bu arada, Ahmet Türk’ün Dicle’nin bu açıklamalarını yalanlamadığı bildirildi. Türk, Kandil ve Mahmur’dan o tarihte gelecek gruplar hakkında beraberindeki bir heyet ile beraber İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı ziyaret ettiklerini hatırlatarak, “Gelecek olan gruba olumlu yaklaşımın, açılımın seyri açısından olumlu olacağını sayın İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a ilettik. Sayın Atalay’da bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını söyledi” diye konuştu. 19 Ekim 2009’da Habur ve Kandil’den 34 PKK’lı Türkiye’ye giriş yapmıştı. Bunların gelişi dolayısıyla Habur’a hakim ve savcı gönderilmiş, ifadelerinin alınmasının hemen ardından da serbest bırakılmışlardı. PKK’lılar DTP’lilerin organizasyonunda Diyarbıkır’a kadar konvoy halinde şov yaparak gitmişlerdi. Bu durum vatandaşların büyük tepkisine neden olmuştu. 
Terör örgütü yandaşları bir kez daha Avrupa’da sahneye çıktı. Bölücüler, Fransa’nın Strasbourg kentinde ellerinde teröristbaşının posterleri ve PKK paçavralarıyla gösteri yaptı. Gösteride, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını isteyen terör yandaşları, Türkiye aleyhtarı sloganlar attılar.

Oramiral Yiğit millete şikayet etmişti
İntihar eden albayın cenazesinde “Susmak mümkün değil” diyen Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hürriyet gazetesine değerlendirmelerde bulunmuştu. Yiğit, “Subaylarımızın silahlı terör örgütü kurduğu söyleniyor. Öte yandan, Habur’dan teröristler ellerini sallayarak giriyor. Bu durumu milletimize şikayet ediyoruz” demişti. Deniz Kuvvetleri Komutanı Yiğit, “Poyrazköy’de suçlanan personelim, o birliğin komutanı yani yöneticisi. Cephaneliğin anahtarı ceplerinde. Silaha, ihtiyaçları olsa açar alırlar neden acemice dere yatağına gömsünler ki” diye sormuştu. Deniz Kuvvetleri’ndeki eğitim hakkında bilgi veren Yiğit, şöyle konuşmuştu: “Cani miyiz biz, cani mi yetiştiriyoruz? Deniz Harp Okulu’ndan, Akademi’den mezun olmakla kalmıyor, yüksek lisans yapıyor bizim subaylarımız. Amirallerimizin yarısı, kuvvetin yüzde 38’i, 13 bin astsubayın dörtte biri yüksek lisans diplomalı. Bizim gemiler teknoloji ile yüzüyor. Ama morali bozulan personel gemiyi yüzdüremez. Gemi ihraç ediyorduk, etmeyelim mi isteniyor, neden hedef seçildik?”  Hukuka saygı olduklarını vurgulayan Yiğit, sabırla bekleyeceklerini söylemişti.[1] 

'Hâkimler ayarlandı!'

Diyarbakır eski milletvekili Hatip Dicle, 19 Ekim 2009’da Habur’dan giriş yapan ve büyük törenlerle karşılanan 34 PKK’lının geri dönüş sürecinin önemli ayrıntılarını, yargılandığı davanın duruşmasında açıkladı.
Dicle, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’ün 15 Ekim 2009’da İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştüğünü söyledi ve bu görüşmede Bakan Atalay’ın “Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, gelen PKK’lılar geldikleri gibi geçecekler” dediğini söyledi.
Habur’dan giren PKK’lıların sorgulanması ve hakim önüne çıkarılması sırasında yaşananlar, Dicle’nin sözlerinin doğru olduğunu gösteriyor.

* * *

PKK’lılar nasıl sorgulanmıştı, 22 Ekim 2009 tarihli yazımızdan hatırlatalım:
“Varılan uzlaşma gereği, sanıklar pişman olmadıklarını belirttikleri, ‘Sayın Öcalan emretti, geldik’ dedikleri halde, hakim, savcılarla görüşerek, ‘Bu ifadeleri mahkeme huzurunda tekrarlarlarsa, tutuklamak zorunda kalırım. Hakim huzurunda böyle söylememeleri gerekir’ uyarısında bulunmuş, avukatları da ‘Suça konu kelimeler kullanılmasın. Üslûplara dikkat edilsin. Kimse zor durumda bırakılmasın. Biz de sürece katkı sağlamak istiyoruz’ diye yönlendirerek karardan önce ihsası reyde bulunmuştur. Sanıklar buna rağmen, ‘Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine barışa katkı sağlamak üzere Türkiye’ye geldim’dedi. Tartışma sonucunda ‘Sayın Öcalan’ ifadesi tutanağa geçirilmedi!
Yani fotoğraf kitaba uymadığı halde, ite kaka uyduruldu!
Milliyet’ten Namık Durukan’ın naklettiği bu yargılama, Türkiye’nin değil hukuk, kanun devleti bile olmadığını gösteriyor.
‘Milli Birlik Projesi’ diyerek halkı uyutanlar, Güneydoğu’yu kendi elleriyle Türkiye’den koparıyor!
Milli Güvenlik Kurulu hâlâ terörle mücadelede kararlılıktan söz ediyor!
Teröristin kahramanlaştırıldığı yerde terörle mücadeleden bahsetmek, Türk Milleti’ni hafife almaktır.” 

* * *

Namık Durukan’ın haberini kimse yalanlayamadığı gibi Hatip Dicle’nin duruşmadaki iddialarına da bu yazıyı yayına verdiğimiz saate kadar cevap veren çıkmadı.
Peki hakimlerin ayarlandığı bir devlete hukuk devleti denilebilir mi? 
Fakat Kayseri’de, AKP il yönetimi, Habur’da yaşanan olayın ardından şehit yakınlarının duygularını dile getiren Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Ali İhsan Köktürk hakkında dava açılması için savcılığa şikâyette bulundu!
Sümeyra Yılmaz’ın haberine göre Köktürk, konu ile ilgili bir açıklama daha yaparak “Yıllardır sınır ötesi operasyonlar yapılıyor. ‘Dağlar taşlar bombalandı, BBG evi gibi gözetlendi. İnleri teröristlerin başına yıkıldı, örgütte çözülmeler başladı’diye diye bu milleti uyuttunuz mu? Bu bir Obama planı ise ve bize dayatılıyorsa, açıklayın. Bizim istediğimiz bu milletin kendi idarecileri tarafından kandırılmaması, aldatılmamasıdır. Bir an önce sorumluluk sahipleri ortaya çıkıp erdemlice istifa etmelidir” dedi.
Tabii, sorumlularda o erdem olsaydı zaten milleti kandırmaz, aldatmaz, doğruları söylerlerdi!
Fakat, AKP’nin yargı bağımsızlığından ne anladığını göstermesi bakımından gerek Dicle’nin açıklaması gerekse Köktürk’ün sözleri büyük önem taşıyor.
Bir ülkede hâkimlerin, yürütme tarafından ayarlandığından bahsediliyorsa, orada kuvvetler ayrılığından, dolayısıyla demokrasiden söz etmek mümkün değildir. 
Ya adaletten söz etmek mümkün müdür? (Arslan Bulut-Yeniçağ) [2]

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi

[1].http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=31632 

[2].http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12054



Bu haber 645 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,591 µs