En Sıcak Konular

CENAP ŞAHABETTİN VE ''TİRYAKİ SÖZLERİ...''

12 Şubat 2010 16:11 tsi
CENAP ŞAHABETTİN VE ''TİRYAKİ SÖZLERİ...'' Cenap Şahabettin “Servet-i Fünûn Edebiyatı” nın (1896-1901) Tevfik Fikret’ten sonra en büyük şairi olarak kabul edilir.

Cenap Şahabettin ve 'Tiryaki Sözleri...'

Cenap Şahabettin “Servet-i Fünûn Edebiyatı” nın (1896-1901) Tevfik Fikret’ten sonra en büyük şairi olarak kabul edilir. 19. yüzyıl sonlarında “varlıkların iç âlemlerinden sesler duyurmaya çalışan” bir şair olarak şöhret kazanan Cenap Bey ve eserlerinin - “Tiryaki Sözleri” hariç- bugün hemen hemen unutulup gitmiş olması sanırım üzerinde durulması gereken bir konudur...
Cenap Şahabettin’in sanat anlayışının temelinde parnasizm vardır. “Sanat sanat içindir” ilkesine bağlı olan ve sanatın dînî yahut içtimâî herhangi bir gaye gütmesine karşı çıkan bu akımın o yıllarda Türkiye’deki temsilcilerinden biri de Cenap Bey’dir.
Sanatta mükemmeliyet elbette önemlidir. Fikirler muhakkak sağlam bir ifade kalıbına dökülmeli... Sanat ve edebiyatta kalıcılık biraz da üslûba bağlıdır. Ancak bu, üslûp her şey demek değildir. Kanaatimizce acıları ve sevinçleriyle “insan” ı mihver yapmayan eserlerin yaşama şansı azdır. Millî, dînî ve içtimâî konulara duyarsız yazarlar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar unutulmaya mahkumdurlar.
“Güzel yazan yaşar. Güzel fikir bir ıtır ise güzel üslûba da her tarafı muhkem kapatılmış bir billur şişe diyebiliriz. En parlak mefhum bile kusurlu bir ifade içine konulunca açık kapta kalmış gülyağı gibi uçmakta gecikmez” diyerek millî ve dînî gerçeklere sırt çeviren Cenap Şahabettin’in nasıl yanılmış olduğunu Ali Canip’in şu satırlarında daha net görüyoruz:
Mizacen zaten septik olan şair (Cenap Şahabettin), Millî Mücadele’nin kutsîliğini takdirden âciz kaldı. Hatta onu inkâr etti. İman düşmanı oldu. Ali Kemâl gibi bedbaht bir sefilin yazı arkadaşlığını kabul etti. Millî Mücadele’nin en hararetli günlerinden birinde Darulfünûn’da (Üniversite) ders verirken o zaman çıkan gazetelerin anlattıklarına göre: “Niçin müteessir oluyorsunuz efendiler, memnun olmalısınız, Yunanlılar bizim menfaatimize çalışıyorlar, memleketi bâğîlerden tathîre uğraşıyorlar” demek cüretini gösterdi. Vâkıa, bu sözleri sarf ettiği katî sûrette sabit olmuş değildi; fakat onun hemen her gün tefevvüh ettiği menfî ve muzır yazılar, halkın ve gençliğin feverânına kâfi idi. Darulfünûn’a musallat olan Ali Kemâl ve bir-iki hempâsıyla birlikte Cenap da istifâya mecbur edildi. (1921) Cenap daha evvel bu septik ve imansız mizacın tesiriyle millî lisan ve millî edebiyat davalarında da menfî ve müstehzî bir tavır almıştı. Fakat o zaman bu hareketi onu âmme efkârından düşürecek mahiyette değildi. Millî Mücâdele’ye aleyhtarlığı ise onu mânen öldürdü. Sonradan bu menfîlikten, imansızlıktan vazgeçmiş görünüşü bir fayda vermedi. Değerli bir şair ve gittikçe tekâmül eden bir nâsir olmasına rağmen edebî sahada da unutuldu. Adı anılmaz, yazdığı okunmaz oldu.
Aslında Cenap şahabettin’in “güzel yazan yaşar” iddiasının pek de geçerli olmadığını onun kendi eserlerine bakarak da söyleyebiliriz. Şairin “sanat sanat içindir” inancıyla yazdığı “Elhân-ı Şitâ, Temâşâ-yı Leyâl, Yakazât-ı Leyliyye, Temâşâ-yı Hazân, Son Arzû” vb. şiirlerini bugün kim okuyor? Ama onun “Akıl yaşta değil, baştadır. Fakat aklı başa yaş getirir” gibi veciz sözleri bir araya getirdiği “Tiryaki Sözleri” adlı eseri eminim her Türk aydınının kitaplığında muhakkak vardır. Adı geçen kitaptan birkaç söz:
1- Kusurumuz ne kadar çoksa o kadar çok kusur ararız. 2- Yerinde sayanlar yürüyenlerden ziyade ayak patırtısı eder. 3- Zekâsız kuvvet yıkabilir, fakat yapamaz. 4- Kadın olsun, kitap olsun, cildine aldanma, münderecatına bak. 5- Horoz çok ötünce sabah geç olur. Evet, ama horozlar sükût edip tavuklar öterse sabah hiç olmaz.
Kısacası; sanatta üslûp elbette önemlidir, lakin her şey demek değildir. Toplumu dışlayan, millî ve dînî değerlere ters düşen bir sanatkârın -ne kadar güzel yazarsa yazsın- yarınlara ses götürmesi mümkün değildir. Bu konuda Cenap şahabettin’in bizim için tipik bir örnek teşkil ettiğini düşünüyorum...

Ahmet Sevgi-Yeniçağ

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12031



Bu haber 2,224 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,346 µs