SKANDAL DEKLARASYON

12 Şubat 2010 12:01 tsi
Hindistan ile ortak imzalanan 'Terörizmle Mücadele Deklarasyonu'nda bazı bölümler Keşmir Sorunu'nu yakından ilgilendiriyor.Keşmir'deki Müslümanları dolaylı da olsa Türkiye terörist olarak görmeye başlayacak.

Skandal Deklarasyon

Pakistan ve İslam Dünyası için önemli olan 5 Şubat Keşmirle Dayanışma Günü'nün hemen sonrasında imzalanan bu deklarasyon skandal olarak yorumlanıyor...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Hindistan'a yaptığı ziyaret bir skandalı da beraberinde getirdi. Önceki gün Hindistan ile ortak imzalanan 'Terörizmle Mücadele Deklarasyonu'nda bazı bölümler Keşmir Sorunu'nu yakından ilgilendiriyor. Hindistan ve kardeş ülke Pakistan arasında 60 yıldan fazla bir süredir sorun olan Keşmir'deki Müslümanları dolaylı da olsa Türkiye terörist olarak görmeye başlayacak.

Birleşmiş Milletler'in birçok kararı olmasına rağmen Hindistan'ın BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olmasından ötürü bir türlü barışcıl bir çözüme kavuşmayan Keşmir Sorunu'na bu sefer bir darbe de Türkiye'den geldi. 11 Eylül Saldırıları sonrası ABD ve Konvansiyonel Güçler tarafından terörist gerekçesiyle bir çok Müslüman ülkeye karşı saldırılar sürerken, bu süreçte Hindistan'nın Keşmir'deki Müslümanları terörist ilen ettiği biliniyor.

Keşmir'deki Müslümanları terörist sayan Hindistan ile 'Terörizmle Mücadele Deklarasyonu' Türkiye'nin Keşmir Sorunu'na bakış açısının da değiştiğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Pakistan'ın uzun yıllardır desteklediği ve Hindistan ile arasında savaşın hala sürdüğü bölge için Türkiye'nin böyle bir deklarasyona imza atması kardeş ülke Pakistan ile Türkiye arasında önümüzdeki günlerde soğuk rüzgarların eseceğine işaret ediyor.

Hindistan ile imzalanan o skandal deklarasyonda ayrıca Pakistan'a da gönderme de bulunuluyor. Pakistan'ın yıllardır Keşmir Müslümanlarının yanında olmasından ötürü deklarasyonun şu bölümü dikkatle alınıyor. Deklarasyonda Terörizmi destekleyen, cesaretlendiren ve teşvik edenlerle bunlara sığınma imkanı sağlayanlar kınandığı belirtilerek Pakistan'a da göndermede bulunuluyor.

Hindistan nota vermişti
İstanbul geçtiğimiz Ocak ayında düzenlenen Afganistan'a komşu ülkeler zirvesine Hindistan'ın çağrılmayışı sorun olmuştu. Hindistan verdiği protesto notasında Türkiye'ye uyarılarda bulunmuştu. O dönemde yapılan yorumlarda ise Gül'ün Hindistan ziyaretine gölge düşürülebileceği şeklinde yorumlarda bulunulmuştu. Türkiye'nin bu deklarasyonla ayrıca Hindistan'ın gönlünü aldığı da kaydediliyor.

Hindu medya   çok önemsedi
Önceki gün imzalanan skandal deklarasyon Hindistan medyası tarafından çok önemseniyordu. Hindistan Medyası dün yaptığı haberlerde imzayı manşetlerine taşıyarak, Türkiye'nin artık Pakistan'dan çok Hindistan'ın yanında yer aldığı mesajları verildi. Hindistan Medyasının köşe yazarları ise olayı Türkiye'nin Hindistan'a verdiği destek olarak yorumladı.

5 Şubat Keşmir günü
Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyaretinin imzalanan deklarasyonun 5 Şubat Keşmirle Dayanışma Günü' sonrasına gelmesi de dikkat çekici bulunuyor. 1991 yılından beri Pakistan'da devlet törenleri şeklinde kutlanan gün Keşmir bölgesinde de büyük mitinglerle kutlanıyor. Keşmir'in bağımsızlığı için önemli bir günde kardeş ülke Türkiye'nin bu şekilde bir tavır takınması önümüzdeki günlerde Pakistan ile ilişkilerde önemli sonuçlar doğuracağa benziyor.[1]

Keşmir,sonu görünmeyen tünel

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından her hafta Çarşamba günü düzenlenen konferanslar dizisinin bu haftaki konusu Güney Asya'nın en sorunlu bölgelerinden olan 'Emperyalizmin Kıskacında Keşmir' idi. Keşmir'in geçmişi ile günümüze gelinen sürecin aktarıldığı konferansta, sorunun çözümü için önerilerde bulunuldu.

ESAM Konferans Salonu'nda düzenlenen programa konuşmacı olarak Saadet Partisi GİK üyesi ve Ufuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Oya Akgönenç ile Pakistan Ankara Büyükelçisi Serdar Tarık Azizuddin katıldı. Programa ayrıca ESAM Genel Başkanı M. Recai Kutan'ın yanı sıra Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları Ertan Yülek, Temel Karamollaoğlu, Ömer Vehbi Hatipoğlu, Milli Gazete Ankara Temsilcisi Ferhat Koç ile pek çok düşünür, yazar ve araştırmacı dinleyici olarak iştirak etti.

Ufuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Oya Akgönenç ise konuşmasında Keşmir sorununda sömürgeciliği ile ün yapan İngilizlerin hâlâ parmağının olduğunu söyledi. Akgönenç, bölgenin coğrafik, demografik, siyasi geçmişi hakkında kısa bilgiler vererek, İngilizlerin bölgeden çekilirken sorun bırakarak gittiğini söyledi. Keşmir'in yüzde 77'nin Müslüman olduğunu ancak İngilizlerin bunu Hindistan'a bıraktığını da ifadene eden Akgönenç, "Keşmir bugün aynen Gazze gibi Hindistan tarafından kuşatma altındadır. Bölgede bir felaket var, ancak bunu duyan kimse yok" dedi. Pakistan tarafından sunulun bütün önerileri Hindistan'ın geri çevirdiğini de kaydeden Akgönenç, "Her seferinde Hindistan bir bahane bularak çözüme yaklaşmıyor. 'Kendileri karar versin' deniyor. Hindistan 'yok' diyor. 'Din referandumu yapalım' deniyor, 'ben laik bir ülkeyim' diyor" diyerek eleştirdi.

Azizuddin: Pakistan diyalogdan yana
Pakistan Ankara Büyükelçisi Serdar Tarık Azizuddin ise konuşmasına Milli Görüş Lideri Erbakan'a teşekkür ederek başladı. Azuziddin, Keşmir sorununun bölgedeki en büyük sorunların başında geldiğini söyleyerek, bu bölgenin İslam dünyası için büyük önem taşıdığını ifade etti.

Keşmir ile ilgili sorunun genç Pakistan Devleti'nden önce de var olduğunu söyleyen Büyükelçi, sorunun İngiliz sömürgesi sonrası da devam ettiğini kaydetti. İngilizlerin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölgede çekilirken, Pakistan ve Hindistan arasında bir sorun bıraktığını da belirten Büyükelçi, İngilizlerin bölgede iki yüz yıl boyunca sömürge kurduğunu ve bu şekilde bölge insanını kendisine bağlı kıldığını vurguladı. Bölgeden çekilen İngilizlerin Müslümanların yaşadığı bölgeleri Pakistan'a Hinduların yaşadığı bölgeleri ise Hindistan'a bıraktığını söyleyen Azuziddin, sadece Keşmir'i her iki devlet arasında sorun olsun diye bırakıldığının altını çizdi.

Birleşmiş Milletler'de Hindistan'ın Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olmasından dolayı Keşmir ile ilgili BM kararlarının uygulanabilirliğinin ortadan kalktığını da ifade eden Azuziddin, BM'den çıkan 'Keşmir halkı kendi geleceğine karar verir' kararına da Hindistan'ın bu güne kadar rıza göstermediğini söyledi. Bunun yanı sıra daha pek çok BM kararının Hindistan tarafından ihlal edildiğini de dile getiren Azuziddin, Pakistan olarak her zaman sorunu diyalogla çözülebileceğine inandıklarını belirtti.

Erbakan: D-8 sorunu çözer
Programa görüntülü telekonferans sistemi ile katılan Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, yaptığı kısa değerlendirmesinde ESAM'a böyle bir konuyu gündeme getirdiği için teşekkür etti. Milli Görüş Lideri, Keşmir'in İslam Dünyası açısından en önemli sorunlarının başında geldiğinin altını çizerek, soruna derhal çözüm bulunmasını istedi. Erbakan, bölgede yıllarcı Hindistan egemenliğinin söz konusu olduğunu ancak bölge halkının Müslüman olmasından dolayı yıllardır zulümlerin sürdüğünün de dile getirerek, İslam Dünyası'nın D-8 organizasyonunu aktif hale getirerek soruna çözüm olunabileceğini söyledi.[2]

 

Kaynak: Milli Gazete 

[1].http://www.milligazete.com.tr/haber/skandal-deklarasyon-152869.htm

[2].http://www.milligazete.com.tr/haber/kesmir-sonu-gorunmeyen-tunel-152871.htm

Bu haber 1,583 defa okundu.