En Sıcak Konular

ÇOCUK EĞİTİMİ KİTAPLARI

7 Şubat 2010 17:54 tsi
ÇOCUK EĞİTİMİ KİTAPLARI Aslında çocuk sevgisi bizim daha iyi, daha merhametli ve daha müşfik olmamız için gerekli.

Çocuk Eğitimi Kitapları

Bundan üç ay kadar önce kadim dostum Fahreddin Gün imzalı, Çocukları Öpmekte Meleklerle Yarışmak adlı kitabı elime ulaşınca, doğrusu içim aydınlandı. Meleklerle yarışabileceğimiz bir konunun çocuklarla ilgili olması, bunun onları imrendirecek bir seviyeye çıkması düşüncesi bile insanı heyecanlandırıyor. Biliyoruz ki, anne-baba olarak biz ne kadar titizlenirsek titizlenelim, aslında çocukları Rabbimiz melekleri vasıtasıyla kazadan-belâdan koruyor. Allah bizim onlarla bu konularda yarışa girmemizi ne kadar istiyor, onu da bilmiyoruz. Fakat böyle bir niyetle çocuklarımızı sevmemiz, onları sık sık öpmemiz, aslında bizim ruh sağlığımız için gereklidir. Çünkü Peygamberimiz, "Merhamet etmeyene merhamet edilmez" hadis-i şerifini, çocuklarını hiç kucağına alıp sevmediğini söyleyen bir adam vesilesiyle söylemiştir.

Demek ki, aslında çocuk sevgisi bizim daha iyi, daha merhametli ve daha müşfik olmamız için gerekli. O yüzden çocuklarını severek-öperek terbiye edenlerle bunu önemsemeyen, onları itip kakarak ve örseleyerek büyütenler arasındaki farka dikkat edelim; bir medeni insan tavrıyla şiddet ve vahşetle büyümenin ne türden farklı sonuçlar doğuracağını görürüz. Bu aile içi şiddetin giderek toplumda ve dünyada vahşete yol açacağı da örnekleriyle ortada...

Beyan Yayınları'na telefon ederek, bu konuda 10 yıla yakın bir zamandır yayınladıkları bu türden kitapları sordum ve sayısının epeyce olduğunu öğrenince, hepsini birden gözden geçirerek konuya çocuk eğitimi açısından yaklaşmak istedim. Çünkü bu kitapların ilki, Dr. Hüseyin Emin Öztürk imzalı, Çocuk ve Televizyon adlı bir kitaptı ve çocuk edebiyatıyla ilgilenen dostumun çok sayıda çocuk kitabı vardı. Fakat bu, eğitimle ilgili akademik çalışmaydı.

Çocukları sevmek ve anlamak

Çocukların dünyasını anlayarak onlara yaklaşmaya çalışan, çocuklar için hikâye ve romanlar da yazan Hüseyin Emin Öztürk dostumuz, daha önce çocuk eğitimi ile ilgili olarak, Batı Çocuk Klasiklerinde Temel Değerler konulu bir master tezi hazırlamış ve bunu da kitaplaştırmıştı. O yüzden çocuk ve televizyon ilişkisini ele alan bu doktora çalışması çok önemli, ama yeterince ilgi gördü denemez. Çocuklarımızı esir alan medya konumuna gelen televizyonun çocukların kişilik gelişmesinde ve sosyalleşmesinde nasıl etkili olduğu hususu önemlidir.

Bu kitaba rağmen, televizyona çocukların ilgisi ve nasıl etkili olduğu konusuna yeterince ışık tutabilecek çalışmaların yapıldığı söylenemeyeceği gibi, toplumunun sosyalleşmesine de katkısı tartışılmadı. Televizyonda gösterilen yapımların aile geleneğimizi, kültürel değerlerimizi yansıtmaları gerekirken tersi olması, çocuk ve televizyon ilişkisini tehlikeye soktu.

Şu cümleler Dr. Hüseyin Emin Öztürk'ün, onun kitabının arka kapağından alınmıştır:

"Toplumsal sorunlarımızın her zaman evrensel çözümleri yoktur. Dolayısıyla kendi çocuklarımızın televizyon karşısındaki tutumlarının, yerli bilimsel araştırmalarla tesbit edilip, çözümlerinin de bu tespitlerden hareketle sunulması gerekmektedir.

Küreselleşen dünyamızda televizyon, bir kitle iletişim aracı olmaktan çıkmış, adeta kitle değişim aracı konumuna gelmiştir. Batı Kültürünün evrensel boyutta taşıyıcısı olan televizyon, alışkanlıklarımızı etkilemiş, zevklerimizi değiştirmiş, hayatımızın akışını yönlendirmiştir. Televizyonun etkisinde en çok kalanlar çocuklar olmuştur."

Bu tür kitaplar elbette RTÜK ile çocuk eğitimini mesele edinen herkesi ilgilendirir.

Konuya akademik disiplinle değil, öğretmenlik tecrübelerle yaklaşanlar da var. Bu dizinin sonraki kitapları daha çok böyle bir nitelik taşıyor. Gülücük Çocuk Kitapları yanında bu diziyi sürdüren Beyan Yayınları, elbette ki sürekli yeni baskıları yapılan kitaplara yönelecekti.

Fahreddin Gün dostumun kitabı böyle bir çalışma, onun kitabındaki görüşlere ve onun "ruh eğitimi" ile ilgili sözlerine ben de katılıyorum, çünkü çocuklar geleceğimizdir, bizim gelecek rüyamızdır. Biz onlarla büyür, onları önemsemediğimiz zaman küçülürüz. Çünkü "Çocuğu olan çocuklaşsın!" buyuran Peygamberin vârisi olarak Mevlâna, "Çocukları okşamak, Peygamberimizden biz Müslümanlara kalmış bir mirastır" diyerek bunu vurguluyor.

Çocukları Öpmekte Meleklerle Yarışmak adlı kitabın önsözünde şunlar da var:

"Çocukların mis kokusunu cennetin kokusuna benzeten Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v), "Çocukların ergenlik çağına kadar günahları yazılmaz, sevapları yazılır" şeklindeki zarif buyruğuyla dikkati çeker. Bu yüzden olsa gerek ki, sürekli olarak çocukların meleklere benzediğini, melekleri çağrıştırdığını söyler ve meleklerle çocuklar arasındaki günahsızlık konusunda bir paralellik kurarız. Hatta bununla da yetinmez çocukların daha küçük yaşlarda uykularında bile gülümsemelerini meleklere atfederiz."

Kitabın arka kapağında da yer alan bu cümleler, Fahreddin Gün'ün konuya nasıl bir dinî hassasiyetle yaklaştığını ortaya koyacak niteliktedir. Mesele gerçekten de hayatî niteliktedir:

"Sevgili Peygamber Efendimizin çocuklara karşı sevgi ve şefkat gösterilmesi üzerine ısrarla durması ve müminlere bunun bir nişanesi olarak, "Çocuklarınızı çok öpün, zira her öpücük için size cennette bir derece verilik ki, iki derece arasında beş yüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar" şeklindeki hadisleriyle çocukların öpücüklere gark edilmesi gerektiğine vurgu yapar."

Çocuklarla beraber yürümek

Beyan Yayınları'ndan gelen kitaplar arasında, Zeynep Temizer Atalar imzalı, Akşam Yemeğinde Beraber Olmak adlı kitabın bendeki etkisi çok farklı oldu. Hikâyeci olduğu kadar eşine az rastlanır bir nâşir olan, Beyan Yayınları sahibi dostum Ali Kemal Temizer'in kızı olan Zeynep Temizer Atalar'ı çok küçük yaşlarında, babasına düşkün kız çocuklarından biri olarak tanımıştım. Zeynep Hanım kızımızın eğitimini tamamladıktan sonra tecrübelerinden yararlanarak böyle bir kitaba imza atmış olması, doğrusu beni çok sevindirdi. Çünkü baba mesleğini sürdüren medeni toplumlarla yarışabileceğimize inancım daha da arttı. Sağ olsun...

Bu kitabı yazarının arka kapakta da yer alan cümleleriyle tanıtmak istiyorum:

"Bir çocuk sahibi olmak sadece bir adımdır. Çok önemli ve değerli de olsa sadece bir adım... Oysa hayat, tek adımlık bir süreç değildir. Her aşamada bir yenisine ihtiyaç olur. Çocuklarımızı, önlerindeki uzun ve zorlu hayata hazırlamak için, bizim de önümüzde bir o kadar uzun, zorlu ve yorucu bir yol olacaktır. Bu süreçteki en önemli görevlerimizden biri de onlara huzurlu bir aile ortamı sağlamak olmalıdır. Günde 15-20 dakika ayırıp hep birlikte bir sofra etrafında toplanmak, bu süre içinde hal hatır sormak, şakalar yapmak, kederi-sevinci paylaşmak, o sofrada herkesin bir yerinin olması, o ailedeki her kişiyi daha değerli ve mutlu kılacaktır."

Zeynep Temizer Atalar'a ben de katılıyorum; söylediği şeyler ve kitapta anlattığı anekdotlar herkesle paylaşacağımız metinlerdir. Ben de çocuklarımla akşam yemeğinde birlikte olmak için, beraber yemek için onlara kavuşma heyecanını daha otobüs duraklarında yaşadığım günleri hatırlıyorum, bunu yaşamayanın çocuklarına ve ailesine bağlılığının gözden geçirilmesi gerektiğine de inanıyorum. Evet, Zeynep Hanım kızımız yerden göğe kadar haklı: "Bu nedenle Akşam Yemeğinde Beraber Olmak bir yemekten çok daha öte bir şeydir..."

Bunlarla birlikte öteki altı kitabı da önemsediğimi ve sadece isimlerine bakarak bile nasıl bir sorumluluğu ana-babalarla, öğretmen ve eğitim uzmanlarıyla paylaşmaya çalıştıklarını ifade etmek istiyorum: Kendine İyi Bak Bu Sen Misin / Dursun Altun, Çocuğun Din Eğitimi ve Karşılaşılan Güçlükler / Dr. Fatih Menderes Bilgili, Dünyanın Bütün Çocuklarına / Nezir Demircan... Dr. Musa Bilgiz imzalı üç kitap: Peygamberimizin Çocuk Sevgisi, Hayırlı Çocuk Yetiştirmenin Temel İlkeleri ve Çocuk Eğitiminde Sevgi... Yazarlarını gönülden kutluyorum.

Bu konuda son söz, Dursun Altun'un Kendine İyi Bak Bu Sen Misin'inden alındı:

"İki asırdan bu yana birileri tarafından sırf yozlaştırmak ve neticede ortadan kaldırmak düşüncesiyle bu ülkede bizi biz yapan milli ve manevi hasletlerimizden hangisine müdahale edilmeli, hangisi aşağılanmadı, hangisi hor görülmedi ki? Yapılan bu müdahaleler bu dayatmalar, bu horlamalar neticesinde hangi kültürel birikimimiz, hangi töremiz, hangi sanatımızı bozulmadan, yozlaşmadan sapasağlam ayakta kalabildi ki?.." Bunlar üzerinde düşünülmeli...

Mustafa Miyasoğlu-Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/cocuk-egitimi-kitaplari-152343.htm



Bu haber 1,266 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,400 µs