AKP SEÇİM STRATEJİSİ;GÜÇ VE KUTUPLAŞMA

27 Ocak 2010 12:36 tsi
Seçimlere kadar gerilimin artığını, AKP’nin bazen mağduru ama çoğu zaman güçlüyü oynadığını göreceğiz...

AKP seçim stratejisi; güç ve kutuplaşma

GENEL seçimlerden beri henüz 2.5 yıl geçmekle beraber erken seçim havası Tayyip Beyin şiddetli karşı çıkışlarına rağmen oluşmaya başladı. Bunun sebebi açık; AKP Hükümeti’nin başarısızlıkları. AKP Hükümeti’nin 2007 sonrası yaptığı olumlu işleri düşününce sigara yasağı ve komşu ülke vizeleri dışında başka bir konu bulamıyorsunuz. Ancak, olumsuzluklar çok. Özellikle vatandaşın ekonomisi berbat, açılımlar rezalet, yolsuzluklar ise kanıksanır hale geldi...
Peki, tüm başarısızlıklarına rağmen neden AKP gündemden düşmedi ve olması gereken kadar oy kaybına uğramadı? Hiçbir sınıflandırmaya tabi tutmadan şöyle cevaplayabiliriz:
Milliyetçi-dindar oylar avlandı
1-) Kutuplaşma politikası Fener-Galatasaray türü bir halk kitlesi oluşturdu. Halk mantıklı düşünmeden, taraftar psikolojisi ile hareket etmeye başladı.
2-) İsrail’e kabadayılık politikası ile milliyetçi ve dindar oylar avlandı.
3-) Yardım alan kesimler, özellikle de kadınlar yardımların iktidarca yapıldığını, başka bir iktidarca verilemeyeceğini sanıyorlar.
4-) İktidar yanlısı üst düzey çıkar çevreleri çok şey kaybedecekleri için direnç gösteriyorlar.
5-) Hem “yandaş” hem de “kontrollü” bir medya oluşturuldu.
6-) Hak etmediği bir güç izafe edilerek her kesim nezdinde korkulan, çekinilen bir iktidar oluştu.
7-) Dış destek özellikle ABD desteği yadsınamaz bir şekilde yanlarında görünüyor.
AKP tüm bu koşullara rağmen oy kaybediyor ve kaybetmeye de devam edecek. AKP’ye birinci parti olmak yetmiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini alabilmesi için mutlaka tek başına iktidar olması gerekiyor. Ayrıca gücünün azaldığının anlaşılması AKP’yi muhtemelen çok çabuk bitirebilecektir. Ve hiç unutulmaması gereken husus, açılım ve ekonominin AKP için hayati konular olduğudur.
Peki bu durumda AKP’nin seçime yönelik stratejisi ne olacaktır?
Güçlü görünmeye çalışıyor
AKP, 1- Açılımı benimsetmek, 2- Ekonomiyi hareketlendirmek zorundadır. Bunlar için oluşturdukları stratejileri zaman zaman yazacağım. Ayrıca, bunlar haricinde, AKP’nin karşısında alternatif bir güç oluşmaması için başvurduğu çeşitli siyasi manevralara da değineceğim. Ancak hemen belirteyim ki AKP stratejisinin özü artık sanılanın aksine mağduriyete değil güçlü görünmeğe ve kutuplaşmaya dayanmaktadır. AKP artık kozmik oda basabilmek, İsrail’e kafa tutabilmek, ABD’nin arkasında olması izlenimi veya “paşaları içeri atmak” dolayısı ile izafe edilen güçle taraftar toplamaktadır.
Mağduriyetten doğan güç imajı
AKP’NİN seçim stratejisini somutlaştırdığını ve projenin referandum ve Anayasa değişikliği olduğunu görüyoruz. AKP yetkilileri de gayet iyi biliyorlar ki Anayasa değişikliği şansları hiç yoktur, fakat Anayasa değişikliği kampanyası ile ilgili kesimlere, anadilde eğitim, üniversitede türban, kamuda grev, daha fazla demokrasi vaat ederek taraftar toplayabilecekler veya mevcut seçmenlerini tutabileceklerdir. Anayasa ile ilgili tartışmalarla toplumu daha fazla germek, daha sıkı kamplaştırmak ve sonuçta daha makul bir Anayasa’yı savunarak oy artırmak mümkündür. Zaten Anayasa tartışmaları muhalefetin de işine geldiği için şimdiden kutuplaşmayı sıkılaştırmıştır.
Balyoz gibi darbe planı iddiaları ise kamplaşmayı kemikleştirerek AKP’yi güçlü gösteren konulardır. Çünkü, bu tür iddialar doğrudan AKP’den gelmediği halde eğer avantaj getirmekte ise AKP’ye mal edilmektedirler.
Seçimlere kadar gerilimin artığını, AKP’nin bazen mağduru ama çoğu zaman güçlüyü oynadığını göreceğiz. Mağduriyetten doğan güç imajı... Hiç de fena değil, değil mi?

BÜLENT KUŞOĞLU-Tercüman

Kaynak: Tercüman Gazetesi,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=140

Bu haber 771 defa okundu.