DARBE SORULARI

18 Ocak 2010 10:52 tsi
Yapılan darbenin değil de “yapılması planlandığı iddia edilen” bir darbenin üzerine gidiliyor.''Ergenekon'' davasında aslanlar gibi olayların üzerine giden “o malum medya” bu garip çelişkinin üzerine gitmiyor.

Darbe soruları  

Silivri’de kurulu mahkeme,  Ergenekon davası doğrultusunda “2000–2009 yılları arasında, TSK içerisinde askeri darbeye teşebbüs amacıyla bir örgütlenme olup olmadığı, soruşturma yapılıp yapılmadığına ilişkin”   Genelkurmaya bir yazı gönderdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 25 Eylül 2009’da yaptığı 7’inci oturumunda tutuklu sanık Tuncay Özkan’ın ‘’2000–2009 yılları arasında TSK içerisinde askeri darbeye teşebbüs amacıyla bir örgütlenme olup olmadığı konusunda inceleme ve soruşturma yapılıp yapılmadığına’’ ilişkin talebi üzerine sorulan soruya TSK’dan gelen cevapta şöyle denildi: ‘’2000–2009 yılları arasında, TSK içerisinde askeri darbeye teşebbüs amacıyla bir örgütlenme olup olmadığı ve soruşturma yapılıp yapılmadığı konusunda herhangi bir bilgi ve belge mevcut değildir.”
Yazıda ayrıca, mahkemenin darbe planlarıyla ilgili bilgi olup olmadığına ilişkin talebi üzerine verilen cevapta ‘’Sarıkız, Ay Işığı, Eldiven ve Yakamoz’’ adlı darbe senaryolarına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı da kaydedildi.
Genelkurmay “ne darbe teşebbüsü var, ne de bu yönde belge var” diye açıklama yaptıktan sonra bundan sonraki süreç çok önemli.
Şu anda cezaevinde bulunanların birçoğu “darbe dönemine ait bir takım faaliyetlerde bulundukları iddiasıyla” yatıyor. Ama Genelkurmay “yok böyle bir şey” diyor.
O zaman savcılar ya ellerinde –varsa–  diğer delilleri ortaya koyarak tam tersi bir durumu ispatlamaya çalışıp ucu Genelkurmay açıklamasına dahi dokunacak bir konsepti devreye koyacaklar ya da her şeyin “yalan rüzgârından ibaret” bir olaylar zinciri olduğu ortaya çıkacak.
Nokta dergisindeki bir haber üzerine bir ülkedeki darbe teşebbüsü “yıllar sonra”  ortalığı böylesine karıştırıyorsa ve Türkiye bu bilgileri bir dergiden bundan sonra en gizli gerçekleri öğrenme adresimiz “dergiler ve gazeteler olacak” demektir.
Böyle bir şey yok da birileri medyayı bu yönde yönlendiriyorsa o zaman durum daha da vahim demektir. Ama bence mahkemenin asıl üzerine gitmesi gereken husus “post modern darbe yaptık!” diye övünülen 28 Şubat sürecidir ve bu sürecin mimarlarıdır.
Çevik Bir orta yerde geziyor.
Yargı mensuplarını toplayıp brifing veren, medyayı hizaya sokan, insanları andıçlayan, hükümetleri deviren, post modern darbe döneminin “gölge lider”  Çevik Bir.
Türkiye’de siyasete direkt müdahale eden, demokrat bir partiden 50 vekilin istifa etmesine sebep olan “post modern darbenin”  mimarlarından hiç biri ne hikmetse mahkemeye çağrılmıyor.
Yapılan darbenin değil de “yapılması planlandığı iddia edilen” bir darbenin üzerine gidiliyor.
Ve Ergenekon davasında aslanlar gibi olayların üzerine giden “o malum medya” bu garip çelişkinin üzerine gitmiyor.
Bilmem ki neden!

Muharrem Bayraktar -Yeni Mesaj

Kaynak: Yeni Mesaj Gazetesi,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10000278&tarih=2010-01-18

 

Bu haber 550 defa okundu.