En Sıcak Konular

ANKARA'DA İSTİHBARAT SAVAŞLARI

31 Aralık 2009 22:27 tsi
ANKARA'DA İSTİHBARAT SAVAŞLARI Çukurambar soruşturmasında gözaltına alınan subaylar silahlı örgüt ve suikast suçlamasını reddederken, bir albayı bir yıldır izlediklerini açıkladı.

‘Pusulayı cebime polis koydu’ 

Çukurambar soruşturmasında gözaltına alınan subaylar silahlı örgüt ve suikast suçlamasını reddederken, bir albayı bir yıldır izlediklerini açıkladı. Serbest bırakılan Albay E. Y. B. ve Binbaşı İ. G., ifadelerinde polisi suçladı.

Albay E. Y. B. ifadesinde şunları söyledi:

PUSULA BANA AİT DEĞİL: Olay yerinde başım üşüdüğünden cebimden beremi çıkarttım. Çıkartırken üzerinde ”1424. cadde Feza A.“ yazan not düştü. Not, beremi cebimden alırken yere düştü. Hava karanlık olduğundan kâğıtta ne yazdığını göremedim. Düştüğü için alıp cebime koydum. Ben eğilirken, polis de benimle birlikte eğildi. Yerden kâğıdı alıp notu da polise gösterdim. Elim cebimdeyken, elimi çıkarttığımda kâğıt da elimdeydi. Su içmek için kapağı açtım. Kapakla kâğıt sağ elimdeydi. Polis ’aç elini’ dedi. ’Yutacak’ diyerek üzerime atladılar. Bulunan pusula bana ait değildir. Kime ait olduğunu da bilmiyorum. Montumun sağ yan cebine nasıl girdiğimi bilmiyorum. O ana kadar üzerimde böyle bir not yoktu. Polisler bizi arabadan çıkarttığında, ellerimi arkadan kelepçelediler. O anda üst araması da yaptılar. Kanaatimce polisler ihbarın devamında soruşturmayı derinleştirebilmek için cebime bunu koydular.

ADRESİ BİLMİYORUM: 1 yıldır o bölgede görev yapıyorum. Aynı kişiyi izliyorum. İzlediğim albayın evini biliyorum. Böyle bir adresi taşımama gerek yok. Pusuladaki adreste kimin oturduğunu ve adresin neresi olduğunu ise bilmiyorum. Basın kartını kayınbiraderim bana 15 yıl önce verdi. Maçlara serbest girebilmem için verdi ama hiç kullanmadım. Cüzdanımda olduğunu bile unutmuştum.

OĞLUM ÖZET ÇIKARTMIŞ: Araçtan çıkan krokiden aramaya kadar haberim olmadı. Bilgisayar tamiri için Astsubay M. U.’nun askere çizdiği kroki olduğunu öğrendim. Ajandamda Abdullah Gül ile başlayan yazı bana ait değildir. Oğluma aittir. Oğlum 16 yaşındadır. Musa’nın Gülü ve Musa’nın Çocukları kitabından bana özet çıkardığını söylemiştir. Zaten hepsi 1 sayfadır. Konya Karapınar’daki birliğin listesini, yeğenim buraya askere gideceği için tanıdığım kimse var mı diye çıkarttım. Belirtilen telefonlar bana aittir. İkisini birlikte taşırım. Diğer numara ise oğluma aittir. Sinyal bilgilerinin Çukurambar göstermesinin nedeni, bazen oraya alışverişe gitmemizdendir.

1 YILDIR İZLİYORUZ: Ben ilk defa izleme yaptım. 1 yıl bu görevi devam ettirdik. Ama 1 yıl boyunca bilgi sızdırdığını tespit edemedik. Görevin sonlandırılması için arkadaşlarımızla konuştuk. Teklifimizi Y. albaya ilettik. Temmuz ayıydı. Y. albay da kabul etti. Ekim ayına kadar bu izlemeye son verdik. Ekim ayında üstlerinden aldığı emir gereğince Y. yeniden göreve devam edeceğimizi söyledi. Evrak imha işlemine katılmadım. Evrak imha edildiğini biliyorum. Bunlar emirle yapılmaktadır.

‘Aynı adres poliste de vardı’

Binbaşı İ. G. ise şöyle ifade verdi:

GENEL AMAÇLI ARAMA: Bir albayı izliyorduk. Hüdaverdi Pastanesi’ne geldik. Ben yolun karşısına, E. albay pastanenin önüne park etti. İzlediğimiz kişinin evden çıkmayacağını anladığımız için özel işlerimiz için TOKİ’ye gittik. Döndüğümüzde E. albay arabadan inmeye çalışırken, her iki taraftan polisler gelerek bizi araçtan çıkarmaya çalıştı. Biri kolumdan biri başımdan tuttu. Asker olduğumu söylediğim halde çıkarmaya çalışıyorlardı. Kollarımı arabaya dayatarak üst araması yaptılar. Kimliğimi görünce beni bıraktılar. E. albayın yanına gittiğimde elleri arkadan kelepçeliydi.

SÖYLEMEYİ AKIL EDEMEDİM: Merkez Komutanlığı’nda görevli albay gelmeden önce polisler E. albayın elini tuttular. ‘Elinde bir şey var’ diye birisi bağırdı. Elini açıp bir şey aldılar. Albay bu şeyi yemeye çalışmadı. Bizi polis aracına aldılar. Şoför polis, araçtan inince, tutanak tutmak üzere getirilen kâğıtların altına baktığımda, Erkan albaydan çıktığı söylenen adresin aynısının bir A5 kâğıdına yazılı olduğunu gördüm. Alt tarafında dairesel şekilde karalamalar vardı. Tutanak tutulurken bu adresin, minibüs içerisinde bulunan tutanak kâğıtlarının altında yazılı olduğunu söylemeyi aklıma getiremedim.[1]

Ankara'da şok gelişme! 

Ankara sokaklarında istihbarat savaşları

Seferberlik Tetkik Kurulu’nda arama yapan Hakim Kayan’ın korumaları, makama aracının takip edildiğini ileri sürdü. Polisin durdurduğu iki şüpheli araçtan askeri personel çıktı. Merkez Komutanlığı’na götürülen askerlerin başka bir görevde oldukları ileri sürüldü

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın evinin civarında iki subayın üzerinde krokilerler yakalandığı iddialarının ardından şok gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.

Olayın Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’nda aramaya varmasının ardından Ankara’da önemli bir olay daha yaşandı. Kurulun arşivi olan ’kozmik odadaki’belgeleri tek başına 5 gündür inceleyen Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Kadir Kayan’ın ’takip edildiği’ ileri sürüldü.
Dün sabah Seferberlik Bölge Komutanlığı’ndaki aramaları yaptıktan sonra ayrılan hakim Kadir Kayan’ın takip edildiği ihbarıyla harekete geçen Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, sivil plakalı bir aracı Uğur Mumcu Caddesi üzerinde durdurdu. İçinde 3 kişi bulunan araç, polislerce aranmak istendi. Ancak bu kişilerin askeri personel olduklarını söylemesi ve askeri kimlik göstermeleri üzerine durum, Merkez Komutanlığı’na bildirildi. Sivil giyimli askeri personel oldukları belirtilen 3 kişi, araçla birlikte Merkez Komutanlığı’na götürüldü.

Bir süre sonra hakim Kadir Kayhan’ı takip etitği ileri sürülen ve bu kez askeri plakalı olan ikinci araç da Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından Mamak Caddesi’nde durduruldu. Polisin arama yapmak istemesi üzerine araçtaki sivil giyimli 4 kişi, askeri personel olduklarını söyleyerek askeri kimliklerini gösterdi. Durumun Merkez Komutanlığı’na bildirilmesi üzerine araç ve içindeki 4 kişi, gelen askeri görevliler tarafından Merkez Komutanlığı’na götürüldü.

Merkez Komutanlığı’na götürülen her iki araçtaki askerlerin başka bir görevde oldukları, hakim Kadir Kayhan’ı takip ettikleri ihbarının yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı ileri sürüldü.

‘Takip ediliyoruz hakim bey’

Seferberlİk Tetkik Kurulu’ndaki ‘Kozmik oda’da devlet sırları olduğu gerekçesiyle beş gündür tek başına inceleme yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Kadir Kayan’ın korumaları peşlerindeki araçtan şüphelendi. Olay Terörle Mücadele Ekiplerine ihbar edildi. İki araçta bulunan kişilerin asker olduğu anlaşılınca olay Merkez Komutanlığı’na bildirildi. Merkez Komutanlığı’ndan gelen subaylar olaya el koydu. Askerlerin Hakim Kayan’ı takip etmediği başka bir görev için o bölgede bulunduğu ve durumun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı açıklandı.

Kozmik Oda haberlerine yayın yasağı reddedildi

Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığındaki ’devlet sırrı’kapsamındaki bilgilerle ilgili önleme ve yayın yasağı talebini reddeden Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği’nin kararına karşı yapılan itiraz reddedildi. İtirazı görüşen Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ret kararında, “Medya ’dördüncü güç’olarak ’denetleme’yetkisini üzerinde toplarken kamusal bir görevi yerine getirdiği gerçeğini de gözden kaçırmamalı ve sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir” denildi. Alınan bilgiye göre, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün, Anayasa’nın 26. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde düzenlendiği belirtilen kararda, Anayasa’nın 28. maddesinde de ’Basın hürdür sansür edilemez’denilerek basın hürriyetinin güvence altına alındığı anımsatıldı.

“Basın özgürdür”

Basın Kanunu’nun 3. maddesinde yer verilen ’Basın özgürdür. Bu özgürlük, bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir’düşüncesine de atıfta bulunulan kararda, aynı Kanun’un 19. maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 157/1. maddesinde ise soruşturma aşamasındaki işlemlerin gizliliğinin vurgulandığı aktarıldı. Kararda Basın Yasası’nda yer alan sınırlamalar içerisinde yayının önceden durdurulması şeklindeki bir tedbire yer verilmemiş olması karşısında itiraza konu karar yasaya uygun görüldüğünden itirazın reddine karar verildiği bildirildi.[2] 

Çok ağır bir yazı! 
 
The Economist'ten Türk ordusuna yönelik çok ağır bir yazı...

Türkiye ve Generalleri, Lanetli Planlar başlığıyla yayınlanan yazı şöyle;

'Türkiye'nin generalleri için 2009 berbat/rezil bir yıl oldu. Sızdırılan belgeler, dinleme kayıtları ve bazen de kazalar birçok dalavere (shenanigan) ve hınzırlıkların (mischief) ortaya çıkmasına sebep oldu ve en hard-core laiklerin bile orduya olan inancını sarstı. Başbakan Erdoğan şimdi "tarihi bir değişim"den bahsediyor. Türkiye'de sivillerin generallerden emir aldığı günler belki de tarihte kaldı...

Son ortaya çıkan skandalın ardından ilk başta direnişle karşılaşsalar da savcılar özel güçlerin bir zamanlar zaptedilemez Ankara karargahında günlerdir AK Parti'yi iktidardan düşürme ve ülkeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik planların izini arıyor. Ve bazı eski alçakça (dastardly) planları da bulmuş olabilirler... Seferberlik Tetkik Kurulu'nın birçok eylem dışında 1955 yılında İstanbul'dan Rumlar'ın zorunlu göç etmesine sebep olan provokasyonların arkasında olduğuna inanılıyor.

Son operasyon belki de ilk defa sivil yetkililer orduya karşı harekete geçiyor. Buna yönelik yetki Haziran 2009'da çıkarılan hayati bir kanunla verildi. Bu yasaya göre artık "üniformalı adamlar" sivil mahkemede yargılanabilecek. Öncelerde biraz bocalasa da Bay Erdoğan şimdi ordunun üzerine gitmeye hazır gözüküyor. Ordunun eski generaller dahil birçok subayı Ergenekon kapsamında darbe planlamaktan hapishanede çürüyor. Orduyu lekeleyen her yeni olayın açığa çıkmasının ardından daha fazla Türk, ordunun gerçekten de devletin altını oymakta olduğu konusunda kaygılanıyor.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, düzenlenen baskınların yasaqlara uygun olduğunu belirtti. Genelde yaptığı "ordunun adını lekelemek isteyen bilinmeyen düşmanlar" homurdanmalarına rağmen şimdi general Başbuğ'un sessiz bir şekilde soruşturmada hükümetle işbirliği yaptığı görülüyor.
Yıllar yılı 1960'dan beri 4 hükümeti deviren ordu Türkiye'de istikrarlı bir demokrasinin önündeki en büyük engellerden biriydi. Ama bu konuda birbiriyle sürekli atışan parti liderleri çok daha başarılı. Ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal, zaman zaman generallerden daha çok darbeyi destekliyor gibi görüldü. AK Parti iktidara geldikten 7 yıl sonra ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar halen mevcut. Son skandalların en cesaretlendirici detayı ise bunları ortaya çıkaranların kendi içlerindeki başınabuyruk isimleri ele vermeyi amaçlayan subaylar olması...'[3]
 
TSK'dan açıklama 

TSK: Bilgi sızdıran personelle ilgili bulgu yok

19 Aralık Cumartesi günü Çukurambar’da yakalanan iki subayın “bilgi sızdırdığı” gerekçesiyle hakkında bilgi toplama görevi yaptıkları subayın albay Baki K. olduğu ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı sözkonusu subay hakkındaki iddiaları doğrulayacak bir bulguya rastlanmadığını açıkladı.

19 Aralık’ta yakalandıktan sonra üstleri, araçları ve lojmanlardaki konutları aranan iki subay, geçen hafta da 6 askeri personelle birlikte 4 gün gözaltında tutulduktan sonra mahkeme tarafından “delil yetersizliği” gerekçesiyle serbest bırakıldı.

Albay E. Y. B. ile binbaşı İ. G.’nin yakalanıp serbest bırakılmasından sonra Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaparak iki subayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast yapacakları iddialarını yalanladı. Genelkurmay’ın açıklamasında albay ve binbaşının, “bilgi sızdırdığı” ileri sürülen bir askeri personel hakkında bilgi toplamak için görev yaptıkları belirtildi.

Albay ve binbaşı, geçen hafta 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdikleri ifadede, “bilgi sızdırdığı” iddia edilen askeri personelin albay Baki K. olduğu belirttiler ve 1 yıldır izlediklerini söylediler.

İki subayın ifadeleri dün bazı gazetelerde yer aldı. Genelkurmay Başkanlığı da bir açıklama yaparak takip edilen subay hakkında bir bulguya rastlanmadığını belirtti.

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklama şöyle: “Bilgi sızdırdığı iddia edildiği için hakkında bilgi toplama faaliyeti icra edilen ve yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında, adı gündeme gelen askeri personele yönelik, bugüne kadar ileri sürülen bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bulguya rastlanılmamıştır.”[4]

 

Kaynak: Vatan Gazetesi

[1].http://haber.gazetevatan.com/TSKdan_aciklama/279213/1/Gundem

[2].http://haber.gazetevatan.com/Cok_agir_bir_yazi/279238/1/Gundem

[3].http://haber.gazetevatan.com/Ankarada_sok_gelisme/279266/1/Gundem
 
[4].http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=279284



Bu haber 711 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,125 µs