En Sıcak Konular

İSLAM'DA İNSANLAR HANGİ DEĞERLERE DAVET EDİLİR?

28 Aralık 2009 19:32 tsi
İSLAM'DA İNSANLAR HANGİ DEĞERLERE DAVET  EDİLİR? İslâm dininde dâvet (çağrı) ve tebliğ (bildirmek, öğretmek) vardır. İnsanlar nelere, hangi değerlere çağrılır?

Sekiz değere dâvet etmek

İslâm dininde dâvet (çağrı) ve tebliğ (bildirmek, öğretmek) vardır. İnsanlar nelere, hangi değerlere çağrılır?

1. Allah'ın Kelâmı ve Kitabı olan Kur'ân'a çağrılır. Kur'ân'ın emirlerine ve yasaklarına uymaya çağrılır. Kur'ân'ın müjdeleri, uyarıları, öğütleri bildirilir. Kur'ân'a uymak en büyük ve ebedî mutluluk kaynağıdır.

2. Peygamberin (Salat ve selâm olsunO'na)Sünnetine çağrılır. Sünnete sarılan, Kur'ân'ın doğru yorumuna ve doğru uygulanmasına yapışmış olur. Sünnetten ayrılan, Sünnete aykırı ve zıt yollara sapan helâk edici bid'atlere düşer.

3. İnsanların Şeriata çağırılması lazımdır. Şeriat Kur'ân ve Sünnetten çıkartılmış hükümler demektir. Şeriat adalet, güvenlik, huzur, haysiyetli hayat, gerçek medeniyet, saadet demektir.

4. İnsanların Kur'ân ve Sünnet ahlâkına çağırılması gerekir. İslâm ahlâk ve fazilet dinidir. İyi, kâmil ve gerçek Müslüman ahlâklıdır, faziletlidir.

5. Bütün Müslümanların Ümmet birliğine ve şuuruna çağırılması şarttır. Mü'minler tek bir Ümmettir.Ümmet şuuru yitirilirse fitne, fesat, tefrika, nifak, şikak yaygın hale gelir ve Müslümanlar zillete, esarete, zebunluğa, yenilgiye mâruz kalır.

6. Ehl-i İslâm'ın, bir İmam-ı Kebir'e biat ve itaat etmeye çağırılması da temel şartlardandır. Kur'ân'da "Allah'a, Resûlü'ne ve sizden olan emir sahiplerine itaat ediniz" buyuruluyor. Hadîste "Zamanındaki emîre biat etmeyen kişi, sanki câhiliyet ölümüyle ölmüş gibi olur" buyurulmaktadır.

7. Müslümanların fıkha çağırılması da şarttır. Kur'ân ve Sünnetteki emirler, yasaklar, öğütler, tavsiyeler fıkıh ilmi ile bilinir. Müslüman, yararına ve zararına olan şeyleri fıkıh ilminden öğrenir. Abdest almak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hac ibadetini eda etmek, muamelât, ukubat hep fıkıhla bilinir. Hiçbir Müslüman fıkıhtan müstağni olamaz. Fıkhı inkâr etmek, fıkıhsız bir Müslümanlık türetmek en büyük ve tehlikeli bid'attir.

8. Ehl-i Sünnet'e, cumhur-i ulemâ yoluna, sevad-ı âzama dâvet.

Bu saydığım sekiz değere genel dâvet yapılır.

Tasavvuf tarikatlarına, cemaatlere, hizip ve fırkalara genel dâvet yapılmaz, yapılmamalıdır.

Bir Müslümanın tarikat ve tasavvuf konusunda hiç nasibi olmayabilir. İlmihal kitabında yazılan bilgileri hayata uygularsa inşaallah kurtulur.

Çeşitli tarikatlar, cemaatler, gruplar vardır. Bunlardan birine intisab etmek bir nasip meselesidir. İlle de şu tarikata, şu cemaate gireceksin diye genel davet ve baskı yapılmaz.

Tarikatlar ve cemaatler cevher değil, arazdır.

İki kardeşten biri Nakşîliğe, diğeri Kadirîliğe intisab edebilir. Çünkü nasipleri böyledir.

Kur'ân'a, Sünnete, Şeriata dâveti ikinci plana atıp, yahut büsbütün terk edip de, şu veya bu tarikata, hizbe, fırkaya dâvet etmek yanlıştır.

İslâm'da üstünlük şu veya bu tarikata veya cemaate mensup olmakla değil, takva iledir, Takva da ilimle, irfanla, firasetle, hikmetle bilinir ve elde edilir.

Yukarıda sıraladığım sekiz ana değere dâvet hizmetlerinde çeşitli tarikatlara, cemaatlere, meşreplere mensup Müslümanlar birlikte çalışmalıdır. Birlik ve güç böyle sağlanır.

Tarikatlar, cemaatler, meşrepler bütün değildir, parçadır. Bütünü parçaya sığdırmak için çalışmak, didinmek akıl kârı değildir.

Her tarikatın, her tarikat kolunun, her cemaatin, her grubun kendi dergisini çıkartmaya heveslenmesi medya konusunda bizi güçsüz hale getirmiştir. Bütün tarikatlar, cemaatler, meşrepler birleşseler ve her ay bir milyon nüsha basılan ve satılan büyük bir islâmî dergi çıkartsalar iyi olmaz mı?

Bediüzzaman hazretleri İslâm, iman, Kur'ân, Sünnet, Şeriat, Ümmet için hizmet etmiş ve çalışmıştır.

Önemli ve hayatî olan şey insanların iman, İslâm, Kur'ân, Sünnet,Şeriat yoluna girmeleridir.

Camide namaz kılınıyor. Cemaat saflarında Nurcu var, Nakşî var, Kadirî var; Hanefî var, Şâfiî var; tarikatli var, tarikatsiz var; şu veya bu mezhep ve meşrebe mensup Müslüman var... Bunların hepsi mü'min, hepsi müslim, hepsi Kur'ân'a ve Sünnete inanmış ve bağlı, hepsi Şeriatı kabul etmiş... Hep birlikte Rahman'a ibadet ediyorlar.

Bir Müslümanın Kur'ân'a, Sünnete, Şeriata bağlı olması, Ümmet şuuruna sahip olması, zamanındaki emîrü'l-mü'minîne biat ve itaat etmesi ihtiyarî (seçimlik) değil, mecburîdir, zorunludur.

Şu veya bu tarikata, cemaate mensup olmakta ise mecburiyet yoktur, tercih vardır, nasip meselesidir.

Mehmet Şevket Eygi-Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/guvensiziz-147793.htm



Bu haber 737 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,683 µs