En Sıcak Konular

ENDÜLÜS BİZE UZAK DEĞİL

21 Aralık 2009 14:17 tsi
ENDÜLÜS BİZE UZAK DEĞİL Medeniyetlerde insanlar gibi, doğuyorlar ve büyüyorlar, olgunlaşıyorlar, yaşlanıyorlar ve ölüyorlar. Ancak İslam medeniyeti güneş gibi, bir yerde batarken, bir başka yerden doğuyor.

Yitik medeniyetimiz Endülüs’e kültür gezisi

Endülüs bize uzak değil

Medeniyetlerde insanlar gibi, doğuyorlar ve büyüyorlar, olgunlaşıyorlar, yaşlanıyorlar ve ölüyorlar. Ancak İslam medeniyeti güneş gibi, bir yerde batarken, bir başka yerden doğuyor. İspanya'dan geri çekilirken, İstanbul'dan Balkanlara ve Avrupa'nın içlerine ilerliyor.

711 yılında Tarık bin Ziyad'ın komutasında Cebeli Tarık boğazından İber yarım adasına geçen Müslümanlar İspanya'yı kendilerine yurt edinmişler. Pireneleri aşarak Fransa içlerine kadar ilerlemişlerdi. Ancak tarihin med ve ceziri  Müslümanların aleyhine döndüğünde sekiz yüzyıl yaşamış oldukları topraklardan Kuzey Afrika'ya çekilmek zorunda kalmışlar  Medeniyetlerde insanlar gibi, doğuyorlar ve büyüyorlar,olgunlaşıyorlar,yaşlanıyorlar ve ölüyorlar. Ancak İslam medeniyeti güneş gibi, bir yerde batarken, bir başka yerden doğuyor. İspanya'dan geri çekilirken, İstanbul'dan Balkanlara ve Avrupa'nın içlerine ilerliyor. İspanya'daki İslam egemenliği sona ererken Balkanlarda ve doğu Avrupa'daki Müslüman varlığı güç kazanıyor. Batı Dünyasının Doğu'daki kalesi Bizans, Osmanlıların önünde 1453'de mağlup olunca, Avrupa olanca gücüyle İslam'a, yanı İspanya'ya yöneldi. İspanya'daki son İslam kalesi olan Gırnata 1492'de yıkılınca, İslam Avrupa'nın güneyinden çekilirken Doğusundan  içlerine sarkmaya başladı.

Avrupa İspanya'daki sekiz yüzyıllık İslam bilgi, kültür, sanat ve düşünce birikimini ele geçirince keşifler dönemini başlattı. Büyük bir ticaret devrimine yol açan, yeni kara ve deniz yolları buldu. Avrupa başkalarının kaynaklarına el koyarak ahlakı ahlaksızlık olan kapitalizm dönemine girdi. Kısaca, İber yarımadasında mazlumların kurtarıcısı olan Endülüs Devleti  İslam medeniyetinin zirveye oturmasını gerçekleştirirken, batılıları da ortaçağ karanlıklarından aydınlanmalarına zemin oluşturmuştur.

Bizlerde Müslümanlar olarak her zaman İslam ve dünya tarihinin önemli bir kesitini oluşturan Endülüs Medeniyetini gıpta ile okumuş, bilgilerimi her gün yenileyerek tazelerken aynı zamanda da bu medeniyetten arkada kalan eserleri görebilmenin hayali ile  bugünlere geldik. Değer dostumuz Dr.Mehmet Sılay'ın her zamanki titizliği ile düzenlemiş olduğu "Endülüs'e Kültür gezisi" programına büyük bir zevkle katıldık. 45 kişilik  dost grubumuz 4 aralık Cuma günü akşam üzeri  İstanbul Yeşilköy havalimanından İspanya'nın Endülüs özerk bölgesi Başkenti Sevilla( İşbiliriyye)ye uçtuk. Sevilla'da rehberimiz Selahattin Kaçaran bey bizleri karşıladı. Pasaport işlemlerinin tamamlanmasından sonra Sevilla'ya 2,30 saatlik Malaga hareket ettik. Malaga seyahatimiz boyunca ziyaret edeceğimiz şehirlerin hemen hemen ortasında yer aldığı için günlük gidiş gelişlerimiz açısından da uygun bir şehir.

Dr. Sılay Malağa'ya hareketimizden sonra rehberimizi bizlere tanıtıyor ve kısaca Endülüs hakkında bilgi veriyor, özetle  "bizler buraya sıla-ı rahim için geldik" diyor. Rehberimiz Selahattin bey yol boyunca İspanya ve Endülüs hakkında bilgi veriyor .Bilgilerini yazıların içerisinde sizlerle paylaşacağız.Yalnız anlatmış olduğu bir anekdotu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kanuni sultan Süleyman döneminde Endülüs'den yardım istekleri gelmeye başladığında Kanuni bir vezirini  Bölgeye gönderir, durumu öğrenip gel, kim bu İspanyollar? der. Vezir gider ve dönüşünde durumu Padişah'a kısaca şöyle özetler: " Biz yazıyı sağdan  sola yazarız, onlar soldan sağa yazıyorlar. Biz geniş elbiseler giyiyoruz, onlar dar, vücutlarına yapışan komik elbiseler giyiyorlar. Biz halıları yere seriyoruz, onlar duvarlara seriyorlar. Dört öğün yemek yiyorlar. Siesta yapıyorlar. Biz ailece akşamları birlikte  toplanıp yemek yiyorlar.Onlar ise öğlen yemeklerinde ailece bir araya geliyor. Velhasıl bir Türk'ü ayaklarından tutup ters sallayın bir İspanyol ortaya çıkar" Gece yarısı Malaga'nın Benal Madena semtinde kalacağımız otele geliyoruz. Proğram gereği sabahleyin namazdan önce kahvaltı yapacağız, burada güneş 8.15de doğuyor.

Bilim ve kültürün eşiği Kordoba (Kurtuba)
Sabah namazından sonra Benal Madena sahilinde yürüyüş yapıyoruz ve aynı zamanda da güneşin doğuşunu izliyoruz. Kurtuba'ya hareketimiz saat 9.00'da. Takriben 2 saatlik bir yolculuğumuz olacak. Verimli ve düz ovalar arasından Kurtuba'ya doğru ilerliyoruz. Kasabalardan, köylerden geçiyoruz. beyaz badanalı ve etrafı bahçe duvarları ile çevrili evlerde balon yok. Yol boyunca oldukça geniş alanlara yayılmış olan zeytin ormanları dağları, tepeleri örtüyor. Zeytincilik İspanya'da oldukça gelişmiş durumda Türkiye'deki zeytin üreticileri de İspanya ile işbirliğine girmişler, bu sayede Türk zeytinciliği dünyada  üçüncülüğe yükselmiş durumda. Rehberimizin güzel anlatımı ve dostlarımızın katkıları ile 2 saatlik yolu nasıl aştığımızı hatırlamıyoruz. Dünya'da İslam'ın en güzel yaşandığı üç kentten birisinin Kurtuba olduğunu ifade ediyor rehberimiz, diğer iki şehrinde "Konya" ve Bağdat" olduğunu söylüyor.

Uzaktan baktığınızda büyük duvarlarla çevrili bir yapı topluluğu oluşturan Kurtuba'ya ulaşıyoruz. Duvarların kesiştiği noktalara yapılan kulelerde, dışarısını gösteren ama içerisini göstermeyen, büyük pencereler var. İster ev, isterse saray olsun Müslümanların mimarisinde gösteriye kesinlikle yer yok. Kurtuba'da Müslümanlardan kala kala  ünlü Kurtuba Camii, eski şehrin merkezinde birkaç  yapı harabesi ve bahçeleriyle birlikte çoğu yıkılmış bir hisar  kalmış. Şehrin simgesi Kurtuba Camii. Ve caminin çevresinde genişleyen şehirle eski evler geleneği sürdürüyor.

Beyaz badanalı, üç yanı duvarla çevrili bahçelerinde havuz, fıskiye ve çiçeklerle dolu boşluğa bakan evler. Eski Kurtuba sokakları taş döşeli. Gül kurusu ve siyah renkli taşların böylesine bir uyumla insanı dinlendiren bir geometri içinde bir araya getirildiği başka bir kent herhalde yoktur. Endülüs'de rengarenk gülleri, havuzları ve tatlı sesli fıskiyeleriyle bahçeler başlı başına bir dünya. Ve gül, su ve havuzun böylesine ayrılmaz bir bütün oluşturduğu bir kültür Avrupa'da bir başka ülkede görülmez.

Ortaçağda Avrupa karanlıklar içindeyken, Kurtuba sokakları lambalarla aydınlatılıyordu. Avrupa'da yıkanma olayı yokken, Kurtuba'da 900 adet hamam vardı. Ortaçağ biz Müslümanlar için değil Avrupalılar için karanlık bir dönemdir. Müslümanlar Ortaçağ'da en parlak dönemlerini yaşamışlardır. Avrupalılar okuma yazma bilmezken, Müslümanlar 800 adet okul inşa etmişler. Sayıları elliyi bulan yüksek okullarında, aralarında hıristiyanların da olduğu binlerce öğrenciyi eğitmişlerdir. Yüz binlerce cilt kitap bulunan yüzlerce kütüphane kurmuşlardır. Endülüs Emevileri zamanında yapılan Kurtuba Medresesi dünyanın en ünlü medresesidir.  Bu medrese Avrupa Üniversiteleri'nin temelini oluşturmuştur. Buradan eski Yunan ve Roma dönemine ait eserler hakkında da Avrupa'ya ilk bilgiler yayılmıştır. İslam medeniyetinin doruk noktasına ulaştığı Kurtuba, 10. yüzyılda 300 camisi, muhteşem sarayları, hamamları ve çok gelişmiş şehir planlamacılığıyla Avrupa'nın en modern, aynı zamanda da en kalabalık şehri unvanlarını almış. Yetiştirdiği Müslüman ve Yahudi alimlerle bilim ve kültür dünyasına inanılmaz katkılarda bulunmuş. Hıristiyanların 'parçala ve ele geçir' yöntemiyle geri aldıkları Kurtuba, Romalılar döneminden başlayan tarihi ve kültürel mirasıyla İspanya'nın en çok turist çeken yerlerinden biri.

Ünlü seyyah İbn-i Batuta, Seyahatnamesinde Kurtuba'dan bahsederken, "Eğer Sevilla Endülüs'ün gelini ise Kurtuba da damadıdır" diyor. Emevi Devleti'nin merkezi olan Kurtuba insanlık tarihinin çok nadir şahit olduğu bir medeniyet şehri olarak iz bırakmıştır tarihte. Ünlü filozof Senaca, batılıların Averroes diye adlandırdıkları ünlü hekim, filozof İbn Rüşd, tüm zamanların en büyük mutasavvıfı Şeyhul Ekber İbn Arabi de bu toprakların yetiştirdiği nadir kişilerdendir.. Mektepleri, camileri, köşkleri, sokakları, yolları ile Batı'nın 700 yıl sonra ulaşabildikleri imkânları Endülüs/Kurtuba medeniyeti o dönemde yakalamıştı.

Kurtuba 1263 yılında Hıristiyanlara geçmiş. Hıristiyanların ilk işleri camiyi kiliseye çevirme olmuş, Hıristiyanlar bu erişilmesi mümkün olmayan sanat abidesinin ortasını yıkarak kaba, hantal ve karanlık katedral inşa etmişler. Kilise bu caminin dokusuna yabancı bir eklenti durumunda. Katedral bir karasaban gibi caminin ve kentin üstüne çökmüş. Aydınlık ve berrak cami loş ve karanlık bir görünüm kazanmış. Minaresi 1593 yılında çan kulesi olmuş. Pırıl pırıl yanan cami, göklere uzanan minare gitmiş yerine karanlık katedral gelmiş. Sokaklar gül kurusu taşlarla döşeli ve o dönemde geceleri aydınlatılan Kurtuba büyük bir yasa bürünmüş sanki.

Kurtuba Camii'ni gören ve ziyaret edenler kesinlikle  hisseder ki. Hıristiyan dünya ile Müslüman dünya bir gün yeniden hesaplaşacaklar ve bu hesaplaşmada Endülüs ve onun kültür ve sanatı, medeniyeti oldukça önemli bir yer tutacaktır.

Kurtuba Camii bir uygarlıkla birlikte koskoca bir Endülüs'ün gömüldüğü devasa bir abide. Bahçesinde, minaresinde, mihrabında, minberinde, son cemaat yerinde, avlusunda 500 yıllık tahribatın izleri var. Kurtuba Camii'ni gezerken büyük bir hüzün kaplıyor insanı. Caminin içerisindeki katedrali ziyaret eden Hıristiyanları gördüğünüzde de bu hüznünüz bir kat daha artıyor.

Devasa bir abide
Kurtuba Camii'ni gören ve ziyaret edenler kesinlikle  hisseder ki. Hıristiyan dünya ile Müslüman dünya bir gün yeniden hesaplaşacaklar ve bu hesaplaşmada Endülüs ve onun kültür ve sanatı, medeniyeti oldukça önemli bir yer tutacaktır. Kurtuba camisi bir uygarlıkla birlikte koskoca bir Endülüs'ün gömüldüğü devasa bir abide. Bahçesinde, minaresinde, mihrabında, minberinde,son cemaat yerinde, avlusunda 500 yıllık tahribatın izleri var. Kurtuba camii'ni gezerken büyük bir hüzün kaplıyor insanı. Caminin içerisindeki katedrali ziyaret eden Hıristiyanları gördüğünüzde de bu hüznünüz bir kat daha artıyor. (Ferhat Koç-Milli Gazete)

Kaynak. Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/haber/endulus-bize-uzak-degil-146865.htm



Bu haber 972 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,688 µs