KURBAĞA GİBİ PİŞİRMEK

20 Aralık 2009 17:14 tsi
Bizi kurbağa gibi pişirdiler. Kısık ateşte yavaş yavaş...

Kurbağa gibi pişirmek

Bizi kurbağa gibi pişirdiler. Kısık ateşte yavaş yavaş... Önce bir deneye başvuruldu.
Adı “PKK” olan bu deney, “Terörle bir yere varılmaz” diyenleri taça atmıştır.
Türkiye’nin son yirmi beş yılına damgasını vuran bu deney sonuç almış görünüyor.
Çünkü hakim bir politbüro tarafından uygulanmış, projenin maddi ve manevi tüm ayakları
hassas bir teraziyle hayata geçirilmiştir.
Silah bu projenin en güçlü elementidir.
Silah, sadece soğuk bir demir değil, dökülen her kanda propaganda gücünü daha da arttırarak gündemi belirleyen bir iletişim aracıdır.
Kan yabancılaştıran, ötekileştiren ama aynı zamanda saldırganı kabul etmeye sürükleyen bir özdeşlik sıvısıdır.
Saldırganı içselleştiren bir sıvı.
Türkiye aydınları bu deneyde sınav vermemiş, kurgulanan deneye teslim olmuştur. Aydınların milli merkeze olan husumetleri, medya şöhretlerinin milli merkezin düşmanlarına hayran olma alışkanlıkları bu deneye katkı yapmıştır. Türk modernleşme hareketine sınıfçı, oryantalist, müzmin liberal cephelerden saldırarak aman vermeyen bu aydınlar, aşiret kültüründen ulus yaratmak amacıyla kurgulanan bölücülük deneyini akıl almaz bir psokolojiyle şımartmış, palazlandırmışlardır.
*
“TÜRKİYE Türklerin değildir” diyenler, “Ne mutlu Türküm” demekten kaçınanlar, vatanı kadın memesine satacağından bahsedenler, bir milyon Ermeni otuz bin Kürt öldürdüğünü iddia edenler kamuoyunda öne çıktıkça deney kanıksanma aşamasını geride bırakmıştır.
Bu deney sadece siyaset ve propagandayla yetinmemiş, filmler ve sanatsal etkinliklerle geniş halk tabakasının insancıl yanını kabartma ve böylece halkın duygularını kontrolsüz bir şekilde konjonktürün insafına terk etme noktasına sürüklemiştir. Bu yolla bölücülük, etnik romantizmle yer değiştirmiş, neredeyse en makul ağızlarda bile mağduriyet edebiyatı sıradan söyleme dönüşmüştür.
Velhasıl kurbağanın sıçrayacak takati yoktur artık.
Kaptanını denize atan tayfaların hakim olduğu bir başsız gemi gibi kamuoyu “açılım limanı”na demirlemeye hazır hale gelmiştir. Sözde bölücü örgüte insiyatif vermemek için oluşturulan her çare sistemin yumuşak karnını ve milli devletin omurgasını tek dişi kalmışın ağzına daha da yaklaştırmıştır.
İtiraf etmeliyiz bu aşamada son noktayı DTP örneği koymuştur.
Türlü tecrübeden sonra DTP deneyimi, PKK’nın kamuoyunda meşru ilan edilmesi noktasında son aşamayı temsil etmektedir. Eski DTP’lilerin Anayasa Mahkemesi kararı çerçevesinde aldıkları “sine-i millet”i, “sine-i Meclis”e dönüştürmeleri sadece bir siyasal komedi değil, artık başka bir aşamanın içine itildiğimizin de kanıtıdır.
PKK açıkça meşru ilan edilmiştir.
Sayın Öcalan(!) mavrası, de facto merhalesinden yasal zemine dönüştürülmüştür.
Artık masanın tarafları belli olmuştur.
Bir yanda Sayın Öcalan(!) diğer yanda boş bir sandalye...
Hiçbir sandalye uzun süre boş kalmamıştır.
Kurbağa gibi pişirilmemizin nedeni budur.

Ahmet Şafak-Tercüman

Kaynak: Tercüman Gazetesi,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=10012

Bu haber 595 defa okundu.