En Sıcak Konular

ABDULLAH ÖCALAN MECLİS'TE GRUP KURUYOR

20 Aralık 2009 08:52 tsi
ABDULLAH ÖCALAN MECLİS'TE GRUP KURUYOR Salı günü itibariyle Meclis'e gelecek olan DTP grubu, Abdullah Öcalan'ın talimatıyla gelmiş oluyor. Daha açık bir deyişle DTP grubunun artık fiili başkanı İmralı'dır.

Abdullah Öcalan Meclis'te grup kuruyor

''Sayın Öcalan da parlamento zemininin terk edilmesinin doğru olmadığını ve mücadelenin devam etmesini istediğini bize ilettiler.''
İşte hepimizin üzerinde dikkatle düşünmesi gereken söz budur...
DTP'nin sözcüsü durumundaki Ahmet Türk açıkça istifa etmekten vazgeçtiklerini söylüyor.
Gerekçe ise Abdullah Öcalan'ın ''Hayır Meclis'te mücadeleye devam edin'' talimatı...
Bu gelişmeyi içimizde kopan fırtınalarla mantık arasındaki yelpaze içinde bir kaç şekilde yorumlayabiliriz.
Şehitler vermiş bir milletin içinde kopan fırtına şöyle der:
''İşte her şey ortaya çıktı. Bunlar Abdullah Öcalan'ın milletvekilleri. DTP de Öcalan'ın partisi.''
Siyasetin mantığı ise bu durumu şöyle yorumlayabilir:
''Eğer DTP milletvekilleri Meclis'ten sine-i millete geçselerdi açılım bitecek, gerilim artacak, şehirlerdeki terör yükselecek ve bu topraklardaki kardeşliğin içine kanlı ve habis bir ur gibi düşmanlık tohumu ekilecekti.''
İşte size iki farklı analiz.
Gerçeğe gelince... 25 yıla yakın Ankara'da gazetecilik yapmış biri olarak bu sözlerin parlamento aritmetiğindeki karşılığı şudur:
''Diyarbakır meydanında DTP'li milletvekilleri Meclis'ten çekileceklerini açıklamışlardı. Bu DTP grubunun Meclis'te temsil edilmemesi anlamına geliyordu. Yani DTP milletvekillerinin Meclis'le ilişkilerini grup olarak kesmesi demekti.
Eğer bu karar işleseydi bugün DTP grubu Meclis'te yoktu.
Şimdi Ahmet Türk diyor ki: Biz böyle bir karar almıştık ancak sayın Öcalan böyle yapmamamızı istedi. Meclis'teki çalışmalarımıza devam etmemizi istedi. Biz de bu yüzden istifa etmiyoruz. Meclis'teyiz.''
Sevgili okurlar bunun adı şudur:
''DTP diyor ki, ben Meclis'ten ayrılacaktım ama Öcalan kalın dedi. Biz de kalıyoruz.''
Bu durumda salı günü itibariyle Meclis'e gelecek olan DTP grubu, Abdullah Öcalan'ın talimatıyla gelmiş oluyor.
Daha açık bir deyişle DTP grubunun artık fiili başkanı İmralı'dır.
İşte bu yüzden diyorum ki Barış ve Demokrasi Partisi grubunu Meclis'te Öcalan kurmuş oluyor.
İşte karşı karşıya kaldığımız çıplak gerçek budur.
Abdullah Öcalan kendisini Meclis'te muhatap olarak ilan etmek istemiştir.
Yapılan açıklama budur.
Biliyorum, şu anda Türkiye'ye öfke hakim oluyor.
Ocaklarına ateş düşmüş anneler-babalar soracak:
''Öyleyse benim oğlum niye şehit oldu?''
İşte içine düştüğümüz zor uçurumun adı bu soruda saklıdır.
Gözleri, elleri, ağzı koli bandıyla paketlenmiş olarak CIA'nin Türkiye'ye asılmamak kaydıyla verdiği Öcalan artık bugün TBMM'de bir milletvekili grubunun oluşumunu resmen yönlendirmiş durumdadır. Ahmet Türk'ün sözlerinin anlamı budur.
Sevgili okurlar ağır sorularla karşı karşıyayız.
Bu noktada söyleyebileceğim tek şey şudur:
''Sakin olalım, mantıklı olalım, bu milleti bölmeye ayarlı tuzaklara düşmeyelim. Öfkenin bataklığına düşmemizi isteyenlere izin vermeyelim.'' (Fatih Çekirge-Hürriyet)[1]

Apo talimat verdi ‘delikanlılığı’ unutup ‘hazır ol’a geçtiler!

DTP’nin kapatıldığı gün, bu partinin milletvekilleri “istifa” edeceklerini açıklamışlardı...
İstifada öyle kararlıydılar ki, “Taban bizim dağa çıkmamızı istiyor” diyen Emine Ayna’yı bile gölgede bırakacak sözler ediyorlardı...
En sertleri de DTP’nin Grup Başkanvekili Gülten Kışanak’tı...
“Bu saatten sonra grup kurmayacağız, istifa edeceğiz, kanımızda delikanlılık var” diyerek son noktayı koyuyordu...
Aradan sadece bir hafta geçti!
“Kanımızda delikanlılık var, istifa edeceğiz” diyenler, dün delikanlılığı ayaklar altına aldılar...
Sözüm ona “demokrasi ve barış sürecine sekte vurmama” gerekçesiyle, istifa etmeyeceklerini ve DTP’nin stepnesi olarak kurulan Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) geçeceklerini açıkladılar...
Oysa; onları kararlarından döndüren; ne söyledikleri gibi “demokrasi ve barışı sekteye uğratmamak”tı ne de bölgedeki sivil toplum örgütlerinin baskıları...
Hiçbiri umurlarında bile değildi aslında...
Ama...
Beklemedikleri bir şey oldu:
İmralı’daki teröristbaşı, onlardan istifa etmemelerini ve BDP’ye girip Meclis’te tekrar grup kurmalarını istedi.
Avukatların ilettiği bu talebi tartışmaya birinin bile yüreği yetmezdi...
Yetmedi de...
Bu sözler emir olarak algılandı ve gereği yerine getirildi.
“Delikanlılık” rafa kaldırıldı, “ağalık sistemi” bir kez daha kazandı!
***
Peki; sadece bu 19 milletvekilinin değil, Türkiye’nin kaderini belirleyen teröristbaşı, nasıl oldu da 10 yılda bu kadar güçlendi?
Yakalandıktan sonra Türkiye’ye getirildiği uçakta kameraların çekim yaptığını bile bile, “Ben ülkemi severim. Annem de Türk’tü” diyen...
“Bir hizmet imkânım olursa yaparım, beni kullanın” diyecek kadar zavallılaşan bu adam, ne oldu da 10 yıl sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki koltukların dağılımını bile belirleyecek kadar arsızlaştı?
Elindeki kana, tıkıldığı hücrenin dünyaya uzaklığına karşın hangi güç onu yeniden devreye soktu?
Neden bir Allah’ın kulu bile, bu adamın tüm mesajlarını bülten gibi dışarıya taşıyan ve yayınlayan avukatlarından hesap sormuyor?
***
Kesin olan iki nokta var:
Birincisi, eski DTP’lilerin kendi ifadeleriyle “delikanlılıkları”, Apo Ağa’nın talimatlarıyla çelişmediği sürece geçerlidir...
Ve ikincisi...
Bu 19 milletvekilinin Apo’nun talimatıyla BDP’ye geçtikleri “kesin” olduğu için, BDP de daha şimdiden kapatılmaya mahkûmdur!
***
Bakalım BDP’nin yedeği ne zaman kurulacak?
***
URAS!
Sözüm ona solcu... Bu yüzden “halkların kardeşliği” ilkesine inansa ve bunun gereklerini yerine getirmeye çalışsa; şapka çıkartırım...
Ama o, tam iki buçuk yıldır, “halkların kardeşliğini” değil, “bölünmesini, ayrışmasını” hedefleyen “Kürt milliyetçisi” bir grubun peşine takıldı...
Şimdi de BDP’ye geçip, DTP’nin stepnesi olan bu partinin Meclis’te grup kurmasını sağlayacak...
Bunu da güya “demokrasi” adına yapacak...
Ona söyleyeceklerimi çok daha önceden söylemiştim zaten...
Sözüm bu kez CHP’den umutlarını kestikleri için, Ufuk Uras’ı Meclis’e taşıyan bazı Kadıköylü seçmenlere:
Siz, Uras’a bunları yapsın diye mi oy vermiştiniz?
Değilse; neden oyunuzun hesabını sormuyorsunuz? ( Mustafa Mutlu-Vatan) [2]

Öcalan Meclis'te!

Bu sütunu izleyenler hatırlayacaktır!   Açılımla beraber Abdullah Öcalan için, O artık Mandela’dır demiştik!
Maalesef süreç işliyor.
Hem de tahmin edilemeyecek bir hızla işliyor.
Binlerce insanın ölümünden sorumlu eşkıyabaşı artık Meclis’tedir.
Nasıl olur demeyin?
Oldu!
Ahmet Türk’ün kameraların önündeki şu sözleri Öcalan’ın TBMM’ye girdiğinin ilanıdır:
- “Sayın Öcalan avukatları aracılığı ile Parlamento zemininin terk edilmesinin doğru olmayacağını bize ilettiler. Biz de kabul ettik.”
Evet bu ifadeyle Öcalan’ın fiili önderliği resmiyet kazanmış oldu!
Bundan böyle kapatılan DTP’nin yerini alacak olan BDP’nin lideri kamufle edilmeksizin Öcalan olacaktır.
Bölücübaşı avukatları aracılığı ile BDP’yi Kandil’den yönetecektir..
Geçmişte de örtülü olarak öyleydi, bir şey değişmez demeyin!
Yeni süreçle Öcalan resmen siyasi figüre dönüştürülüyor!
Artık Parlamentoda alınacak pek çok kararda, mesela Anayasa değişiklikleri gibi temel hadiselerde Öcalan’ın şahsı, anahtar ya da kilit konumundadır!
Göreceksiniz çok geçmeyecek Öcalan’ın hapiste olma hali de sorgulanacak ve yasal bir boşluk bulunup salıverilecektir!
Sakın o kadarını yapamazlar demeyin!
Çok değil bir kaç ay önce Öcalan’ın Meclis’de gurup kurduğunu söyleseler hiç inanır mıydınız!
Oysa bu gerçekleşti!
Aslına bakarsanız AKP açılıma giderken Öcalan’a bu sözü zaten vermişti, şimdi olanlar verilen söze kılıf uydurmadır!.
Hiç kıvırmayalım; PKK ve Öcalan kazanmış, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise kaybetmiştir!
Kahredici olan husus, mücadelede yani sahada kazanılanın AKP tarafından masada verilmesidir.
AKP’nin dış dinamiklerce neden başa getirildiği ve ısrarla desteklendiği daha net anlaşılıyor.
Sorarım size; bu rezil ve kahredici tabloyu, bırakın ülke severleri, 20’lik kınalı kuzularını toprağa verenler nasıl içine sindirecek!
Madem isyan eden haklı ilan edilecekti, o çocukların kanına niye girildi?
Gözün aydın Şövalye, bin yıllık rüyan gerçekleşiyor, Anadolu bölünüyor!(Sabahattin Önkibar-Yeniçağ) [3]

APO'nun Adamları

Kabul edelim ki ortaya acayip bir durum çıktı..  Bırakın yabancıları, kendimize bile anlatamayız.. Siyaseten bile açıklaması zor..
Yani..
İzahı zor durum!
Ne olduğuna bakalım mı?
Açılımı bir yana bırakalım.. İktidar uzun süredir DTP’ye kızıyordu.. Başbakan ellerini sıkmıyor, yüzlerine bakmıyordu.. Erdoğan, DTP lideri Türk ile bir kez bile ‘başbakan’ sıfatıyla görüşmedi..
* * *
Kızıyorlardı.. Apo’nun adamları diye bakıyorlardı.. Onun direktifinden çıkmayan, PKK ile bağlantısını kesmeyen, PKK terörünü lanetlemeyen siyasetçilerdi onlar..
DTP, PKK’nın uzantısı gibiydi..
Bu yüzden kapatma davası açıldı.. Bu yüzden kapatıldı!..
İmralı’dan direktif aldıkları için..
Apo’nun adamı oldukları için..
* * *
Sonra ne oldu?
Partileri kapatılan vekiller, ‘istifa edeceğiz, Meclis’i terk edeceğiz’ dedi..
Sine-i millet kararı aldılar..
Ortalık gerildi.. Sokaklarda yeniden çata pata başlamışken, Güneydoğu kıpır kıpırken milletvekillerinin bu kararı acayip sonuçlar doğurabilirdi.. Çata patanın dozu artar, taş atmalar kurşun atmaya dönebilirdi..
* * *
Ankara da.. Akil adamlar da gerildikçe gerildi..
Çünkü açılım falan derken Türkiye karanlık bir noktaya sürüklenebilirdi..
İstifalar gelince Meclis ne yapacaktı?
Oyalasa bir dert..
Reddetse başka dert..
Kabul etse, güle güle dese bambaşka dert..
* * *
Gerilimi sona erdirmenin, yumuşamanın tek yolu vardı: Kürt vekillerin bir başka parti şemsiyesi altında yola devam etmeleri..
Herkesin arzusu buydu!
(Ee, DTP niye kapatıldı o zaman diye sormayın.. Daha önce de altısı kapatıldı.. Bu yedinci.)
Vekiller arada kalmıştı.. Vatan’da Ruşen Çakır’ın yazdığına göre, PKK’nın fiili başı Karayılan da sine-i millet istiyordu..
Önder dedikleri Öcalan son dakikada Meclis’te kalın çağrısı yaptı..
Demek ki İmralı, Kandil gibi düşünmedi..
* * *
Kürt vekiller Apo’nun sözünü dinledi, Ankara derin bir oh çekti..
Hem de ne oh!
Bugün itibariyle durum şudur..
Düne kadar Apo’nun adamı oldukları için yüzlerine bakılmayanlar, partileri kapatılanlar, siyaset yasağı getirilenler, Apo’nun sözünü dinlediler diye alkışlanıyorlar..
Doğru yaptılar, kutlamak lazım deniliyor..
Doğru yapan kim?
Vekiller mi?.
Apo mu?..
* * *
Hadi bakalım bu durumu izah edin.. Başkasına değil, kendinize..
Kürt vekiller de şaşkın..
Apo’nun sözünü dinlesinler mi, dinlemesinler mi, anlamadılar..

Memleketin tek derdi Ahmet’le Aysel miydi?

Fırtınanın sonuçlarına bakalım..  DTP’nin yerini BDP aldı..
Kürt vekiller iki fireyle Meclis’te kaldı.. Yeni yılla birlikte Meclis eskisi gibi olacak.. BDP grup kurarak faaliyetine devam edecek.. Başkanlık divanı dahil komisyonlarda temsil edilecek..
Kendi grup toplantılarında, Genel Kurul’da yine aynı fikirleri söyleyecekler..
Yine sadece genelde Kürt meselesi , özelde Öcalan’ın koşullarıyla ilgilenecekler..
Yine, bize sormayın, İmralı’ya sorun diyecekler.. Her hafta Apo’dan yeni talimat bekleyecekler..
Yani hayat eskisi gibi devam edecek..
Sadece aralarında Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk olmayacak..
Anayasa Mahkemesi Başkanı’na, hatta Yargıtay Başsavcısı’na sormak lazım..
Bütün dert..
Ahmet’le Aysel miydi? (Mehmet Tezkan-Milliyet) [4]


 

Kaynak:

[1]Hürriyet Gazetesi,http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13244171.asp?gid=229

[2].Vatan Gazetesi,http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Apo_talimat_verdi_delikanliligi_unutup_hazir_ola_gectiler&tarih=19.12.2009&Newsid=277052

[3].http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=11322

[4].http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1175957&b=APONUN ADAMLARI&KategoriID=5



Bu haber 581 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,891 µs