En Sıcak Konular

MODERN MÜSLÜMANLAR

11 Aralık 2009 12:56 tsi
MODERN MÜSLÜMANLAR İster kabul edelim ister etmeyelim, bugün din dünyevileşmiştir.

Modern Müslümanlar...
 
Hayreddin Karaman’ı ilk defa 1976 yazında Çorum’da verdiği bir konferansta görmüştüm. Kendisi o zaman  “telfik” i (Bir iş veya bir ibadeti yaparken dört mezhebin kolaylıklarını toplama) savunuyordu. Konuşmasının sonuna doğru dinleyicilerden bazılarının  “Böyle bir hareketin beşinci bir mezhep kurma demek olduğunu”  söyleyerek tepki göstermeleri üzerine hoca kızmış ve “Evet, beşinci mezhebi kuruyorum, adı da Karamanî Mezhebi”  deyip kürsüden inmişti. O yıllarda hocanın hazırladığı  “Modern Problemler Karşısında İslâm Hukuku”  adlı eseri okumuş ve  “İslâm; amel, itikat ve ibadet konuları yanında cemiyet hayatını hedef alan hükümler de getirmiştir. İslâm’ın bu cephesini yok saymak onu esas gayesine ulaşmaktan alıkoyar”  cümleleriyle başlayan bir de yazı yazmıştım...
İstanbul Büyükşehir Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan’ın verdiği bir yemeğe katılan Prof. Dr. Hayreddin Karaman’ın, gazeteci Taha Akyol’un:  “Kendinizi nasıl tanımlarsınız, modernist Müslüman mı?”  sorusuna  “Ben ’ist’ten hoşlanmam, ’modern Müslüman’ diyebilirsiniz” cevabı verdiğini gazetede okuyunca yukarıdaki hatıralarım canlandı gözümün önünde...
“İslâm hukuku alanında belki dünyadaki en büyük birkaç isimden biri”  diye takdim edilen Prof. Dr. Hayreddin Karaman’ın kendini  “modern Müslüman”  olarak tarif etmesine üzüldüm.
Günümüz Müslümanlarının modernleşmek adına İslâm’ı kendilerine uydurmaya çalıştıkları bir dönemde önemli bir İslâm hukuku bilgininin  “modern Müslüman”  olduğunu söylemesi isabetli bir yaklaşım olmamıştır.
İster kabul edelim ister etmeyelim, bugün din dünyevileşmiştir. Beş yıldızlı otellerde, katlarda, yatlarda hatta plajlarda modern kılıklı dünyaperest Müslüman tiplerin boy gösterdiği bir dönemde, İslâm hukuku alanında isim yapmış birinin  “modern Müslüman’ım”  diye ortaya çıkması İslâm’ın ruhuna uymaz...
 “Ne yani, Müslüman zengin olamaz mı? Onun plaja gitme hakkı yok mu? Yat veya lüks cip sahibi olmak için illa da gayrimüslim mi olmak lazım?” .. gibilerden muhatabı ilzam edici sorular samimiyetsizliğin işaretidir. İslâm’da refahın taban ve tavanı doğru orantılı olmak durumundadır. Yani tabanın refahı nispetinde tavanın refahı artmalıdır. Yüz binlerin çöpten topladıklarıyla geçindiği yahut televizyonlarda 13 yaşında bir kız çocuğunun düğünlerde şarkı söyleyerek ailesini geçindirmeye çalıştığına dair haberlerin yayınlandığı bir ülkede, yatlarda sakalları sıvazlamakla veya plajlarda haşemalı pozlar vermekle hakiki Müslüman olunamayacağını bilmeyenler lütfen İslâm adına konuşmasınlar.
Hani  “Komşusu açken tok yatan bizden değil” di. Nerede kaldı  “Müminler tek bir vücut gibidirler. Bir uzvun şikâyeti üzerine, öteki âzâlar ona yardıma koşarlar”  buyruğu...  “Mümin mümine karşı, ayakta duran binanın birbirine yaslanan duvarları gibidir.”  sözünün hükmü -hâşâ- kalktı mı?..
Fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olduğu sistemin adı kapitalizmdir. Müslüman kapitalist olabilir mi? Modernliğin olduğu yerde ihlâs ve samimiyetin zayıflayacağını Hayreddin Karaman bilmezse başka kim bilecek? Heyhât!..
“Müslümanlık”  denilen rûh-i İlâhî arasak
“Müslüman’ız”  diyen insân yığınından ne uzak. (Mehmet Akif)

(Ahmet Sevgi-Yeniçağ)[1]

Yazarın vurgu yaptığı Taha Akyol'un o yazısı:

‘Modern Müslüman’

İslami kesimde son derece itibarlı bir fıkıh profesörü Hayreddin Karaman... İslam hukuku alanında belki dünyadaki en büyük birkaç isimden biri.
Eserlerinin neredeyse tamamını okuduğumu söyleyebilirim.
Dün akşam bir yemek sofrasında sohbetini dinledim.
İstanbul Büyükşehir Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Bayhan bir süredir bilim dünyamızın ‘duayen’ isimlerini böyle toplantılarda ağırlıyor. Daha önce Oktay Aslanapa, Doğan Kuban, Halil İnalcık gibi ‘duayen’leri ağırlamıştı. Prof. Karaman’ın kendi sahasında bu kıratta bir isim olduğu muhakkak.
Karaman’a “İslam hukuku”na bakışındaki değişime ilişkin birkaç soru sordum. Fakat önce Prof. Karaman’ın bu alandaki özelliğinden bahsetmeliyim.

Yeni fikirler
İslam hukukunda “kamu hukuku, özel hukuk” ayrımı yoktur. Karaman eserlerinde bu tasnifi uygulamıştır. Bunun ne kadar önemli bir açılım olduğunu hukukçular çok iyi takdir eder.
Karaman, eserlerinde “diyani” (dinsel) hükümlerle “kazai” (hukuksal) hükümler ayrımını vurgulamış, bu ikincilerin itikadi bir konu olmadığını anlatmıştır. Bu yaklaşım, çağımızın ortaya çıkardığı yeni sorunlar ve sosyal ilişkiler konusunda çok önemli bir ‘yeniden yorum’ kapısı açmaktadır.
Karaman, nikâhın “diyani” (dinsel) değil, “hukuki” bir işlem olduğunu anlatmış, resmi nikâhın geçerli olduğunu belirtmiştir.
Klasik fıkıh ulemasından farklı olarak Karaman, eserlerinde “recm” konusunu ‘nötr’ bir dille anlatmaz, rahatsızlığını belli eden bir dille anlatır ve bunun “diyani” (dinsel) bir kural değil, eski bir gelenek olduğunu belirtir.
Karaman eserlerinde modern piyasa ekonomisinin ortaya çıkardığı ticari ilişkilere “kolaylaştırıcı” bir gözle bakar, hatta teşvik eder.
Elbette Karaman inanmış bir mümindir, günün deyimiyle “İslamcı”dır ve aynı zamanda bu gibi fevkalade önemli açılımları yapan, “içtihat” kurumunu savunan bir âlimdir.
Hatta mutaassıp çevreler geçmişte onu bu yüzden “mezhepsiz, sapık” falan diye suçlamışlardı.

Aleviler, ticaret, hukuk
Muhafazakâr bir Anadolu çocuğu dini ilimleri tahsil ederken bu ‘yenilikçi’ bakışlara nasıl yönelmişti? Prof. Karaman üç faktörden bahsetti:
-  Çorum’daki mahallemizde Alevi ve Sünniler beraber yaşardık; Alevilerden çok iyi komşularımız ve benim arkadaşlarım vardı, çok iyi insanlardı. ‘Çorum olayları’ bir vahşetti...
-  Haylaz bir çocuktum. Hatta evden kaçtığımda işportacılık, terzilik, demircilik yaparak hayatımı kazandım bir süre...
-  Fıkıh okurken hukuk tarihini ve modern hukuk sistemlerini de inceledim...
Karaman bu konulardaki anılarını uzun uzun anlattı.
Özeti şu: Farklı inanç ve kültür gruplarında iyi insanlar olduğunu yaşayarak görmek... Farklı sistemleri incelemek... Ve bir hayat pratiği olarak “piyasa”yı tanımış olmak... Bunlar genç Karaman’a yeni ufuklar açmış.
Gerçekten, Halil İnalcık, Udovitch, Schacht gibi tarihçiler de İmam-ı Âzam’ın “en liberal müçtehit” olduğunu belirtirler, İmam-ı Âzam da ticari hayatın içinde ve değişik kültürleri tanıyarak yetişmiş büyük bir âlimdi.
Karaman’a son sorum şu oldu: Kendinizi nasıl tanımlarsınız, ‘modernist Müslüman’ mı?
Cevabı şöyle:
“Ben ‘ist’ten pek hoşlanmam, ‘modern Müslüman’ diyebilirsiniz.”
Değerli hocam Hayreddin Karaman’a bu vesileyle saygılarımı sunuyorum.(Taha Akyol-Milliyet)[2]

 

Kaynak:

[1].http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=11207 

[2].http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1169428&AuthorID=62&Date
 



Bu haber 822 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,113 µs