En Sıcak Konular

DTP KAPATILSA NE OLUR,KAPATILMASA NE OLUR?

9 Aralık 2009 16:32 tsi
DTP KAPATILSA NE OLUR,KAPATILMASA  NE OLUR? Bugün gücünüz DTP’yi kapatmaya yetmezse, yarın Türkiye’yi mi kapatacaksınız?...Yasalarımıza göre siyasal partiler bölücülük yapamaz...

DTP, kapatılsın mı, kapatılmasın mı?
 
Önce Tokat Reşadiye’de vatan hainlerinin şehit ettiği 7 Mehmetçiğimize Allah’tan rahmet, yaralı 3 gazimize acil şifalar diliyoruz. Ailelerinin ve bütün Türk Milleti’nin başı sağ olsun. Şehitlerimize camilerde bile sahip çıkılmasından rahatsız olan  “açılımcılara”  Allah insaf, merhamet ve feraset versin diyoruz. Şu acılı günde başka ne diyebiliriz?

* * *

DTP kapatılsın mı, kapatılmasın mı? Bu nasıl soru demeyin. Toplum olarak bunu tartışıyoruz. Gerekçeler farklı olsa da, kimi kapatılsın, kimi kapatılmasın görüşünde. Mesela Başbakan Erdoğan, parti kapatılmasına karşıyım diyor.
Terör örgütü 7 can almış, siyasi temsilcisi kapansın mı diye tartışılıyor. Hem de  mahkemeye intikal etmiş olduğu halde. 
Konuya ilkeli olarak bakarsak, önce Anayasa Mahkemesi’ne baskı niteliğinde her türlü telkinden uzak durmak gerekir. Sonra  karar verilinceye kadar, tartışılacak olan sadece bu kararın doğuracağı sonuçlar olabilir.
Bu arada sık sık tekrarlanan, demokrasilerde parti kapatılamaz yalanına temas edelim. Demokrasilerde pek ala parti kapatılabilir. Bunun en son örneğini, İspanya’da gördük.
Bu tespitlerden sonra,  meselenin özeline, ülkemizdeki duruma dönelim. Yoğun olarak DTP kapatılmamalı diyenler var. Bunu da hukuki değil, siyasi gerekçelere dayandırıyorlar. Bu görüşü savunanların başında; iktidar partisinin bazı yöneticileri,  PKK ve yandaşları, emperyalist odaklar, ikinci cumhuriyetçiler ve siyasal İslamcılar görünüyor.
Kapatılmamalı diyenlerin siyasi gerekçeleri özetle şöyle;
1-Demokrasilerde parti kapatılamaz,
2-Bölge halkı yasal temsilcisini kaybeder,
3-Devlet diyalog kuracak muhatap bulamaz.
4-Bölücü terör örgütü, mağduriyet edebiyatı yapar, tehdit daha da büyür.
5-Kapatma çare değil.
Bu siyasi gerekçelerin tümü, Anayasa Mahkemesi’ni ilgilendirir mi? Hayır. Çünkü mahkemeler, yasa ve hukuka göre karar verirler. Hukukun ve yasaların kriterleri objektiftir, kişiye, gruplara ve kurumlara göre değişmez. Bu sebeple yargı ihtilafların son çözüm merciidir ve gelişmiş bütün hukuk devletlerinde, yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü esastır.
Siyasete gelince. Bilindiği gibi, siyasetin kriterleri sübjektiftir. Anlayışa, sahip olunan görüşe, ideolojiye, çıkara, tarafa ve bilgiye göre değişir. Mesela; bölücü terör örgütünden iseniz veya terörü sömürgeciliğin aracı yapmışsanız, terörden çıkarınız varsa bölücülüğü ve terörü hak olarak görürsünüz. Yine terör karşısında, çaresizliğe, yılgınlığa ve acze düşmüşseniz,  tavizi ve teslimiyeti akılcı yol sanırsınız. DTP kapatılmasın dersiniz.
Kısaca, güçlü ve büyük bir devletiniz olduğu halde hukuk ve adalet, siyasetin emrine girerse, savunmasız kalırsınız. Ülke keyfilik, istismar ve kargaşa bataklığına sürüklenir. Kısaca terör örgütünün istediği olur.
Şimdi de, yukarıdaki siyasi gerekçeleri tek tek ele alalım. Söyledik, demokrasilerde partiler pek ala kapatılır. 2. ve 3. maddelerdeki bakış, bölücü bir saptırmadır. Devlet terör örgütü ve temsilcileriyle pazarlık ve diyalog yapamaz. Demokratik rejimlerde partiler, şu veya bu bölgeyi değil, ülkenin bütününü temsil ederler. Çağdaş dünyada; ırk, dil, din, felsefi görüş ve bölge gibi parçaların partisi olmaz. Bu gerçek görülmezse, olaya   teröristler gibi, ırkçı ve bölücü  açıdan bakmak durumunda kalırsınız.
Öte yandan DTP de, aynen PKK gibi  bölge halkının temsilcisi olamaz. Zaten bütün bu çarpık zihniyetler yüzünden, 2002’de dibe vuran terör bugünkü duruma getirildi. Egemenliğimize ve milletimizin bütünlüğüne saldıran, vahşi terör örgütüyle müzakere değil, mücadele yapılır.
Mağduriyet edebiyatı ise tehlikeli bir tuzaktır. Bu mantığın sonu teröristbaşına kadar gider. Apo’nun dosyası Başbakanlıkta bırakılırken de, terörün artacağı bahanesine sığınılmıştı. Sonunda nereye geldik ortada.
Kapatma teröre çare olsun diye değil, adaletin, suç ve cezanın gereği olarak yapılır. Sonuçta da, terörün çok önemli bir karargahı çökertilmiş olur.
Hukuk kapanması gerekir der de;
Aman mağduriyet edebiyatı yaparlar, bölgeyi kim temsil edecek gibi aldatmaca ve  korkularla risk alınmazsa; emperyalistler ve terör örgütü, Türkiye’yi, en yüce mahkemesini de yendik diyecektir. Dünya da bunu böyle görecektir.
Bugün gücünüz DTP’yi kapatmaya yetmezse,  yarın Türkiye’yi mi kapatacaksınız?(SADİ SOMUNCUOĞLU-Yeniçağ) [1]

Parti kapatmaya hayır?!
 
Belki de siz bu satırları okuduğunuz sıralarda DTP denen parti hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını vermiş olacak.
Parti kapatma davalarında farklı sonuçlar çıkıyor, biliyorsunuz.
Anayasa Mahkemesi, iktidardaki AKP hakkındaki davada onu suçlu bulmuş, “laikliğe aykırı eylemlerin odağı” olduğuna hükmetmiş; ama kapatma cezası yerine para cezası vermişti. AKP’nin Hazine yardımı kesildi.
Şimdi DTP’nin durumuna bakalım. PKK’nın partisi DTP henüz Hazine’den yardım almıyor. AYM, ya bu partiyi kapatacak, ya cezalandırılması istenen (aralarında milletvekillerinin de bulunduğu) kişilere siyaset yasağı getirecek, ya da hiç ceza vermeyecek!..

İşbirlikçi-sömürgeci kirli odaklar
Hangi sonuç çıkarsa çıksın, huylu huyundan vazgeçmeyecek, diye düşünüyorum.
Türkiye’de işbirlikçi-sömürgeci kirli odaklar, sıkıştıkları zaman milletin başına binbir çorap örüyor.
Sıkıştıkları ya da yakalandıkları zaman, gündemi değiştirerek, halkın kafasını karıştırmak için provokasyonlara girişiyorlar.
Bakınız, daha kapatma davasının Salı günü esastan görüşüleceğinin açıklanmasından itibaren ülkeyi kan ve ateş içine çekmeye başladılar. Sözde gerekçeleri, terörist Öcalan’ın cezaevindeki odasının 12 metrekareden az olması!..
Bunların katlettiği şehitlerimiz 2 metrekarede yatıyor!.. Daha önceki gün Tokat’ın kırsalında 7 askerimizi pusuya düşürerek katlettiler. Şimdi bu katiller,  “demokrasiden”  bahsediyor.
Şunu ne çabuk unuttuk.
Öcalan’ın cezası önce idamdı. Sonra “Ağırlaştırılmış” müebbet hapse çevrildi. Şimdi  “odası dar”  demenin ne anlamı var?
Aslında var. Onlar cezanın tümüyle kaldırılmasını, affedilmesini istiyor. AKP de bunu bir iki kez denedi ama başaramadı.
Tüm bu gerçekler ortada iken, samimi inançlı yurttaşlarımızın hâlâ AKP’ye oy vermelerini anlayamıyorum. DTP’nin aldığı oyları ise çok rahat anlıyorum. AKP iktidarının sağlayamadığı  “seçim güvenliği”  yüzünden, kaleşnikofların tehdidiyle Kürt yurttaşlarımızın oylarını gasp ediyorlar..

Evlerinde esir olanlar..
AKP İktidarının, dağdan gelen 34 teröristin davul zurnayla ve ülkemizi tehdit ederek karşılanmasına izin vermesinden cesaret alanlar şimdi olaylar çıkarıyorlar.
Çocukları öne sürerek yakıp yıkıyorlar.
Bu arada, basınımızın çok yer vermediği bir olay da, Şemdinli’de bir okulumuzun bahçesindeki Türk bayrağını ateşe vermeleri.
Orada yaşayan, milletini seven insanları düşünebiliyor musunuz? Ankara ve İstanbul’dan olayları seyretmek ve üzülmek başka; orada yaşamak başka. O insanlarımızın ruh hallerini gözünüzün önüne getirin. Çocuğunu nasıl okula gönderebilir, kendisi nasıl dışarı çıkabilir.
Öcalan, İmralı’da güvenlik içinde yaşarken, o insanlarımız ve çocukları acaba kaç metrekarelik evlerinde esir hayatı yaşıyor?
Bunlar AKP’nin ne kadar umurunda?..

İstiklâle karşı çıkanlar..
Bu olaylar yaşanırken DTP’li bir milletvekili, “Biz Türkiye’nin İstiklal Marşı’nı okumak istemiyoruz” diyor!.. Ama sıkışınca, kıvır da kıvır!..
Bu insanlar yalnızca DTP’de mi? Hayır.
Kürt bölücülüğü yapan bu tür insanlara kucak açan başka partiler de var.
Hatta, yeni kurulan partilerde kendilerine bu anlamda yer bulamayanlar, ıvır zıvır açıklamalarıyla sözde Atatürkçü partilere sığınabiliyorlar!..
Bu gelişmeler daha önce de çok yaşandı. Her defasında uyardık ve anlattık. Bu aralar,  “Ya Sev Ya Sevr”  adlı kitabımıza bakmanın tam zamanı. PKK terörü hangi koşullarda nasıl ve kimler tarafından yeşertilmiş, bir kez daha okuyun...

* * *

Yasalarımıza göre siyasal partiler bölücülük yapamaz. Onun ötesinde hemen hepsi Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine bağlı ve savunur olmak zorunda.
Bugün Türkiye’de bu gerçeklerden çok uzağız.
Ben de parti kapatmaya hayır diyorum, ama eğer onlar parti ise!..( HULKİ CEVİZOĞLU-Yeniçağ)

 

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi

[1].http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=11176

[2].http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=11180

 



Bu haber 580 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,988 µs