En Sıcak Konular

AB VE ''DİYALOĞA'' KARŞI ÇIKANLAR ''ERGONEKONCU'' YAFTASI YİYOR

2 Aralık 2009 16:43 tsi
AB VE ''DİYALOĞA'' KARŞI ÇIKANLAR ''ERGONEKONCU'' YAFTASI YİYOR AB ve ''Dinlerarası Diyalog Fitnesi"ne karşı tutumuyla bilinen BTP Genel Başkanı Haydar Baş, hakkında Ergenekon soruşturması çerçevesinde bazı medya organlarında gündeme getirilen iddialara yazılı bir açıklama yaparak cevap verdi.

Bu hesap tutmayacak  

BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, hakkındaki iddialara kutsal topraklardan cevap verdi. Prof. Dr. Baş, “Ecnebilere emir kulu olmuş bu zavallılara göre, bu oyun ve iftiralar Haydar Hocayı yıpratacak, onlar ve emir kulu oldukları ecnebiler de bu vatana konacaklardır. Bu hesap yanlış, bu oyun boşunadır” dedi. 

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, hakkında Ergenekon soruşturması çerçevesinde kimi görsel, yazılı ve sanal medyada gündeme getirilen iddialara Hac ibadeti için bulunduğu Mekke’den yazılı bir açıklama yaparak cevap verdi. BTP Lideri’nin “Aziz Milletim” hitabıyla başlayan çarpıcı vurgularla dolu açıklamasında, “Yıllardan beri devlet ve ordu düşmanlığı yaparak çeşitli entrikalarla devlet ile milletimizin arasını açanlar, son dönemde Yüce Milletimizin din ve iman esaslarını Haçlı dünyasının teslis akidesine dönüştürmeye çalıştırmaktadırlar” görüşü öne çıkartıldı.

Prof. Dr. Haydar Baş’ın basın açıklamasının tam metni şöyle:

“Aziz Milletim,
Anadolu coğrafyası, medeniyetlere beşik olan ve insanlığın üzerinde hayaller kurup hesaplar yaptığı coğrafyadır. Bu coğrafya, Türk – İslam medeniyetinin dünya ekseninde merkezi olduğu mukaddes vatandır.
Tarihten günümüze Türk – İslam kimliği için nice mücadeleler verilmiş, Yüce Milletimiz bu uğurda bu mukaddes topraklara milyonlarca şehit kazandırmıştır.

Haçlıların oyunları boşa çıkartılmaktadır
İşte bu şehitlerimiz bu vatanı koruyup kollamakta, Ehl–i Salib’in oyunlarını boşa çıkarmaktadır. Pek tabidir ki, Türk ordusunun da vazifesi bu oyunları boşa çıkartan irade ile beraber olmak ve bu coğrafyayı hayat boyu Türk milletine vatan tutmaktır.
Bir milleti millet yapan olmazsa olmaz kurumları vardır. Bunlar devlet, ordu, aile, ve dindir. Eğer bir milletin devleti ve ordusu yoksa, yaşadığı coğrafyada millet olarak kalması mümkün değildir.
Yıllardan beri devlet ve ordu düşmanlığı yaparak çeşitli entrikalarla devlet ile milletimizin arasını açanlar, son dönemde Yüce Milletimizin din ve iman esaslarını Haçlı dünyasının teslis akidesine dönüştürmeye çalıştırmaktadırlar.
Oyun Türk milletine oynanmaktadır
Böylece Anadolu coğrafyasında yaşayan milletimize devleti, ordusu ve dini değerlerine topyekün imha planları hazırlayıp, Türk milletini tarih sahnesinden silmek istiyorlar.
Oyun, topyekün milletimizedir.
Oyun, vatanımızadır.
Oyun, milletimizin bütün değerlerinedir.
BTP’nin tek amacı
millete hizmettir
Yüce Milletimiz üzerinde menfur emelleri olanlar, her türlü hile, entrika, yalan, fitne ve iftiralara başvurmakta, bu değerlerle hayat bulan ve onları baş tacı eden insanımıza saldırmaktadırlar. Ama bunların oyunları boşadır, boşunadır. Yüce Milletimiz bu toprakların kıyamete kadar sahibidir ve sahibi kalacaktır. Bağımsız Türkiye Partisi, bu anlayış, bu idrak ve bu duyarlılık içinde Yüce Milletimize hizmet etmek için siyaset sahnesine çıkmıştır.
BTP’nin İstanbul Çağlayan Meydanındaki gelincik tarlası gibi Türk bayraklı mitingleri Yüce Milletimizin hafızasında hala capcanlıdır.

Bazı çevreler iftira atmaktadır
Yüz binlerce insanımızın iştiraki ile Çağlayan’da yapılan BTP mitingini, adı Ergenekon dosyasında geçen bir şahsın toplantısı imiş gibi gösterdiler. Bunun yalan olduğu resmi belge ve kayıtlarla ortaya çıkmıştır.
Hakikat bu olmasına rağmen, BTP ile demokratik yolla mücadele edemeyenler, iftira yoluyla tersyüz ettikleri bu olayı örnek gösterip Ergenekon dosyasına adımızı sokuşturmaya kalkışarak BTP’yi gölgelemeye çalışmışlardır. Bu iftira ve yalancı gayretkeşlikler de boşunadır. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz.
Öte yandan 3 – 4 yıl evvel bizimle çalışan bir vatan evladının adını zikrederek, güya onun bizi yönlendirme görevi üstlendiğini iddia ederek, bizi Ergenekon süreci ile irtibatlandırmaya çalışmaktadırlar. Ama nafile… Adı geçen vatan evladı 3 yıl evvel bizden ayrılmış vatanperver bir yazar ve hukuka bağlı bir Türk vatandaşıdır.

28 Şubat tezgahçıları ABD’ye kaçtı
Benzer entrikayı ve yalan tezgahını 28 Şubat diye bilinen süreç içinde de kurdular. Adımızı bu süreçle gölgelemeye çalıştılar.
Hakikat şu ki, 28 Şubat sürecinde dönemin üst düzey askerleri ve mimarlarıyla beraber olanlar, bu süreçten sonra Amerika’ya kaçanlardır, soluğu aldıkları Amerika’da papazlar ve hahamlardan akıl alarak devlet ve milletimiz üzerinde BOP ve Vatikan’ın dinler arası diyalog hesapları yapanlardır.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki, oyun topyekün Türk milletinedir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş; milletini, devletini, bayrağını, sancağını, dinini ve medeniyetini sahiplenip, bu tehditler karşısında duran, bu oyunları bozan tek insandır, tek ilim, fikir ve siyaset adamıdır.

Müfteriler, ecnebilerin emir kullarıdır
Ecnebilere emir kulu olmuş bu zavallılara göre, bu oyun ve iftiralar Haydar Hocayı yıpratacak, onlar ve emir kulu oldukları ecnebiler de bu vatana konacaklardır…
Bu hesap yanlış, bu oyun boşunadır. Bugüne kadar devletin çeşitli kurum ve organları, jandarması ve askeri de maalesef iftira ve karalama odaklarının oyununa gelerek birçok defalar üzerimize geldiler. Ev ve iş yerlerimiz baskınlara ve takiplere uğradı. Jandarma, emniyet ve savcılık sorgulamalarına maruz kaldık. Bunlar, 20 bin sayfayı aşan dosyalar halinde elimizdedir.
Ancak biz, bütün bu hukuk dışı girişimlerin millet ile devleti; sivil ile askeri karşı karşıya getirme oyunu olduğunun farkında olarak, hiçbir zaman bu mağduriyetlerimizi devlet, ordu ve asker düşmanlığına dönüştürmedik. Bilakis hep hukuk içerisinde kaldık, hukukun üstünlüğünü esas aldık. ‘Bu devlet bizim, bu millet bizim, bu ordu bizim’ diyerek oyunları bozduk.
Devlet ve milletin arasını açmaya çalışanların girişimlerini hukukla boşa çıkarttık. Nitekim irtica kapsamında devlet yüzü ile üzerimize gelenleri hukuk önünde mahkum ettik, eski TCK 163. maddeye ilişkin olarak üzerimize gelenleri tazminata çarptırdık. Aynı şekilde medya gücünü kullanarak iftira ve bühtanlarla üzerimize gelmeye çalışanları hukuk önünde ceza ve tazminatlara mahkum ettik.

‘Ergenekon zanlıları aleyhimizde haber yaptı’
Ergun Poyraz ve Mustafa Balbay, Genelkurmay ve askeri istihbaratı kaynak göstererek irtica bahanesi ile aleyhimizde yazılar ve kitaplar yazdılar. Aleyhimizde yazı yazan bu insanlara bakın ki, bunlar da Ergenekon zanlılarıdırlar. Bir yandan bu Ergenekon zanlıları üzerimize geliyor, diğer yandan menfur emellerine nail olmak isteyenler bizi Ergenekoncu göstermeye çalışıyor, bunlar da Ergenekoncu vaveylasıyla üzerimize gölge düşürmeye kalkışıyorlar.

Haydar Baş, ne mürteci ne de Ergenekoncudur
Haydar Baş, ne Ergenekoncuların iddia ettiği gibi devleti hedef alan bir irtica odağıdır, ne de menfur emellerine ulaşmak isteyenlerin iddia ettikleri ve yaftalamaya çalıştıkları gibi bir Ergenekoncudur. Bunların hiçbiri değildir. Haydar Baş; demokratik, laik, sosyal hukuk düzenimiz içerisinde kendisini Yüce milletimize hizmete adamış  vatanperver bir Türk evladıdır. Bu sebeple bu tip yıldırma ve karalama manevralarına hiçbir zaman pabuç bırakmadık. Hukukun üstünlüğü neyi gerektiriyorsa, onu yaptık.
Dahası geçmiş dönemlerin koalisyonları ve hükümetlerinden bugünkü iktidara kadar bir çok dönemde Bakan, Başbakan ve hatta Meclis başkanlarının talepleriyle soruşturmalar başlatıldı. Meclis soruşturmaları ve jandarma tahkikatı adı altında baskılara ve hukuki takibata maruz kaldık. Bütün bu girişimleri hukukun üstünlüğü ile savuşturduk, dava konusu yaptık, davalar açtık, davalar kazandık. Bu kararlılıkla tüm oyunları bozduk.
‘Bu devlet bizim devletimiz, bu millet bizim milletimiz, bu asker bizim askerimiz’ dedik. Bu inanç ve sadakatle devlet, ordu, millet ve medeniyetimiz üzerinde oynanan oyunları bozduk, bozmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda şu gerçeğin de altının çizilmesi faydalı hatta hayati olacağına inanıyorum.

28 Şubat süreci ve öncesinde devletin istihbarat birimleriyle ve devrin Ergenekoncularıyla üst düzey işbirliği içinde bulunanlar, küresel manevra yaparak Amerika’ya dümen kırdılar. Türk devleti ve milletinin mahremiyetini Amerika istihbaratına sattılar. Böylece Amerika’nın kucağına ve papazların ocağına kapak attılar.
Dün Türkiye’de bizzat sergiledikleri  devlet ile milleti birbirine hasım etme hizmetlerini, bugün kucağına sığındıkları ABD’den uzaktan kumanda ile Türkiye’deki maşalarıyla yapıyorlar. Türk milletini karıştırıyorlar, bölmeye çalışıyorlar. Türk medeniyetini, İslam mayasını Haçlı öğretileriyle bozuyorlar.

Haydar Baş’a kulak verilseydi…
Bütün bu menfur çabalar, devlet, millet ve hukuk nezdinde elbette karşılıksız kalmayacaktır.
Öte yandan suret–i Hak’tan görünen ecnebi güdümlü bu odaklar, ‘Haydar Hoca, derin devletin adamı, askerin adamı’ diyorlar.
Keşke devletin ve askerin Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir adamı olsaydı. Keşke böyle bir birliktelik olsaydı. Keşke devlet ve asker, Haydar Hoca’ya kulak verseydi…
O zaman 28 Şubat yaşanmazdı.
Kıbrıs elden çıkacak noktaya gelmezdi. Topraklarımız ve madenlerimiz elimizden çıkmazdı.
PEKTİM, TÜPRAŞ, POAŞ, ERDEMİR, SEKA, TÜRK TELEKOM, SÜMERBANK, limanlar ve daha nice millet malı ve Cumhuriyet kazanımlarımız elden gitmezdi.
Keşke devlet, asker ve siyaset Haydar Hoca’ya kulak verseydi…
O zaman Türk ekonomisi çökmez, devlet borca ve faize batmazdı.
Herkesin işi olurdu, aşı olurdu.
Yüce Milletimiz bölünme noktasına gelmez, bir ve beraber olurdu.
Eğer devlet ve asker Haydar Hoca’yı dinleseydi, Kürt açılımı adı altında PKK teröristleri şehre indirilip hak ve hukuk sahibi yapılarak şehitlerimizin kanı yerde bırakılmazdı.
Gerçek Güneydoğu açılımı ile tüm vatan sathında olacağı gibi bölge halkımız da iş sahibi olurdu, vatandaşlık maaşı bağlanırdı. Halk, ‘baba devlet’in ne olduğunu bizzat yaşar, böylece bu devlete yürekten ve sadakatle bağlanırdı.
Herkesin yüzü gülerdi.
Sivil – asker, devlet – millet tüm Türkiye tek yürek, tek bilek olurdu.
Türkiye adeta cennete dönerdi.
Keşke Haydar Hoca’yı dinleselerdi…
O halde artık bu oyunları görmek ve bu oyunları bozmak Yüce Türk milletinin, hem demokratik hakkı, hem de tarihi vazifesidir.
Yüce Milletim,
Lütfen geliniz, artık bu yanlış gidişata hep beraber son verelim. Hep beraber bu oyunları bozalım.
Türk milletini, insanlığın en güçlü milleti, devletini de dünyanın en güçlü devleti yapalım.
Bu tarihi hem bir görev, hem de tarihi bir mesuliyettir.
Görevimizi ifa etmediğimiz için devlet ve millet gemisi batarsa, ondan kurtulan olmaz. Geliniz, bu gemiyi hep beraber kurtaralım, biz de kurtulalım, neslimiz de kurtulsun."

 

Kaynak: Yeni Mesaj Gazetesi,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=anasayfa&haberno=9008317&tarih=2009-12-02
 

 



Bu haber 479 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,611 µs