En Sıcak Konular

ÖMER LÜTFÜ METE'Yİ UĞURLARKEN

21 Kasım 2009 14:29 tsi
ÖMER LÜTFÜ METE'Yİ UĞURLARKEN İnanmış bir dava adamı olarak yaşadı. Kitabında anlattığı Müslüman tipini ortaya koymaya özen gösterdi.

Ömer Lütfi Mete'yi Uğurlarken

     Sevgili dostum, kardeşim Ömer Lütfi Mete’yi Hakka uğurladık. Takdir Yaratıcınındır elbette. Üzülsek de kadere rızaya boyun eğiyoruz.

      Ben kendisini önce şiirleriyle tanıdım. 1970’li yıllarda Türk Edebiyatı dergisinde beraber şiirlerimiz yer alırdı. Üslup ve muhteva bakımından kendime yakın bulduğum isimlerden birisiydi. Sonra senaryolarıyla, gazetelerdeki köşe yazılarıyla sevdim.

      İçi boş, ruhsuz, ilkel heyecan duygularına yönelmiş sinemamızdan çıkış için ömrünü veren bir adamdır Ömer Lütfe Mete. “Deliyürek” dizisiyle heyecanı inançla, delikanlılığı alperenlikle bütünleştirmiş ve “Kurtlar Vadisi”ndeki katkısıyla tarihle geleceğin ihtimallerini akıl süzgecinden geçirmemiz gerektiği anlayışına taşımıştı. Bugün yaşadığımız siyasi karmaşa içerisindeki bazı olayların sanki ihsas yoluyla biliniyormuş gibi Kurtlar Vadisi’nde dillendirilmesi çok enteresan bir tevafuk olarak mutlaka dikkate alınması gerekir. Onun sinema alanındaki önemi, gelecek yıllarda çok daha iyi anlaşılacaktır. Umarız, arkasından gelen nesil o misyonu sürdürür.

      Bir gün kendisiyle sohbet ederken ülkenin sürüklendiği kaostan söz etmiştik. İlginç bir reçetesi vardı: "Bana sözünün eri, 314 tane Türk bulun ben bu ülkeyi kurtarırım merak etmeyin. Eğer haksızlığa uğramayı, haksızlık yapmaya tercih eden bu 314 kişi ortaya çıkabilse ülke kurtulur", demişti. Niye böyle bir rakamı seçmişti? Kendisine, “Sevgili Mete, sen Bedir Harbi’ne telmihte bulunuyorsun. Bu 314 inanmışı bulsak bile, onları yönetecek Peygamberin misyonunu kim üstlenecek? Öyle bir kişi şu kocaman kainatta artık yoktur ve olmayacaktır da”, diye karşılık vermiştim. O da; “Zaten yaşadığımız sıkıntı da bundan kaynaklanıyor”, demişti. Sanırım bu arayışının sonucu “Aşksız, Zevksiz…Allahsız Müslümanlık Gerileme Sürecinde İslam’ı Yaşama Sorunu” adıyla kitabını neşretti. Bu kitabı takdiminde de şöyle diyordu:

      “Allah’sız Müslümanlık” deyimi ile ne anlatılıyor?

      Bu soruyu bir cümlede ifade etmek gerekirse, “Güçlü ve etkin bir iletişim çabası sergileyerek Allah ile beraberlik kuramayan İslami yaşayış biçimi” derim…
      Müslümanlık, kişi için huzur ve mutluluk sağlayan bir tercih değil de, ürkütücü bir Tanrı’nın koyduğu külfetler bütünü şeklinde yaşanırsa bu, gerçek bir dinin hedefleyebileceği durum olamaz.
      Öyle inanıyorum ki, çağımızda Müslüman kimliğini önemseyen her insan, yaşadığı çelişkileri özgürce sorgulayıp tartışabilse benimkilere benzer sonuçlara ulaşacaktır.”

      Kitap vitrine çıkınca okuyucuda önce bir tereddüt oluştu: “Allahsız Müslümanlık da ne demek? Böyle şey olur mu?” Sanki, Müslümanlıkta Allah inancına sırt dönmek gerekir gibi bir anlam kayması sezildi. Sonra, kitabın sayfalarını karıştırınca, söylenenin doğru olduğu, yukarıda kendisinin açıkladığı şekilde; “Güçlü ve etkin bir iletişim çabası sergileyerek Allah ile beraberlik kuramayan İslami yaşayış biçimi Müslümanlık, kişi için huzur ve mutluluk sağlayan bir tercih değil de, ürkütücü bir Tanrı’nın koyduğu külfetler bütünü şeklinde yaşanırsa”, bu defa Allah gafur ve rahim vasfıyla değil zalim olarak ortaya çıkmış oluyordu. “Allahsız Müslümanlık” Allah ile beraber yaşamayan Müslümanlık; Allah ile iletişim kuramayan, inansı sevdirmeyen Müslümanlıktır.

      Onun Müslümanlığında esas olan “Aşk”tır. Yazar kitabında, bu kelimenin etrafında şekillendirir İslam’ı ve ona bağlanmayı da onun ateşinde erimede görür: Aşk gelince kişi Allah’ı seven, dolayısıyla da Allah’ın sevdiği kişi olur. İslam’ı yaşama probleminin altında, İslam’ı anlama sorunu olduğuna dikkatimi çekmek istiyordu. Ham Müslümanlıktan tam Müslümanlığa geçişin işaret ışığı teslimiyettir. Aslında Rahmetli, bu eserinde Muhiddin İbni Arabi’nin diliyle konuşmaktadır. Onun “Vahdeti Vücud” anlayışını  Allah ile birlikte olabilme idealine bağlar. Biraz Hallacı Mansur’u çağrıştırır. Biraz Mevlana’yı yansıtır. “Allahsız Müslümanlığı” da bu vecd şuurunun dışında kalmakla izah eder. Bugün bir çok cahil insanın inananları Allah’la korkutarak İslam’a kazandırmak yerine İslam’dan uzaklaştırdıklarını düşünürsek, Ömer Lütfi’nin ne kadar isabetli bir çalışma yaptığı daha iyi anlaşılmış olacaktır.

      Ömer Lütfi Mete, kuşkusuz kısmen din eğitimi almış olsa da bir din adamı değildi. Doğal olarak onun İslam metodolojisini algılama ve anlatma yolu farklı olacaktır. Zaten bunu senaryolarında da sıkça görürüz. Bir taraftan uyarı yaparken, öbür taraftan daveti de ihmal etmemektedir. Hatta, Kurtlar Vadisinde de, bu kitabın işlediği konuyu ele alan bir bölüm vardır: Orada Ömer Baba, aslında yazarın kendisidir. Kitapla yanına gelen bir gencin  kitaptan anladıklarından kaygılanması üzerine konuyu izah ederken de, “Müslümanı, Allah’a teslim olan, ona karşılıksız bağlanan, aşk derecesinde bağlanan tip olarak” tanımlar. “Allahsız Müslümanlık” böyle bir niyetin mahsulüdür. Kitabın neşrinden sonra kendisiyle bu konuları konuşmayı istedim. Ancak eserin yayınını takip eden günlerde beyin kanaması geçirmişti, tedavi altındaydı, bu arzum gerçekleşemedi. Bu tedavi hayli uzun sürdü, arkasından bir kalp krizi ile ayrımızdan ebediyen ayrıldı.

      İnanmış bir dava adamı olarak yaşadı. Kitabında anlattığı Müslüman tipini ortaya koymaya özen gösterdi. Senaryosunu yazdığı dizileri milyonları ekran başına kilitlerken o meçhul kalmanın imtiyazını kullanarak inanmış aydın tipinin saygı duyulacak örneğini sergiledi. Ruhu şâd, mekanı cennet olsun. Sözü kendisine bırakıyorum:

YİĞİDİ  GÜL AĞLATIR

Yiğidi gül ağlatır gam öldürür
 Nice namert ava çıksa
 Tuzak kursa kurşun atsa
 Yiğidi çökertmez kahır.
 Bir dem yar hüzünle baksa
 
 Yiğidi gül ağlatır gam öldürür.
 Düşman yılan olup soksa
 Dokuz kavim taşa tutsa
 Yiğidi çökertmez kahır
 Bir dem yar hüzünle baksa
 Yiğidi gül ağlatır, gam öldürür

(Ömer Lütfi Mete)

 

Muhsin İlyas Subaşı-Sanatalemi.net

 

Kaynak: sanatalemi.net,http://www.sanatalemi.net/default.aspx?durum=yazar&id=3034



Bu haber 1,279 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,389 µs